• “toby insan kaynaklarında, teknik olarak şirket için çalışıyor. yani ailemizin bir parçası değil. ayrıca toby boşanmış, yani kendi ailesinin de bir parçası değil.”

    -michael scott.
  • muhtemelen defalarca söylenmiştir ama yine de biraz detaylı olarak açıklayayım: the office'in amerikan versiyonunun ilk sezonu size tırt geliyorsa bunu görmezden gelmenizi tavsiye ederim çünkü ilk sezon tamamen ingiliz versiyonundan uyarlamadır.

    michael scott'ın ingiliz karşılığı olan david brent'i oynayan ricky gervais; işinde kötü olan, çalışanlarına da kötü davranan, başkasının yerine utanma isteği doğuracak espriler ve hareketler yapan birini çok iyi canlandırmış olsa da nedense bu konseptteki bir insanı ya steve carell iyi oynayamadı ya da bir ingiliz üzerinde doğal duran bu rol bir amerikalı üzerinde eğreti durdu.

    neyse dizinin berbat geçen ilk sezonunun ardından steve carell, the 40 year old virgin filmi ile sempatik bir salağı çok iyi oynadığı için ve film de amerikada o dönemde iyi anlamda patladığı için dizinin yazarlarından olan greg daniels, michael scott'ı da ikinci sezonda uyuz olunan bir tipten sempatik bir salağa dönüştürme kararı alıyor. ki bu kararına diğer senaristler karşı çıksa da son söz greg abimizde olduğu için diğerleri de paşa paşa bu karara uymak zorunda kalmışlar.

    işte bu karar sayesinde the office'i ilk kez izleyen çoğu kişi "ilk sezonu izledim ama beğenmedim" diyerek diziyi bırakıp bir efsaneden mahrum kalıyor. birinci sezonda diziyi bırakan birilerine denk geldiğinizde onlara şefkat gösterin.

    edit: "ilk sezonu izlemeden ikinci sezona başlayayım mı?" gibilerinden neredeyse yirmiden fazla mesaj aldım. 1 bölümü 20 dakika olan 6 bölümlük ilk sezonu izleyemeyecek kadar vaktiniz değerliyse zaten hiç başlamayın. anime fillerı izlemiyorsunuz sonuçta, size "bu bölümleri atlayın" diyecek halimiz yok. bu yüzden artık "ilk sezonu izlemesem olar mığ?" gibilerinden komik sorular sormayın, tşk. kaldı ki ilk sezon da iyidir ama dizinin reyting olarak istenen seviyeye gelmediği ve neredeyse iptal aşamasına gelindiği için "berbat" ve "tırt" terimlerini kullandım.
  • “o kadar şeyin içinde buna mı taktın?” diyenler çıkacaktır, çıksın. gene de söyleyeceğim. carol’ın michael’ın terk ettiği ve michael’ın efsane bir goodbye my lover performansı sergilediği bölümde andy yalakalıktan michael’ı bir japon restoranına moral yemeğine götürmeyi teklif eder. jim, dwight, andy ve michael restorana girerler. ortak kullanılan masa sisteminde michael, andy ve jim yan yana otururlar. tam o sırada bir çift gelir ve jim’in yanına oturdukları için dwight ekipten uzakta oturmak zorunda kalır. bölümün ilerleyen dakikalarında bu çiftin dwight’tan rahatsız olmasını izleriz.

    işte o çift kusura bakmasın ama bok yesinler ve kendi götlerinden rahatsız olsunlar. alt tarafı adama “aa arkadaşlarınızla sizi ayırmayalım, bir yana kayalım” deme nezaketi gösterecekken gelip oraya yerleşen bu ikiliye hayatta her şeyin müstehak olduğunu düşünüyorum. bu çift için “haksızlıklarından yarattıkları mağduriyette boğulsunlar inşş” diye düşünürken dwight’ın doğal halinde boğulmaları mükemmel değil de nedir?
  • --- spoiler ---

    büfeden eleman elinde sandviç paketleriyle ofise gelir, dwight 39.60 dolarlık ödemeyi bahşiş bırakmayacak şekilde yapar, sonrası kameraya:

    "kendim yapabileceğim bir işi yapıyor diye neden birisine bahşiş vereyim ki? yiyecek dağıtabilirim, taksi kullanabilirim, saçımı kesebilirim ve kesiyorum da. ama ürolojistime bahşiş vermişimdir. çünkü kendi kendime böbrek taşlarımı kıramıyorum."

