aynı isimde "the red pill (video oyunu)" başlığı da var
  • lütfen iyi bilen biri varsa sevabına güzelce özetleyivesin ya hiç oturup bunu araştıramam.

    benim anladığım erkek doğasının aşırı yadsındığı feminist hareketlere tepki olarak doğmuş bir erkek gerçekliği hareketi gibi bi şey. ama doğru mu anlamadım emin değilim.
  • meriçlerin zoruna giden hap.

    meriç olarak yaftalanan erkek musvetteleri kendilerine sadece meriç dedigimiz, daha agir hakaretler etmedigimiz icin sukretmek yerine "bizi niye meriç diye yaftaliyorsunuz" diye agliyorlar.

    meriçler farelerden daha degersizdir. farelerin bile ekosistemde bir rolleri olmasina ragmen meriçler paspas olmaktan oteye gidemezler. kadinlar bunlara kopek kadar deger vermezler ama bunlar yine ayni kadinlara bir am ugruna yaltaklanmaktan geri durmazlar.

    meriçler asagilik, onursuz, omurgasiz, igrenc ve karaktersiz insanlardir. meriç olmayin.
  • (bkz: haysiyet)
  • yeter olm şu heriflerle muhattap olmayın, bırakın kendileri yazıp eğlensin. adamlar alt right'cı. bu heriflere laf anlatma şansınla ülkü ocağında bütün gün çay içen adamlara laf anlatma şansın aynı, çünkü aynı zihniyete sahipler.
  • red pill ve blue pill arasındaki seçimin eleştirildiğini bize göstermiştir. reddit'ten çıktım geldim belki bir şeyler yazıyordur diye; futbol üzerinden örnek gösteren, hayatı futbol-araba manyaklığından oluşan tipler mi dersin, karşı cins savunan fırsatçı mı dersin, yoksa kendi cinsini savunan kezban mı dersin hepsi doluşmuş buraya. kahveye gidin lan siz, ne işiniz var reddit'te cahiller!
  • sokakta, parkta, işte, okulda kısaca hemen her kamusal mekanda yeterince hayvanla muhatap olduğumuzu düşünürken çıkıp gelen "yaşam koçu" -hatta yaşam öküzü- felsefesidir. üstelik bu defa heybelerinde bilimsel jargon da bulunmakta. protein tozuna bulanmış burunlarını insan psikolojisine sokmaktan çekinmemeleri de normal. yok kadınlar gücü sever, yok efendi adama bakmaz vs.

    tam "davarlığa doyduk." dediğimiz bir dönemde; cehaletin kutsandığı, eğitimin aşağılandığı, nezaketin ılıklık asaletin monşerlik olarak küçümsendiği bir dönemde... ihtiyacımız tam da buydu. teşekkür ederiz.

    kadını çüküp bırakmak lazım, kadının değeri 25'ten sonra düşer falan. insanın okurken yüzünün kızardığı dünyanın en gereksiz, en saçma, en gerizekalıca teorisi. ahlaksızlığın, seviyesizliğin, çirkinliğin, yalnızlığın, zavallılığın evrim teorisine yaslandırılmış hali.

    şuna kendinizi kaptırıp yaşlanınca kafanızı vuracak duvar aramayın. açın bir kaç dünya klasiği okuyun. sefiller mesela. ilaç gibi gelir süngerleşmiş beyinlerinize.

    ek:
    bilgi vermeye çalışmıyorum.
    kızgın feminist hiç değilim.
    meriçlikle de alakam yoktur. *

