• "herkes bir kadere sahip değildir; sadece ona dokunmak için ortaya çıkmış ve yüzükle geri gelmiş olan kahramanın kaderi vardır."
  • "kral olan şimdi görünene değil, gelecekte olacağa bakar."
  • şöyle kısa bir belgesele malzeme olmuştur konu itibariyle: https://www.youtube.com/watch?v=oxd1vrbipis
  • mitler, destanlar ve dinler üzerine yapmış olduğu sansasyonel çalışmaları ile tanınan joseph campbell, tarih 1949 yılını gösterdiğinde ilk özgün çalışması olan, orijinal adı “the hero with a thousand faces” (bin yüzlü kahraman) isimli kitabı yayınladı. kitap türkiye’de ilk olarak sabri gürses’in çevirisi ve kabalcı yayıncılığın çalışmalarıyla “kahramanın sonsuz yolculuğu” adıyla çıktı. kabalcı yayıncılıktan iki baskı yapan kitap, daha sonra yine sabri gürses'in çevirisiyle aynı isimle ithaki yayıncılık tarafından basıldı.

    joseph campbell, kitabın arka kapağında da belirtildiği üzere dünyanın bütün mitik anlatılarında var olan kahramanların izlemiş olduğu yolu izleyecek olursak tek bir arketip kahramanın varlığına ulaşacağımızdan söz eder ve buna “monomit” adını verir. monomit bütün mitik anlatıların karakteristiğini kapsayan genel bir kalıptır ve campbell tarafından “kahramanın yolculuğu” adı verilerek bir çevrim / döngü şeklinde formülize edilmiştir. formülize edilen bu çevrim / döngü maceraya çağrı, çağrının reddedilişi, doğaüstü yardım, ilk eşiğin aşılması, balinanın karnı, sınavlar yolu, tanrıçayla karşılaşma, baştan çıkarıcı olarak kadın, babanın gönlünü alma, tanrılaştırma, nihai ödül, dönüşün reddedilişi, büyülü kaçış, dışarıdan gelen kurtuluş, dönüş eşiğinin aşılması, iki dünyanın ustası ve yaşama özgürlüğü aşamalarından oluşmaktadır. campbell'ın da belirttiği üzere kahraman, pek çok anlatıda bu aşama sırasını izlese de aşamalar bazen birbirleriyle yer değiştirebilir ya da aşamalardan bazıları görülmezken bazı aşamalar farklı boyutlarda bulunabilir.
  • “perhaps some of us have to go through dark and devious ways before we can find the river of peace or the highroad to the soul's destination.”

    star wars’un doğuşuna sebep olmuş kitap.
  • öyküler nereden geliyorlar? nasıl işliyorlar? bize, kendimizle ilgili ne
    söylüyorlar? ne demek istiyorlar? onlara neden gerek duyuyoruz? onları
    kullanarak dünyayı nasıl geliştirebiliriz? hepsinden öte, bir öykücü,
    öyküsünün bir anlam taşıması için neler yapar? bunu nasıl sağlar? iyi
    öyküler size, doyurucu, her yönüyle tam bir deneyimden geçtiğiniz hissini
    verir. ağlamış, gülmüş ya da ikisini de yapmışsınızdır. öykücüler bunu
    nasıl başarıyorlar? bu tarihsel zanaatin sırrı ne? kuralları ve tasarım ilkeleri
    neler? bütün öyküler, mitlerde, peri masallarında, düşlerde ve filmlerde
    bulunan birkaç ortak yapısal unsurdan oluşur. bunlara topluca
    “kahramanın yolculuğu” denir. amacınız bu unsurları ve onların çağdaş
    yazarlıkta kullanılışlarını anlamaksa kitabı okumakta fayda vardır... öykücülük sanatının bu tarihi gereçleri,
    akıllıca kullanıldıklarında insanlarımızı iyileştirmek ve dünyayı daha iyi bir
    yer yapmak için hala muazzam bir güze, güce sahiptirler çünkü.
    "yazarın yolculuğu" kitabından...
  • sevgili feza gezginleri konu ile ilgili izlenesi bilgi dolu bir video yapmış izlemek isteyenler için link
  • her filme, kitaba, hikayeye yeniden bakmayı sağlayacak ufuk açıcı bir tez.
    görüyorsun ki davaro da, salako da, fight club da, yüzüklerin efendisi de, geleceğe dönüş de, star wars da, alice de, kırmızı başlıklı kız da aynı çatı üzerine kurulmuş.

    "tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar:
    ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir.."

    tolstoy

    4 yıl sonra gelen edit: bu söz tolstoy'a ait değilmiş.
  • bir çokları için şaşırtıcı veya kabul edilemez gelecek ama ibn arabi'nin fususu'l-hikem'i de kahramanın sonsuz yolculuğunu peygamberler metaforu üzerinden anlatır.

    adem peygamberle başlayan serüven islam peygamberi ile sona erer.

    her peygamberde olgunlaşma (erginleşme) süreci bütün yoğunluğu ile devam eder. nihayetinde ferdiyet (hiçlik) makamında döngü tamamlanır.

    arabi'nin campbell'dan farkı aynı kozmik kurguyu islami retorikle donatmasıdır. bu retoriğe takılınmazsa fususu'l-hikem evrensel bir ontolojik yapıt sayılmalıdır.
hesabın var mı? giriş yap