• bir aralar oldukça sık ibrahim tatlıses şarkıları söylerlerdi.fred' in mavi mavi masmavi... diye böğürdüğünü hatırlarım.sabahları 06.15 'te kanal d'de yayınlanıyor,artık o saatte kim seyredecekse.
  • asıl barnie nin yıh yıh yıh diye bir gülüşü vardı ki, onu hiçbir film ya da dizideki hiçbir kahramana değişmem.
  • ilk kez 30 eylül 1960 tarihinde amerikan abc televizyonunda 30'ar dakikalık bölümler halinde yayınlanmaya başlayan çizgi dizi.

    yapımcılar william hanna ve joseph barbara'ya göre, dizinin hatırlanmasında ana karakterler -fred, barnet, wilma gibi- üzerinde iyi çalışılmış olunmasının etkisi pek yoktur. öte yandan, günümüz çekirdek amerikan ailesinin iyi bir yansıtması olmasının etkisi tartışmalıdır. onlara göre, senaryodaki modern yaşamla hem koşut hem de ona taban tabana zıt absürd durum ve olaylardır bu çizgi diziyi 35 yıllık bir tv şöhretine kavuşturan. şahsen bu tür bir açıklama, dizinin yüksek izlenme oranlarının nedenini belki kısmen açıklayabilir. demek istediğim, "tarihsel" bir tema etrafında gelişen bir absürdlükler komedisi midir flintstones yalnızca? tarihe, hiç olmayan, yaşanmamış bir devirle özdeşleştirebilecek kadar ölü gözüyle bakan postmodern bir tavrı yok mudur? köklü bir tarihe sahip olmayan amerikan toplumuna (özellikle çocuklarına), "yaşadığımız çağ da aslında geçmişe çok benziyor" diyerek bu tarihsizlik kompleksinden kurtulma şansı sunmamakta mıdır? yoksa, biraz daha hayal gücüyle, "amerikanvari geçmişsizliğin" kaçınılmaz bir ürünü müdür bu dizi geçmişe bugüne benzetirken? iki sponsorundan birinin winston diğerinin one-a-day olmasının ne gibi etkisi vardır bu oluşumda? kısacası "made in usa" olmasının özel bir önemi yok mudur?

    flintstones çizgi dizisi elbette "kesin bir biçimde" amerikan yaşam tarzını meşrulaştırmak için yaratılmış bir hikaye ekseninde hareket eden bir yapım değildir. çünkü kanımca, bu tür kültürel ürünler yoluyla -tek taraflı- bir propaganda, toplumsal değerlerin oluşumunda doğrudan değil aksine dolaylı etkiye sahiptir. televizyonun yeni yeni yaygınlaştığı bir dönem olan 1960 amerika'sı için de böyle bir savda bulunmak zaten yanlış olacaktır. halbuki, flintstones yalnız bu amaçla yapılmamış olsa bile, amerikan aile ilişkilerini, kapitalist şirket oluşumları gibi modern iktisadi aktörlerin varlığını (örn: paydos saati uygulaması), -gene birçok çizgi filmde olduğu gibi- kadının evdeki "ev hanımlığı" rolünün altını çizmiş, hedef kitle olarak seçtiği çocukları bu şekilde "tarihin her döneminde zaten günümüze benzer bir yaşam vardı" mesajıyla eğitmiş, prime time'da gösterildiği ve dünyaya ithal edildiği dönemde ise daha yaygın bir propagandaya yardım (ve yataklık) etmiştir. genel olarak hollywood'a da yöneltilebilecek bu tür eleştiriler, tv dizileri, pembe diziler ile birlikte sinema sanatının kültürel bir propaganda aracı olmasının belirgin bir örneğini oluşturmasına yöneltilecektir. doğrudur.
  • başta 80li yılların çocukları olmak üzere çocukluğumuza damga vurmuş, çay sattini, kahvaltıyı, öğleden sonrası uyku mahmurluğumuzu paylaştığımız yegane çizgi film olmuştur. hatta utanmaz arlanmaz bir takım yapımcılar şişko bir adama fred diyip, bunun filmini çekmişler, korkularımızı pekiştirmişlerdir. ancak, o yaşlarda hiçbirimiz bu çizgi filmin ardında, gencecik beyinlere işlenen şu naçizane fikrin farkında değildik: çakıl ve bambam...

    adamlar taş devrinden beri bu olayı çözmüşler miydi, çevirmenler gençliğin zihnini bunlarla yıkayıp, sonra da nereye gidiyor bu genç kuşak diye söylenirken kıskıs gülmüşler miydi... işte yıllar geçtikten sonra bu soruları akla getiren enteresan bir yapımdır taş devri...
  • wilma: fred?? yuzunun ortasında kocaman bi nesne var hayatım?? (o ince ses tonu)
    fred: o bonum burnum wilma, burnum. (homurdanarak)
  • güzel kadın olarak sharon stone'un isminin geçmesi, türkçe çevirisinde fred çakmaktaş'ın beşiktaş'ı tutması şeklince şirin esprileri barındırırdı.
  • ben dahil birçok sözlükçünün nicklerinin esin kaynağı. bir göz atalım:

    molosztash *
    betty *
    wilma *
    bambam *
    pebbles *
    cakil *
    dino *
  • cocukluk yıllarımın tv dünyasının vazgecilmez cizgifilminin adı , biraz yaratıcılıgın da etkisiyle modern dunyada var olan hemen her aletın o cızgıfılmde bulunması ve tastan olması , ayaklarla arabayı surmek , bowlıng oyunları ,dinazorun kopek muamellesını gormesı. fred,wilma ,barni ,betty, bambam ve cakil....ve dizinin theme muzigi pekcok 80 kusagı cocuk icin cocukluk yıllarının anılarında onemlı bır yer almaktadır (ozellıkle jazz seven flintstonescular icin kerem gorsev'den piyanoda theme muzıgını dinlemek tavsıye olunur... )
  • türkçeye mükemmel şekilde çevrilen çizgi-filmlerden. sanki amerikan yapımı değil bizden bir parça haline getirdi o çeviriler çizgi-filmi. bir bölümde fred eve dönerken "köyü bir sancı tuttu, ilvanlım, ilvanlım" diye mırıldanıyordu.
  • eskiden her koşulda beni beni tv karşısına çivileyen fakat atvdeki yeni dublajlı halini 5 dk izlemeye dayanamadığım çizgi dizi. neden böyle birşey yapmışlar bilemedim.
hesabın var mı? giriş yap