• martin, son açıklamasına göre kitabın %75'ini tamamlamış. 12 yılda bu kadar yazabildiyse, kitabı tamamlamasına en az dört yıl daha var.
  • geliyor gelmekte olan. kaldı 5 sene :d
  • serinin tüm kitaplarını okuduktan sonra " yahu bu adam konuyu nasıl toparlayacak " diye düşünmüştüm.

    galiba düşündüğüm gibi de oldu. kitapta o kadar yan karakter var ki hepsini bir yerde birleştirip ortaya bir sonuç koymak bence imkansıza yakın. bana bazı olayları ve karakterleri budaması gerekecek gibi geliyor.

    ayrıca yazar baya yaşlı ve bu işin altından kalkması da zor. şöyle koca bir ekiple işe girişip hikayeyi bir yerde bitirse de biz de rahatlasak.
  • son 3-4 yılda düzenli olarak 6 ayda bir entry girip çıkmayacağını belirtmişim.

    bir daha belirteyim:

    çıkmayacak. grrm ha yazdım ha yazıyorum, yok şu kadarını yazdım yok şu kadar daha chapter bitirdim diye diye mezarına götürecek kitabı.

    beklemeyin. seri 5. kitap ile bitti. kalanı belki grrm’in vefatından sonra başka bir yazar bitirir. ona da varisler izin verirse.
  • bu kadar gecikmesinin bir sebebi de hikayenin tıkanmış olması. george martin, daha önceden öldürdüğü bir karakterin hikayenin devamında kilit bir role sahip olduğunu farkettiğini söylemiş. bu yüzden de hikayeyi devam ettirmekte zorlandığını, alternatif yollar aradığını söylemiş. kaynak

    bu karakterin kim olduğunu bilmiyoruz ama çeşitli fan forumlarında denk geldiğim tartışmalar ve kişisel görüşlerim doğrultusunda birkaç kelime karalamak istedim. yazının devamında spoiler olacak.

    öncelikle hikayenin genel akışını şekillendiren kilit ölümlerden biri olamaz bu karakter. ned stark, robb stark, renly baratheon, tywin lannister, oberyn martell, khal drogo, viserys targaryen, rhaego, joffrey gibi karakterler olayların akışını önemli ölçüde değiştirdi. bu ölümler olmadan hikaye bambaşka olurdu. o yüzden bu seviyede önemli karakterler değil muhtemelen.

    bir diğer nokta da, bu karakterin alacağı bir aksiyondan dolayı değil de bildiği bir şeyden dolayı kritik olduğunu düşünüyorum. bu bilginin mevcut karakterlere aktarılması hikayenin devamı için gerekli olabilir. bir karakterin alacağı bir aksiyonu başka bir karaktere yaptırmak nispeten daha kolay alternatif üretilebilecek bir durum gibi geldi. dolayısıyla yazarı o kadar zorlamazdı diye düşünüyorum.

    bu bakımdan maester aemon çoğu kişinin aklına gelen ilk isim. benim de öyle. hikayedeki en yaşlı karakterlerden biri olarak bir çok kritik bilgiye sahip. targaryen hanedanı ve kings landing'in geçmişi hakkında çok kritik bir karakter. bloodraven'ı tanıdığı için kuzey ve white walker'larla da bağlantılı. rhaegar ile iletişim halinde ve jon snow'u kişisel olarak tanıyan tek targaryen. r+l = j teorisini doğrulayabilecek bir kişi.

    yine benzer sebeplerle pycelle. robert'ın isyanı, rhaegar ve ölen(?) çocukları hakkında kritik bilgiler pycelle aracılığıyla günümüze taşınabilir.

    kings landing'in dışına çıkarsak, quentyn martell daenerys ve dorne bağlantısı hakkında önemli bir karakter olabilecekken erken ölen bir karakter. yanarak öldüğü ve cesedi tanınmaz halde olduğu için, bu ölümün kesinliği biraz şüpheli. özellikle hikayenin devamı için kilit bir karakterse yazar quentyn'i geri getirebilir. o yüzden çok köşeye sıkışmazdı sanki. dorne hikayesinde erken ölen bir diğer yan karakter arys oakheart.

