the last remaining light

• (bkz: audioslave)
  
  roll me on your frozen fields
  break my bones to watch them heal
  drown me in your thirsty veins
  where i watch and i wait
  and pray for the rain
  
  curl like smoke
  and breathe again
  down your throat
  inside your ribs
  and through your spine
  and every nerve
  where i watch and i wait
  and you too the herd
  
  and if you don't feel me now
  sun will rise
  still i'm in grief of the coming night
  in the last remaining light
  
  seven moons and seven suns
  heaven waits for tose who run
  down your winter and underneith your waves
  when you watch and you wait
  and pray for the day
  
  and if you don't believe the sun will rise
  stand alone and greet the coming night
  and in the last remaining light
  
  and if you don't believe the sun will rise
  stand alone and greet the coming night
  and in the last remaining light
  light
  light
  light
• atmosferi ve temposu ile üzerimde hafiften the doors & radiohead karışımı izlenimler bırakan audioslave'in debut albümünün kapanış şarkısı. süper.
• "and if you don't believe the sun will rise
  stand alone and greet the coming night
  and in the last remaining light "
  sanki yanındaymış gibi hissedersin chris bunu söyleyince. sonrasında gelen kısa ama bir o kadar etkili gitar solosu insanı dağıtır. şarkıdaki gitarlar özellikle çok çok başarılıdır.
• chris cornell'in sesinin insanı üzüntülere boğduğu bir şarkıdır bu..^***
• chris cornell in sesini en güzel kullandığı şarkılardan, sizi alıp sürüklüyor adeta
• kesin ya like a stone bundan cikmis ya da bu ondan, introlari arka arkaya dinleyince ne demek istedigimi anlayacaksiniz.
• beni acılardan acılara sürüklüyor bir bu bir de i am the highway . amerikan arabeski de diyebiliriz
• girşi insana sanki siyah beyaz bir filmin fragmanında kullanılan bir müzikmiş havası vermekte olan şarkı.
  
  sinema salonu film akıyor... film şeridindeki bozulmalar perdeye yansıyor; kırıklı bazen çizikli görüntü... eksik.
• iki olcude bir degisen davul trampet tonuyla bizi detaylarda tokatlayan chris cornell turkusu.
• yavaş yavaş kana karışır, zehir gibidir; ama öldürmez.