aynı isimde "the red pill (video oyunu)" başlığı da var
  • abd'li feminist cassie jaye tarafından çekilen ve "erkek hareketi" denen oluşumu (kadın düşmanı olarak) ifşa edeceğim derken, yönetmeninin femizim hakkındaki fikirlerinin değişmesine vesile olan belgesel film. jaye, filmi çektikten sonra, erkekleri savunduğu için liberal/feminist çevrelerden dışlandığını, destek görmediğini anlatıyor.

    cassie jaye ile yapılan söyleşinin ilk bölümü
  • bu başlığı bir süredir takip ediyorum. yazılanlar onur, şeref ve haysiyet kırıcı. temelindeki fikrin erkeklerin daha fazla ezilmesi olan bir akım olmasına rağmen savunucularının erkekleri alfa-beta diye sınıflandırıp ezmesi mi, kadınlarla iyi anlaşan erkekleri meriçlikle suçlaması mı, bu saçmalıkları kabullenmeyenleri mavi hap almış romantikler; kendilerini de kırmızı hap almış güçlü süper erkekler zannetmesi mi, aldığı maaş üzerinden kendine eni konu değer hesaplayanlar mı*... neler neler var. bir de bu düşüncenin savunucuları öfkeli 31ciler olduğu için sona doğru karşıt görüştekiler ve kendi aralarında bitmek bilmez atışmalar başladı. ya koca koca adamlarsınız napıyosunuz siz ya?

    bi' de cidden bi işe yaradığına inandırsalar neyse. başlığın müdavimi, akımın ölmez savunucularının profillerine girip bakın haftada kırk beşi kadınlar hakkında elli entry giren, sevgisiz ve ilgisiz yetiştiği belli, işi gücü olduğundan bile şüphe ettiren, bazıları boşanmış, bazıları cinsel ihtiyaçlarını eskort tutarak giderdiğini tahmin ettiğim tamamiyle çaresiz tipler. bu adamların ilişkiler üzerine akıl dağıtmaları şirket batırmış adamın yatırım tavsiyesi vermesi gibi bir şey. sen hüzünlü osbirci çoluk çocuğa kanaat önderliği yapacağına get a life derler adama. evden çıkıp insan görmedikleri kendilerine yarattıkları hayali düşmanlardan belli. feministlere takık çoğu. geçen gün biri bir entry'de "yerim o senin amerikan cumhuriyetçisinden çevirip, türk toplumuna bilinç devşiren ağızlarını. hangi feminizmin mağduru oldun sen, anlat bakalım genç." diyordu. hakikaten ben 24 yıllık hayatımda feministlerle bi twitter'da karşılaştım. reel hayatta hiç feminist tanımadım. siz de bilgisayar karşısından kalkıp biraz gerçek insan yüzü görseniz bunun sizin değil reddit'teki amerikalıların ve batı avrupalıların sorunu olduğunu, sizin işsizlikten bunu da sahiplendiğinizi anlayacaksınız.

    neyse tabii kendinizi geliştirin. okuyun kültürlü olun, spor yapın, daha çok kazanın. ama bunları daha düzgün bi hayatınız olsun diye yapın zaten yani am üstünde fındık kırma motivasyonuyla değil. ilişkilerde sizi başarıya götüreceğini vaat eden kalıp fikir ve davranışlar sadece bunu kitap olarak basıp pazarlayan* uyanıkları başarıya götürür. siz yine türk kızı başlıklarında entry döşersiniz. bir insan evladı görmedim ki taktik stratejiyle mutlu bir ilişki yaşamış olsun. bu aptallıklara prim vermeyin, kendinize gelin.
  • beyinsizler yüzlerce farklı şekilde yapsa da, beyini olup bunu kullananalar bir şeyi eleştirirken önce o olayı algılar.ardından eğer var ise hatalı tarafını ortaya koyar, eksik tarafı var ise bunu belirtir.

    başlıkta 238 adet entry var,
    red pill felsefelerini, kanıt olarak sunduğu şeyleri yalanlayan hiçbirşey yok, hatta bunları tartışan bile sayılı. çoğu kendi saçma hayal dünyasını kanıtlamaya çalışıp sağı solu mantıksızca yaftalamış, sonra bir de mantıklı cevap alamadıklarından dem vurmuş acaba neden size mantıklı cevap gelmiyor?

