• beğendiğim bir film. ama hayal sahneleri daha görkemli olabilirdi.
  • en önemli görülen oyuncusunu* kaybettiğinden olacak; birçok repliği ve karesi öylesine oluşturulmuş gibi kopuk kopuk ve özensizce gelen film. hâlbuki ilginç senaryosu ve fantastik atmosferi gerçekten gözalıcı. böyle bir öykü daha farklı şekillenebilirdi öyle bir yönetmenin elinde. yarım kalan boşluklar sonradan katılan oyuncularla nasıl doldurulabildiyse, aceleye getirilmiş gibi görünen noktaları da düzeltilebilirmiş demek ki. ama her nedense üzerinde fazla durulmamış, sanki "olduğu kadar" denilip sunulmuş seyirciye. yine de bu hâliyle bile dikkat çekici. hattâ renkler ve atmosfer tim burton'ı akla getiriyor sık sık: özellikle de johnny depp'li karelerde. lily cole ise farklı güzelliğiyle hoş bir hava katmış filme.

    filmde sihirli aynanın öte tarafındaki boyut, alâkalı ama aynı zamanda ürperten bir çağrışımla jan svankmajer imzalı "faust" filmini akla getiriyor.
  • henüz yeni izleme fırsatı bulduğum ve ortalama olarak nitelendirebileceğim bir filmdir.görselliği, yaratılan hayal dünyaları belki biraz daha görkemli olabilirmiş ve tamam her senaryo kendini açıklayacak diye bir şey yok, ama biraz havada kalmış hissi veriyor, üstüne uzun uzun düşündüm ve senaryo hakkında kendimce bir çözümleme yaptım ama bir sürü de yanlış ve eksik anladığım kısım olduğundan oldukça şüpheleniyorum.
    bir şey daha, illüminati örgütü dünyayı yönetiyor, filmlere kliplere sembol koyuyorlar falan gibi bir düşüncem yok, ancak filmin senaryosu bence bu çok bilinen kurgu üzerine inşa edilmiş.yani eski antik bilmemne tapınağından kaçırılmış sonra da günümüzde zengin ailelerin dünyayı yönetiren kullandığı şeytanın bilgisi konseptine dayanıyor gibi hikayesi.bilemem tabi.

