• netflix’te şu an yayınlanmış dizidir. henüz imdb puanı yok en yakın zamanda yorumlarımı paylaşacağım bir kaç bölüm izleyip.
  • ilk bölümünü bitirmenin üzerine ufak bir görüş belirtmem gerekirse; pek bir şey çıkacağını düşünmediğim ortalma bir dizi.

    fakat bir leftovers bağımlısı olarak beni yeterince kendine çekmiştir. zamanı olan izlesin.

    dizinin konusu ise şöyle; bir kasabamız var. bu kasabada daha ilk sahnede belirtilen bir koku problemi var kokunun ne olduğu çözülemiyor. koku için hükümetten desteğin geleceği gün kasabanın lisesi bilmemne dağlarına kamp yapması için bikaç otobüs öğrenci gönderiyor. aşırı yağmurlu devam eden bu yolculuk yolların heyelandan kapanmış olması nedeniyle kasabaya geri dönüyorlar. fakat o da ne ? aman tanrım kasabada kimse yok... şimdi onları boş bir kasaba ve kurulması gereken "medeniyet" beklemektedir. nereye gittiği belli olmayan kasaba sakinleri, tüm kasaba çıkışlarının "ulvi" bir şekilde ağaçlarla kapanmış olması...

    bu işin sonu biraz dine bağlanır gibi geliyor bana ama hadi bakalım.

    --- spoiler ---

    müdürün odasında tartışılan adamın otobüs şoförlerinden biri olduğu anlaşılıyor bir fotoğrafta. evet kesin onun da parmağı var bu işte.
    --- spoiler ---
  • benim de sineklerin tanrısı beklentisi ile izlemeye başlayacağım dizi. çok yeni olduğu için doğru düzgün yorum da yok. bu gece bir kaç bölüm attıktan sonra editler gelir

    edit 1 : gönlümden geçen pont-saint-esprit olayına benzer bir hikayeyi konu etmiş olması. ya da başka tipte bir cia deneyi. koku moku olayıyla başladı çünkü. görücez.

    edit 2: 3. bölümden itibaren beni sarmaya başladı. bir ara fringe dizisine saracak sandım. oyunculuklar genel olarak harika değil fakat cast oldukça genç, zaten beklentiyi yüksek tutmamak lazım bu konuda. harry'i oynayan çocuk fena değil ama esas campbell karakteri ve oynayan geleek vaadiyor. ayrıca ismail hacıoğlu'na da benziyor. neyse. lost gibi mistisizm, çözülmesi beklenen gizemler ve teori üretmece beklentiniz varsa tatmin etmeyebilir. benim gibi post-apolokaliptik temaları ve sosyal antropolojiyi ilgi çekici bulanlardansanız tavsiye ederim.
    dizi, merak edilen gizem unsurlarından ziyade, gençlerin komuniteyi idare etme çabalarını yansıtırken, psikolojik etmenleri ve farklı kişilik tiplerinin değişen davranışlarını da gösteriyor. üstelik bunu abartmadan, kör gözüne parmağım şeklinde değil, hayatın olağan akışının öyle çabucak da bozulamayacağını belirten amerikan gençlik filmlerinde gördüğümüz yaşantıyı hala da yansıtarak yapıyor. ben bu açından sevdim. gençlerin organize olma çabaları ve becerileri takdire şayan. moral değerlerin alışıldık hukuk kavramlarrı ve kanunlar ortadan kalktığında * öyle hemen de askıya alınmayağını göstermiş. bu noktada, olayın bir ortadoğu toplumunda ya da türkiye'de geçtiğini ve neler yaşanacağını tahayyül etmekten kendinizi alamıyorsunuz.
    6. bölüme geldim ve izlemeye değer olduğunu düşünüyorum.
    ayrıca sam karakterinin tatlılığını yerim.
    ha, bir diğer hoşuma giden kısım ise o yaş grubundaki kız- erkek arkadaşlıklarının - romantik olanları kastetmiyorum- ne derece samimi ve sıcak olabileceğini görmekti.
    sezon sonu editi : çoğunluğun aksine ben beğendim. kapitalizm ve totaliter komunist rejimin mikro düzeyde eleştirilmesi falan çok keyifliydi. elbette ki sezon finali plot twistli. umarım tutar da 2. sezon onayını alır.
    bi de post apokaliptikten ziyade distopik demek daha doğru olurmuş diyeyim.
  • sonuna kadar izledim... sürükleyici... sonunda sok olacaksınız...
  • the leftovers, under the dome, lost görünümlü gossip girl... 10 bölüm birer saat. 3.bölümdeyim ve hala ergen muhabbeti. the 100 bile mumla aranıyor
  • ilk bölümüyle sarmayan netflix dizisi. bazı dakikaları geçesim geldi. akıcı değil ama haftasonu zaman geçirmek için izlenebilir.

    -s!-
    kilisede içki içen ve öpüşen gençler var ilk bölümde sadece ilginç olan. o da ne kadar ilginçse işte.
    -s!-
  • ilk 3 bölümün tamamını kalan bölümleri atlayarak izledim belki bir yerde bilim kurgu kırıntısı falan vardır diye konu itibariyle ama tamamen (bkz: çöp)
  • fragmanından çöp olduğunu anladığım dizi.
  • marc webb'den beklenilmeyecek kadar kötü bir yapım olmuş. sevdiğim yönetmenlerin netflix'le anlaşmasını gördüğümde her zaman kötü bir hisse kapılıyorum ama dizi tam anlamıyla leş.
  • dizilerde bazı mantık hatalarını kabul edebilir ve görmezden gelebilirim ama kasabada mahsur kalan 40-50 gerizekalı gencin arabaları varken 6 ay geçmiş olmasına rağmen bir çıkış yolu olup olmadığını araştırmamalarını, diğer kasabada durumların ne olduğuna bakmamalarını ve durumu direkt kabullenip komün sistemiyle hayatlarını idame ettirmelerini kabul edemiyorum.

    dizi bu haliyle sıradanlaşıyor ve bu duruma neden geldiklerine dair hiçbir açıklama 7. bölüm itibarıyla yapılmadı. bu duruma giden çok güzel de bir caps koyuyorum.

    diziyi bu haliyle bitireceğim ama henüz başlamamış yazar arkadaşlara tavsiyem hiç bulaşmasınlar. vakitlerine yazık. acaba ilerde bir şeyler olur mu diyebilecekleri hiçbir şey yok.
hesabın var mı? giriş yap