    bir diğer adayımız kevan lannister. tywin'in ölümü sonrası cersei'nin gücü elinde daha uzun süre tutmasına yardımcı olabilecek bir karakter. ayrıca cersei ve tyrell ittifakının dengeleyici unsuru olabilecek bir karakter. daenerys (ya da aegon) gelene kadar kings landing kendi kendine düşüyor zaten otorite boşluğundan.

    bütün bunların dışında henüz bizim bilmediğimiz ama winds of winter'ın başında ölecek olan bir karakter de olabilir. henüz yayınlanmadığı için değiştirilebilir gibi görünse de sonuçta geri dönüp tekrar yazılması gereken bir olay akışı olacak.

    bakalım bekleyip görelim.
  • haftasonu hakkında bilgilendirici entryler art arda debe ye girdiği için hem hala kitap serisinden umudunu kesmeyenleri görüp mutlu olduğum hem de bunca yıl sonra hala daha 3/4 ünün anca tamamlanmasına kahrolduğum, a song of ice and fire serisinin 6. kitabı.

    geçtiğimiz günlerde george r.r. martin katıldığı bir talkshowda kitabın neredeyse 3/4 ünü bitirdiğini ama geri dönüp düzeltmek istediği yerler olduğunu söyledi. bazı karakterlerin hikayesini tamamen (kitap özelinde) bitirdiğini geri kalanların da kendini hep zorlayan karakterler olduğunu belirtti.

    daha önce verdiği röportajlardan yazmaktan en çok keyif aldığı ve en hızlı yazdığı hikayenin tyrion lannister olduğunu biliyoruz. kişisel blogundan yaptığı açıklamalarda cersei ve jaime üzerinde çalıştığını da belirtmişti büyük ihtimalle bu üç kardeşin kitaptaki bölümleri tamamlandı ya da tamamlanmak üzere. buradan az çok fikir yürüterek, mereen'deki savaşı sonlandırdığını, king's landing'deki hikayeyi ilerlettiğini (cersei ve margaery tyrell' in duruşmalarının görüldüğü ve sonrasındaki süreci çözüme kavuşturduğunu) ve nehir topraklarında lady stoneheart ile jaime arasındaki beklenen hesaplaşmayı da yazdığını düşünebiliriz. oldtown ve winterfell'deki savaşlar, duvardaki durum vs. nasıl bilmiyoruz ama şahsen kuzeydeki olayları da baya ilerletip night's king'in güneye inmesi öncesi safların belli hale geldiğini düşünüyorum.

    başka bir röportajda da, en zorlandığı karakterin bran olduğunu söylemişti. ama bran hikayesini gittikçe karmaşıklaştıran ve zorlayan yine kendisi. kitapta çok ama çok az kişinin şüphelendiği "zamanda yolculuk" kavramını dizi vasıtasıyla bize aktarana kadar, büyük bir kitle bu hikayede böyle bir şey olduğunu bilmiyordu. acaba bazı gizemleri çözmek için son çare olarak mı bunu dahil etmeyi seçti, yoksa başından beri böyle bir şey aklında var mıydı onu da bilmiyoruz. ilerde zorlandığı anlarda "zamanda yolculuk yapan bran" in yardımına ihtiyaç duyacak belki çoğu zaman, ama bunu da klişeden kaçarak yapmaya çalıştığı için işin içinden çıkamıyor olabilir.

    bir diğer konu da, martin serinin şimdiye kadar en uzun kitapları ** yaklaşık 1500 müsvedde sayfadan oluşurken (ki bu iki kitap da yaklaşık 1200 sayfa olarak basıldı) yeni kitabın çok daha uzun olacağını belirtti. tabi buna daha önce a dance with dragons kitabı da çok uzun olduğu için bu kitaba aktarılan 200 sayfaya yakın bir metin de dahil. (2 arianne martell, 2 tyrion, 1 barristan, 1 victorian, 1'er tane theon & aeron greyjoy ve 1'er tane arya ve sansa bölümleri bu kapsamda). hadi toplam kitap 2000 kaba sayfa olsa da, bunların bunun % 75'i zaten 1500 sayfa ediyor. daha önceden yazdıklarını da çıkarırsak son 10 yılda neredeyse kitabın sadece yarısından biraz fazlasını yazmış gibi bir durum çıkıyor ortaya ki bu hiç iç açıcı değil.