    aklım başımda sadece.
    az biraz zekiyim.*
    bir de insanım elbette. sürüngen değilim.
  • (bkz: #70960429)
    bu entry'den sonra cesaretimi takdir eden ve benim yolumdan gelmek isteyen onbinlerce meriçten mesaj aldım. hepsine ümit olmuşum; ne mutlu. nasıl gittiğini soruyorlar; tek kelimeyle harika!
    kadınlara karşı tamamen kayıtsızım; hepsini hayatımdan çıkardım, eve dişi sinek bile giremez. (sineklerin cinsiyetini belirlemenin yolunu bilen suserler yeşillendirirse sevinirim; the red pill prensip ve disiplin demektir, evrimin hiçbir aşamasındaki dişiye tolerans gösteremeyiz)
    bazı zorluklar var ama red pill sayesinde aşıyorum; mevcut diplomamla hedeflediğim gelire ulaşmam kolay görünmüyor; kafamda çok iyi iş fikirleri de var ama sermaye yok maalesef, bu yaştan sonra tekrar sınava girip üniversite okumaya razıyım. gerçi internette yeterli materyal var sonuçta hayatın anlamını da reddit'te okuduklarımla çözdüm ama diploma da önemli. hem okulda genç kızlar vardır ve meriçlerin betaların arasında rakipsiz şekilde günümü gün ederim. bir taşla onlarca kuş; işte buna red pill denir.
    hayata gelince; günümün ilk birkaç saatini evde push up (önceki entry'de kıro gibi şnav yazmıştım aradaki gelişimi görüyorsunuz), mekik, dambıl gibi sportif aktivitelerle geçiriyorum; ileride gym'e de gideceğim. bu esnada eye of the tiger dinliyorum; (biliyorsunuz rocky tarihteki en önemli alfa'lardan, adeta evrimin son noktası).
    daha sonra sınava hazırlanmak için ders çalışıyorum; minimum 6 saat; burası çok önemli; 6 saat kuralı the red pill'in en önemli teorisyenlerinden birine ait ve kusursuz işliyor.
    sosyal hayatım bir iki ufak değişiklik haricinde aynen devam ediyor; hatta iyileşme bile oldu. bir defa etrafımda hiç meriç kalmadı. (iğrençsiniz ibneler) ibne demişken; üç harflilerden de kurtuldum. ne kendileri ne yarattıkları fobi dünyada yoklar, olamazlar, tamamen bir yanılsama.
    çevrem genişledi; çok delikanlı bir abimiz olan bakkal mahmut olsun; köşedeki taksici zafer olsun (çok fırlama çocuk), camimizin imamı akif hoca olsun yeni arkadaşlarımın hepsi hayatlarının iplerini eline almış; kadınlara boyun eğmemiş özgür ruhlar. kişisel gelişimim için sanata da zaman ayırıyorum ama bu konuda bazı çekincelerim ve eleştirilerim var; başka entry'de anlatırım. mussolini ve hitler en sevdiğim yazarlar arasında yer alıyor. siz onları sadece diktatör kimlikleri ile biliyorsanız bu sizin ayıbınız. müzik ruhun gıdası unutmayın; kadir tapucu ve dönüşüm muhteşem olacak favorilerim arasında yer alıyor. banu alkan ve neremi neremi de aynı şekilde...
    daha üretken oldum; evde tespih yapıyorum. (çok kaliteli oltutaşı benzeri tespihler ilgilenene 50 tl -meriçler aramasın-) bir sonraki entry'mde kendimi geliştirme girişimleri sırasında karşılaştığım tuzakları yazacağım. may the testosterone be with you!

    3.bölüm (bkz: #71090326)
  • neredeyse insanlığın başından beri güç dengelerini, özellikle de üreme imkanlarını belirleyen genler ve tavırlar üzerinden gelen gücün modern dünyada bilimsel çalışmalarla tartışılan hali.

    amacım kimseyi ikna etmek değil, sadece tecrübeler üzerinden bilgi vermek ve yorumda bulunmak. öncelikle her ne kadar fazla bir bilgi edinemeyeceğimi düşünsem de ekşi sözlük, the red pill (trp) başlığına hızlı bir göz geçirdim. amacım yazarların bu konudaki görüşlerini anlamaktı. naçizane şekilde başlıkta 3 tip yazar gördüm. bilgi vermeye çalışanlar, kızgın feministler ve meriçler.

    gözlemlediğim kadarıyla bilgi vermeye çalışanlar gerek bir sürü araştırma sonrası, gerek tecrübeleri sonrası bir taraftan konuya dair bilgiler vermeye çalışırken diğer yandan da aptallara cevap yetiştirmeye çalışıyor. sanırım bu cevap yetiştirmeye çalışmanın asıl amacı bu aptalların organize olarak üst üste entrylerle saldırarak gürültü yapıp konuyu bulandırma çabalarını engellemek. ben yapamazdım, saygı duyuyorum.

