• kanal d'de adamım adıyla yayınlanmış film.
  • biraz fazla karikaturize olsa da gun itibari ile video 24,740,526 kere, farkli sebeplerle de olsa, izlenmis durumda. sayi daha da artacak.

    bunun daha onceki yakin tarihli versiyonu beyonce, if i were a boy idi.

    giderek artan bir kadin hareketi, farkindaligi var. kadinlara fenalik basmis durumda, o yuzden de bu akim gucleniyor, guclenecek. sistemler yikilip yenileri kurulacak. bunu illa kotu olarak gormemek lazim. dunyanin son yillardaki halina bakin: kaos, savas, finansal krizler... bir seyleri -hep birlikte- dogru yap(a)madik. degismek zorundayiz. esneklik, adaptasyon; en onemli meziyet. dolayisi ile ilk tepkiler, direnc olacak. sonra hep beraber, yeni bir cinsiyet dengesi, cinsiyetten bagimsiz hareket alani, guc alani, saygi ve sevgi anlayisi kuracagiz.

    nasil olacagini kestiremiyorum. ama vucutta kadin ve erkekleri ana damarlar olarak dusunursek, kalbe giden bir kisim damarlari sikistirmisiz, kan ak(a)maya ak(a)maya tikanmis, pihtilasmis; ama artik durdurulamaz halde. dolayisi ile beklemenin, susmanin verdigi itkiyle, caglayarak geliyor bu enerji. zamanla dengesini bulacak, ahenk yakalanacak... ancak simdi, erkeklere 'saldirgan' gelebilecek bir one atilma, savasma, sesini duyurma sureci. kadinlar erkeklere karsiymis gibi gozukuyor belki ama esas amac, birlikte akmak, birlikte beslemek kalbi, hayati...

    olacaklari merakla bekliyorum.
  • taylor swift'in yedinci stüdyo albümü lover'dan yayınlanacak olan dördüncü single.

    şarkı çoktan radyolara gönderilmiş ancak henüz klip ya da yeni versiyonlarının olup olmayacağına dair bilgi yok. gerçi radyolara albüm versiyonunun gönderildiğini düşünürsek muhtemelen yeni versiyon gelmez.

    the man, konu olarak albümün en iddialı şarkılarından biri. swift'in müzik piyasasında süregelen cinsel ayrımcılığı ele aldığı şarkı muhteşem bir kliple gündeme oturabilirdi. swift, look what you made me do klibinde yaptığı gibi sadece kendi başına gelenleri ironik şekilde yansıtsa bile yeterli olurdu. mesela ed sheeran'dan bruno mars'a hemen hemen her şarkıcının ayrılıkla ilgili şarkılar yaparken sadece onun hedef gösterilip aşağılanması ya da diğer şarkıcıların özel hayatlarının bu derece medyaya malzeme olmaması klibe yansıtılabilir, çok iyi bir konsept ortaya çıkabilirdi. eğer swift bu işi zamanında yapsaydı.

    the man'in single olarak yayınlanacağı en iyi zaman albüm çıkmadan önceki dönemdi. cruel summer'dan sonra ikinci single olsa birçok başarı elde ederdi. iyi bir kliple gelse yılın en büyük hitlerinden olabilirdi. her ne kadar fanların favorisi olmasa da genel dinleyicinin albümden en beğendiği şarkılardan biriydi. spotify'da swift'in en popüler şarkılar listesinde hâlâ ilk beşte yer alıyor ama swift bu şansı kaçırdı. yerine you need to calm down'ı yayınladı. başarı elde edemediği yetmezmiş gibi bir de lgbt topluluğu çıkarları için kullanmakla suçlandı. geçtiğimiz kasım ayında bu şarkıyı yayınlaması için eline yeni bir fırsat geçti. amerikan müzik ödülleri'nde onca eski şarkının arasında söylediği tek yeni şarkı olduğu için dikkat çekmişti. üstelik o dönem yaşadıkları da bu şarkıya uygundu. belki ikinci single olarak yayınlacağı zaman elde edeceği başarıyı yakalayamayacaktı ama ses getirmesi için hâlâ bir şansı vardı. swift bunu da harcadı. o dönemde de şarkıyı single yapmadı.

