• tofas su alti saldiri timi
  • şampiyon tofaş'ın hikayesi

    "1998-2000 yılları arası, beklentilerden arınmış sevgi ve desteği kendine düstur edinmiş bursalı sporseverler adına tadımlık bir baş döndürücü lezzet misalidir. anadan, atadan kalma bir eşyaymışçasına üzerine titreyip gözü gibi sakındığı bursaspor’u eksiğiyle gediğiyle kabullenen bursa şehri, başarının görkemli kıvancını basketbolda yaşar. istanbul tekelinde el değiştiren kupaları birer birer uludağ’ın eteklerine taşıyan tofaş, o dönem girdiği her virajdan ağır hasarlarla çıkan, küme düşmekle sonuçlanacak hastalığının son evresine giren bursaspor’un yarattığı matem havasını da şehirde ılık rüzgârlar estirerek dağıtır.

    kendisinden feyz alarak faaliyetlere başlayan oyak renault ile sektördeki rekabetini salonlara taşıyarak, bursa’nın bir basketbol geleneği edinmesinde önemli bir rol oynamış olması son derece önemlidir. buna karşın, 97’de koraç finalinde yaşadığı travmanın ardından, hedef çıtasını öylesine yükseltir ki, bu tatlı rekabet bir dönem sadece altyapı takımları arasında vukuu bulabilir. çünkü mavi beyazlılar, gözüne artık avrupa devlerini kestirecektir.

    1998/99 sezonuna hırvat jasmin repeja koçluğunda girilir ve yıldızlarla gelecek vaad eden oyuncuların harmanından göz alıcı bir takım performansı doğar. kadronun en saygın oyuncusu, dönemin euroleague mvp’si olan nba patentli oyuncu david rivers’tır. üst düzey oyun zekasıyla einstein’ın parke üzerinde vücut bulmuş hali olan amerikalı oyuncu için taraftar “profesör” lakabını uygun görecektir. hatta öyle ki, kapalı spor salonunun gediklileri onu her maçtan önce kollarını öne uzatıp, eski toplumların ilahlarına taptıkları gibi bir hürmet ve bağlılıkla selamlamışlardır. rivers’ın mutfağında pişerek kazandıkları olgunluk ileriki yıllarda basketbollarına sirayet edecek olan iki genç cüneyt erden ve serkan erdoğan kadrodaki diğer oyun kurucu alternatifleridir. cüneyt erden kulübün kendi özkaynak düzeninin meyvesi olup, çok genç yaşta a milli takım terbiyesi almış bir oyuncudur. serkan erdoğan’nın ise, tuborg’daki çıkışı ile transferi uygun görülür. cüneyt erden kariyerine ülke içinde, her eve lazım bir alet fonksiyonelliğinde devam ederken; serkan erdoğan gözü pek, yaman bir forvet olup ülke dışında az bulunur, değerli bir maden gibi ışıldar. 2006’da mazisi gecekonduların yerini alan gökdelenlerden hallice tau ceramica’yı skorer oyunuyla euro league dörtlü finallerine taşırken, panathinaikos’un da ekmeğine kan doğrar.

    kulübün demirbaşları murat konuk ve şemsettin baş gösterişten uzak, sade üsluplarıyla oynarlar. ikisi de çok verimlidir. ismet badem’in maç yorumlarında “kara murat” yakıştırmasında bulunduğu kaptanın yüksek oyun sezgisi, rakiplerine her maç yaptırdığı hücum foullerle tescillidir. şemsettin baş ise kaşla göz arasında su içer gibi ulaşır çift hanelilere. en çok da, 97/98 sezonunda fenerbahçe’ye son saniyede attığı üçlükle kazınır zihinlere. o gün süre top elden çıktıktan sonra dolar ve 1 sayıyla kazanılan maça, oturacak yer bulamadığımız için alt ve üst tribün arasındaki koridorda, babamın omuzlarında tanık olurum.

    yabancı seçimlerinde bir diğer tercih cibona zagrebli slaven rimaç olur. rakip için baş belası bir şutördür. hatta savunmadaki zaaflarını, hücumda üç sayısı çizgisinin dışında kazandığı kredilerle dengeler. bursa’da barcelona karşısındaki 32 sayısı unutulmaz bir performanstır.

