• blutv yayın haklarını aldığından dolayı türkçe altyazısını bulamadığım dizidir.
    hayırsever bir yazar ya da çaylak link paslasın pls.

    edit: @judasiscariot nickli yazar sayesinde buldum.

    edit 2: yoğun gelen sorular üzerine altyazı sitesinin adı subscene.com arkadaşlar, kolay gelsin.
  • diziyi izleyebileceğim bir yer bilen arkadaşlar varsa yeşillendirebilir mi acaba? şimdiden teşekkür ederim.
  • uzun zamandır bir şey izlerken ağlamamıştım. ama bu dizinin 3. sezon finali ağlattı, yıktı geçti.
    30 küsür yaşındaki adamım lan ben.

    kesinlikle çok iyi bir yapım. 4. sezonda yer yerinden oynayacak gilead topraklarında.
  • yahu siz nasil izliyorsunuz hic bir yerde yok:(
    popcorn indirdim ancak orda da turkce altyaziyi secemiyorum
  • dizinin 3 sezonunu da izledim. dizi bir kere çok ağır ilerliyor. ağır dediysem bayağı bayağı ağır. şöyle söyleyeyim, dizi ortalama 50dk ise 40-41dk'da bitirdiğim bölümler olmuştu.
    --- spoiler ---

    dizide çok fazla feminizm savunuculuğu var. bir yerde baş kararkter offred ya da june osborn "erkeklerin yakasına yapışacağız, başlarına bela olacağız gibi bir söylemde bulunuyor."başka bir yerde "çocuklarınızı feminist yetiştirin" diyor. kadınları o kadar aşırıya kaçacak şekilde aşağılıyorlar ki en antifeminist olan erkek dahi ulan o kadar da değil yazıktır be demek zorunda kalıyor. buradaki amaç şu:" biz kadınlar şu an zaten bu filmdeki gibi eziliyoruz. hakkımızı alacağız. erkeklerin hayatını karartacağız."dedirtmektir.dizide aktif olan görünürdeki bütün çocuklar neden kız çocuğu ayrıca. feministlerin erkek çocuğuna dahi tahammülü yok mu? çocuklar pek tabi ki sevilir, değer verilir kesinlikle de doğrudur. ancak dizide çocuklara bir tapınma söz konusu. çocuk biraz fazla ağladığı için marthaları astılar dizide.son olarak yeter kardeşim şu eşcinsel sevgililiklerden. dizide normal cinsel davranışları olan doğru düzgün kimse yok. bir tane erkek çocuğu var onun iki tane annesi var. normal mi yani şimdi bu?başka iki eşcinsel kadın ortak tanıdığımız eşcinsel var mı diye diyalog kurmuşlar.
    --- spoiler ---
    diziyi izlemeyi tavsiye etmiyorum.bundan daha güzel bir sürü dizi var bence.
  • ucuncu sezonu yeni bitirdim. bu kadar aciyi en son 90'larda boyle mi olacakti'da izlemistim. bu neymis kardesim? tecavuz, asagilama, soysuzlastirma, kimliksizlestirme, siddet, iskence ne ararsan var.

    ancak yazarin* yarattigi dunya gercekten yasamayacagimiz bir dunya degil. ozellikle su pandemi nedeniyle 2-3 aydir evlere tikildigimizi goze alirsak... bundan sonrasi biraz spoiler olabilir ama gayet aciklayici da olabilir. cesareti olan okusun. ben yine de spoiler koyayim. gilead'daki duzen uzerine...