    şimdi, amerikan müzik ödülleri'nden iki ay sonra bu şarkıyı single yapıyor. artık ilk iki fırsat kadar başarı elde etme şansı yok. çok olaylı bir klip ve düet versiyon gelirse bir parça ses getirebilir ama bunun olacağına dair herhangi bir işaret yok. yine de şarkının single olması iyi bir haber. en azından albüm satışlarını canlandırır ve radyolarda yükselebilir. ancak artık "the man" şarkısının önemi kalmadı. anlamı da gitti, mesajı da gitti. benim dediğim, beş ay sonra yeni bir single'ın yayınlanmasının albüme genel olarak fayda sağlaması. swift bu noktadan sonra albümün en az popüler şarkısı it's nice to have a friend'i de yayınlasa beklentimiz bu olacaktı. fanlar bu saatten sonra the man'in anlamını ya da içeriğini hiç tartışmasınlar, liste başarısı falan da beklemesinler. içeriği boşaltılmış dördüncü single'dan beklenecek tek şey albüm satışlarını bir parça olsun canlandırması.

    kişisel olarak swift'in the man yerine farklı bir şarkı seçmesini isterdim, zira bu şarkı fazla iddialı. hatta bir diss şarkısı. diss şarkılarının başarısı sözlerinden değil, liste performansından gelir. böyle iddialı bir şarkıyı yayınlayıp listelerde batışını izlemektense farklı bir şarkıyı piyasaya sürsün de en azından karşı tarafın diline malzeme vermesin. the man batarsa (ki aksini iddia etmek çok zor) alay konusu olur, oysa i think he knows ya da cornelia street bu kadar gündem olmaz.

    swift'in sisteme karşı savaş açtığı dönemde kariyerinin zirvesini yaşaması gerekirdi. telif haklarının tamamına sahip olduğu son albümü lover, insanlara gücünü ve zekasını göstermesi gereken en kritik albümdü ama ben swift'in bu kadar hata yaptığı başka bir albüm dönemi hatırlamıyorum. hata üstüne hata. üstelik yolun yarısında akıllanıp en azından sonrasını doğru yapma eğilimi de yok. daha fazla hata. buna neyin neden olduğunu bilmiyorum. cats, billboard ya da scooter braun'la girdiği savaş ancak sonuç olarak swift kariyerinin en plansız dönemini geçiriyor. daha ilk dinleyişte dinleyiciyi yakalayan cruel summer yerine me!'nin çıkış parçası olması, piyasayı gömebileceği iddialı the man yerine kendisini gömdükleri you need to calm down'ın ikinci single olması. ardından yazın ortasında lover gibi bir balladı single yapması ki the man'i single olarak yayınlanmamasının nedenlerinden biridir. swift lover'ı grammy'ye gönderdi ama o kadar erken dönemde single yaptı ki grammy adaylıkları bile açıklanmadan şarkı zirvesini yapıp radyo performansını gösterdi ve düşmeye başladı. amerikan müzik ödülleri sırasında -grammy oylamasının başladığı dönem- araya başka single sıkıştırıp oy kullanan üyelerin dikkatini dağıtmak istemedi. böylece hem lover gitti hem the man. oysa lover'ı üç sonra yayınlayıp oylama dönemine getirse her iki şarkı da amacına ulaşacaktı.

    sonuç olarak sıfıra sıfır, elde var sıfır.
  • the killers'in yeni ve hareketli calismasi. uptown funk tadinda eglenceli bir sarki olmus.

    https://youtu.be/dfedya_jove

    i got gas in the tank
    i got money in the bank
    i got news for you baby, you are looking at the man.
  • bir düzenleme harikası. bir maskülenlik güzellemesi. dünyanın hakimi gibi hissedilen manik günlerin şarkısı.

    right hand to god
    first in command ulan!
  • the killers'ın partilemelik şarkısı. şukela.
  • fikrimce 2017 yılının en hit şarkısı budur, aradan geçen 15 senede brandon flowers halen harika sözler yazabildiğini gösteriyor.

