• youtube üzerinde faaliyet gösteren, yetenekli kişilerin çıkardıkları harika müzikleri kaliteli vidyolarla destekleyerek sunumunu gerçekleştiren ekip.

    özellikle karayip korsanları piyano solosu ve star wars cello savaşları çok güzeldir. ben kendilerini pek sevdim siz de sevin*

    bloglarına thepianoguys.blogspot.com üzerinden ulaşabilirsiniz.
  • aleme celloyu sevdirecek, piyanoyu daha bir özümsetecek, utah abd menşeli müzik grubudur.

    hadi celloyu taşırsın da...koca piyanoyu kâh kayanın tepesine, kâh deniz kıyısına, kâh metruk fabrikaların arasına, kâh tren vagonuna koyup müziklerini çalarlar...
    bildiğin manyaklar yani.
    ver bu jon'a piyanoyu, yaz akşamı sahile arkadaşlarının arasına gidip akdeniz akşamlarını çalsın !
    piyanosunu her yere götürüyor.

    grup üyeleri şöyle:

    jon schmidt (piano guy)
    steven sharp nelson (cello guy)
    tel stewart, (videographer)
    paul anderson (yapımcı, piyano tükkanı sahibi)
    al van der beek (ses teknisyeni, stüdyo ortacısı)

    günün birinde jon, utah'da piyanocu tükkancısı paul ile tanışır. geyik olsun diye klip çekerler...
    sonrasında aralarına katılan ekibin diğer elemanlarıyla ortam kalabalık olunca,
    "madem bu kadar adam bi araya toplandık, hadi piyanoyu taşıyalım, boş durmayalım cover yapıp klip çekelim..." demişler herhalde.
    2011 ortalarından itibaren neredeyse her hafta bir klip yayınlarlar...

    klipleri, teknik ve görsel açıdan gerçekten etkileyicidir.
    piyanoyu helikopterle oraya buraya taşımaları takdire şayandır !

    eserlerde bazen 100'den fazla audio track kayıt edip, montajla birleştirmekteler.
    zîra steven adlı şebekoğlan, cellosunu sadece cello olarak kullanmaz...
    cello esasen kemanın ağır abisi gibi duran bir telli çalgıykene, steven kendisinin etinden sütünden ve postundan faydalanır.
    celloyu vurmalı, dürtmeli ve hatta okşamalı enstrüman olarak, acımasızca kullandığı kliplerde ayan beyan ortadadır.

    hele bir piyanonun üstüne çöreklenmiş 5 adamlı videoları, gözleri yaşartır !
    piyanonun suçu nedir ? her bir piano guy piyanoyu dört bir yanından perişan eder.

    youtube ile tanınmışlardır. 1.2 milyon abonesi varmış sanırsam.
    yayınlanmış 2 albümleri var.

    işbu entrye kadar youtube'da kendilerince yayınlanmış 38 adet muhteşem klipleri vardır.

    38 adet, birbirinden süper, kaliteli, eğlenceli, izlenesi, arşivlenesi, hayran olunası video klip.
    bazıları gerçekten sanat eseridir. izlemeye doyulmaz...

    fullhd ortamda izlenilmesi özellikle tavsiye edilir.

    son yıllarda karşılaştığım en şükela güzelliktir.

    yeryüzünde binlerce piyanist, binlerce cellocu (ne deniyor buna türkçesi var mı ?) olabilir...ama bu iki arkadaş, ekibin diğer üyeleriyle gerçekten fark yaratmışlar.

    ellerine sağlık.
  • ben buldum diyerek koşarak sözlüğe geldiğim, fakat daha önce yazarlar tarafından keşfedilmiş olduğunu farkettiğim aşmış topluluk. doğal ortamlarda çektikleri kliplerinin her biri ayrı güzel, şarkılara kattıkları ruh bir başka güzel.
  • coldplay'in paradise şarkısını öyle bir yapmışlar ki dinlemekten kendini alamıyor insan. dinlemek için buraya tıklayınız. tabi alex amcanın katkısını unutmamak lazım.
  • 11 nisandaki konserlerine gitme şansı bulduğum grup.