    allah uzun ömür versin ama yaşı malum olan* ve hakettiği ün ile başarıya geç yaşta kavuşmuş bir yazarın; magnum opus olarak anılacak eserini tamamlamadan bu kadar çok yan işe girişmesi, kendini bir türlü işe verip yazdığı her cümleyi okuyan fanlarının asıl beklentisini karşılamayı hep ikinci plana atması çok ama çok tepki çekiyor. serinin 7. ve son kitabı olacak dream of springs'ten ise zaten çoğu fan ümidi kesmiş durumda.

    umarım bu uzun bekleyiş sonunda hem kendisini ve eserlerini seven binlerce insanın hevesi kursağında kalmaz hem de martin istediği, niyetlendiği bütün hikayeleri kitap, dizi, film vs. aklında ne varsa bir şekilde bize anlatmayı tamamlar.
  • çok başarılı bulduğum fakat pek sevmediğim bir yazarın, en ünlü kitap serisinin henüz çıkmamış olan altıncı kitabıdır.

    öncelikle şunu söyleyeyim; yazar, dance with dragons kitabından sonraki aralıkta uzun bir süre kitap yazmadı. diziyle ilgilendi, iyice ünlenince farklı çalışmalarda rol aldı. ne zamanki dizi bitti, o zaman kitabının başına yeniden oturdu. eski bölümlerini değiştirmeyi de çok sevdiğinden dolayı kitabın 3/4'ünü 12 yılda yazmış demek pek doğru kaçmıyor. büyük bölümünü son 1-2 yılda yazdı. ama bunun daha az bekleyeceğimiz anlamına gelmediğini de eklemeliyim. muhtemelen ölmeyi bekliyor ki kimse ona kitabı çıkaramadığı için kızmasın.

    yazar hikayeyi bizim için değil, kendi için yazıyor. belki de para için, belki de ün için ama kesinlikle serinin hayranları için değil. dizi çıktıktan sonra epey ünlendi ve bu nedenle kitap yazmaya uzun bir süre ara verdi. çünkü ihtiyaç duymadı. umurunda olmadı. soru soran hayranlarına "keep reading" dedi ama bunu yapabileceğimiz bir şey yayınlamadı. bazılarınız "winds of winter'dan bölümler yayınladı" diyebilir ama bu bölümlerin çoğunu dance with dragons için yazmıştı. dediğim gibi, sonradan çıkarmak zorunda kaldı.

    yazarın keyfine göre yazması, forumlarda tartışılır ve çok sıkıntılı bir konudur ama ben kendisinin haksız olduğunu düşünüyorum. birine bir şey göstermek, meraklandırmak ve devamını vermemek etik yasalarına aykırıdır bence. mesela fragmanı çıkan bir filmi merak ederseniz gidip izlersiniz. en kötü film iptal edilir ama bu da size açıklanır. bu adam ise son beş yıldır her ay; "artık kitabı bitiriyorum, farklı işlerle uğraşmayacağım" tarzı şeyler söylüyor. sözünün arkasında da asla duramıyor.

    peki neden hikayeyi tamamlayamıyor?

    yazar hikayenin konusunu fazla genişletti. dünyayı kendi isteğine göre dolu dolu olayla/karakterle doldurması hikayeye gerçekçilik katması açısından çok hoştu. ama alakasız hikayelerin fazla yer kaplayarak türemesi bizi ana hikayeden uzaklaştırdı da uzaklaştırdı. bir kitap serisi yazıyorsanız, işlenecek olay ve temaları ilk kitaplardan verirsiniz ve hikayenin devamında bunları çözüp hikayeyi bitirirsiniz. peki yazarımız ne yaptı? bakalım:

    game of thrones: hikayeyi ve karakterleri tanıtıp olayların başlangıç anını verdi.
    clash of kings: hikayenin devamını ve yeni (önemli) karakterleri verdi.
    storm of swords: hikayenin çoğu noktası belli bir yere bağlandı ve devamı kolayca getirilecek şekilde son buldu.