    sözlerini de yazayım tam olsun:

    ı know the score like the back of my hand
    them other boys, ı don't give a damn
    they kiss on the ring, ı carry the crown
    nothing can break, nothing can break me down
    don't need no advice, ı got a plan
    ı know the direction, the lay of the land
    ı know the score like the back of my hand
    them other boys, ı don't give a damn

    [pre-chorus]
    ı'm the man, come round
    no-no-nothing can break, no-nothing can break me down
    ı'm the man, come round and
    no-no-nothing can break, you can't break me down

    [chorus]
    ı got gas in the tank
    ı got money in the bank
    ı got news for you baby, you're looking at the man
    ı got skin in the game
    ı got a household name
    ı got news for you baby, you're looking at the man

    [verse 2]
    when it comes to friday, ı always earn
    don't try to teach me, ı got nothing to learn
    'cause baby ı'm gifted
    you see what ı mean?
    usda certified lean

    [pre-chorus]
    ı'm the man, come round
    no-no-nothing can break, you can't break me down

    [chorus]
    ı got gas in the tank
    ı got money in the bank
    ı got news for you baby, you're looking at the man
    ı got skin in the game
    ı don't feel no pain
    ı got news for you baby, you're looking at the man

    who's the man? who's the man?
    ı'm the man, ı'm the man
    who's the man with the plan?
    ı'm the man

    who's the man? who's the man?
    ı'm the man, ı'm the man
    who's the man with the plan?
    ı'm the man

    [break]
    ı'm the man
    ı'm the man

    [chorus]
    ı got gas in the tank
    ı got money in the bank
    ı got news for you baby, you're looking at the man
    ı got skin in the game
    headed to the hall of fame
    ı got news for you baby, you're looking at the man

    [bridge]
    right hand to god
    first in command
    my testimony, when ı take the stand

    who's the man? who's the man?
    ı'm the man, ı'm the man
    who's the man with the plan?
    ı'm the man

    who's the man? who's the man?
    ı'm the man, ı'm the man
    who's the man with the plan?
    ı'm the man

    ı don't give a damn
    ı'm the man
  • bu filmin bir sahnesinde arabada giderlerken eugene levy "nerem türk'e benziyo benim?" gibi bir sual sorar, samuel l jackson reyis de "aynaya bak" şeklinde cevap verir. eugene aynaya bakar ve yüzünde anlamış bir ifade belirir.

    bilmeyenler için, eugene levy'nin tipi şu şekildedir.

    tövbe estağfurullah.
  • sadece basrolunde oynayan samuel l jackson icin bile seyredilebilecek eglencelik bir film.. yonetmeni les mayfield, ki kendisini american outlaws ile taniyoruz.. filmin icerisinde gecen turkiye muhabbeti ise bambaska (bkz: hollywood filmlerinde turkiye muhabbeti gecmesi).. samuel l jackson ile basrolu paylasan eugene levy'ye alakasiz ve istem disi bir sekilde turk lakabi takilmasi (gerci burada* yapilmisi varmis (bkz: #2614935)), filmin kotu adaminin "turklerin elinden bile kurtulmayi basarmis, tehlikeli bir adam demek" gibisinden bir muhabbet cevirmesi, taksicinin turk olmasi, ustune ustluk eugene levy'nin filmde istanbul icin "gitmediyseniz mutlaka gidin, gorulmesi gereken bir sehir" ifadelerini kullanip bedavadan reklam yapmasi ilginc detaylardi.. sonuc olarak samuel l jackson aksanina ve hollywood filmlerinde turkiye muhabbeti gecmesine hastaysaniz gormeniz gereken, hollywood tarzi aksiyon-komedi dusmaniysaniz itinayla kacmaniz gereken bir film olmus..

    not: samuel l jackson bir sahnede "it's a tasty burger" lafini kullanmis, pulp fiction'a ufaktan bir selam cakmistir.. ya da bana oyle gelmistir, bilemem..
  • bir şirketteki, ülkedeki, vs. güç sahibi tek adam. "da men" diye okunursa etkisi artar.
hesabın var mı? giriş yap