    pau gasol’lü barca karşısında bursa’da oyuna hükmederek kazanan tofaş, ispanya’da da zafere çok yaklaşır. yakaladığı ritimle geriden gelip oyuna ortak olan tofaş serseri kurşun gibi şuursuzca çembere gönderilen bir son saniye üçlüğü ile teslim olur. maçı canlı veren cine 5’in, son bölümde yayını kesilir. skoru anbean geçen altyazılardan takip ederiz…

    çember altı için eski bir tanıdıkla el sıkışılır… rashard griffith 2.10 boyundaki bir amerikan güreşçisi görünümüyle ve bir önceki bursa macerasında kazandığı sempatiyle çok doğru bir seçim olacaktır. rivers’la kurduğu iş birliği, tedarikçi ve üretici firmalar arasındaki münasebeti andırır… griffith’in yedeği olarak, boşnak asıllı asım pars düşünülür. asım pars’tan beklentiler büyüktür. aydın örs, a milli takımda tek devşirme oynatabildiği dönemde takdir hakkını bugün nba’de rüştünü ispat etmiş zaza paçulya’dan değil, asım’dan yana kullanmıştır. buna karşın asım, kabuğunu kırmayı başaramamış bir oyuncu olarak kalacaktır. diğer pivot hüseyin demiral ise 2 yıl boyunca takımın en az süre alan oyuncusu olur. daha sonra o da asım gibi yurtiçinde orta halli bir kariyer sahibi olacaktır.

    kulübün kapısından 94 senesinde giren ve tofaş’tan sonra yerli statüsü kazanıp, tbl’de oynamayı sürdürecek olan steven rogers, yabancı kontenjanına takılıp avrupa arenasında forma şansı bulmuştur.

    türk telekom’dan alınan alper yılmaz ismini ilk sezonki play off final serisinde duyurmayı başarır. ülkede bir basketbol fenomeni haline gelen petar naumoski karşısında uzun, atletik bacakları ile yaptığı bunaltıcı savunma ile, makedon oyuncunun bavulunu toplayıp ülkeden ayrılmasına neden olmuştur. bu performansı ona “kelepçe” lakabını kazandıracaktır.

    hazırlanan “şampiyon tofaş” projesinin ismi duyulmamış, siması yabancı tek oyuncusu 19 yaşındaki mehmet okur’dur. oyak renault formasıyla oynadığı ilk 1. lig deneyiminde aldığı aldığı sorumluluk ve güçlü fiziği ile dikkat çekmeyi başarır... ikinci şampiyonluk sezonunda repeja’nın koltuğunu devralan tolga öngören, mehmet okur’un üstünde işinin piri bir usta titizliğiyle durur. hücum ribaundlarındaki kabiliyetinin yanı sıra, giderek takımın skor gücünde daha fazla paya sahip olması ile de figüranlıktan terfi edip, başrol oyunculuğuna soyunur. bir sonraki durağı olacak efes pilsen’de, ligin en değerli oyuncusu seçilir ve ardından nba kariyerine hızlı bir başlangıç yapar. detroit pistons formasıyla nba şampiyonluğu yaşarken, bunu başaran ilk türk sporcu olarak tarihe geçer.

    şampiyonluk, 99’da ayhan şahenk, 2000’de ise abdi ipekçi’de kazanıldı. belki de en büyük talihsizlik, takımın iki keresinde de kupayı istanbul’da kaldırmış olması.

    lig şampiyonluklarının yanında; 99’da samsun’da fenerbahçe, 2000’de bu kez mersin’de efes pilsen karşısında kazanılan finallerle türkiye kupası da bursa’ya geldi. hatta 99’da ankara’da efes pilsen karşısında kazanarak, sönmez filament’in voleybolda kazandığı başarıyı tekrarlayıp, cumhurbaşkanlığı kupasını da kaldırmayı bildi tofaş.

    2000/2001 sezonuna girilirken, takım idari bir kararla ligden çekilirken, bursa şehri oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibi çaresiz bir öfkeyle baş başa kalmıştır.