    2 üstte arkadaş entrisini yazarken herhalde felsefe öğreniyormuş:
    konu-aristo mantığı

    1- nadir bulunan şeyler değerlidir. topal eşek de nadirdir o zaman topal eşek değerlidir.

    2- hatta ve hatta dünyada red pillcilerden bir tanesi gay çıkmış, tüm red pillciler aynı görüşteler, o zaman tüm red pillciler gaydir

    3- birisi büyük aşk acısı çekmiş, ardından red pillci olmuş, demek ki aşk acısı çekenler de gaydir. gay olmasaydı aşk acısı da çekmezdi,

    2 üstteki arkadaşa red pill ağır gelmiş rasyonel sayılardan başlasın
    türev ağır geldi keşke rasyonel sayıları yükleseydik
  • bayılıyorum lan milletin bir konu hakkında dünyanın en önemli meselesiymiş gibi atışmasına. entelektüel seviye turkishmusic.org'da ki sezen aksu tartışmasının bir tık üstünde.
  • william james, pragmatism isimli eserinde şöyle diyor: "the most violent revolutions in an individual's beliefs leave most of his old order standing. time and space, cause and effect, nature and history, and one's own biography remain untouched. new truth is always a go-between, a smoother-over of transitions. ıt marries old opinion to new fact so as ever to show a minimum of jolt, a maximum of continuity. "
    türkçeye"bir bireyin inançlarındaki en şiddetli devrimlerin sonunda (o bireyin) eski düzeninin çoğu ayakta kalır. zaman ve mekan, sebep ve sonuç, doğa ve tarih, ve kendi biyografisi dokunulmadan kalır. yeni gerçek, daima bir aracı, dönüşümlerin yumuşatıcısıdır. her zamanki minimum şaşkınlığı, maksimum devamlılığı göstermek için eski görüşleri yeni gerçek ile evlendirir." şeklinde çevirebiliriz.

    william james'in bu eseri yayımlandığında yıl 1907'ydi. dönüşüm sürecine odaklanmasının yanı sıra, biyografi ve devamlılık üzerine söyledikleri de ilginç.
    1907'de biyografisine dokunan insan pek yoktu. oysa ikinci dünya savaşından sonra binjamin wilkomirski kendine yeni bir biyografi yaratıp kitap yazmıştı.
    günümüzde ise dileyen herkes, açtığı her online kullanıcı hesabı için farklı bir biyografi yazabilir.
    sözlükte bunun en çarpıcı örneklerini fridanin parcalanmis omurgasi'nda ve gok yeleli bozkurt'ta görmüştük.

    onların niye bunları yaptıklarını düşünürken aynı zamanda skeptico'nun kendi biyografisini yazdığı şu entry'deki (bkz: #67262694) son cümleye bakalım:
    "edit: "5-6 kilo diil lam en az 10 kilo niohahahaha" - bi arkadaşım :/"" son derece manidar bir cümle.
    manidar çünkü, nasıl ki fridanin parcalanmis omurgasi inandırıcı olabilmek için evrim ağacı'nda yazar olduğunu söylediyse nasıl ki gok yeleli bozkurt kendi gerçekliğini kanıtlamak için başkasına ait evlerin görsellerini sözlükte kendi eviymiş gibi paylaştıysa skeptico da kendi biyografisini inandırıcı kılmak, gerçek hayatta bir yansıması olduğu illüzyonu yaratmak için "bi arkadaş"ından gelen mesajı kullanıyor.