    --- spoiler ---

    öncelikle doctor un şeytanla ilk karşılaşması ve şeytanla bahse tutuşması insanın şeytanın öğretilerini keşfetmesidir.bu yöntemler filmde sık sık bahsedildiği gibi okült, karabüyü ya da başka mistik metafizik şeyler değildir, şeytanın 'yöntemi' ucuz numaralar kandırmacalardır ve özellikle de insanların hayallerindeki bütün muhteşemliği onlara vadetmesi, onları manipüle etmesidir, kazanmanıza dahi sizi daha derine çekmek için izin vermektir.doktor parnassus uzun yıllar bu şeytanın öğretisini uygular, 'sihirli aynası'na girenlere hayallerindeki her şeyin gerçek olduğu yanıltıcı bir dünya sunar.bu dünyaya girenler, ruhlarına ipotek konulduğunun farkında değildir elbette.ancak zamanla bu eski öğretiler unutulur, çağdışı bir hal alır, ilgi çekmemeye başlar.bu noktada asılı adam devreye girer, bu tarot kartı durağanlık, teslimiyet, yani bilerek ve isteyerek kurban olma gibi bir anlam içerir.(yielding his mind and body to the universal flow. ) bu sahneye giren yeni karakter- asılmış adam- öğretileri çağın gereklerine göre uyarlar, ki illüminati sembollerinden biri olan aok işaretini gözlerinin önünde tutan damalı bir fonda duran bir dergi kızından almıştır bu ilhamı- ve bu şeytanın eski öğretisini yeniden paketler.
    bu değişimle birlikte doktorun müşteri kitlesi de değişmiştir, şık bir alışveriş merkezinde zengin ve mevki sahibi insanlardır artık hedef kitlesi.bu insanlar bu şeytanca öğretiye kendilerini bırakıp, bütün hayallerinin gerçekleştiği, daha çok para daha çok şöhret, ölümsüzlük, bir tanrı olmak yanılsamalarıyla kendilerinden geçip zevkten delirmiş bir şekilde bütün paralarını kürklerini doktora bırakırlar.
    iş burda karmaşıklaşıyor aslında, filmin başındaki tarot falını ben şöyle yorumluyorum.esas 'sacrifice' valentine olmalıdır, ancak kendi evladını kurban etmesine az bir zaman kala onun yerine bir başka kurban gönderilecektir.bu yeni kurban olacak asılı adamı şeytanın kendisinin göndermediği filmin bir kaç yerinde geçmekte, hatta şu semboller ne be benim değil bunlar demektedir.hanged man kartının bir anlamı da şartlarla ne kadar mücadele edersek kendimizi o kadar sıkı dolayacağımızdır, filmde tony şeytandan kaçabilmeyi sürekli başarmakta, ölümü kandırmaktadır ancak doktor şeytanın önerdiği gibi ucuz bir el oyunuyla hile ile hem onu şeytana teslim etmiş hem de onu kurban vererek valentina yı kurtarmıştır diyebiliriz.aslında filmin sonu çok karışık ve pek çok açıdan yorumlanabilir sanırım, valentina tony ile ilişkiye girdikten sonra tony'nin hayalini yaşarlar ancak anton onu bu yanılsamadan çıkarır, bu noktada valentina nın seçimini yaptığını ve anton'un boşluğa düşmesi ve doktorun ölmesi için derin bir suçluluk duygusuyla günahlarının bedeli olarak, şeytan istemese de cehenneme atladığını görürüz.
    günahları için kurban edilmeye gönüllü olma, valentina yı kurtaran şeydir.
    bu noktada tony ve valentine iki ayrı seçimi ifade eder, günahlarını şöhret ve para gibi şeylerin altına saklayıp bedel ödememek için her seferinde şeytanı kandırabilmek ve günahlarının bedeli için kurban olmaya kendi eliyle yürüyebilmek.
    bu dualizm, siyah-beyaz gibi iki uçlu ayrımlar budist felsefede ve çeşitli illüminati-alakalı eserlerde çok bulunur.

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    bir de heath ledger bu filmde hanged man i oynamıştır, yani eli kolu bağlanmış, teslim olmuş bir kurban.filmde geçen, nehirde james dean vs. kayıklarının göründüğü sahnedeki konuşmalar, onlar öldü ama ölümsüz oldular, tanrı oldular.kurban saf olmalıdır gibi, acaba ledger da böyle bir katakulliye mi geldi kurban mı oldu ölümü kaza değil miydi sorularına yol açmıştır çoğu insanda.ben şahsen kullanılan reçeteli ilaçlarla zehirlenmenin ölmenin çok olası olduğunu bildiğimden pek ihtimal vermiyorum ama ürkütücü bir tesadüf olduğu kesin.

    --- spoiler ---
  • 6 dakika 6 saniye johnny depp'i görmek mutluluktur.
  • macera, drama, böyle şirin fantastik sevdiğim için hevesle izlediğim ama hüsrana uğradığım filmdir. her ne kadar johnny depp jude law falan göstermiş olsa da azıcık yine de kurtarmadı. nedenini henüz çözemedim ama günümüz çağdaş dünyasından kopmadan fantastik oldurtmaya çalışınca filmi böyle oluyor olabilir. tam uçuyoruz, holliya, ölümsüzlük, ayakkabıdan evler derken bir bakıyoruz koca alışveriş merkezi, coca-cola falan bir türlü içine giremiyorsunuz filmin.*
  • tanrı ile şeytan arasındaki çekişmenin terry gilliam tarafından beyazperdeye masalsı bir biçimde yansıtılması olmuştur bu film.
  • rüya tadında bir filmdir. sevgiliyle koyun koyuna izlenesi filmlerdendir.
  • --- spoiler ---

    lady: rudolf valentino, james dean, prenses diana, tüm bu insanlar hepsi ölü...

    tony: evet ama aynı zamanda ölümsüzler... ne yaşlanıyorlar, ne kilo alıyorlar, ne hastalanıyorlar, ne zayıflıyorlar. hiç korkuları yok. çünkü sonsuza kadar genç kalacaklar. artık tanrılar... ve onlara katılabilirsin.