    --- spoiler ---

    dunya genelinde cozum getirilemeyen bir sekilde yeni dogan sayisi hizla dusmeye basliyor. bu bir cok ciftin cocuk sahibi olamamasina neden oluyor. insanligin gelecegi bir sekilde tehlikede goruluyor. cesitli gorusler bulunuyor. kimisi umursamiyor, kimisi yapabilen cocuk yapsin, yapamayan da yapamasin diye dusunuyor. ozellikle siradan amerikalilar bu sekilde yaklasiyor olaya. ancak sons of jacob adli tarikatimsi bir dini grup, ozellikle lider kadrosu, hiristiyan inancinda egip bukmeler yaparak yeni bir duzen getirmek istiyorlar.

    bunun icin beyaz saray ve capitol'de gostermelik terorist saldirilari bahane ederek yonetime el koyuyorlar. abd ordusunda gorevli herkes sons of jacob'a bagli guardians'a transfer ediliyor. bir cesit ic savas cikiyor ama kita amerikasinda republic of gilead duruma hakim oluyor.

    yeni duzenin yeni dini gorusleri dogrultusunda kiliseler yok ediliyor. rahipler yakalandiklarinda infaz edilerek, duvarlarda bir sure teshir ediliyorlar. buna diger din mensuplari da dahil. sadece yahudilere israil'e siginma izni veriliyor. gitmeyenler de infaz ediliyor. republic of gilead'da escinseller de gender traitor olarak infaz edileceklerin basinda geliyorlar. herkes sons of jacob'in inancinda olmak zorunda. bunlar bir sekilde tanri adina da karar verip cesitli kurallar olusturuyorlar. toplumun yonetimi de tanri boyle istiyor diye diye saglaniyor.

    gilead, "commander"lar tarafindan yonetiliyor. dini kurallari da bunlar belirleyip uyguluyorlar aslinda. dini kurallarin disina da cikabiliyorlar kafalarina gore. ama yakalanirlarsa bunlara da olume kadar giden cezalar var. kafayi yemisler.

    kadinlar ise bir kac kategoriye ayriliyor. bu commanderlarin esleri en yuksek kadin sinifi. gorevleri iyi bir es olmak, dikis-nakis, hanmaidlerden peydahlanan cocuklari kendi cocugu olarak yetistirmek vb. ikinci grup marthalar. bunlar utu, mutfak, yol, su kanalizasonda ev sahibelerinin islerini goruyorlar. gerekirse azar yiyorlar, dayak yiyorlar. cocuk bakimina da yardimci oluyorlar.

    ucuncu sinif ise handmaidler. bunlar kurallari cignemis gunahkar ama dogurgan kadinlardan seciliyor. dis dunyada bunlarin fedakarlik ederek kendilerini erkek efendilerine sundugu zannediliyor ancak bunlar zorla tutulan ve dini bir seramoniyle tecavuz edilen kadinlar. normalde bunlarin tecavuze ugrayip dogurmaktan baska vasiflari yok. hamile iseler her seyden muaflar ve iyi bir hamilelik gecirmeleri gerekiyor. sembolik olarak bebegi verecekleri ev sahibeleri de hamileymis gibi davraniyorlar. hamile degilseler duzenli olarak irzlarina geciliyor. yanlarina verilen aile reisinin adinin basina of- konarak isimleri degistiriliyor. ofglen, offred vb. gunah islerlerse cezalandiriliyorlar. goz cikarmak, el yakmak, kirbac vb cezalari bulunuyor. dc'deki handmaidlerin agizlari halkalar ile delinerek kapatilmis. dikis gibi. bu da farkli yerlerde farkli uygulamalar ordugunu gosteriyor. ek olarak kadinlarin okuma-yazma haklari bulunmuyor. araba kullanamiyor, yalniz baslarina gezemiyorlar. bunlarin hepsi gunah. ama handmaidleri yetistiren ve hazirlayan auntlar okuyup yazabiliyor. gorev geregi. boyle de celiskileri var.

    bir de econopeople var. siradan halk. bunlar sons of jacob'a cevrilmis, gilead duzenine boyun egmis siradan amerikalilar aslinda.

    14 yasina gelen, regl olmus kizlar evlenme cagina gelmis kabul ediliyorlar.

    gilead'in dis ulkelerle iliskileri cok iyi degil. ama askeri olarak gucluler. meksika'nin handmaid ithal etmek istedigini, kanada'nin liberal ulke olarak gocmen kabul ettigini ama gilead'dan askeri gucu nedeniyle korktugunu goruyoruz.

    peki abd'ye ne olmus? o da var. ama ironik olarak kendisine 1959 katilan son iki eyalette devam ediyor hayatina: hawaii ve alaska. bayraginda iki yildiz var ve baskenti gecici olarak anchorage.