    siz skeptico'nun 7/24 sözlükte yaşamasına, 06.50'de yazılan entry'ye (bkz: #67336826) 06.54'te cevap yazmasına (bkz: #67336840) rağmen, gerçek bir hayatı olduğunu düşünmekte serbestsiniz tabii.
  • gönüllü sözlük yazarları skeptico'ya patolojinin tanımını öğretsin.
    öğretsin ki skeptico, patolojinin "imkansız böyle olması gerçek değil" anlamına geldiğini zannetmesin.
    kendisinin "süper" olduğunu duyumsama ihtiyacı ilk kez ortaya çıkmıyor tabii: (bkz: #67336840)

    bilimsel tedrisattan geçmediğini unutmuşum skeptico, bu sebeple daha anlaşılır yazacağım. evet.

    "olm süpermişim lan ben" diye entry yazmak seni gok yeleli bozkurt trollüğüne yaklaştırır. çünkü o da "zengin" olduğu fikri sayesinde yaşayabiliyordu. fridanin parcalanmis omurgasi ile de benzeşiyorsun, intihaller, sonrasındaki savunmalar vs.

    (bkz: #67424098)'deki gibi "daha önce yazdım. yalanım varsa sözlükte beni gerçekten tanıyan arkadaşlarım yazsın, gucenirsem adiyim." diye yazmanla ilgilenmiyorum.

    seni gerçek hayatta gören insan olmadığını söylüyorum.
    tıpkı gok yeleli bozkurt gibi kendi kendini öven entry'ler yazdığından bahsediyorum.
    anlattığın kariyer hikayesini doğrulayacak tek bir sözlük yazarı yok.
    o sebeple bunları yazıyorum.
    (anonim kalmak istiyorum diye entry yazacağına bahse girdim şimdi.)

    ben bu entry'yi jüpiter'den yazıyorum mesela. kariyerimde de çok iyi bir noktadayım: neptün'de termal içlik satan çok uluslu bir şirkette çalışıyorum. yol parası çok gidiyor alma olsun. işte kendi hakkında yazdıkların dışarıdan böyle görünüyor.

    mesela başlığına entry yazan 386 dx gibi, sözlükte belli bir kredibilitesi olan bir sözlük yazarı sana referans olsun ki ben senin bir hayatın olduğuna inanayım. çünkü artık karşımda gok yeleli bozkurt varmış gibi hissediyorum.
  • bilgi kirliliğinden geçilmeyen başlık.

    öğrendiğim gibi söz editleyeceğim ey suserler. ayrıca haraletli haraletli tartışıp bilgi vermeyen suserleri de kınıyorum.

    edit: aramaya çok da inanmama gerek kalmadan buldum, öğretinin meraklısını şu başlığa yönlendirmek daha doğru olur. sevgili yazarlarımız sağolsunlar, derleme yapmışlar.
    (bkz: the red pill öğretisi)
  • ilginç şekilde temelleri* maddelendirilen bir subreddit. (ben sözlüğün son zamanlardaki halini protesto amaçlı tanım vs. hiç takmadan yazıyor ama hadi yine yapalım tanımı.

    *hhahaha

    madde 7,12 ve 14'e bakalım. kesinlikle bir çelişki yok.

    7- red pill'e karşı çıkanları umursamamak gerekir. her bünye acı gerçekliği kaldırmayabilir. zamanınızı harcamayın.

    12- red pill, görüş ayrılığına ve dezenformasyona eğilimli bir öğretidir. çoğu şey çarpıtılabilir.

    14- red pill, eleştiriye açık bir öğretidir. bilimden beslenir. din gibi dogmatik değildir.

    "iyi yön". iyilik/kötülük insanlığın varoluşundan beri tartışmaya açık kavramlar. gerçekten çok bilimselmiş.

    19- red pill, sizi iyi yönde değişmeye zorlar.

    hahahahaha madde 8 ve 10. yine baya çelişkisiz. ayrıca siyaset bilimi öğreten profesörlerin yeterince boş vakti olsa neoliberalizm konusunu sadece red pill savsatasıyla bile açıklayabilirler o derecede konsantre şekilde siyasi/ekonomik bir kanaldan besleniyor.

