• türk esnafının çoğunluğunun tam olarak bilmediğine inandığım şey. özellikle küçük miktarlarda yapılan alışverişlerde 10-15 tl'nin hesabını yapanlar varya ifrit oluyorum.

    içime dert olduğu için yazacağım bunu sırf. kadıköy rıhtımdan bahariye'ye doğru tam dönerken sağ köşede bir dükkan var, şu an adını tam olarak hatırlamıyorum. vitrininde çok güzel bir erkek botu gördüm, içeriye girdim denedim ayakkabıyı. gayet güzel hoş oldu 140 tl fiyatının olduğunu söyledi tezgahtar eleman, eyvallah dedim ayrıldım.

    ertesi gün cepte 150 tl ile tekrar aynı dükkana girdim. başka bir tezgahtar elemanlaa konuşuyoruz. dün gelip botu denediğimi, beğendiğimi ve satın almak için geldiğimi söyledim. ceptede 20 tl kalsın diye adama, "yalnız dün 140 tl demişti diğer arkadaş fiyatı, nakit ödeyeceğim 130 yapar mısınız" dedim. diyalog aynen şöyle devam etti.

    surgan: nakit ödeyeceğim 130 yapar mısınız?
    tezgahtar: oğlum depodan getir bakayım şu botu. (sonra bana dönüp) olur demiyorum çocuk bir getirsin bakalım.
    (bu arada adam kesin almak niyetiyle geldiğimi anladı zaten)

    s: dün denedim bende cepte para yoktu nakit, belki birazda indirim yparsınız diye nakit para getirdim bugün.
    t: hmmm anladım (siklemiyor beni)
    s: ....
    t: evettttttt bot geldi. şimdi senin adın neydi kardeş?
    s: surgan
    t: bak surgan kardeş şimdi sen ne yapıyorsun biliyor musun. bana bir 50-60 tl kapora bırakıyorsun. sonra 10 tl'yi tamamladığında ben bu botu sana veriyorum.
    s: nasıl yani. şimdi 130 tl'ye vermiyor musun botu nakitte.
    t: bak surgan kardeş. şimdi ben bu botu alıp kenara koyacağım. kimseyede göstermeyeceğim (lafa gel). sen parayı tamamladığında geliralırsın botu.
    s: abi 10 tl indirim yapıp veriyor musun botu vermiyor musun?
    t: bak surgan kardeş ......... (burda konuşmaya devam ediyor)
    s: hadi eyvallah ...

    sonrasında çıktım gittim dükkandan. 10 tl'nin ben şahsen hesabını yapmam ama bir ticaret adamı olarak, büyük ya da küçük esnaf sattığı bir malda bu kadar cüzi bir miktarın muhabbetini yapınca şahsen trilyonerde olsam orada o parayı vermeyi istemiyorum. sonra küçük esnaf ağlıyor amk iş yok, gelen giden yok diye. halbuki o botu bana o fiyattan verse,ben ayağımda o botu görüp nereden aldığımı soran herkesi o dükkana yönlendiririm. ya da bir sonraki alışverişimde yine o dükkanı tercih ederim. ama nato kafa nato mermer amk.

    sonuç?

    aynı botu dün internetten 114 tl'ye aldım.
  • bir ürünü satarken değil,alırken kazanma sanatı.
  • ali'nin külahını maliyetine veli'ye.
    (onunkinden herkeste var çünkü)
    veli'ninkini %25 kârla ali'ye
    kalan külahları var da yok pahasına ali cengiz'e...
    giydirirken
    zarardan kâr
    akıldan ziyan
    edersin.
    *
  • iyi niyetli insanların bulaşmaması gereken illet.
  • islam peygamberinin rizkin onda dokuzu ticarettedir sözünün toplumda bilinirlik kazanmasindan sonra bazi akli evveller, hak olan bir dinin peygamberi üretim yapmadan tüketimi nasil tesvik eder teranelerine girince, azicik kafasi calisan dealist tacirler de ticareti "yer degistirme dolayisiyla üretilmis deger" olarak tanimlamaya baslamislardir.
    herhangi bir mali a´dan alip hic dokunmadan b´ye satmaya calismak cogunlukla hüsranla sonuclanir. ister gercekten malin seklini degistirmek suretiyle olsun, ister yerini, sunumunu degistirmek suretiyle olsun arti deger katmadan satis isleminin sürekliligi zaten saglanamaz, cok zaman sadece bunlar bile süreklilik icin yeterli olmaz. dogru -yer, -zaman, -ürün -fiyat.
    ayrica dogustan zengin olmadigi halde calmadan, carpmadan, kimsenin hakkini yemeden zenginler sinifina girebilmenin ender yollarindan birisidir.
  • güven ile söz ile yapılmayacak iştir. dostlukların ve arkadaşlıkların zarar getirdiği iştir.
  • insanlar arasindaki iliskiye ticaret denir.
  • bir sunay akın şiiri;
    " çocuk hastanesinin
    karşısındaki oyuncakçı
    gün geçtikçe artan
    kazancı için
    şükreder tanrı'ya

    yem satan ihtiyarın
    yıllar önce kanatlarına
    taş attığını bilmeden
    her sabah aynı meydanda
    toplanır güvercinler

    ve kitapçı tezgahının
    en önüne sıralanır
    bir şairin
    öldükten sonra
    bütün kitapları "
  • bir ipte bir çok cambazla beraber koşabilmektir.

    ticaret, sözler ve vaadler yerine getirildiğinde tatlıdır.
    güven, cepte taşınan kırmızı pasaporttur.
  • başkalarının parasıyla para kazanabilme sanatı.
hesabın var mı? giriş yap