    storm of swords'a daha detaylıca bakarsak; beş kralın savaşı bitti. kuzeylilerin isyanı bastırıldı. arya braavos'a gitti. sansa, vadi'de yaşamaya başladı. bran, üç gözlü karga'nın yanına gitti. jon, lord kumandan oldu. daenerys, mereen kraliçesi oldu. tyrion ise ailesinden kaçmayı başardı. gördüğümüz gibi çoğu karakterimiz eğitim alacakları ve hikayelerinin uzun bir kısmını geçirecekleri noktaya ulaşmışlar. buna da hikayeyi toplamak diyoruz. clash of kings'te hikayeyi epey dağıtan yazarımız bu sayede hikayeyi daha derli toplu hale getirebildi. bunu yapabilmek için son bölümleri aşırı olaylı ve akıcı yapmak zorunda kaldı. ve bana sorarsanız serinin en başarılı kitabını ortaya çıkardı. peş peşe oberyn martell, tywin lannister veya lysa arryn gibi önemli karakterleri öldürerek hikayelerini sonlandırdı.

    kıyaslamak için dance with dragons'a bakalım: stannis, winterfell'e saldırdı; ne olduğu belli değil. meeren'de savaş başladı; ne olduğu belli değil. euron bir savaşın ortasında kaldı. altıncı aegon, westeros'a yeni vardı. cersei ve margaery'nin duruşması bile yarıda kesildi. jaime, catelyn'in yanına gitti ama ne olduğunu almadık. gördüğünüz gibi elimizde yarım kalan pek çok hikaye var. ve storm of swords'daki gibi bir hikaye durağından da bahsedemiyoruz. direkt olarak yarım kalmış. zaten yazar kitaptan birkaç bölüm kestiğini açıklamıştı ama bu kadar da anlamsız bir noktada hikaye kesilmesi olmaz.

    peki bunun nedeni ne? yazar üçüncü kitaptan sonra beş yıllık bir ara vermek ve karakterlerimizin daha olgun halleriyle hikayelerine devam etmesini yazmak istiyordu. ama bunu denedi ve işe yaramadı. kitabın üçte biri bitmişti ama yazar bunu çöpe attı. dördüncü kitabı neredeyse iki kere yazmasına rağmen üçüncü ve dördüncü kitabın çıkış yılları arasında sadece beş yıl var (2000-2005)...

    onun yerine yazar hikayenin devamını getirdi. hiç zaman atlaması yapmadı. dorne ve demir adalar'ı hikayeye daha da sıkı bir şekilde dahil etti. biz king's landing'i ikinci kitapta yalnızca iki karakter gözünden görürken yazar dördüncü kitapta dorne'a üç, demir adalar'a üç bakış açısı karakteri ekledi. brienne'in (güzel ama ilk okuyuşta) sıkıcı olan hikayesini yazdı. feast for crows'un son bölümleri her daim tüylerimi diken diken etse de genel olarak (cersei bölümleri hariç) boğucu bir kitaptı. ana hikayeden çok uzaktı. evet serinin güzel olmasını sağlayan en önemli etkenlerden birazını (özellikle çeşitlilik ve gerçekçilik) güçlendirdi. ama hikayeyi tamamlayamayacaksan bunun ne anlamı var.

    eğer dorne ve demir adalar gibi yerlerin hikayesini bu kadar detaylı bir şekilde bize verip (bu yerlerin devam hikayesiyle birlikte) ana hikayeyi bize veremeyecek bir noktaya geleceksen ne anlamı kaldı? seri şu anki haliyle mükemmel olsa da dördüncü kitapta bu kadar konudan sapmamalıydı. arys oakheart gibi bir karakterin bakış açısını aldık kitapta. yalnızca bir bakış açısı var ve o sırada yanında başka bir bakış açısı karakteri olan arianne martell var. hikaye o kadar dallanıp budaklandı ki bağlanamayacak bir noktaya geldi.

    beşinci kitapta da aynı şekilde; quentyn martell diye bir karakter aldık. hikayesi çok güzel ve anlamlı ama ana hikayenin tamamlanamaz olmasına neden olmak dışında bir şey vermiyor bize. olmasa da olur yani. bunca karakter, olay, neden-sonuç ilişkisi, kültür, mekan vs. hepsi sonu gelmeyecek bir hikaye için miydi? madem bu hikayenin sonu gelmeyecekti, bare diziye mükemmel bir son yazsaydın da gözümüz açık gitmeseydik.

    bakın çoğunuzun dorne ve demir adalar'ın ön plana çıkmasından mutlu olduğunun farkındayım. ben de öyleyim. ama hikaye yazarken kalem sizin elinizdedir. ve hikayeyi genişletebilir veya daraltabilirsiniz. üçüncü kitap hariç, bu yazar sürekli hikayeyi genişletti. dördüncü kitapta birden dorne, demir adalar, altıncı aegon gibi konular ortaya çıkmaya başladı. bunu yapan yazar daha pek çok şey yapabilir. altıncı kitapta birden lannis limanı lannisterlarının, casterly kayası lannisterlarına isyan ettiğini öğreniriz. ibben'deki denizciler birleşir ve hep beraber westeros'a savaşmaya gelirler. ya da yazar birden yaz adaları iç savaşından bahsedebilir. bu tamamen onun elinde. biz dorne'u veya demir adalar'ı tanımıyorduk. onları eklemeyebilirdi. hikayelerini alttan alta daha az bir şekilde verebilirdi. ama şimdi menzil'deki karakterleri de (euron yüzünden) eklemek zorunda kaldı. ya da altıncı aegon piyasada yoktu. ama birden çıktı ve şimdi daenerys, westeros'a geldiğinde muhtemelen yeni bir targaryen iç savaşı yaşanacak. yazar hikayeyi olabildiğince uzatıyor. ünü asla bitmesin istiyor ya da aslında yazmıyor ama yazıyormuş gibi yapıyor. bilemiyorum. yazabileceksen istediğin kadar uzat da okuyalım. ama nolur artık yan işleri bırak ve bu noktaya gelmene yardımcı olan ana seriyi yaz.

    yazar yedinci kitapta sadece önemli karakterlerin bakış açısı olmasını istediğini söyledi. dany, arya, sansa, bran, jon, tyrion gibi karakterler yani. ama george, sence açtığın bu koca delikte sadece bu karakterlerin bakış açısı olduğu bir düzeye gelmen mümkün mü? tek kitapta bunca hikayeyi, tek bir hikayeye bağlayabilir misin?

    bağlayamazsın, çünkü istemiyorsun. insan olduğun için bir şey demiyorum, herkesin kötü anları olabilir. yazmaktan vazgeçmiş bile olabilirsin. ama sen bizi kandırıyor, boşu boşuna ümitlendiriyorsun. bu yüzden seni sevmiyorum george. gençliğimi geçirdiğim bir seri yazmış olsan da seni sevemiyorum. kitap daha yıllarca gelmeyecek ve bunun tek sorumlusu sensin. belki hiç çıkmayacak kitap. ve dany sonsuza dek essos'ta kalacak. bran'e ne olduğunu bilemeyeceğiz. sansa kraliçe olamayacak ve cersei'nin duruşması asla yaşanmayacak. jon da ölü kalacak gibi gözüküyor. gerçi yıllardır bunlar böyle. ve tekrar ve tekrar söylüyorum; hepsi senin suçun.

    çok yükseklere uçtun, ünlendikçe daha da azdın ve sonunda kanatların güneşe değdi. kanatların yandı george. suya çok sert bir iniş yapacaksın. ve tarih seni iyi hatırlamayacak. hadi git ana seri yerine saçmasapan diziler çekmeye devam et.

    edit: imla.
  • house of dragons dizisini izlemenin ardından gelen gaz ile a dance with the dragons kitaplarını yeniden okuduğum ve bu nedenle asla çıkmayacağına ya da çıksa bile bir hayal kırıklığı olacağını düşündüğüm kitaptır.

    çünkü son kitabı okurken ve ardından internette yapılan tartışmalara aşina olduktan sonra şunu anladım ki a song of ice and fire serisi ve genel olarak bu evren özellikle dizi ile popüler olduktan sonra kötü bir yola girdi. george rr. martin bir güç zehirlenmesinden muzdarip. kitapların özellikle dizinin ilk 4 sezonuna denk gelen kısmı gerçekten fantastik edebiyatın doruk noktalarından. ancak bana ve internetin çoğuna göre ilk kitabı yazdığı 1994 yılından dizinin popülerlik kazanışına kadar george rr martin hikayeyi kendi kafasında oturtmuştu ve efsane karakterler ile doğru bir rota alıyor gibiydi. ancak o anda dizi ile seri çok popüler hale gelince ve george rr martin inanılmaz bir fırsatlar okyanusuna kavuşunca aklında tozlu raflara kaldırdığı ne kadar fikir ve karakter varsa onları yazmaya girişti. aynı zamanda egosu da okşanınca kendi yazarlığına hayran kaldı. bu da son kitapta yemeklerin ve duvar boyalarının güzelliğinin betimlenmesi ve gereksiz karakterlerin hikayeye girişine sebep oldu.