    10- red pill size bir şey satmaz. sizden ekonomik bir çıkar sağlamaya çalışmaz. liberal bir fikir değildir. siyasi bir fikir hiç değildir.

    8- red pill, kadın ile erkeğin siyasal, sosyal, ekonomik, hukuki, toplumsal yerini yeniden konumlandırmak amacıyla vardır. yapılan hatalardan ders çıkarmak ve insanın optimum mutluluğu yakalaması red pill'in başat fikirlerinden biridir.

    komikçilik mi yapıyorsunuz arkadaşlar? baya baya iyi mizah çünkü bu.
  • gizli eşcinsel olduğunun farkında olmayanların bir başka cinsiyeti hor görerek, kendi aşağılık komplekslerini tatmin etmeye çalıştığı anlayış. sözlükte de bunu kendine felsefe edinmiş, bıyıkları yeni terlemiş, ilgi budalası 10-15 tane ergen var. nick'leri belli. her gün kadın başlıklarına tüneyip kendilerini rahatlatmaya çalışıyorlar.

    aslında bir türlü farkedemiyorlar ama her gün düzenli olarak sözlüğe girip kadınlara hakaret ederek, kadınların aslında ne kadar sevilmemesi gereken varlıklar olduğunu ispatlamaya çalışarak, bilinçaltlarında erkeklerden neden hoşlandıklarını rasyonalize etmeye çalışıyorlar, hepsi bu. erkeklerin bilim, mantık vs. gibi konularda kadınlara olan üstünlüğünü savunmanın ötesinde, erkeklere karşı bir hayranlık var bilinçaltlarında. ağızlarından düşürmedikleri alfa erkeğin hayalini kuranlar da bu bağlamda aslında kendileri. 'tüm kadınlar alfa bir erkek için yanıp tutuşur' tarzı gülünç beyanlarla, bizzat kendi arzularını dile getiriyorlar. insan türü basit bir varlıktır. asırlardan beri de öyledir. ve her zaman karşısındakini kendi gibi sanır.

    amacım kimseye hakaret etmek değil. zaten ortada hakaret de yok. eşcinselliği en başından bir hakaret olarak görmeniz, düşmanca davranışlarınızın asıl motivasyonu. ayrıca amerika'yı da yeniden keşfetmiyorum. açarsanız en basitinden herhangi bir psikoloji kitabını, semptomlarınızı birebir okursunuz. dahası konu hakkında biraz daha araştırma yaparsanız eğer, gizli eşcinsellerin doğalarını kabul ederken yaşadıkları zorluklara da tek tek şahit olabilirsiniz. maalesef bu süreci yaşarken mizojinizm, homoseksüel erkekler arasında sıklıkla görülen bir vaka. ta ki homoseksüel erkekler doğaları ile barıştıklarında, etrafları ile de barışmayı öğreniyorlar.

    cinsel yönelimlerinizi olduğu gibi kabul edin, kendinizle barışın. bu kadar isyan etmeyin doğanıza. ve doğanıza duyduğunuz nefreti de başkalarına yansıtmayın. kadınları sizden daha aşağıda birer varlık olarak görseniz de, hatta bunu ispatlasanız da, sizin cinsel yöneliminiz değişmeyecek. kendinizi the red pill gibi manifestolarla minik birer devrimci, asil bir amacın ermişi olarak görebilirsiniz. buram buram avamlık kokan, kenar mahalle ağzıyla sürekli sağa sola sataşan, aşağılık kompleksli ve bu yüzden bir başkasını küçük görerek kendini büyük görme ihtiyacı içinde olan, yaralı birer çocuksunuz sadece.

    siz hariç, yazdıklarınızı okuyan herkes bunun farkında.
hesabın var mı? giriş yap