• bizim memlekette birey beyanının kıymeti sıfıra yakınsadığı için kimsenin neden tutulduğuna pek anlam veremediği hadise. halbuki bunun tutulmasının asıl sebebi, kişinin sağladığı hizmetle ilgili kendi beyanını da temel alsa, açık, anlaşılır, objektif bir kayıt oluşturma gerekliliğidir. profesyonel olarak, herhangi bir alanda, herhangi bir hizmet sağlıyorsanız, sonuç olarak bir performans ortaya koymaktasınızdır. temelde bu performansın ölçülebileceği iki tane kriter vardır, ya sonuç ya da zaman. fakat sonuç, sizin emeğinizden bağımsız dış faktörler tarafından da etkilenebilir. sonucu daha geç ya da daha erken elde edebilir ya da sizin kontrolünüz dışındaki şartlar yüzünden hiç elde edemeyebilirsiniz. bu sizin o işe aktardığınız emeğin değerini belirlemek için tek başına çok acımasız bir ölçüt olur. eğer tek başına bu acımasız ölçütle yargılanmak istemiyorsanız, emeğinizi bir başka ölçüte, yani zamana göre de ölçmeniz ve belgelendirmeniz gerekir. bunun için de zaman çizelgesi/mesai çizelgesi tutmanız gerekir.

    bir hizmet, prensip olarak, hizmet alıcı ve hizmet sağlayıcı arasında yazılı ya da yazılı olmayan bir anlaşmaya, bir sözleşmeye dayalı olarak sağlanır. bu sözleşme, sözlü bile olsa, sağlanacak hizmetin kapsamı üstünde taraflar arasındaki bir uzlaşmayı içerir. hayatın karşınıza neler çıkaracağını, ne zaman bu sözleşmenin kapsamı dışında nasıl işlerle meşgul olmanız gerekeceğini, ne çeşit zararlar göreceğinizi vs. kusursuz olarak öngörmeniz mümkün değildir ve sonucun elde edilmesine bağlı bir anlaşmanız bile olsa, sonucu elde edip etmediğinizden bağımsız, sözleşme kapsamı dışında tazmin edilmesi gereken çeşitli hak talepleriniz doğabilir. deneyimden hareketle söylüyorum, her türlü iş ilişkisinde, garson da olsanız, maaşlı çalışan da olsanız, sözleşmeli çalışan da olsanız, freelance iş yapıyor da olsanız ya da bu kişilerden hizmet alan da olsanız, iş ilişkisinin tanzimiyle ilgili tartışmaların yüzde doksanı prensip olarak bu eksende gerçekleşir. ne masraf sayılır, iş süresi ne zaman aşılır, hizmet sağlanması sırasında ortaya çıkan ek artı değer varsa nasıl paylaşılır, kimin neyin ne kadarına hakkı vardır? iki taraf açısından da adil bir iş ilişkisi tanzim etmenin ve tutarlı bir iş ahlakına sahip olmanın tek yolu iki tarafın da kayıt tutmasından geçer. yine doğru bir iş ahlakının temel prensipi, aksini düşünmeyi gerektirecek bir neden olmadıkça, bireylerin dürüst davrandıklarını kabul etmektir.

    analitik tutarlılık içinde kodlanmış bir iş dünyası framework'u içinde yaşıyoruz. yine türkiye'de pek bilinmediği üzere, bu analitik kodlamanın resmi biçimi olan hukukta, bir konuda yargıya ulaşılması, önce bulguların/gerçeklerin ne olduklarının tespiti, sonra da bu bu tespit edilen gerçeklere önceden tanımlanmış hangi yasaların ne şekilde uygulanacağının hükmedilmesi şeklinde gerçekleşir. formal bir hukuki süreç içinde olmasanız bile, iş hayatında devamlı olarak informel hukuki süreçler içindesinizdir. iş ilişkiniz olan insanlarla bir hukukunuz vardır. bu hukuk da prensip olarak formal hukukla aynı biçimde kodlanmıştır ve aynı biçimde işler. dolayısıyla bu bağlamda yer aldığınız ve yer alacağınız her tartışmada, gerçeklerin ne olduğunun tespiti aşamasında kayıtlara ihtiyacınız vardır. adil ve etik bir iş ilişkisinin kurulumu, bu izleğin takibine bağlıdır. elbette hafızanız da bir kayıttır, ama yanılgı payı yüksek bir kayıttır. o yüzden bu yanılgı payını mümkün olduğunca azaltacak her türlü kayıt adil ve etik davranmanızı daha mümkün kılar. zaman çizelgesi, mesai çizelgesi tutmak, gelişmelerle ilgili e-mail atmak, toplantılarda not tutmak, iş günlüğü tutmak hepsi bu pratiğin parçalarıdır. bu pratiğin de dahil olduğu şemsiye kavram için (bkz: profesyonellik).