    --- spoiler ---
  • steve carell'in bendeki kredisi sonsuz bu dizi sayesinde. isterse kendisine kefil olabilirim.

    durumu açıklayan bir örnek veriyorum hemen;

    (michael bir şekilde hanımları toplamış alışveriş merkezine götürmüş, kadın kadına muhabbet ediyorlar, konu michael ile jan'in ilişkisine geliyor * )
    michael: what, um... what do you think of roleplay?
    phyllis: it can be fun.
    michael: yeah? well, jan has this schoolgirl fantasy....
    karen: it's a pretty common one.
    michael: i just- i just feel uncomfortable wearing the dress.
  • twitter'da “hepsinin aşı olması gereken bir bölüm farzedin” diye bir tweet patladı.
    alıntılanan tweetleri linkliyorum hepsine kahkahalar attım.
    creed
    creed 2
    kevin
    michael
    pam
    dwight
    stanley
    kelly
    phyllis
    angela
    jim
    andy
    ryan
    meredith

    edit: ben o zaman link olarak eklemiştim ama bazı tweetler silindiği için görsel olarak da ekleme ihtiyacı hissetim. silinen tweetleri de bulup görsel olarak ekledim.
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel (ryan tweeti buydu silinmiş.)
    görsel (dwight tweeti de silinmiş o da buydu.)
  • bir sezon önce araba sürmekten ödü kopan karakterin, ertesi sezon hız yapıp kadın polis tavladığı dizilere karşı devamlılık takibi konusunda aşmış dizi. üstelik bunu göze sokmadan, arka plandaki minik sahneler için bile yapar.

    - 4. sezonda michael, dwight ve jim uttica şubesinin fotokopi makinesini çalmaya niyetlenir. tabii başaramazlar. bir sezondan fazla zaman geçer ve michael uttica şubesine konuşmacı olarak gider. telefonla konuştuğu sırada hızlıca önünden geçtiği odayı fark etmeyebilirsiniz bile ama fotokopi makinesinin olduğu oda asma kilitle kapatılmış ve "şüpheli hareketleri bildiriniz" uyarısı konmuştur.

    - 3. sezonda, jan ve micheal arabada kavga ederken, michael seninle yaptığımız ketçap kavgaları..gibi bir kalıp kullanır. ne saçmalıyor der geçersiniz. tam 4 sezon sonra, michael'ın düşük bütçe ile kendi filmini yaptığı bölümde michael'ın karakteri geçmişi düşlerken bir kadınla birbirlerinin üstüne ketçap sıkarak eğlenmektedir.

    - dwight, pilot bölümde masasında otururken little drummer boy şarkısını mırıldanmaktadır. 3 sezon sonra angela'nın en sevdiği şarkının bu olduğunu öğreniriz.

    - 2. sezonda michael ayağını yakar. yatağının yanında mangal tutup sabah bacon pişirdiğini öğreniriz. 4. sezonun sonlarında dinner party bölümünde michael diğerlerine evi gezdirirken yataklarının yanında mangalın hala durduğunu görürüz. dikkatli bakılmazsa görülmeyecek biçimde arkada duruyor ama orada.

    - meşhur dinner party bölümünde jan, michael'in "plazma tv"'sini kırmıştı. gelecek sezonda pam, michael'in evine gittiğinde gene bir kaç sahnede dikkat edersek michael televizyonu değiştirmiş ancak kırık tv hala asılı duruyor. işin en güzeli ise sezonlar sonra garaj satışı yaptıkları bölümde michael'ın masasının ucuna gözümüz çarparsa o kırık tv'yi görebiliriz. kırık tv belki de bir noktada jan'i temsil ediyor ve holly'nin varlığı ile michael televizyonu veriyor.

    - gene garaj satışında bir detay da, sezonlar önce jim, pam'e aldığı yeni evi gösterirken bir palyaço tablosunu sökemediğini söyler. sezonlar sonraki garaj satışında gene kenarda köşede tabloyu görürüz. sökmeyi başarmışlar.