    --- spoiler ---

    deli kitap spoileri
    --- spoiler ---

    son kitaptan bariz örnekler vereyim. mesela benim en gıcık olduğum karakter quentyn martell adlı allahın belası. yav şimdi bu karakterin meeren'de kilitli olan iki ejderhayı zincirlerinden kurtarıp savaş alanına salmaktan başka ne işlevi oldu. allahın mancınığı bir taş atsaydı da tam o odaya gelseydi de ejderhalar salınsaydı. ben sadece bunun için neden 300 sayfa dazlak kafalı, aptal bir çöl bedevisinin sıkıcı hikayesini okuyorum.

    bunun bir de ablası arianne martel var. o da martel lorduluğunu ele geçirmek için komplo kuruyor ama başarısız oluyor. hikayesi bu. bu kadar. e abi sen her leydinin başarısız girişimini 500 sayfa yazacaksan işimiz var. o zaman sabaha kadar getir bana ben yazayım götten bu kadar yüzeysel hikaye ben de uydururum. senin george rr martin olmanın ne anlamı kaldı.

    mesela bence sonradan gözünden hikayeyi takip ettiğimiz bence en anlamlı karakter barristan selmy. dany'nin hikayesine ve kendi geçmişini de bildiğimiz için gayet gerekli ve yeterli bir katkı yapıyor. ancak bunun sebebi ilk kitaptan beri belirli bir yeri ve hikayesi olması. bu mk martellerini sen 5. kitapta yazmaya başladığın için diğer karakterler yanında o kadar yavan ve okuması sıkıcı geliyor ki anlatılmaz yaşanır.

    ve sadece gözünden gördüğümüz pov karakterlerin değil yan karakterlerde de türkiye enflasyonu gibi bir enflasyon var. görsel bir videodan aldığım bu resimde gördüğünüz karakterlerin hepsi baristan selmy'nin son chapter'ında önemi olan adı geçen karakterler. yok birisi çok caniymiş, birisi kara büyücüymüş, birisinin siki 30cmymiş diye gidiyor.

    inan bana umrumda değil. ben 4 kitap okuduğum karakterlerin hikayesi bir adım ileri gidecek mi okuyabilmek için senin oluşturduğun karakter yağmur ormanında palayla karakterleri keserek yol almaya çalışıyorum. olmaz martin abi. sen kibre kapılmışsın. tamam çağımızın en iyi yazarlarından birisin ama sen de bir insansın ve daha önemlisi senin okuyucuların da birer insan. bütün karakterleri jon ve dany odağına alıp hikayeyi bitirmeye uğraşman gerekirken adı sik so sok falan olan 358 tane karakter yaratman o kadar umrumda değil ki anlatılmaz yaşanır.

    sen kitabın ortasında başka bir targaryen var ve westeros'u golden company ile işgal etmeye geliyor adlı bir hikaye yazar ve bunu tyrion'un yan hikayesi olarak anlatırsan ben bunu ciddiye alamam. benim için belki de yeni kitabın en önemli olayı olacak jon connigton ve aegon targaryen o kadar önemsiz ve anlamsız geliyor ki. jamie ve brienne yeniden birleşti acaba ne yapacaklar ya da allahın sansa'sı vadide neler planlıyor bile benim için daha önem arz ediyor. madem böyle kritik bir karakterin var koysaydın jon connigton'u ilk kitaptan beri pov karakter olarak. hikayede süpriz olsun diye isimlerini değiştirerek tyrion'un iki gemi yolculuğu sırasında yan karakter olarak tanıtıp iki hiçbir yere gitmeyen bölüm yazarsan isterse night king olsun çok da umrumda olamıyor maalesef. jon connigton'ın iki bölümünün anlattıkları birinde amansız bir hastalığa yaklanıyor diğerinde de çaresiz westeros'a yelken açıyor. vay anasını ya gerçekten sansa, samwell ve allahın iki çöl bedevisi marteller'inden daha az sayfayı hak edecek önemsizlikte bir hikaye. nasıl bir hikaye yazım ve karakter gidişatı planı ben anlamadım.