    kızgın feministler ise inanılmaz ama inanılmaz bilgisizlik ve analitiklikten uzak, taraflı ruh hallerini aşırı belli ediyorlar. iyice aşağılık varlıklar gibi davranıp satır aralarında bazı trp'cileri tecavüz ve tacizcilerle aynı seviyeye çekmeye çalışıyorlar. özellikle bir kaç tane aptalın farklı entrylerde yazdıklarını birleştirince satır aralarında şu ortaya çıkıyor. daha önce bir kaç entrymde de belirtmeye çalıştığım gibi (bkz: #70796000) dertleri eşitlik değil, sistemden maksimum faydayı elde etmek. erkeklerin hayvanlıklarından ve kendilerine saldırılarından yakınırken ne kadar özgüvenlilerse, trp'cilerin kadınlara öncelik vermeyen, hayatının merkezine koymayan tavrına nefretleri de o kadar büyük. yani kaba bir dille hem beni deliler gibi arzulayıp benim için bütün kahramanlıkları yapmanı istiyorum, hem de bunu sadece benim istediğim zaman benim istediğim şartlarda yapmanı istiyorum tavrı. gerçekten yazık.

    meriçlere gelirsek, aslında onlara söylenecek fazla söz yok. erkek olarak sizden gerçekten utanıyorum/tiksiniyorum. kibarlık, efendilik aslında içselleştirildiği zaman doğasında bir wiseness barındıran güzelliktir. bu wiseness kadın erkek gözetmeksizin, hatta canlı cansız gözetmeksizin ruhani bir duruştur. emin ol buna sahip olan bazılarımız siz meriçlerin vıcık vıcık yalakalığını görünce hemcinsimiz adına üzülüyoruz. ne kadar zavallısınız.

    ilk başta da dediğim gibi trp aslında tarihsel ve evrimsel bir gerçeğin sadece bazı kısımlarıyla formülüze edilmiş bir öğreti halidir. çok fazla eksiği ve bazı yanlışları vardır. trp hayatın ya da evrimsel sürecin bir gerçeği değil, biraz hatalar içeren haliyle alt küme halinde bir tanımlamasıdır. bu demek değildir ki söylenen her şey yanlıştır. evrim ve üreme konusunda tanımlamaları çok doğru olmakla beraber bazı uygulayıcıları tarafından yanlış anlaşılan ve aptalca davranılan tarafları vardır (seviştiği kıza orospu muamelesi yapıp onu başka kimlerin siktiğini düşünmek ve ona göre davranmak gibi). naçizane tavsiyem bu öğretiyi beğenmiş erkeklerin kendilerini forumlarda başkalarının 3. kişi olarak aktardığı ve değiştirilmiş (kişisel yorumlar katılmış) bilgilerle sınırlamaması, hatta temel bir kaç bilgi dışında fazla detaylı şekilde bu saçma forumları okumaması yönünde. onun yerine bol bol insanlık tarihi, savaşlar tarihi, evrim, evrim süreci, sosyal evrim, felsefe (bence nietzsche'nin ecce homo'su bu konuda adeta bir baş yapıt. bunun gibi başköşe 5-6 kitap daha vardır benim gözümde) okuması. doğayı anlamaya çalışması, spor yapması, dil öğrenmesi vb. şeylerle meşgul olması. zaten bu kadar güzel şeylerle uğraşırken emin olun ruhunuzun daha önce pek de etkileşime girmeyen taraflarının tatmini sayesinde aptal kızları sikmek için onlara yalvarmaktan vazgeçeceksiniz. bu vazgeçiş kendini tutmak değil, onların ucuz ve aciz varlığını görmemek şeklinde olacak. sadece istediğiniz, buna değecek kadınlarla seks yapacak, gelişen karakteriniz sayesinde zaten en baştan sikko kezban tripleriyle size manipülasyon yapılmasına imkan vermeyeceksiniz.

    bir ara kendini bu yönde geliştirmek isteyen hemcinslerim için kişisel olarak beğendiğim 8-10 kitaplık naçizane bir liste ile bu entryi editleyeceğim.
hesabın var mı? giriş yap