    öncelikle nereden başlasam bilemiyorum, bana 2 saat boyunca yaşattıkları duygular tarifsiz. yüzlerce kez dinlediğim şarkılarını canlı olarak orada dinleyebilmek gerçekten olağanüstüydü. 2 saat boyunca tüylerimiz diken diken izledik/dinledik onları.

    giriş çok güzeldi, arkadaki ekranlarda hayranlarının attıkları tweet'ler gösteriliyordu. zaten o dakikada anlaşılıyordu bu konserin herhangi bir piyano-çello konseri olmayacağı. bazı şarkılarında kliplerini de yayınlamayı tercih ettiler. bence güzel düşünülmüş.

    biz kliplerden "the cello guy" steve'in daha haşarı olduğunu zannederken dün yanıldık, meğer piyanodaki jon'umuz daha şebekmiş. bizleri 2 saat boyunca anlattıklarıyla güldürdüler, sonra da özür dilediler, bu konsere romantik olacağını düşünüp gelmiş çiftlerin umutlarını boşa çıkardıkları için. halbuki sabaha kadar çalsanız dinleyecek çok insan vardı orada.

    en çok etkilendiğim sahne steve'in kendi müziğini oracıkta yapması oldu, bir kayıt aletiyle çaldıklarını kaydediyor ve üst üste ekliyordu. ayrıca çello'dan nasıl farklı sesler çıkarıp birleştirerek şarkılarını yaptığını da izledik bir videodan. tabii piyano guy'ımız da boş durmadı, gerek ayağıyla çaldı, gerekse kafasını piyanonun altına sokarak performansını sergiledi.*

    packard bell canon'u rockard bell canon yapan steve'le, "lightdance"ini yapan jon'la unutulmaz bir geceydi. bittiğinde gerçekten hüzünlendim.

    piyano satmak için çekmeye başladıkları kliplerle bu noktaya geldiklerini gülerek anlattılar bizlere. işin ironik yanı bu kadar ünlü olmalarına rağmen hala tek piyano satamamış olmalarıymış sanırım.*

    son olarak da grubun diğer üyelerini** çağırarak şu klipteki performanslarıyla veda ettiler.

    gerçekten özleyeceğiz kendilerini.
  • canon in d'yi feci eğlenceli bir şekilde çalmışlar, yetmemiş, bir de üstüne muhteşem bir klip çekmişler.
    http://www.youtube.com/…v5_xj_yuhs&feature=youtu.be
  • ohannesburger bir iş yapan grup.

    pavane dinliyoduk, ki biz sürekli klasik müzik eşliğinde yeriz ayvalık tostlarımızı. şarkılar arasında dolaşırken ketçap bulaşmamış tek parmağım olan serçe parmağımla touchpad yardımıyla tıkladım bu argadaşların olduğu linke. vay anasını dedirttiler dinlerken. sonra devam ettim bayaa devam ettirdiler, sardırdılar. maşallah.

    ilk tanıştığımız şarkı
  • michael meets mozart parçasını art arda 3. kez dinlemem suretiyle müzikal bir orgazm yaşamamı sağlayan insanlar. ilk dakikadan sonra başlıyor orgazm, uyy çok fena..

    bu adamların bir de lindsey stirling ile bir çalışması vardır ki, -ki lindsey stirling hem göze, hem kulağa feci şekilde hitap eden bir hatun- dibimi çok feci düşürttürüyor
  • 11 nisan 2014'te tekrar türkiye'ye gelip, zorlu center psm'de konser verecek olan grup.
  • rolling into deep coverını dinlemek, son günlerde beni mutlu eden şeylerin başında geliyor. nerdeyse şarkının orijinalinden bile güzel.
hesabın var mı? giriş yap