• christopher macbride'ın yönetmenliğini yaptığı ve 1 mart 2020'de gösterime girecek olan "gizem" draması.

    filmin çekimleri tamamlandı. müzik ve efektlerin eklenmesi ve filmin düzenlenme aşaması devam ediyor.

    www.imdb.com
  • filmin senaryosu da yine christopher macbride'a aittir.
  • christopher macbride'ın dramatik gerilimi.

    başrolü dylan o'brien çekiyor. ona da maika monroe, amanda brugel, hannah gross gibi harika kadınlar eşlik ediyor. şanslı herif.

    film özgün olmak isterken olamamış, ortada kalmış bir yapım. bir "memento" olmaya çalışmış; fakat hüsrana uğramış. başarısız bir "taklit özgünlük".

    --- spoiler ---

    öncelikle kullanılan birçok film efekti çok rahatsız edici, bulanıklık, dalgalı... yanıp sönen ışıklarla dolu. bir duygu vermeye çalışmışlar sanırım ama ne duygusu olduğunu anlamadım.

    filmde neyin gerçek, neyin hayal olduğunu çözmeye çalışmak gerekmiyor; zira zaten yaşanan her şey gerçek. bir zaman geçişi, zamanın sürekliliğinde hareket ediş, zamanın doğrusallığını kırmak anlayışı verilmiş. hatta paralel evrenlere de atıflar var. cindy alternatiflerden bahsederken bunu anlıyoruz. yine de maalesef...

    fred, belirsiz bir sırayla alternatif zaman çizelgelerini deneyimleme yeteneğine sahip oluyor. bunu da uyuşturucuyla yapıyor. bir uyuşturucu güzellemesi... ne yazık ki çok acı. sinemada, uyuşturucu reklamı yapılıyor. enteresan bir durum. bu bile filmin kötü yanlarının ağır basmasına başlıca neden olabilir.

    filmin anlattığı en güzel şey felsefe alanına dönük göndermeleriydi. özgürlük, seçimler ve olasılıklardan bahseden varoluşçu bir tutum sergilenmiş zaman zaman.

    karakterlerden biri, bize bu dünyanın yönlerini nasıl anlayacağımızı ve hayatımızı nasıl yaşayacağımızı dikte eden kişiden bahsediyor. bir tanrı mı bu? tanrı yazdı, ama biz oynamak zorunda değiliz mi? işte en güzel yerler bunlardı benim için.

    kalanı ziyan.

    --- spoiler ---
  • bugün izlediğim filmdir.ne yazık ki film genel itibari ile beni pek sarmadı.aslında anlattığı konu daha doğrusu anlatmak istediği konu benim sevdiğim bir tarz lakin filmin işleyişi bana göre çok sıkıntılı.dram kısmına birşey diyemem hakkıyla bence yansıtılmış bunda dylan’ının da bence etkisi iyi yönde olmuş.filmin aynı zaman da bir nevi seçim-sonuç ilişkili göndermeleri de fena değildi.bana göre düşük-orta segment arası bir yapım olmuştur.

    dip not:bu filmi sakın kulaklık ile izlemeyin kulağınız resmen tırmalanacak.iğrenç bir geçiş sahneleri var.
  • bana bir daha imdb 6 puan altındaki filmleri izlersem cümle alem siksin diye yemin ettirmeyi başarmış filmdir.

    normalde mindfuck tarzı filmleri severim ama bu filmde "mind" gitmiş sadece fuck kalmış. 50. dakkaya kadar zar zor dayandım sonunu merak etmeden kapattım.

    neyin ne olduğu belli olmayan kurgu, daha başta kurulan mantıksız olay akışı. yönetmene söyleyin. mindfuck böyle yapılmıyor.

    10 üzerinden 2 puan.
  • pek dikkat çeken film olmamış belli ki
    film size birşey vaad etmiyor
    veya ben anlamadım ama sıkılmadım

    en azında bu film ile yeni bir müzik sanatçısı keşfettim
    (bkz: pilotpriest)
    (bkz: anthony scott burns)

    fakat şunu eklemeden edemem
    film müziğinde (bkz: clint mansell) tınıları çok fazla aldım

    bir ek daha
    yahu filmin adı neden (bkz: flashback) yaptınız mübarekler orijinal adı mis gibi işte
  • flashback ismiyle bilinen film. bugün ikinci kez izledim. ilk izlediğimde çok beğenmiştim, yine öyle oldu. filmin direkt bir şey anlattığını ya da anlatmak istediğini sanmıyorum. bence hissettiren bir film. bu açıdan felsefi ve sanatsal buluyorum.

    bir arayışımız var. var oluşumuzu bir şekilde anlamlı hale getirmeye çalışıyoruz. bunun için çok şey yapıyor ve varlığımızı o şeylerin birinde bulduğumuzu ispatlamaya çalışıyoruz. özellikle kendimizi ikna etmeye çalışıyoruz buna. ama önünde sonunda başa dönüyoruz...

    neyse. bence çok değerli bir film.
hesabın var mı? giriş yap