    --- spoiler ---
  • şuan aktif olarak devam eden diziler arasında piyasadaki işlerin en iyisi olduğunu söyleyebilirim. yayınlanmış tüm sezonlarını bitirdim. dizi gerek oyunculuk, gerek hikaye ve yönetmenlik, gerekse de müzikler olarak çok istikrarlı ilerliyor. hatta sezon geçtikçe üstüne koyuyor diyebiliriz. öyle kareler var ki mesela durdurup ekran görüntüsü alsanız fotoğrafçı olarak kullanıp takdir bile görürsünüz.
  • margaret atwood'un damızlık kızın öyküsü ve ahitler kitabını bitirip, tüm sezonları tekrar izledim. şunu söyleyebilirim; eser çok başarılı olsa da dizi ondan kat kat daha başarılı. senaristler, oyuncular ve yönetmenlerle tadı damağında kalan harika bir iş çıkarılmış. tekrar anladım. favori karakterim aunt lydia ikinci kitapta daha da önemli bir konuma geliyor. mutlaka okuyunuz. ann dowd'un harika oyunculuğu kitabı okurken sürekli gözümde canlandı. umarım olaylar ikinci kitaptaki gibi ilerler. ayrıca dizinin bitmesini düşünenlere kötü haberim var. ahitler kitabında en az üç sezona yetecek kadar malzeme var. gilead yıkılmadan o dizi bitmez. bitmesin de.
  • hali hazırda listemde izlemem gereken bir sürü dizi varken açtım ilk sezondan, son sezona kadar yine bu diziyi izledim. açık ara hayatımda izlediğim en güzel dizi. bundan sonrası spoiler olabilir:

    özellikle nick ve june arasındaki ilişki, iletişim, sevgi bugüne kadar ekranlarda görmediğim kadar derin ve anlamlı bir ilişki. ve senaristler daha ilk bölümden küçük küçük öyle güzel işlediler ki bu ilişkiyi, hiçbir zaman ikili arasında yaşananlara yabancılık hissetmedim. hemen bağ kurdum.

    bazı tv yapımlarında iki karakter arasındaki ilişki her ne kadar mükemmel olsa da, zaman geçtikçe göze çiğ ve yapay gelebiliyor ama burda böyle birşey söz konusu bile değil. bazı anlar oluyor nick ve june hiç konuşmadan sadece gözleriyle bile birbirlerine milyon şey anlatıyor.

    umarım 4. sezonda nick'i daha fazla görebiliriz ve en önemlisi direnişin june ile birlikte baş aktörü olmasını istiyorum.

    dizinin tabi bir diğer önemli erkek karakteri tabi ki, commander waterford. joseph finnes sen ne güzel bir ayrıntısın. fred waterford'u aynı anda hem iğrenç, hem nefret edilesi ama zaman zaman acaba dedirtecek şekilde mükemmel canlandırmış.

    bu son izlediğimde farkettim ki, bu adam garip bir şekilde merhametli de. bunu june kendisi de itiraf ediyor. "başka bir commander olsa senin kadar anlayışlı olmazdı" diye.
    yine serena ile bir tartışma anında serena'ya "o kıza azıcık şefkatle yaklaşsaydın bunların hiçbiri başımıza gelmezdi" diyor. fred'in ne kadar berbat ruhlu biri olduğu tartışılmaz ama june onun hep yumuşak karnıydı bence. ona tutkusundan öte, acıma ve merhamet duygusu da vardı diye düşünüyorum.
  • sadece doğurganlıkları sebebiyle beslenen kadınlar. günümüzde geçen bir distopya... kabus... hayvanlara tarih boyunca yaşattıklarımız ve inatla sürdürdüğümüz de aynı kabus, aynı sömürü kültürü.
hesabın var mı? giriş yap