the giving tree
-
-
sonunda akli basina gelmis bu agacin.
(bkz: http://xkcd.com/956/) -
sonunu bildiginiz halde okurken hungur hungur aglatabiliyor.
"and the boy loved the tree...very much. and the tree was happy. " -
if these trees could talk isimli post-rock grubunun 2016 yılı the bones of a dying world albümünün 7. parçasıdır. 2. yarısında müthiş bir gitar solosu bulunmaktadır.
-
math ve post-rock tutkunlarının hoşlarına gidebileceğini düşündüğüm, sağlam bir solo'ya ev sahipliği yapan if these trees could talk parçası.
-
annuals şarkısı. bi garip.
http://fizy.com/#s/1p3sfe
far too fine to be
you quiver so faint in front of me
far too kind to me
you follow me down every time i leave for the giving tree
to the giving tree again
to the giving tree again
to the giving tree again
whoop!
you spun me a cloak of wool from the sheep out back
you stand me up straight when i lean back and then you smile
you are far too kind to me
you follow me down every time i leave for the giving tree
to the giving tree again
to the giving tree again
to the giving tree again
oh!
follow me follow me follow me follow me follow me follow me down down down down down down.. -
her ne kadar orjinal dilindeki dramı tam tutturamasa da bir iş için kendi çapımda yaptığım çevirisi:
bir zamanlar bir ağaç vardı
ve küçük bir çocuğu çok sevdi.
her gün o çocuk gelir ve
onun yapraklarından toplardı
ve onlardan taçlar yapardı
ormanın kralını oynamak için.
onun gövdesine tırmanır,
ve dallarında sallanır,
ve elmalarından yerdi.
ve beraber saklambaç oynarlar,
ve çocuk yorulduğunda,
onun gölgesinde uyurdu.
ve ağaç çocuğu çok sevdi,
ve ağaç mutluydu,
ama zaman geçti.
ve çocuk büyüdü.
ve ağaç genelde yalnızdı.
çok..
ardından bir gün çocuk ağacı görmeye geldi
ve ağaç “gel, çocuk, gel gövdeme tırman ve dallarımda sallan
ve elmalarımdan ye ve gölgemde oyna ve mutlu ol” dedi.
“tırmanmak ve oynamak için çok büyüğüm”dedi çocuk.
“bir şeyler satın almak ve eğlenmek istiyorum
“üzgünüm,” dedi ağaç “ama hiç param yok.
biraz para istiyorum”
sadece yapraklarım ve elmalarım var.
elmalarımı al, çocuk, ve onları şehirde sat. ardından paran olacak ve mutlu olacaksın.
ve çocuk tırmandı ağaca ve topladı elmalarını
ve onları alıp götürdü.
ve ağaç mutluydu.
ama çocuk uzun süre gelmedi..
ve ağaç mutlu değildi.
ama bir gün çocuk geri geldi
ve ağaç mutluluktan titredi.
ve ağaç “gel, çocuk, gel gövdeme tırman ve dallarımda sallan
ve elmalarımdan ye ve gölgemde oyna ve mutlu ol” dedi.
“ben ağaçlara tırmanmak için çok meşgulum” dedi çocuk.
“beni sıcak tutması için bir eve ihtiyacım var” dedi.
“bir eşim ve çocuklarım olsun istiyorum,
ve, yani bir eve ihtiyacım var.
bana bir ev verebilir misin?”
“benim evim yok” dedi ağaç.
orman benim evimdir, ama sen benim dallarımı kesebilir
ve bir ev yapabilirsin. ondan sonra mutlu olursun.”
ama çocuk çok uzun süre gelmedi.
ve çocuk onun dallarını kesti
ve onları götürdü
evini inşa etmek için.
ve ağaç mutluydu.
ve geri geldiğinde,
ağaç çok mutluydu
zar zor konuşuyordu.
“gel, çocuk” diye fısıldadı “gel ve oyna.”
“ben oynamak için çok mutsuz ve yaşlıyım” dedi çocuk.
“beni uzaklara götürecek bir tekne istiyorum. bana bir tekne verebilirmisin?”
“gövdemi kes ve bir tekne yap,” dedi ağaç.
ve ondan bir tekne yaptı ve yelken aldı.
“sonra yelken alıp gidersin..
ve mutlu olursun.”
ve ağaç onun gövdesini kesti
ve ağaç mutluydu
ama o kadar da değil.
ve çok uzun zaman sonra
çocuk geri geldi.
“üzgünüm, çocuk,” dedi ağaç “ama sana verecek
bir şeyim kalmadı –
elmalarım gitti.”
“benim dişlerim elmalar için çok zayıf,” dedi çocuk.
“benim dallarım gitti,” dedi ağaç. “onların üstünde sallanamazsın –“
“dallarda sallanmak için çok yaşlıyım,” dedi çocuk.
“gövdem yok,” dedi ağaç.
“tırmanmak için çok yorgunum” dedi çocuk.
“üzgünüm,” diye gülümsedi ağaç.
“keşke sana verebileceğim bir şey olsaydı...
ama hiçbir şey kalmadı.
sadece eski bir kütüğüm.
“artık çok bir şeye ihtiyacım yok,” dedi çocuk.
“tırmanamazsın-“
üzgünüm...”
“sadece oturacak ve dinlenecek bir yere ihtiyacım var.
“pekala,”dedi ağaç, gerdi kendini gerebildiği kadar,
“pekala, eski bir kütük oturmak ve dinlenmek için iyidir
çok yoruldum.”
gel, çocuk, otur. otur va dinlen.”
ve çocuk da öyle yaptı.
ve ağaç, mutluydu.
(bkz: cömert ağaç) -
(bkz: mother) (bkz: darren aronofsky) mother filmi benzerliğini darren da sonradan keşfetmiş. her ikisi de basit anlatımlı, derin anlamlar taşıyan kıymetli kurgular. öyle ki, 3 ayrı anlam katmanında anlamlandırılabilirler.
-
shel silverstein'in yazip cizdigi, ilk baskisi 1964'te yapilmis hikaye kitabi.
-
cocukken okuduysaniz tamam da ilk okudugunuzda buyuk adamsaniz cok feci bir sey. kalbime coktu lan resmen. bunlar hep yahudilerin oyunu abi.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap