• almak isteyenler için güçlü mesajlar barındıran netflix filmi.
    öncelikle ruhsal olarak pek iyi bir dönemde değilseniz izlemeyin. film kendi başına güçlü bir mesaj barındırırken bir de bunu olabildiğince acımasız bir netlikle yüzünüze çarpıyor. kendinizi zaten iyi hissetmediğiniz bir dönemde o mesaj size daha da ağır çarpıyor. ben de yarattığı etki bu oldu.

    film bittiğinde gözümün önünde iki sahne belirdi. özel altın tozlu tatlısının şeker oranını, bifteğinin pişme derecesini beğenmeyen, bir yudum aldığı yiyeceğinin geri kalanı çöpe giden, bir eli yağda bir eli balda asilzadeler ve ünlü fotoğrafçı kevin cartner'ın pulitzer ödüllü o malum fotoğrafı.
    bilmeyenler için açlıktan ve zayıflıktan ölmek üzere olan siyahi kız çocuğu ve kızın arkasında tüneyen bir akbaba. o fotoğraf
    kevin cartner bu fotoğrafı çektikten sonra oradan ayrılıyor. kendisine ödül kazandıran bu fotoğraf ile fazlaca eleştiriliyor. kendisinin oradan ayrıldıktan sonra, o akbanın kızı yediğini öğrendiğinde ise intihar ediyor.

    tam olarak bu iki sahne gibi hayat. bir yanda açlık savaşı. bir yanda servetinin belki de küçük bir kısmıyla milyonları doyurabilecek milyarderler. tabi düzen bu. sistem bu. dünya acımasız. ama milyarderlere gelene kadar hangimiz hakkıyka paylaşmanın ne olduğunu biliyoruz ki.

    geçen gün market alışverişi yaptık. aldıklarımızı araca yükledik. geçtim oturdum. tam hareket edecekken market otoparkının önünde bir taş üzerinde oturmuş yanında bebeği olan, hali başı harap bir adam gördüm. bir şok, bir umursamazlık haliyle geçtim yanından. o an aklıma en ufak bir yardım dahi gelmedi. ne ara bu kadar duyarsızlaştım bilmiyorum. sonra düştü aklıma. şimdi ise içimde yara.
    ne ara bu kadar vurdumduymaz, umursamaz, kendinden başkasını düşünmeyen insanlar olduk/oldum. o kadar çok suistimal edildik ki kimseye güvenimiz kalmadı.

    ben şimdi oturdum düşünüyorum. iyi bir insan sayılmam ama muhtemelem cehennemin temel taşlarından biri de değilim. salgın günlerinde düşünmek için vaktimiz bol malum evdeyiz. ben şimdi her şeye sahipken, günü çıkaramayacak ne kadar çok canlı var. bir kez daha farkına vardım. öyle saçma şeylere anlam yüklüyoruz, öyle boş şeylere değer veriyoruz ki akıl alır gibi değil. herkes en başta bir kendine baksa, kendi içine. sonra biraz empati yapsa, değer yüklediklerinin birbirinden anlamsız kendininse bir hiç olduğunu görse, sonra da gücü yettiğince çevresine el uzatsa; daha katlanılır, daha yaşanabilir, daha adil bir dünyaya uyanırız belki günden güne...
  • --- spoiler ---

    kesin ip var
    --- spoiler ---
  • bitirip hemen yazmaya geldim :) küp serisini hatırlattı bana tabi bunun alt mesajı küpünkü kadar havada değil

    --- spoiler ---

    öncelikle buraya girerken herkese sevdiği yemeği soruyorlar ve masada muhtemelen herkesin en sevdiği yemekten var ve sadece herkes kendi kısmını bile yese yetecek ama kimse sadece kendi kısmını yemediği gibi kalan kısımları da kirletiyor ve bunu çoğu zaman bilinçli yapıyor..
    48. kattayken adam yemeğe tükürüyor ve ' üsttekiler de tükürmüştür alttakiler üste geçince onlar da tükürsün ' diyor
    sonra en alt kata kadar yemek dağıtma fikriyle aşağı inerlerken ilk 50 her gün fazlaca yiyor 1 gün vermeyelim diyorlar ya en fazla isyan her gün yiyen kaymak tabakadan gelirken, orta katlardan bi kaç kişi hariç itiraz gelmiyor en katlar zaten vahşet..

    adeta dünyamızın özeti ..

    herkese yetecek kadar kaynak varken üst kesimdekilerin doymak bilmemesi, bencillikleri, bilinçsiz tüketimleri hatta tüketmeyecekleri şeyleri de katletmeleri

    sürekli farklı katlarda uyanmak bunun sonucunda ben de alttaydım yine altta olabilirim diye düşünmek gerekirken ben çektim onlar da çeksin, artık üstteyim istediği yaparım halleri bana varoştan gelip sonra her şeyi acımasızca katleden siyasileri hatırlattı veya zamanında ezilmiş ama eline hasbelkader ufak bi güç geçince zalimin tillahi olan küçük yöneticileri

    sonradan gelen yönetici kadının köpeğiyle bile adilce yemeği paylaşmaya çalışması da çok güzeldi o ortamdaki tek eşitlikçi insanın bir hayvansever olması çok güzel mesajdı bence

    bilgenin her şeye rağmen aynı kalabilmesi -muhtemelen o da açlık çekiyor çünkü üst katlarda değillerdi- yanındaki adamın ve bizim ikilinin ona saygı duyması üstelik elinde bıçak vs yokken

    en alt katlardakilerin çözüm için bir olup üst taraflarla mücadele etmesi gerekirken birbirlerini yemeleri

    çocuğun en alt katta kalmasına rağmen yani aç olmasına rağmen pastaya bile saldırmaması, bozulmamışlığı, masumiyeti

    bi kaç soru işaretim var fikri olan aydınlatsın please

    diploma neyi sembolize ediyor olabilir?
    kadının çocuğu yoktu kadın neyi arıyor?
    adam kendi isteğiyle oraya niçin girmiş olabilir?

    --- spoiler ---

    izleyin izletin efenim :)
  • senaristiyle tanışmak isterdim.
  • harika
  • amatörü eğlendirir 4/10
  • mevcut sistem eleştirisini gözler önüne seren bi' ispanyol filmi. barındırdığı sahneler bakımından her bünyenin kaldırabileceğini düşünmüyorum bu nedenle izlemeden önce iyi karar verin.

    --- spoiler ---

    maslow piramidine de güzel bi selam yollanmış, gözlerden kaçmadı.
    --- spoiler ---
  • karakteri ve ele alınış biçimlerini çok beğendim. bu bir distopta! insanın ilkel benliğine dönüşü, hemen adapte oluşu ve hayatta kalmak için yapacaklarının sınırı yoktur. sizin ne beklediğiniz ve ne anladığınıza göre değişir. üstüne tartışılacak güzel noktalar bırakmışlar.
  • --- spoiler ---

    yahu tamam sakin olun ekşi sözlük hiçbir şeyi beğenmeme timi.kızın yukara çıkmasıyla olay örgüsü gelişeceğe benziyor.yani ikincisi olacak.ayrıca kız oraya nasıl geldiğinden ziyade son katta nasıl hayatta kaldı o daha merak konusu bence.ayrıyetten yönetim çocukları almadığından kızın orada doğduğu fikrindeyim ve bir hatırlatma mesih daha ölmedi
    --- spoiler ---
    zorunlu edit:annesi götürüyor diyenler var.1 ay boyunca..100'e kadar zaten yemek bitiyor.200'den sonra insanlar birbirini yiyor.333'e kadar gidip yemek bırakabiliyor.evet bunu yapıyor.
  • güzel bir film fakat sonu rezil olmuş, anlamsız bir finito yakışmadı
hesabın var mı? giriş yap