• şuncacık alet yüzünden insanlığa olan inancım zeval gördü. durun anlatayım.

    cumartesi günü moda sahile şarap içmeye gittik canım okurlar, yanımıza da tek kolu kopuk emektar tirbüşonumuzu aldık sakin sakin kağıt oynayıp içiyoruz. sonra birisi yanımıza geldi tirbüşon var mı açamadık falan dedi var dedik açtık verdik şişesini. sonra bir başkası daha geldi onu da mutlu ettik yolladık.

    insanlara da özellikle vermiyorum tek kollu kahramanı çünkü kalan tek kolu da sadece benim bildiğim bir açı dışında her açıda kırılmaya meylediyor. azıcık hoyrat davransanız o da elinizde kalacak biliyorum. öte yandan iki kolu olmasa da anısı olduğu için ben onu şişe açacağı olrak kullanmaya devam ederim öyle de seviyorum keratayı.

    neyse biz sahildeki tek tirbüşonlu insanlar olmanın popülerliğini doya doya yaşarken o mahşerin tek atlısı yanımızda bitti. tirbüşonu alabilir miyim dedi olur dedim aldığı gibi uzaklaştı. ben iyi niyetli, insan canlısı adamım. biri benden bir şey isterse, hele ki böyle sıradan bir şey isterse düşünmeden veririm. ancak bu tost makinesine damlayıp yanmış kaşar peyniri kılıklı herif tirbüşonumuzla uzaklaşmaya başlayınca şen masamızda bir güvensizlik oluştu. bu bir daha gelmez gibi yarı şaka yarı ciddi laflar konuşuldu ancak inan olsun ben bir an bile içimi karartmadım.

    neyse biz oyunumuza döndük muhabbete daldık ancak bu meymenetsiz pislik yarım saat geçmesine rağmen geri gelmedi. tirbüşonumuzu seviyorum anısı var ancak mesele artık bu da değildi benim için. gururuma dokundu lan alıp taşak geçer gibi basıp gitmesi. kalktım sahil boyunca aradım herifi, hafızam da olmadığı için yanıma mega hafıza teknikleri uzmanı birini aldım ancak yanık kaşar peyniri sırra kadem basmış.

    yeşil alanın sonuna kadar şarap içen herkesi tek tek kestim, pis pis gözlerinin içine baktım. hatta birine parmağımla "sen miydin lan o" hareketi bile yaptım ama sonuca ulaşamadım. çocuk da "kim ben miydim" der gibi kaş göz yaptı zaten. konu muallakta kalınca "kusura bakma günahını aldım" der gibi bakarak oradan uzaklaştım.

    bu hikayede en çok içime dokunan ikinci şey ise birinin tek kolu olmayan bir tirbüşon çalmak için sahile gelmiş olabileceği fikrine beni yaklaştırması oldu. çok ihtiyacınız varsa ben size alır verirdim lan bir tirbüşon. bizimkini neden aşırdınız. kırdıysanız bile gelirisin kırdık dersin konu kapanır gider. alıp kaçmak nedir oğlum.

    içime oturdu lan. iki gündür aklıma gelip duruyor kendi kendime sinirleniyorum. o nedenle içimdekileri kendisine söyleyip kişisel terapimi tamamlamak istiyorum.

    sevgili dingil bu yazıyı okuyorsan o tirbüşonu bana geri ver öpüşüp barışalım. yoksa insanlığa olan inancım sarsıldığı ile kalacak. kırıp utandığın için getirmediysen canın sağolsun ama çaldıysan koltuğa oturduğunda yanlışlıkla kıçına girsin o tirbüşon. kim tirbüşon hırsızlığı yapar oğlum mal mısın sen? bunun ederi nedir ki tazı gibi koşa koşa basıp gittin amk.

    haftaya cumartesi saat tam 19:00'da tüm kadıköy ahalisi sahilde arkamızı dönüp oturacağız, gelip sessizce aldığın yere geri bırak o tirbüşonu. zaten hafızam yok daha da tanımam seni.

    hadi benim güzel çocuğum.
    gençsin çalışır alırsın tirbüşon.

    he mi yavrum.
  • mükremin'in candostu.
  • koca kafali, spiral kuyruklu ve ellerini yukari asagi "hey dunyali biz dostuz" diye bagirarak sallayan bir uzayliyi sembolize eden hareketli oyuncak ` :action man`

    buyukler spiral kuyruk oynarken cocuklarin gozune batmasin diye genelde sivri ucuna bir mantar saplar.
  • şişe mantarının artık çekilecek kıvama geldiği haberini, ellerini "tamam teslim oluyorum" dercesine havaya kaldırarak veren savaşçı.
  • bir bolumde tirbuson kiz arkadasinin da oynadigi bir tiyatro oyununda yer almaktadir. kendisine ayi rolu dusmustur. ayi kostumunun icinde homurdanan tirbuson u goren yonetmen altan erkekli tirbuson un hareketleri ve oyunculugundan o kadar etkilenirki su tarihi cumleyi sarfeder:
    "bunca yillik yonetmenim boyle iyi oyuncu gormedim.... herif resmen ayi ya"
    (bkz: yarilip koltuktan dusmek)
  • hayran kaldığım şarap açma zımbırtısı.

    yaklaşık 12 sene önce bir tane tirbuşon aldım, aradan seneler geçti ne bozuldu, ne kırıldı, ne paslandı. inanılmaz bir ürün. bunu niye bu kadar sağlam üretmişler ulan diye bazen durup düşünüyorum. bir kere aldım ve anladığım kadarıyla kaybetmezsem bunu kullanmaya devam edeceğim. inanılmaz harika bir ürün bu lan. bir de açacaklar öyle geliyor bana. alıyorsun ve bozulmuyor. tahta tıpa ne kadar zarar verebilir ki bir tirbuşona?

    hayatta tirbuşon gibi olun.
  • *bir demet tiyatro'daki tirbüşon'un lakabı; bakkalın burnunu tirbüşon yerine kullanmasından ileri gelir..
  • gerektiğinde ortalıkta olmayan alettir.

    şarabı aldıktan sonra onu bulamadığımız için, onu bulduktan sonra şarabı alırız.
  • tire-bouchon yani çek-tıpa, hatta (bkz: çektıpa)
  • olmazsa olmaz bi alet. sarap (bkz: yakut) acmak için kullanılır. eger bu aletten yoksa, ya da evin içinde bulunamadıysa etc bir civi ve pense de ayni islevi gorebilebilir belki?
hesabın var mı? giriş yap