    iş hayatının başındaysanız, muhtemelen yukarıda yazdıklarıma kısmen boş gözlerle bakacaksınız. günün sonunda iş hayatınızdaki başarınızın, neleri başarıp başaramadığınıza bağlı olduğunu düşüneceksiniz. halbuki, başarı yüzde doksan oranda şansa bağlıdır. etik davranmak ise yüzde yüz profesyonelliğinize bağlıdır. başarı gelir ya da gelmez ama günün sonunda kendinizle yaşamaya devam edersiniz. günü geldiğinde hakkınızı savunmak ya da başkasının hakkını tespit etmek için keşke kayıt olsaydı diye başınızı taştan taşa vuracaksınız.
  • ana vatani amerika olan asortik bir ofis ortami guclendirme aracidir. turkce adi bilinse bile kullanilmaz.

    yaraticilik uzerindeki müsbet tesiri maksimumdadir. mesela, kurumsal cayhanenin onarimi icin ameleler basinda gecirilen sureyi "dinlenme merkezi altyapi calismalari" olarak kavramsallastirma olanagi sunar.

    genelde, zamaninda tamamlanmasi icin unvan bagimsiz bir degnekci belirlenir, bu degnekci cuma gunleri teror estirerek bu yolla karizmasini da artirir.

    en faideli yani da, calisma ortaminda sozluge entry girme faaliyetini desteklemesidir. manyakca monitore yapisip entry kasildiigi zamanlarda, cevreden gelen abuk-subuk yargilayici sorulara, "lutfen dikkatimi dagitma timesheet dolduruyoum su an seninle ilgilenemiycem" cevabi verilebilir.
  • büyük şirketlerin performans ölçümü olarak kullanmasını falan anlarım da, hep topu 4 çalışanı olan bi' ofiste yapılıyor olması çok gereksiz.

    performansı gözlemleyerek de halledebilirsiniz bence dediğimde cevapları: "zaman faturalıyoruz biz, sadece performans ölçmüyor bu"
    kim için ne iş yaptığımızı biliyoruz ortalama zaman vererek çözsek dediğimde cevapları:" performansı da ölçüyor bu, sadece zaman faturalamıyoruz."

    suratlarına fatura koçanıyla giriştiklerim!
  • helaya gitmek, sigara molasi vermek, mudurun toplantisinin bitmesini beklemek gibi hic bir kategoriye girmeyen zamanlarin "arastirma gelistirme- kisisel gelisim" gibi uyduruk basliklarin altina yazilabilecegi matbuat.
  • (bkz: bullshit)
  • calismaya ilk basladigim senelerde vakit kaybi oldugunu dusundugum hadiseydi, ustumle bayagi atistim hatta bu konuda. eleman bana alisacaksin ve en iyi arkadasin olacak derdi, hadi len derdim icimden. hakliymis.

    simdi ise gelince ilk actigim sayfa bu oluyor. gununu guzel bir sekilde organize ediyorsun, neye ne kadar zaman harcamissin 5-10 sene geriye gidip gorebilirsin.

    ilerde 2 kisinin calistigi bir ofisim bile olsa timesheet isterim arkadas. baska turlu kimin ne bok yedigini takip etmenin pek imkani yok. super olay.
  • illaki excel worksheet formatinda olmasi gerekmez. her sirket kendisine gore bir format hazirlar, bunlar print edilip calisanlara dagitilir. calisanlar da her haftanin veya ayin son gunu bunlari doldurup muhasebe departmanina verirler. bazi sirketlerin intranetlerinde de bulunabilir bu timesheetler; calisanlar online doldurup submit edebilsin diye.
  • genelde network administrator'ın print ettiği log file'a zıt bir içeriğe sahip olur.
  • ing. zaman çizelgesi, zaman kullanım formu.

    toplantı/eğitim/mü$teri görü$mesi/fasa fisoları düzenli olarak outlook calendar'a kaydederseniz bunu sonradan doldurmak daha kolay olur.
  • yana yana open source bir online uygulamasını aradığım zamazingo.
hesabın var mı? giriş yap