    şehir sanki hüzünle biten bir aşk hikayesini gömer kalbine. artık o 2 yıl, bir zeki müren şarkısında olduğu gibi gözlerimizde bir renk, kulaklarımızda bir ses ve içimizde bir nefestir…"

    http://www.224bursa.org/…iyon-tofasin-hikayesi/184/
  • arşivlik bir videosuna dailymotion'dan ulaşılabilen takım. 1999-2000 sezonunda türkiye ligi şampiyonu olmalarının ardından o dönem basketbol yayın haklarını elinde bulunduran cine5'te murat murathanoğlu ve ismet badem'le bir şampiyonluk programı gerçekleştirmişler. takım tam kadro orada david rivers, rashard griffith, mehmet okur, alper yılmaz, slaven rimac, asım pars, murat konuk, serkan erdoğan, cüneyt erden, şemsettin baş, antranör tolga öngören menajer efe aydan. işin dramatik tarafı şampiyonluğun ertesi günü yapılan programda oradaki insanların tofaş'ın 1 ay kadar sonra basketbol'dan çekilme kararı alacağından habersiz şekilde konuşması. euroleague şampiyonluğu hedefleri, yapılması planlanan yeni salon, gelecek hakkında hedefler, tofaş seyircisi, bursa halkı. oyuncular başlarına geleceklerden habersiz herkes umutlu, mutlu. 98-2000 yılları arası 5 kupa kazanan takımın son kez bir araya gelişi olabilir.

    http://www.dailymotion.com/…onluk-programlari_sport
  • ligin köklü takımlarından, geçmişte 2 lig, 3 türkiye kupası, 1 cumhurbaşkanlığı kupası bulunan koraç kupasında final oynamış efsane oyuncular efsane kadroları bir dönem bünyesinde bulundurmuş bursa’nın ekol basketbol takımı bu sene play-off hedefiyle yola çıkmış gözüküyor.

    profesyonel takımı kapatıp alt yapıya yatırım yapma kararı aldıkları 99-2000 sezonundan sonra 2003-2004 ve 2006-2007 sezonlarındaki 1.lig maceralarında asansör takım olmanın ötesine geçememişlerdi ancak 2009-2010 sezonuyla beraber 1.ligde ardarda 5. senesine giren ekip sırasıyla 10-9-8-8. sıralarda ligi tamamlayıp istikrarlı bir görüntü çizdi. bu sene de 5 senedir süren istikrarı devam ettirip en azından 8. olma hedefleri koymuş gözüküyorlar.

    genç ve bir o kadar da yetenekli, ülkemizi kısa bir macera olsa da yurtdışında temsil etmiş, bir dönem milli takım yardımcı antrenörlüğü yapmış ahmet çakı, tofaş için en uygun antrenörlerden desek sanırım yanlış olmaz. hem gelişime açık olması hem de gençlere önem veren yapısıyla çakı, tofaş ile lige renk katacak gibi duruyor. geçen sene kısıtlı kadrosuyla ligi 8. sırada bitirip play-off yapmış olmaları sanırım ahmet çakı’dan memnun olduklarını gösteriyor.

    -evet kısa bir girişten sonra takımın yapısını ve oyuncuları mercek altına alırsak;

    gelenler: marcus denmon (elan chalon-amerikan-sg-1990), rok stipcevic (scavolini-pg-hırvat-1986), jure balazic (erdemir-pf-sloven-1980), evren büker (karşıyaka-sg-1985), serhat çetin (beşiktaş-sf-1986), ramazan tekin (pertevniyal-c-1993)

    gidenler: kenan sipahi, can altıntığ, inanç koç, ibrahim yıldırım, tomislav ruzic, josh heytvelt, mindaugas lukauskis, austin nichols,

    kalanlar: chinemelu elonu (c-nijeryalı-1987), samet geyik(pf-1993), doğan şenli (c-1992), uğur dokuyan(sg-1993), kadir bayram(altyapı-pg-1996), gökhan aydın(altyapı-sg-1995)

    gidenlerden başlamak gerekirse; yerli kadrosunda can ve inanç gibi yetenekli ve tecrübeli isimlerin yanında ibrahim y. ve kenan sipahi gibi genç ama ligin üstünde yerli oyuncuları kaybetti veya gönderdiler. 4 yabancı oyuncularıyla da yollarını ayırdılar. memnun oldukları elonu’yu tuttular takımda sadece ve bunun yanında samet, uğur ve doğan şenli kadroda tutunma imkanı buldu. gençleştirme operasyonu bu isimlere yaradı diyebiliriz.