    --- spoiler ---
  • imgelerle dolu bir film. kafa dağıtmak isteyenler için bir sürü güzel görsel ile kafa yormak için sağlam bir altmetni var. aşağıda deli gibi bir spoiler ve en belirgin bulduğum altmetini paylaşıyorum, dikkatinizi celp ederim.

    --- spoiler ---

    doktor eskiden bir keşiş ama ölümsüzlük ideali için şeytanla pazarlığa girişerek keşişliği bırakıyor. daha sonra ölümsüzlüğe erişse de mutsuzluğu devam ediyor ve 1000 yaşındayken bir kadına aşık olup ona sahip olmak istiyor. ölümsüzlüğü elde ettiği gibi kadını da elde ediyor ancak mutsuzluk devam ediyor.
    son olarak şeytanla girdiği pazarlıkta, şeytana ruhunu teslim edeceği insanlara ihtiyaç duyuyor doktor ve bunun için de bir çingene gibi sahne kuruyor, müşterileri kandıracak tellallar da kullanıyor ve büyülü bir aynadan içeri giren müşteriler tamamen kendi hayallerine göre bir dünyada kendilerinden geçip ruhlarını şeytana satıyor.
    aynadan çıktıklarında daha mutlu görünüyor, hayallerini yaşamış gibi mutlular ve gönüllü olarak ellerinde ne varsa bağışlıyorlar.

    altmetinin ise, şeytanın şimdiki televizyon, medya ve diğer araçlarla insanı kandırıp daha sonra elinde ne varsa alması olarak okuyorum; karnını doyuran insanın, bencilleşip "mutluluk" adına şart gördüğü kıyafet,elektronik,araba gibi "idealler" peşinde koşup ama asla doymaması, doktor gibi şeytanın devamlı müşterisi olmaları olduğunu düşünüyorum. insanın yine de mutlu olmaması ise yeni pazarlıklar için bir hazırlık oluşturuyor.

    --- spoiler ---
  • la arkadaş sinirden kendimi sikicem, 100 tane entry okudum, yarısından çoğu yok heath ledger şöle, yok böle...arkadaşlar, yoldaşlar, la amına koduklarım löm löm konuşmayın la. bir saniye...bu film terry gilliam resitali. ötesi yok. sen tabi bilmezsen gilliam babanın monty python zamanında ne manyak işlerle uğraştığını, brazil gibi bir şaheseri özümsemezsen, twelve monkeys izlemeyip de halen bruce willis çok reröre dersen, the fisher king ile jeff bridgesın the big lebowskiden ibaret olmadığını bilmezsen, time bandits ile maceradan maceraya koşmazsan, fear and loathing in las vegas ile kafayı bulmazsan senin bu filmle işin ne arkadaşım? tabi ki yarısında çıkarsın. çok yanlış yerdesin kardeşim. aç şimdi torrenti, monty python's flying circusdan itibaren başla indirmeye. sırayla izle ama böyle atlama, sikerler belanı. the adventures of baron munchausen izle mesela, dünya gözüyle uma thurman nasıl olurmuş hele bir gör. gene yetmedi mi devam et, yukarda yazdıklarımı hatırla. tidelanda gel. böyle çocukluğuna dön ne bileyim yap bir şeyler işte. hah sonra gel bu filmi izle. ondan sonra oturup konuşalım seninle. filmde kim iyiydi, kim neydi. hadi siktir git şimdi.
hesabın var mı? giriş yap