    - dwight ve kevin pek anlaşamayan iki karakter. tek makul ve sevecen anları ikinci sezonda bir yerde çatapatlarla oynadıkları sahne. sezonlar sonra jim düğünü planlarken çatapat yok uyarısı yapar ve dwight ile kevin aynı anda bu duruma tepki verir.

    - ilk sezonların birinde dwight, david wallace'in evinde sallanan bir sandalyeye oturur ve sandalyenin ne kadar mükemmel olduğunu söyler. final sezonunda dwight evinin önünde konuşurken aynı sandalyeyi sonunda bulup aldığını görürüz.

    - michael'in gene dinner party bölümünde dile getirdiği bir diş sorunu var. sezonlar boyu bazı muhabbetlerde bu yüzden michael sık sık dişçiye gitmesi gerektiğini söyler.

    - dizinin romantik anlarından olan jim'in pam'e hediye ettiği çay demliğini hatırlıyor musunuz? sezonlar sonra pam kurduğu finer things club'da aynı çaydanlığı kullanmaya devam ediyor.

    ve nicesi. bu arada devamlılık değil de öğrenip çok hoşuma giden bir detay var. meredith'in alçı ile ofise gelip millete alçısını imzalattığı sahnede jim, bariz bir şekilde gerçek adıyla imza atıyor. soyaddan net anlaşılıyor (krasinski) bu durum fark edilmesine rağmen sahte alçıyı temizleyip tekrar hazırlamak yerine bu şekilde kullanılması daha komik geliyor.

    edit: aa üst üste mesajlar geldi. ilgi çektiyse bir minik pislik yapabilir miyim? efsane karakter michael scott'un ruh hali üzerine bir analiz videosu yapmıştım göz atmak isterseniz yorumlarınızı beklerim https://youtu.be/brf7zzyqldo
  • yıllardır her platformda "that's what she said" cümlesi nasıl çevriliyor diye bakardım. divxplanet'teki çevirilerden tut, dandirik dizi sitelerinin çevirileri de dahil olmak üzere birçok yerde kötü bir şekilde çevriliyordu bu cümle. sırf bunu merak ettiğim için direkt olarak 2. sezon 3. bölümde michael'ın bunu ilk kez söylediği bölümü açtım.

    amazon prime video'da bile "o da öyle diyordu" şeklinde çevrilmişti that's what she said. netfilikşte sonunda komik olabilecek bir şekilde çevrilmiş gibi dursa da "meh" diyebileceğimiz bir şekilde düzenlenmiş: "hatun da öyle diyordu".

    amaaaaa bir de dublajına bakayım dedim ve her ne kadar dublaj sanatçılarının sesi karakterlere ne kadar uymuş henüz bilmesem de gönül rahatlığıyla şunu söyleyebilirim ki açın dublajlı izleyin. sonunda birisi bunu "annen de öyle derdi" diye çevirmiş.

    sonunda dwight "force it in as deep as you can" dediğinde michael ona dönüp "annen de öyle derdi" diyebilecek ve türk halkı bu şakayı hakkı verilmiş bir şekilde anlayabilecek.

    teşekkürler netfilikş dublajının çevirisini yapan arkadaş. sana puanım 9 ama altyazıyı çeviren arkadaşa da en azından "o da öyle diyordu" diye çevirmediği için yarım artı veriyorum.

    edit: "anan da öyle diyordu" daha iyi dururdu diye mesaj atan birkaç kişi oldu. arkadaşlar bir üçüküncü olarak elbette ben de biliyorum "anan"lı şeylerin daha komik duracağını. "annen"e şükretmemiz lazım bence*
  • son bölümünde bir sahnesini defalarca izletmiş dizi.

    --- spoiler ---

    - ı can't believe you came.
    - that's what she said.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    6x24'te toplanti odasinda michael; bin ladin, hitler ve toby'yle tek basina bi odada kalsa elindeki iki kursunu da toby'ye sikacagini soylediginde herkesin cik cik cik tepkisi ve akabinde el ele verip dwight'in da super katkisiyla tek kursunla ucunu birden vurmanin yolunu bulmalari sonrasinda toby'nin suratindaki bakis beni benden aldi. the office budur iste dedim ya, biri de cikip demedi ki toby'yi niye vuruyoruz ahahah

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap