• bu mesleği sekiz yıl icra etmiş, türkiye'nin büyük firmalarında çalışmış ve sonunda her beyaz yakalının hayali olan kendi işine geçen sene kavuşmuş birisi olarak bu işe başlamayı düşünen ya da yeni başlamış arkadaşlara birkaç kelam edeyim, malum tecrübe parayla satın alamadığımız bir şey.

    öncelikle sıcak satış ve sahada çalışmayı göze almışsanız bunun ne kadar zor olacağını da tahmin etmiş olmanız gerekiyor. o güzel takım elbisenin sadece baharda ve güneşli havalarda tadını çıkartabileceğinizi unutmayın.

    neyse, gelelim konumuza, elemelerden geçtiniz, az buçuk medikal eğitim alıp doktorunuzla medikal sohbetler yapıp ortama fransız kalmayacağınız bir konumdasınız. kronik ya da akut fark etmez, bir şekilde firmanıza ait bir ürün grubuna yerleştiniz. bu işte maalesef yapmanız gereken bir takım rutinler vardır. ve başarılı olmak istiyorsanız mutlaka sürekliliği alışkanlık haline getirmeniz gerekiyor.

    planlamanızı iyi yapın, dar ya da geniş bölge çalışın fark etmez, istanbul gibi trafiği hergün arap saçına dönüşen bir şehirde filanca eczaneye de öğleden sonra giderim demeyin, öğleden sonra aynı yolda trafik kazası gününüzü mahvedebilir.

    planlama dedik, bir doktora pazartesi sabahı 08:35'te ziyaret götürüyorsanız hep aynı saatte ve günde gidin. asla sallamayın, gerekirse uykusuz kalın ya da arabanız bozulursa bırakın orda, taksiyle koşarak artık nasıl gidiyorsanız bir şekilde o adamı orda o saatte görün. siz sallamadığını düşüneniz bile pavlovun kuçusu misali o sizi bekleyecektir. hatta ilerleyen dönemlerde geç kalırsanız, noldu olm başına bişiy mi geldi diye arayacaktır.

    yeni olduğunuz için her doktor size yazıyorum diyecektir, tabi ki yalan. eczanelerinizi iyi denetleyin, genelde eczacı reçete bilgisi vermez. reçeteniz gelse bile muadili çakıyordur. ay sonunda ims'den gerçeği görecek kadar vaktiniz geniş değil. erken teşhis hayat kurtarır. kalfayla aranızı iyi tutun. hakkında bilginiz yoksa bile iddaa oynuyorsa iddaa oynayın, sigara ısmarlayın, unutmayın köylü kurnazı kalfalar aslında sizin en yakın silahınız olacaktır. siparişe en ihtiyacınız olan dönemde elinde ilacınız olsa bile siparişi verir, hayatınızı kurtarır. bel fıtığından evde iki seksen yatarken üşenmeden gelip iğnenizi yapar. bitanedirler.

    arada sırada tecrübeli mümessillerin potansiyel doktorları akşam eve bıraktığını görüp aralarındaki diyaloğu hem kıskanacak hem de bana ne zaman sıra gelecek diye düşüneceksiniz. boş verin, siz şoför değilsiniz. arada sırada jestinizi yapar, bırakırsınız, ama emin olun düzenli alıp-bırakamaya alıştırdığınız hekiminiz yarın sizi ters köşe bırakma hakkını da kendinde görecektir. asla emeğinizi sömürtmeyin.

    öğle molalarında diğer firmalardan arkadaşlarınız sizi yemeğe çıkaracak, bölgeyle ilgili her boku bildiklerini sanıp, ona gitme, o yazmaz, o eczane mal almaz, muadil çakar, spot yapar şeklinde ipe sapa gelmez, kendi başarısızlıklarını başkalarına mal ederek en iyi mümessilin kendileri olduklarını ispatlamaya çalışacaklardır. kanmayın.
    gidin kendiniz görün. diğer bin tane mümessile yüz vermeyen eczacı belki de sizin spor salonunuza üye ya da babanızla aynı liseye gitmiş olabilir. sadece biraz tanıyın. asla dedikoduya güvenmeyin.

    paramedikal doktorlara asla güvenmeyin. yıl sonuna kadar diye anlaştığınız doktor, sene ortasında 'ama ahmetin babası kansermiş, biraz destek olayım çocuğa" diye bir anda bütün raporlarınızı değiştiriverir. ağlayan mümessillerden olmayın. yok atılıyorum, yok müdür bana taktı, yok prim alamadım diye doktoru ancak bir kez süistimal edebilirsiniz.
    ama emin olun doktor da karşısında başarılı mümessil görmeyi sever. hırsınız onu etkileyecektir. tuttuğunu koparan biri olun.

    bir ünite de herkesle iyi geçinin. üniteye adımınızı attığınız andan itibaren, oraya geldiğinizi herkes bilsin. güvenlik, sekreter, danışma, temizlik görevlisi, hemşire, hepsi sizin en büyük silahınız olacak. müdürünüzle ikili çalışmadayken, temizlik görevlisini arayıp "abi gelelim mi, zeynep hanımın kapısı nasıl, kalabalık mı ?" diye sorup tüyoyu aldığınız da hemen zamandan tasarruf edecek, hem de müdürünüzün gözünde büyüyeceksiniz.

    müdür demişken, tabi ki en önemli konulardan birisi. bildiğiniz gibi nerde askerlik yaptığınız değil nasıl komutanınız olduğu önemlidir. aynen burada da geçerli. müdür her zaman haklıdır. bunu bir kere aklınızdan çıkartmayın. asla gaza galeyana gelmeyin. unutmayın siz gelirken o dönüyordu. o da pazartesi sabahı yataktan kalkamadı, o da arkadaşlarıyla starbucks'ta long brunch yaptı, o da arife günü benzini bitirmemek için evden çıkmadı. kısacası yalanlar sökmez. zorlamayın.

    oldu da bölgeniz değişti, başka bir gruba ve semte geçtiniz, asla doktorunuzu aramamazlık etmeyin. düzenli olarak kendinizi hatırlatın. türkiye burası. herşey olur. yarın o hastane deprem tadilatına girer. bir bakmışsınız doktor sizin bölgede, ya da transfer olup başka bir firmaya geçtiniz, pat yine eski bölgeniz geldi. hayırsız damgası hiç iş yapmaz, bilesiniz.

    spot du takas dı hiç laga luga işlere girmeyin. hızlı koşan atın bokuna bişiyle olur, tam hatırlayamadım. düzenli reçete, düzenli sipariş gibisi yoktur. sizi quarter bazında kurtarır, ay bazında değil. eylül ayından yılı kapattığım günler olmuştur.

    medikal bilginizi her daim güncel tutun. can sıkıcı olsa bile okuyun. medscape gibi yabancı medikal haber sitelerine üye olun. hem ingilizcenizi geliştirin, hem de gündemden haberdar olun.rakibinizin ilacının olumsuz bir makalesi en ihtiyacınız olan bir zamanda elinizdeki en güçlü silah olur.
    sınavlardan hep yüksek puan almaya bakın. müdürlük yolundaki en önemli konulardan biridir. asla savsaklamayın.

    planlamanızı iyi yapın demiştim, kaç kutu açığınız olduğunu, ziyaret kaverajınızın kaçta olduğunu ezbere bilin. küçük not defteriniz olsun, herşeyi yazın. unutkanlık başarısızlığı getirir. excel'i iyi öğrenin. kendi realizasyon tablonuzu kendiniz yapın. yarın %98.9'la prim kaçırdığınızda itirazınızı yapın, en azından konuya hakim olduğunuzu üstleriniz görür ve şansınız artar.

    daha anlatılabilecek çok şey var, bir kere bu yola girdiyseniz çıkması zordur. beleş benzin, giyim çekleri, güzel otellerde konaklama, iyi yerlerde yemek virüs gibidir. isteseniz de bırakamazsınız. hele bir de düzeninizi oturttuysanız en kral adam siz olursunuz. ben sektörü bırakıp kendi işimi açtığımda, gittiğim bölgedeki rakiplerim parti vermişti. kurtulduk en sonunda diye. iş bu entry'nin sahibi üst üste bölge ve takım birincilikleri, medikal sınav birincilikleri yaşamış, sektörün en zevkli dönemlerinde iyi para kazanmış eski bir meslektaşınızdır. unutmayın her ayın ilk günü sıfırdan başlıyorsunuz, geçmişle yaşamayın.
  • mesleğinin 3. ayına gelmiş daha tecrübeli kişilere total sürece yönelik değil de yeni başlayacaklara veya başlamayı düşünenler için bir kaç şey yazayım.

    genellikle elemeli eğitim programı ile işe alımlar sağlanıyor. nedir elemeli eğitim. 1 aya yakın bir süre sizi bir otele topluyorlar. her bir kadro için genellikle 2 kişi çağırıyorlar. her gün düzenli sınavlar, attığınız her adımın takibi, yemek yemeniz, konuşmanız, içmeniz, sosyal çevreye nasıl uyum sağladığınızı dikkatle izliyorlar. birinizi eliyorlar diğerinizi alıyorlar. bu sebeple elemeli eğitimlerde attığınız her adıma dikkat edin ve sosyal olmaya bakın. sönük kalmak direk elenme sebebi.
    ya da benim gibi biraz şanslı olup önce işe alınıp elemesiz olarak eğitime dahil olabilirsiniz ama buna da çok güvenmeyin. eğitim sırasında uçlara kaçarsanız bir sonraki elemeli eğitimde sizin pozisyonunuza 2 alternatif çağırırlar birini alırlar sizi de şutlarlar. (bkz: özel sektör)
    elemeli eğitimlerde çok güzel dostluklar oluyor. öncelikle ilaç sektörü yalanın eksik olmadığı, herkesin firmanın kendisine verdiği kredi kartı ile kral zannettiği, firma arabasıyla hava atan yavşakların olduğu bir sektör. bu sebeple sektör içi dost kavramı çok nadirdir. benim kendi bölgemde mümessil camiasından arkadaşım yok mesela. ağzınızdan çıkan bir söz müdürünüz kulağına saniyesinde gider. aman dikkat. neyse bu sebeple elemeli eğitimler ortam açısında süper oluyor. 3-5 güvenilir arkadaşınız olsun 1 ayın son günü ayrılırken gözleriniz dolacaktır. zaman geçmesin isteyeceksiniz. (bkz: kendimden biliyorum)
    biz şu anda nisan ayında izmirde tatil yapmak için plan yapıyoruz mesela. güzel ortamlar keyifli ortamlar. üstte bahsettiğim gibi böyle bir sektörde dost bulabilmek büyük bir olay.

    neyse elemeli eğitimi geçtiniz. sahadasınız tebrikler. daha önce tecrübeniz olmadığı için sizi aynı gruptan 1 2 mümessilin yanına oryantasyona verecekler. öyle çok büyük bir şey sanmayın. aralarının iyi olduğu doktorlara beraber gideceksiniz. ana hatlarıyla bir fikriniz oluşacak ama havaya girmeyin. onlar 10 yılda bu çevreyi elde ettiler siz sıfırsınız. başlangıç sizin için kolay olmayacak. zaten hiç bir başlangıç kolay değildir.

    oryantasyonda bitti. haftanın ilk iş günü. pazartesi. takımını giydin. parfümünü sıktın. arabana bindin. hastaneye geldin. yanında tabletin veya çalışma kartların. doktorun kapısının önündesin. kapıyı çalmak üzeresin. hala hazır değilsin. korkma! içeri girdiğin anda hazır oluyorsun. doktorun odasına girene kadar her şey belirsiz sıkıntı etme. bir süre sonra o odaya kapıyı çalmadan bile girme şansın var. o ilk doktorunun karşında nasıl sarhoş olduğunu bile görebilirsin. o yüzden sorun etme her şey zamanla çözülecek. oturacak.

    ilk haftaki doktor ziyaretlerinde sakın ilaç çalışma (çalışma demek sektörde ilacı anlatmak demektir. doktora size ilacımızdan bahsetmek istiyorum denmez. ilacı anlatmak istiyorum denmez. doktor, "sen kimsin ki bana ilacı anlatıyorsun ben 10 yıldır bu ilacı yazıyorum" der sende göt gibi kalırsın. o yüzden "size bugün xxxxx ilacımı çalışmak istiyorum" denir. sektörün saçmalıklarından evet.) ne diyorduk. heh sakın ilk hafta ilaç çalışma. git tanış. bana bu uyarıyı yapacak kimse olmadığı için, ben o hatayı yaptım. zararını gördüm ama faydasını da görmedim. ilk izlenim önemli sen tüccar değilsin o yüzden ilk hafta ilaç yok.

    ilk haftanı atlattın mı? süper. 2-3 haftan sudan çıkmış balık gibi geçecek. doktorları tanımaya çalışırken eczaneyi ihmal edebilirsin etme. eczaneye sonra geri geleceğiz. bu 2 3 haftada kafanda bir program netleşecek. sonra onun üzerinden yüreyeceksin zaten. program önemli. ufakdan doktora ziyaret düzenin oturdu. dimi? süper şimdi işin reçete ve satış kısmı geliyor. tüm bunlar reçete ve satış içindi. reçeteye düşmeyen ve satışa dönüşmeyen ziyaret kimsenin bir işine yaramaz. ilk gireceğim zaman bana birisi "günde 20 doktor ziyaret edersin kimsenin umurunda olmaz ama gün içinde 5 sipariş girmişsindir akşama müdürün seni tebrik etmek için arar" demişti. aynısını yaşamış birisi olarak. sipariş ve reçete önemli.

    bir doktor neden senin ilacını yazar? neden yani. senin çalıştığın ilacın etken maddesinden 20 farklı marka daha var. neden 20 marka içerisinde seni tercih etsin. bu soru çok geniş kapsamlı ama ana hatlarıyla bilgi vereyim.
    düzenli ziyaret: bu işin en kritik tarafı bu. düzenli ziyaret edeceksin. haftalık düzenli ziyaret. atlama sakın. doktorlar ilaç yazarken kafaları çok dağınıklar inan bana. adamın o sırada aklına kim geldiyse onun ilacını yazıyor. o yüzden ne kadar çok kendini ve ilacını hatırlatırsan o kadar çok aklına geleceksin. düzenli ziyaret.
    seni sevmesi: bazı doktorlar ile ortak bir dil bulduysan devam ettir. ben bir hekimim ile ekşi sözlük hakkında konuşmuştum mesela. sohbetimiz bittikten sonra ilaçlarımı çalıştım. çalışma kartlarımı alacak masasının yan kısmına koydu ve "bunlar burada dursun" dedi. bu ne demek? "bundan sonra bu etken maddeli ilaçları yazacağım zaman kartlarına bakarak senin ilacını yazacağım" demek. sevmesi tek başına ölçüt asla değil. sakın beni sevdi diyip doktorunu savsaklama. düzenli ziyarete devam.
    doktor talepleri: hasta ve reçete potansiyeli yüksek doktorlar senden bir şeyler isteyeceklerdir. kongre olur, kongre için konaklama veya ulaşım ricası olur, kitap olur, olur da olur yani. o senin tasarrufunda değil. ilk 2 3 ayından sonra bu doktorlarını anlarsın zaten. eğer böyle bir talep geldi ise, bakarsın doktorun potansiyeline, iletirsin bölge müdürüne. artık o ne yaparsa. doktorda senden aldığı bu iyilik karşısında senin ilacını bir süre (1 yıl, 6 ay gibi gibi) tek kalem yazar. (tek kalem demek, o endikasyona yani hastalığa yönelik sadece senin ilacının yazılması demek)
    sonuç olarak düzenli ziyaret şart. bunu atlama.

    doktor sana bir şey sordu ilaç ile ilgili. emin isen söyle. cevabını bilmiyorsan kıvırma. "doktorum hatırlayamadım araştırarak haftaya ziyaretimde bilgisini paylaşayım sizinle" de. haftaya atlama mutlaka öğren ve söyle. hatta "eğer acil bir şey ise telefonunuzu alayım yarın dönüş yapayım" falan de. doktor ile ilgilen. doktor ile ilgilen derken, sen onun kölesi değilsin unutma. isteklerinin tamamını karşılarsan evin yolunu bulamazsın. ben her gün kızını okula bıraktıran doktor biliyorum. bu yola girersen çıkamazsın üstelik uzun vadede faydası olmayacak çünkü senden daha iyi hizmet vereni bulduğunda direk seni satacak. ölçün ne olmalı? iyilik yapabilirsin bu normal. doktor ile belli bir diyalog sonrasında nadir iyilikler yap. ama alışkanlık haline gelmeye başladığında nazikçe reddet. ilacını yazmama ihtimali var mı? evet var. işte bu yüzden diğer kritik konuya gelelim. yaygın çalış. 2 3 doktoru kafalayıp hedeflerini sadece bu 2 3 doktor ile tuttursan bunlara muhtaç kalırsın. onun yerine yaygın çalış diğer doktorlarını ihtimal etme.

    eczane ayağı. eczane bu mesleğin en sıkıntılı kısmı. neden. çünkü satış. herkes bir şeyler anlatabilir. doktora ziyaret götürebilir. ama herkes satış yapamaz. hele ki eczane söz konusu ise işler karışık. ilk eczanene girdiğinde her şey çok karmaşık gelebilir. eczacı kim. kalfaların hangisi deneyimli. ilaç alımıyla kalfa mı ilgileniyor eczacımı. hiç sıkıntı etme zamanla oturacak hepsi. gire çıka öğreneceksin. başka yolu yok. eczaneyi ihmal etme sakın.
    sen bir bir zahmetle ilacını reçete ettirirsin. eczaneye gider. eczacı muadil ilacı çakar. direk 2-0 geridesin. neden? sen doktora reçete ettirmişsin emek vermişsin. rakip ilaç çıkmış. yani senin çalışman boşa bile gitmemiş üstüne bir de rakibe avantaj sağlamış. eczane önemli. kronik grup çalışıyorsan, aylık eczane çıkış raporlarında 1 kutu alan eczanelerine eğil. diğer ay 3 kutu alacak onlar sakın pas geçme.

    bölge müdürün, bölüm müdürün, ürün müdürün yanına geldi beraber ziyaret gerçekleştireceksiniz. stres yapma sakin ol. onere edilmesi gereken doktorların yanına gidin öncelikle. egosu yüksek doktorlarını direk üst kademeye aktar sen girme. bir meslekteki en önemli konu, sorumluluk paylaşılmasıdır. kendi sorumluluğunu ne kadar çok kişiyle paylaşırsan o kadar rahatlarsın. sorumluluk almaktan kaçma ama yeri geldiğinde bunu paylaş. üst kademeden ziyaretlerinde bir de bir türlü sonuç alamadığın doktorlarına gidin. sen çözemezsin bırak onlar çözsünler. onların çözmesi senin avantajına ilaç çıkışı senin ims ine yansıyacak unutma.

    bölge müdürün ve diğer müdürlerin ile aranı iyi tutmaya bak. bakma direk iyi tut. bir ekipsiniz ve kimse ekibinde anlaşamadığı birisi ile çalışmak istemez. sen de istemezsin. müdür yalakası da olma. geçen bir arkadaşımın anlattığı müdürüne bakarak onu övücü şarkılara eşlik eden bir mümessil varmış mesela. böyle olma. benim düsturum herkese nasıl davranıyorsan ona da öyle davran. arkadaşının doğum gününü nasıl kutluyorsan onu da öyle kutla.

    sonuç: meslek yorucu. doktorlar ve eczacılar gibi yüksek egolu kişilerle muhatap olacak ve onlarla ortak bir platformda buluşmaya gayret edeceksiniz. altınızda araba, giyim çekleri, lüks oteller. evet bu imkanları bakımında diğer işlerden ayrılan bir yönü var. ama her meslekte olduğu gibi bunda da planlı ve düzenli çalışma ile başarı gelecek. geliyor da.
    sorusu olan varsa büyük bir memnuniyet ile sorularını cevaplayacağımı belirtmek isterim.

    devamı (bkz: #75913077)
  • meslekteki 2. yılımı bitirdim hatta biraz da geçti....
    3 aylık iken girdiğim entry (bkz: #59342606) budur. tüm bunlara ek olarak şimdi ki söyleyeceklerim kendi çapımda biraz daha tecrübe ettim konular olacak.
    sırayla okunmasında fayda var.

    yaklaşık iki yıldır aynı ürünleri çalışıyorum. bu sırada çok iyi olduğum 3 ürünüm gitti. diğer grubun iyi olamadığı bir ürün bana geldi. bu rutindir aslında. ara ara firmalar 'yapılanma' adını verdikleri düzen değişikliklerine girerler. yeni ürünler gelir. ürünler gider. bölgeler değişir. vs vs... merkez zanneder ki saha her gün helva yiyor. halbuki öyle değil. ama yapacak bir şey yok. bu ülkedeki özel sektör tam olarak böyle bir şey işte. merkezde 3 5 tane yönetici şöyle olsun der ve öyle olur. sahanın fikri alınmaz. ama başarısız olunduğunda da sahaya fatura kesilir. bu sahne tanıdık geldi dimi **
    her şey bi yana bu işin bir yönü de sürekli güncel kalma zorunluluğunuz. sık sık ürünleriniz değişebilir çünkü ürünleriniz artık eskidir. yeni moleküllere ve tedavi protokollerine ihtiyaç duyulur.
    aynı zamanda ilk yaklaşık 2 yıldır sadece iki şehir çalışırken, 2 aydan daha uzun bir süredir de 3 il çalışmaya başladım.

    düzenli doktor ziyaretinden dem vurmuştum bi önceki entryde. bir süre sonra şunu anlıyorsunuz ki düzenli doktor ziyareti önemli anca kilit doktor ziyareti daha önemli. hele ki spesifik grupta çalışıyorsanız. spesifik grup nedir? yani ağrı kesici, ppi, antibiyotik gibi rutin ilaçlar dışındaki ilaç grupları spesifik olarak anılır.
    örneğin hepatit b ilacı, hiv pozitif ilacı, parkinson ilacı... gibi gibi...
    kilit doktor ziyaretine gelirsek. hepatit b ilacın var. bunun yazılması gerekir. bunu iki hekim yazar biri enfeksiyon. diğeri gastroentroloji hekimi. ancak hepatit b spesifik bir dal olduğu için genelde bunun doktorları da daha özel olabiliyor veya özellikle bununla ilgilenen doktorlar olabiliyor. yani sen bu ilacı belki 10 tane enfeksiyon hekimine çalışmak yerine 1 tane hepatit b ile ilgilenen enfeksiyon hekimine çalışsan çok daha verimli olacak. ancak genellikle bu tür hekimleri elde etmek zordur. adam kucağını açmış gelsin de onun ilacını yazayım demiyor. oradan sonrası senin işin artık. ama demek istediğim hekimlerini iyi tahlil et. sorgulamaktan korkma. ve meslektaşlarınla aranı iyi tut.
    bunun handikapı var mı? köküne kadar. hekimlerde bu güçlerinin farkındalar genellikle hal böyle olunca bazı istekler beraberinde geliyor. her ne kadar kilit hekime yoğunlaşsan da diğer doktorları bırakmamalısın.

    bu meslektaş olayına bir parantez açmak gerekiyor. şimdi bu sektör ne kadar yalancı acı pislik köpek adam varsa onun sektörü. açık konuşalım. istisnaları var mı? var. ama genel olarak sana söylenilen her şeye ooo süper diye inanıp güvenme. çok yakın bir örnek anlatacağım. aslında hepimizin hayatında olan bu yavşaklar bu sektörde de mevcut.
    bir firmaya transfer olma arefesindeyim. yakın bir zamanda görüşmeler sağlanacak sonrada süreç başlayacak. tabi her şey olumlu giderse. benle beraber 4 5 kişi daha aynı pozisyona başvurdu. bu normal. bu başvuranlardan birisi benim yakın bir arkadaşım. bu da normal. hatta mutluluk verici. peki sorun ney? sorun benim bunu çoooook sonra öğrenmem bu esnada işle ilgili pek çok gelişmeyi bu arkadaş ile paylaştım ben. peki o benle ne paylaştı? hiç. adam başvurusunu bile söylemedi lan. sonuç olarak hayatının her alanında olduğu gibi bu alanında da çok güvenme. çünkü artık söz konusu kariyer ve para.

    ilk firmana başladın ve işlerin iyi gidiyor. ama arada bir şey yokluyor seni. daha iyi bir firmaya geçsem mi? düşüncesi. bir söz vardır... babanın fakir olması kaderdir ama kayın babanın fakir olması senin aptallığındır.
    ilk firman senin elinde değil bu sektörde. denk düşüyor ve başlıyorsun ama sonraki aşama senin elinde ve kontrolünde.
    ben son 1 yılda pek çok firma ile görüştüm. kimisinin görüşmesine ben başvurdum kimisi de beni çağırdı.
    yaklaşık 4 ay önce gayet bilindik köklü bir firmanın bir grubuyla ilgili görüşme yaptım sorumlu müdür ile. görüşme o kadar iyi geçti ki peşinden olumlu haber geldi. ama ben nazikçe o gurubun benim için uygun olmadığını ifade ettim kendilerine. görüşmeyi yapan müdür çok sevmiş olacak ki benim cv im bu firmanın tüm personel arayan müdürlerine gitti üstelik ilk görüşmeyi yapan müdürün referansı ile. ondan sonra aynı firmanın iki farklı grubu ile daha görüşme sağladım. o gruplarda pek bana hitap etmediği için nazikçe reddettim yine. nereye geleceğim. grubu veya firmayı küçümseyip görüşmemezlik yapmayın. sektör çok küçük inanın. o beğenmediğin müdür bir gün global bir firmaya müdür olur seni sever aldırır. onu da geçtim her iş görüşmesinin bir deneyimi ve tecrübesi var. mesela ben whatssapp da hiç iş görüşmesi yapmamıştım. geçen onu da yaptım. tecrübe önemli azizim.

    eczane. hacım eczane ayağı önemli imiş. imiş diyorum zira ilk entryime bakarsak o zaman çok güzel eczane çalışıyordum şimdilerde bıraktım. eczane neden önemli? reçetenin karşılığını alması için önemli. bu doğru.
    ama çok daha kritik bir önemi var. dönemin son 1 haftasına girdin kota tutmana ufak defek açıklar var. hah işte o ufak defek açıkları zamanında ziyaret ettiğin seni seven arkadaş olabildiğin eczanelere satıp satıp çıkacaksın. ben telefonla yarım saat içinde 40-50 bin tl lik satış yapan adam gördüm. sektördeki 20. yılına yaklaşmıştı ama olsun adam sattı. işte buna ihtiyaç var çünkü zaman zaman dönem içindeki rutin çıkışların bozulacak. daha az çıktığın haftaların olacak. sana çok yazan doktor izinli olacak vs vs... bir sürü olumsuzluk yaşayacaksın o olumsuzlukların kotanda yarattığı boşluğu eczane diyalogların ile aşabilirsin sadece.

    medikal bilgi. doktor odasında iken kendine güvenmiyorsan inan tek sebebi medikal bilgidir. sen farkında değilsin ama bilinçaltın gelecek bir sorudan tir tir titriyor o sırada. geldiği anca yerle yeksan olacaksın çünkü. neden bu kadar önemli diyorum. her sorunun cevabını o anda veremezsin ama doktor ile literatür bazlı sohbet edebilecek kadar medikal bilgiye ihtiyacın var. en azından bazal seviyede sorgulayacak kadar. yeni aldığım şehirde bi psikiyatri doktoru var. pek kimse sevmiyor bu adamı. çünkü suratsız. çalışanın ilacını yazmaz falan. garip bi adam. bir hafta iki hafta üç hafta. haklılar adam cidden suratsız ve ilacımı yazmıyor. emek veriyorum ama yazmıyor. dördüncü hafta etken maddenin bir yan etkisinden konu açtım. oradan rakip moleküllere geldi. sohbet uzadı gitti. biz şu anda bu hekim ile çok güzel sohbet ediyoruz. her konudan. gayette güler yüzlü. ilacımı da yazıyor. neden peki? çünkü adam karşısında sadece ilacın adını ve etken maddesini söyleyen bir papağan değil yeri geldiğinde kendine yardımcı olacak ve daha güncel bilgileri kendisine aktaracak bir temsilci görmek istiyor. mümessil kelimesi temsilci demektir. firmayı temsil ediyorsunuz. edeceksiniz.

    bunları baya önce yazmıştım kenarda duruyordu. yaklaşık 1 aydır çok karmaşık bir transfer süreci geçirdim. bir sonraki entry de transfer ile ilgili bilgiler yazmaya çalışacağım.

    sorusu olan arkadaşlar yine mesaj atabilirler. kib. bye.
  • okumuş kamyon şoförü.
  • kesinlikle zor olan ve herkesin yapamayacağı işleri yapan kişilere verilen ad. sürekli dolaşmak ve her ay belli bir kotayı doldurmaya çalışmak her insanın yapabilceği bir şey değildir kesinlikle.

    sözlük bünyesinde cerrahi ürünler satan bir firmada çalışanı var mıdır merak etmekteyim ayrıca. bana uterus çengeli dediğimiz cerrahi bi' malzeme lazım. maalesef yalnızca cerrahi set halinde satılanlarda bulabildim kendisini ama ben tek olarak satın almak istiyorum. tam olarak şöyle bir şey. yardımcı olabilecek varsa çok mutlu olurum.
  • (bkz: represant)
  • bunun otc grubu daha zor fakat eğlencelidir de, öyle doktor bütçesi de vermezlerse daha iyi, ürün anlat çık, arada ufak tefek kitap, dergi, makale isteklerini yerine getir yeterli, cıvıklığın alemi yok.dayıyorlar doktor masrafını öğlen yemeğe götür, akşam yemeğe götür, türlü türlü istekler adam da biliyor aylık masrafını mümessilin, sonuna kadar zorluyor. keşke bu konuda bir düzenleme olsa da abuk subuk istekler görülmese yada firmalar tarafından promosyon adı altında rüşvetin suyu çıkarılmasa
  • çok sevdiğim iki arkadaşımın sahip olduğu unvan. onlar için endiseleniyorum. sürekli yollardalar.
  • ülkemizde 2012 yılından itibaren 14 nisan günü "tıbbi mümessiller günü" olarak kutlanılmaktadır.
  • ekim 2019da olmanın kıyısından döndüğüm meslek. hayatıma resmen sıfırdan başlayacaktım, 7 yıldır bambaşka sektörlerde (geneli gıda) bir kariyerim varken hızlı tüketiminin stresinen kaçmak için olmayı düşündüm, sınavıydı mülakatıydı her bokunu geçip işe başlayacağım gün başlamayarak o sayfayı kapattım.

    pandemi, sonrası gelirleri abartı azaldı. ancak bir çok şirkette arabalar çalışanlarda hala, çalışmıyorlar, para da kazanmıyorlar, ama sanırım hiç olmadığı kadar yaşıyorlardır.
hesabın var mı? giriş yap