• pulitzer ödüllü steven millhauser'ın kısa hikayesinden neil burger'ın uyarlayıp yönettiği, edward norton ve jessica biel'in başrollerinde oynadığı film. 1900'ler viyana'sına yıllar sonra sihirbaz olarak dönen norton çocukluk aşkı olan biel'in filmin kötü adamı asilzade rufus sewell'le nişanlı olduğunu öğrenir ve olaylar gelişir. eisenheim the illusionist'e takmış polis şefi rolünde paul giamatti'den yine müthiş bi performas bekliyebiliriz.
  • oncelikle durup durup en sonunda beni sasirtan filmlerden artik sıkıldıgım icin midir nedir bilmem, bekleneni vermeyen filmdir. edward norton oldukca yuksek olan standartinin altinda bir performansla sasirtti beni, paul giamatti ise filmi dolduran, kendini surekli takip ettiren filmdeki asil basroldu sanki. yonetmeni* ise tutmadim efendim, senaryosu da kendisine aitmis ki cok daha iyi diyaloglara imkan taniyan bir potansiyeli harcadigini dusunuyorum.
  • edward norton'un ıkınmasıyla başlayan filmdir.
    herhalde öyle zaman geçirmek için beklentileri en düşük seviyede tutarak gidilen bir filmden daha fazla zevk alamazdım.
    gitmeyenler gitmek isteyenler okumasın:

    --- ağır spoiler ---
    en sonunda olayların çözüldüğü anda kızın bir iksir içerek hayata dönmesinin gösterilişi romeo and juliet'i hatırlatarak beni benden almıştır, gittiğim filmler arasında bu kadar etkileyici bir göndermeye rastlamadım. hadi prens kendini vurdu bitecek film derken böyle bir sonu da kesinlikle beklemiyordum, çok şaşırmış bir halde çıktım filmden.
    --- ağır spoiler ---

    çok akıllıca kurgulanmış harika bir film*.
  • efendim, yok edward*, performansını daha baskın öğelerle desteklemeliydi, yok senaryodaki geçişler daha soft olmalıydı , yok ışıkçı şu sahnede ışığı 2,5 derece daha yatay tutmalıydı, ....vs gibi profesyonel(?!) yorumlarımızı bir kenara bırakırsak, gidilmesi gereken, yaz aylarındaki en iyi filmlerden birisidir. gidiniz, götürünüz.
  • --- spoiler ---
    sonunda paul giamatti'nin sokak ortasinda saskin saskin kaldigi sahne bir the usual suspects kopyasi olmus. lakin, bir numara cevirecegi zaten adindan belli olan filmde bu gercekten surpriz midir? bence degildir.
    --- spoiler ---

    hayalkirikligina ugradim epey, california'lardan kopmus gelmis gibi duran* jessica biel de cabasi. neyse, edward norton gorduk en azindan, epeydir hasret birakmisti kendine.
  • --- spoiler ---
    edward norton'a kabiliyetlerinin altında bir rol verilen, vasat bir film. filmin başında paul giamatti yardımcı oyuncu gibi gözükmektedir.

    ne var ki paul giamatti'nin gerçek manada rol çaldığı düşüncesi ve filmi izleyen herkesin gözünde gerçek başrol oyuncusu olması bir tesadüften çok bir kurgunun parçası gibidir. yönetmen isteyerek paul giamatti'yi ön plana çıkarmıştır. herşey bir yana müfettişin film sonunda olayları birbirine bağlaması ve hafızasının sağlamlığı ile ayrıca film boyunca detayları kaçırmayan çakır gözleriyle, adaletin tecelli etmesi yolunda kendi kariyerini çöpe atmasıyla zaten izleyici üzerinde tesir bırakan bir rol oynamıştır.

    filmin sonunda prensin ölümünden kendisini sorumlu tutmaması ise hayal kırıklığıdır. olsun, aşıklar kavuştu ya sen ona bak diye geçiştirilmemelidir.

    dip not: sophie'nin film sonunda giydiği pantolon piyasaya jessica biel pantolonu olarak çıkarsa filmi izleyen hatunların hepsi alır, orada burada görürüz yakında.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---
    evet ucuzluklari, gereksiz aciklamalari, yerli yersiz biblikal referanslari olan bir film. ama ki o adam sevdigi kadinin aynadaki imgesini oldurmustur ama ki her seyi akilla aciklamaya calisan adami kendi kilicinin buyusuyle altetmistir. o sinematografla dedektiflikler, o ophelia misal suyun icinde yuzen cesetler, o asik olunan hayalete bakis ki seyir var seyir icinde.
    --- spoiler---
  • hoş bir dönem filmi olmasının ve minik başarılı efektlerinin dışında hiç bir şeyi olmayan, sürprizlere sadece kendi oyuncularının şaşırdığı, senaryosuyla seyirciyi biraz hafife alan bir film.
    yaşı ilerlemiş nefis edward norton için seyredilebilir.
  • fantastik ve bilimkurgu öğelerinden hoşlanan insanların çok seveceği bir film,nitekim herşey bir ilüzyon ve mantıklı bir açıklaması vara getiriyolar filmde ama söylemiyolarda ne olduğunu... her film gibi bunu da hiç beğenmeyen bi kitle olacaktır yüzüklerin efendisine neler demediler ki
  • boş vaktiniz varsa ve yapacak daha iyi bir alternatifiniz yoksa görülecek bir film. yoksa ne öyle ahım şahım bir senaryosu var ne de öyle gözleri kamaştıran bir oyunculuk.
    filmin artıları bence: edward norton, görüntü yönetmeni, güzel kamera açıları ve jessica biel'in poposu. üzgünüm ama başka güzel bir şey yoktu filmde.
    sonuç olarak vasatın biraz üstünde bir film. 6,5/10.

    --- spoiler ---

    filmin finalinin böyle olacağı o kadar bariz olmuş ki. yani öteki türlü acayip tek düze bitirmiş olurdu ve daha yapım aşamasında edward norton senaryoyu okuyunca kabul etmezdi. finali de fazla hızlı bitirmişler kanımca, jessica'nın poposunu göstereceğine yönetmen o kilit noktaları daha yavaş ekrana getirseymiş.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap