• netflixte bir diziyi daha bitirmenin çoşkusu içindeyim, ne demekse:) neden bu diziyi seçtim? çünkü lehçe idi. evet, 6 bölümlük bir polonya dizisi izledim. “the woods” yani “orman”, harlan cobenin romanından uyarlanmış bir dizi.

    önce kendi ülkesinde 12 haziran’da, ardından da netflix’te gösterime girdi ve diğer ülkelerde de yayınlandı. harlan coben’in safeinden sonra bu diziden daha çok umutluydum aslında. ama eksik olduğu taraflar da var maalesef. yine de bir avrupa dizisi izlemek harikaydı.

    kız kardeşimin de uzun süre orada yaşamasından ve edindiği dostlar bizim de aile dostumuz olduğundan; dolayısıyla polonya’lı insanları çok sevdiğimizden ilgi ve merakla izledim. dizide bolca koyu renk tenli insan var. kardeşimin yorumu ise “neden bu insanları seçmişler anlamıyorum, cidden çok büyük çoğunluk, sarı saçlı ve mavi gözlü” diyor.

    --- spoiler ---

    dizide başrol oyuncusu “pawel kopinski” adında bir savcı, sarışın mavi gözlü. gençliğini canlandıran pawel de öyle. genellikle insanlar bu formatta imiş orada. tanıştığımız polonya’lı arkadaşlarımız da öyleler. belki netflix böyle olsun istemiştir. işin bu kısmını ben de bilmiyorum.

    dönelim diziye. dizide pawel’imiz var kasia’mız var ki bunlar polonya’da en çok kullanılan kadın erkek isimleri. pawel’in günümüzdeki halini grzegorz damiecki, genç pawel’i ise hubert milkowski canlandırıyor.

    dizi, bir cesedin bulunması ile başlıyor. bizi 25 yıl öncesine götürüyor mevzular. dolayısı ile 94 yılı ile günümüz arsasında gidip geliyor dizimiz. bir grup genç, gençlik kampına gidiyor. kampta pawel ve kızkardeşi de var, annesi de doktor ve o da kampta onlarla beraber kalıyor; hatta kampın sorumlusu laura’nın da babası ile ilişkisi var (ki bunu sonra öğreniyoruz)

    pawel ise oradaki refakatçilerden biri. yani yaşı birkaç yaş daha büyük olduğundan oradaki gençlere sahip çıkması, koruması gerekiyor. pawel’in kız kardeşi ile beraber 3 genç bir gece kayboluyor. ikisinin cesedi ertesi gün bulunuyor. ikisinden ise haber alınamıyor.

    25 yıl sonra bulunan erkek cesedinin verdiği ipuçlar ile dedektifler savcı pawel’e ulaşıyor. çünkü bulunan ceset 25 yıl önce ortadan kaybolan iki gençten birine ait. kız kardeşi ise kayıp.

    derken savcı pawel kız kardeşinin yaşıyor olabileceğine dair bir umudun peşine takılıyor. yaz kampından aşk yaşadığı laura ise üniversitede hoca. öğrencilerinden isim belirtmeden bir öykü yazmalarını istiyor. ona ulaşan bir öykü ise laura’nın yaşadıklarını anlatıyor 94 yılında. derken laura da yıllar sonra pawel ile bir araya geliyor; olayı kendilerince araştırmaya çalışıyorlar.

    dizi flashback’lerle ilerlerken yavaş yavaş da çözülmeye başlıyor. o dönemde aşık olduğu laura’nın babası da kampın yöneticisi. kamptaki çocuklar vahşi cinayate kurban gittikleri için babası ile suçlanıyorlar ve çocuklara sahip çıkmadıkları için çok büyük bir bedel ödüyorlar. ayrıca yahudi oldukları için de çevreleri tarafından hoş karşılanmıyor, dışlanıyorlar. babası ise tuhaf biri, o dönemde sorgulanmış ve suçsuz bulunmuş olsa da, günümüzde hastanede yatmakta, aklı ile ilgili sorunlar yaşamakta.

    polis o dönem olayı etraflıca soruşturuyor; delil bulamadığından ve cinayetleri kampta olan bir başka öğretmeninin üzerine yıkıyor. o adam da hapiste.

    bölümleri heyecanla izledim. sonunda kimin cinayet işlediğini anlıyor gibiyiz ama neden ve nasıl yaptığı konusunda muallakta kalmış durumdayız.
    --- spoiler ---

    diziyi son bölüme dek merak ve ilgiyle takip ettim. neticede farklı bir dil, farklı bir coğrafya her daim ilginç gelmiştir. başroldeki yaşlı pawel’i oynayan aktörün yüz ifadesinden ne olduğunu anlayamadım. adamın suratında devamlı sanki gülüyormuş gibi bir ifade var. aslında gülmüyor besbelli ama ifadesi tuhaftı, ısınamadım. genç pawel ise gelecek vaat ediyor.

    yine bir polonya dizisi olsa elbette izlerim. herkesin hikâyeyi anlatış biçimi farklı elbette. amerikan polisiyesinden çok, iskandinav, ingiliz ya da avrupa polisiyesini yeğlerim. güzeldi, eksiklerine rağmen sevdim. izlemesi keyifliydi.
  • 2005 mayis çıkışlı sleater kinney albümü

    şarkılar :
    the fox
    wilderness
    what is mine is yours
    jumpers
    modern girl
    entertain
    rollercoaster
    steep air
    let's call it love
    night light
  • 12 haziran 2020 de netflix'te başlayacak olan polonya yapımı gizem/gerilim dizisi.

    bir diğer netflix yapımı the forest ile alakası var mı bilmiyorum.
  • aynı zamanda bir san fermin şarkısı.

    https://youtu.be/ofk6nhohgyw
  • jake smith, nam-ı diğer the white buffalo ağabeyin dinlediğim şarkıları arasında en başarılı bulduğumunu...

    hatta şarkı o kadar başarılı ki, şarkının açılışını yaptığı "hogtied revisited"ı dinlemeye başladığım her seferinde, ikinci, üçüncü, dördüncü şarkılar hep "the woods"un hasretiyle geçiyor. fakat insan daha fazla dayanamıyor bu özleme ve nihayetinde winamp'ı açıyor, albümü başa sarıyor ve vuslatın huzurlu kollarına bırakıyor kendisini.

    ayrıca, şarkının girişindeki yaylılar ilk duyulduğu anda terry callier mikrofonu alacak, «woo-hoo...» diyecek ve massive attack'ten "live with me" başlayacakmış gibi hissediyorum.

    sen de dinle, sen de hisset!

    ~> "the woods"
    ~> "live with me"
  • aylar süren polisiye (poliseyeliği tartışılır) gerilim hasretime son vermiş kaliteli yapım. netflix işi olunca pek içine sinemiyor insanın ama gerek roman uyarlaması olması gerekse harlan coben faktörü diziyi başka bir yere taşımış. ikinci bölüm itibariyle gayet akıcı ve merak uyandırıcı ilerliyor.

    --- spoiler ---

    klaudia broniarek sırtındaki şu dövmenin anlamını bilen ya da çözen beni de bilgilendirse çok sevinirim.
    --- spoiler ---
  • gayet güzel uyarlanmış bir harlan coben eseri. mini dizi olarak yayınlandığı için 1-2 günde bitirilmesi çok olası. geçmişteki teenager karakterler sadece dış görünüş olarak dikkat çekse de pawel'in ve laura'nın yetişkin halleri çok güzel işlenmiş diye düşünüyorum. lehçe çoğumuzun kulağına güzel gelen bir dil fakat tek eksisi sürekli soy ad kullanılması ve bu soy adlarının ardarda geçtiği sahnelerde fazlaca kafa karıştırması...

    --- spoiler ---

    dizinin sonunun tam olarak net olmaması, pawel-laura ilişkisinin mutlu sonra ermemesi ve o rahibenin kamila olup olmadığını tam olarak söylememeleri bence yerinde olmuş çünkü tüm bunlara rağmen ana karakter geçmişte olanları eksiksiz bir şekilde öğreniyor. ayrıca sürekli kocasını aldatması ve oğluna ilgi göstermemesi yüzünden kötü gösterilen kadının kocası tarafından öldürülmesi de fikrimi anında değiştirdi
    --- spoiler ---
  • netflix dizisi için (bkz: w glebi lasu)
  • suç, drama türündeki yapımın yaratıcısı safe ve the stranger dizisinin de tasarımcısı olan ünlü yazar harlan coben’dir.

    coben’in the woods adlı eserinden uyarlanan dizi, türkiye ‘orman’ adı ile yayınlanmaktadır. 6 bölümden oluşan dizi, 12 haziran 2020’de netflix’te yayınlanmaya başladı.

    dizinin konusu şöyle, “bir cinayet kurbanının cesedinde bulunan bir kanıt, bir savcıda 25 yıl önce ortadan kaybolan kız kardeşinin hala hayatta olabileceğine dair bir umut yaratır. 1994’te bir yaz kampı vahşi bir cinayetle derinden sarsılır. yirmi beş yıl sonra polis, bir cinayet kurbanının teşhis edilmesi için savcı pawel kopinski’den yardım ister. bir öğrencinin yazısı laura’yı ürkütür ve ormana ilişkin korkunç anılar aklına gelir. pawel, artur’un anne babasıyla konuşması için müfettiş jork’a baskı yapar. pawel ve laura tekrar bir araya gelir. 1994’te goldsztajn’lar yahudi karşıtı tacizlere katlanırken kamila’nın kaybolması pawel’in ailesini birbirinden uzaklaştırır. pawel, ailesi için bir fedakârlıkta bulunur ve nihayet ormandaki o geceye ilişkin tüm gerçeği öğrenir”
  • dün yayınlanan, lehçe dilinde, polonyada geçen harlen coben kitabı uyarlaması, bu aralar çok iyi örneklerinin olduğu başrollerini gençlerin oynadığı başarılı bir dizi.
    kendi türünden farklı olarak hollywooddan netflix tarzından uzak. avrupada çekilmiş olduğu belli, farklı tarzını hissettiriyor. izlemek tıpkı kitap okumak gibi. sürükleyici
    yahudi ırkçılığı işlenmiş ama ana konu bir cinayet.
    2 bölüm izledim henüz. bence genç oyuncular yakışıklılık açısından daha iyi yerlere gelmeyi hakediyorlar. zaten netflix platformunda yayınladığı için böyle bi kaygım yok yakında dünyanın en popüler erkekleri arasına girerler, şimdilik dizinin karakterlerinden google ın bile haberi yok :)
hesabın var mı? giriş yap