    bu kadar yan karakterlerden şikayet ettim bunun yanında adam gerçek ana karakterlerin hikayesini bağlayacağı yerde daha da uzaklaştırıyor ve hikayelerini uzatıyor. mesela theon'un roose bolton'un caniliğinin ne kadar sert olduğunu gösteren penissiz bir zavallı halinde bıraktığımız şu andan hikayesi nereye evrilecek çok merak ediyorum. sadece winterfell'in düşüşünde rol oynayacak o da inşallah diye 58 bölüm işkenceden beyni yanmış bir delinin içsel sızlanmalarını okuyoruz. tek başına bu kadar uzun bir kısmı theon delirdiği için 3 günü kapsıyor bile olabilir bilmiyoruz.

    greyjoyların hikayelerini "en azından" okurken sıkıntıdan içim geçmediği için seviyorum. viktarion ve euron arasındaki kardeş draması gayet iyi işlenmiş. ama bunu al başka kitap yaz martin dede. zaten yeterince draman var senin bu seride. e utanmadan bir de yeni kitapta 120 tane yüzeysel drama ekliyorsun. üstüne greyjoylar artık insana daral geliyor. bunların hikayesi de çok yavaş ve anlamsız ilerliyor üstelik. en sonunda victarion bu kitapta dany'nin savaş alanına ulaşacak inşallah da rahatlayacağız. artık bir sonraki kitapta spoiler umrumda değil önce umrumda olan jamie, cersei, arya, sansa, tyrion ve jon'u okuyacağım. sonra canım isterse bu salaklara dönerim. isterse dünyayı yaksın yan karakterler artık ben bezdim.

    bu şekilde karakter enflasyonu hikayenin de bir yere gitmemesine sebebiyet veriyor. jon stannis'in tripleriyle uğraşırken bıçaklandı. 15 senedir geri dönecek mi dönemyecek mi onu bekliyoruz. dizide çok hızlı karakter değişimleri oldu diyoruz ama en azından oldu. burada hiçbir karakter hiçbir yere gidemiyor. ya da gidiyor da emekleyerek diyeyim.

    sadece starklar, dany ve tyrion özelinde kalsaydı hikaye karakterlerin bir noktada buluşarak ya da amaçlarına ulaşarak serinin bitebileceğine inanabilirdim. çünkü kitaplarda hala dany ve jon başta olmak üzere ana hikayeye hizmet eden karakterleri okuması oldukça zevkli. ancak bu kibir ve yazarlık aşkıyla olacak iş değil. belki winds of winter çıkar ama bir sonraki kitapta karakter sayısı geometrik artacaksa bunun gibi, bu seriden umudu kesin. her karakteri aklınıza getirip götten bir son ve bi sürü götten karakter uydurun. en azından bir sona varacağı için eminim daha iyi olacaktır çıkacak kitaptan. zaten son zamanlarda martin de farklı bir şey yapmıyor. en azından siz hikayenin sonunu getirmiş olursunuz.
  • eğer yayınlanırsa game of thrones geldiğinden beri buz ve ateşin şarkısı serisinden yayınlanmış olacak ilk kitap. yani ejderhaların dansı kitabı bazılarının söylediği gibi "diziden gelen güç zehirlenmesiyle" yazılmış bir kitap değil. ayrıca ejderhaların dansı kitabı, zaten kargaların ziyafetiyle beraber yazılmaya başlamış bakış açılarına sahip. yani 2000 senesinden beri yazılan ve 2011'de yayınlanan bir kitap. o yüzden bir üstümdeki entry (bkz: #144696796) zaten baştan hatalı. bahsi geçen entry'nin kitap hakkında getirdiği eleştirilerin ne kadar temelsiz olduğu sadece buradan bile görülebilir. ama getirilen eleştirilerin hiçbirinin en ufak bir su tutmadığını görmek için hikayelerden ve edebiyattan biraz anlamak da yeterli olacaktır.
  • george r. r. martin son röportajında kitabın yaklaşık 1200 sayfasını yazdığını yazması gereken 500 sayfa daha olduğunu söyledi.

    kaynak
hesabın var mı? giriş yap