• nijerya kökenli iskoç şarkıcı ve söz yazarı nicolette tarafından söylenmiş, kısacık cümlelerle çok şey anlatabilme sanatı içeren bir massive attack klasiği.

    spotify
    youtube

    cesaret şemsiyesi altına gizlenerek korkularımızın bizi delip geçmesine engel olabilir miyiz? es keza kalbimizde minik bir delik açılsa, neyimiz var neyimiz yoksa dökülür mü dışarıya? peki ya zihnimizdekiler kalbimizde tuttuklarımızdan daha ağırsa? onca ağırlığı, altında hiç ezilmemiş gibi unutabilmemiz mümkün müdür?
    keşke o hafifliği kaybetmemenin bir yolu olabilseydi, keşke tüm ağırlıkları bir altına dönüştürüp kazançlı çıkabilmenin bir yolu olabilseydi; keşke zihnimiz bir çocuğunki kadar hafif ve unutkan kalabilseydi.

    ''soon i'll have the courage
    to leave my thoughts behind

    i'll give back all the knowledge
    and keep the wisdom precious in my mind

    oh, i'm missing all the things i knew
    i miss them yet i want them gone
    yes, i'm missing all the things i knew
    yet wish i knew nothing at all
    i wish i knew nothing at all''

    protection albümü|1994
  • ing. üç
  • massive attack parcasi olan three'nin sozleri soyledir:

    three's my lucky number
    and fortune comes in threes
    but i wish i knew that number
    that even little children seem to see
    oh, i'm missing everything i knew
    it's just so hard to be a child
    oh, i'm missing all the things i knew
    yet whinge i knew nothing at all
    i whinge i knew nothing at all

    soon i'll have the courage
    to leave my thoughts behind
    i'll give back all the knowledge
    and keep the wisdom precious in my mind

    oh, i'm missing all the things i knew
    i miss them yet i want them gone
    yes, i'm missing all the things i knew
    yet whinge i knew nothing at all
    i whinge i knew nothing at all
    i whinge i knew nothing at all
  • free ile aynı şekilde telafuz edilebilir.

    not: fiile eklenmiş ek* yetenek, izinli olma ya da olasılık anlamları bildirir. "doğrusu budur" demek değildir. yani*, böyle bir ihtimal var demektir.
  • ingiltere'de kullandığım gsm operatörüdür. çok işimi gördü. aldığı paranın hakkını dibine kadar verdi. türkiye ile iletişimimi her platformda karşıladı. işin daha da ilginci baz istasyonu ile iletişim zayıflığına rağmen mobil internetin hiç falso vermemesiydi. teşekkürler three. burayı okumazsın bilirim ama yine de teşekkürler.

    edit : imla.
  • aynı zamanda chelsea'nin göğüs reklamı sponsoru gsm firması. ben de chelsea formasinin önündeki "3" numarasına anlam veremiyordum meğer reklammis.
  • 2005 yapımı konulu porno.. ne yazık ki bundan öteye geçememiş bir filmcik..
  • britney spears'ın son şarkısı ve ben bu şarkıyı nedense çok seviyorum, ne zaman duysam neşeleniyorum; britney spears'ın o şımarık tavırları geliyor gözümün önüne....
    ve nedense kıro bünyem yabancı şarkıları türkçe şarkılara benzetmek konusunda uzmanlaştı. ne zaman dinlesem aklıma; ibrahim tatlıses'in "van tuu tiri foroo",hazır mıyız şarkısıyla; ebru gündeşin beynimden silinmeyen "birrr gidene kal demem asla, ikiii ezdirmem kendimi aşka, üççç pişman olup ayrılmak yakışmaz sana sözüm iyi şanslar" sözlü şarkı geliyor.neden beynim bana böyle çağrışımlarla oyun oynuyor anlamış değilim sözlük.

    uzun lafın kısası, şarkı güzel,özellikle nakarat kısmını eğlenerek dinliyoruz.
    ayrıca,
    (bkz: 3)
  • telafuzu ile ilgili daha uzun bir açıklama gerektiren rakam, yazıyla üç.

    birminghamlı bir adamın "türkiye'ye gelince aksanımı yumuşatmak zorunda kalıyorum. börfdey, fri deyince gülüyorsunuz" demesi size bir şey ifade eder umarım. hı, birminghamlı birinden daha iyi ingilizce konuşuyorum diyen varsa beri gelsin.

    bir de, dilbilim çalışırken arada farklı aksanlar dinleyin. her şey phonetics dersinde öğrendiğiniz şekilde değildir belki de. misal, "ne yapıyorsun?" sorusunu "napıyon?" şeklinde duyarsanız şaşırmayın.

    edit: fiziksel referans.
  • sayesinde 'birthday' kelimesinin 'börfdey' diye okunduğunu öğrendiğim kelime. onun doğru telaffuzu daha önce yukarıda da belirtildiği gibi peltek s'ye benzer bir sesle olmalı. bir de farklı aksanlardan bahsedilmiş, burda standart ingilizce'den bahsediyoruz, aksanlar ne alaka anlamadım. o zaman phonetics dersinde öğretilenlerin bir anlamı yok koskoca profesörler hep yanlış biliyor vay anasını.
hesabın var mı? giriş yap