    gelenlere göz atacak olursak; denmon ve stipcevic gibi ligin ortalamasının üzerinde yabancıların yanında balazic gibi ligi tanıyan kaliteli bir 4 numarayla birlikte serhat ve evren gibi milli takım düzeyinde yerli kısalarlarla iyi bir transfer dönemi geçirdiler dersek yanlış olmaz sanırım. ramazan tekin ise ya tutarsa tadında bir transfer, genç olması nedeniyle tercih ettiklerini söylüyorlar, eğer kendini geliştirebilirse tofaş adına çok büyük piyango olur diyebiliriz.
    rotasyondan bahsetmek gerekirse;

    pg: rok stipcevic(25-30)- evren büker(20-25)- kadir bayram

    sg-sf: marcus denmon(30-35) – serhat çetin(30-35)- uğur dokuyan(5-10)- gökhan aydın

    pf: jure balazic(20-25)- samet geyik(15-20)

    c: chinemelu elonu(20-25)- ramazan tekin(5-10)- doğan şenli(5-10)

    ilk beşleri; rok stipcevic- m.denmon- serhat çetin- samet geyik- chinemelu elonu

    rotasyonda sıkça oynayacak bench oyuncuları ise evren ve balazic olacak gibi duruyor. ana rotasyon 7 oyuncu şeklinde. ramazan ve doğan şenli’nin hangisi formdaysa 5 numarayı o oyuncu yedekler gibi duruyor. uğur dokuyan da uzun vadede şans bulabilecek yetenekte bir isim. kadrolarında 4 yabancı olması nedeniyle ligin ortalarında 1 yabancı daha alabilme durumu nedeniyle kadroda hareket kabiliyeti de yükselmiş durumda. genel anlamda kadro mühendisliğinde bütçe doğrultusunda sağlam işler yapıldığını söylemek lazım. 2 milyon € bütçesi olan bir takım için hiç fena sayılmaz diyebiliriz en azından.

    sırasıyla kısaca oyuncuları değerlendirecek olursak;

    -rok stipcevic; hırvat milli takımında da forma şansı bulmuş, üçlük şutuna güvenen içeri drive’leri çok kuvvetli olmayan denediğinde de pası düşünen skorer bir oyun kurucu. ortalama 10-12 sayı 3-4 asist istatistiklerini yakalaması şaşırtıcı olmaz. savunması ise vasat diyebiliriz.

    -evren büker; savunması iyi, sahada ne gerekiyorsa her şeyi yapabilen ama yaptığı işleri hep biraz biraz yapan bir adam.tbl için all-around bir oyuncu diyebiliriz. stipcevic’i yedeklemesinin yanında 2 ve 3 numarada da denmon ve serhat’ı yedekleyecek 6. adam konumunda tofaş’ın önemli parçalarından. sayı, asist, ribaunt, top çalma kategorilerinde hepsinde ortalama üstü iyi bir yerlerde olacaktır.

    -marcus denmon; missouri çıkışlı, ncaa kariyeri çok parlak skorer bir oyuncu. 2012 draftında san antonio spurs 59. sıradan draft etti kendisini, fakat draftın ardından serbest bıraktı. yaşının daha genç olması nedeniyle büyük bir potansiyeli olduğunu söylemek zor değil, elan chalon ile avrupa macerasına atıldı tofaş ile 1 senelik sözleşme yapması kafasında burayı basamak olarak gördüğünü düşündürtüyor. üçlük atışları ve şutu ile oynayan bir isim daha ziyade ancak içeri girişlerde de çok etkili. backdoor cut’ları özellikle dikkatimi çekti çok iyi yapıyor. hücumda yeteneklerinin farkında olan her amerikalı gibi o da bencil diyebiliriz biraz, ancak çok fazla gereksiz zorlamadığını da söylemek lazım, basketbol zekası ve mentalitesi bu yönden ona ileride büyük avantaj sağlayabilir. ayrıca savunmada da çok gayretli olduğunu söyleyebiliriz, belki harika bir birebir savunucusu değil ama genellikle skorerlerin savunmayı pek sevmediğini düşünürsek bu yönden de kendisi avantajlı diyebiliriz. kısaca tofaşın skor gücü olacağı kesin. en kötü ortalama 14-15 sayıyı görecektir tahminim. ligin dikkatle takip edilmesi gereken yabancılarından.

    -serhat çetin; milli takım kadrosunda yer alan bir isim. bu bile tofaş için ne kadar değerli olduğunu gösteriyor. başkan efe aydan’ın damadı olması nedeniyle tofaş’ı tercih etmesi bu yönden ligdeki üst düzey yerli bir isim için mantıklı tek açıklama diyebiliriz. hem savunması hem hücumu hem tecrübesiyle hem de en önemlisi bunları yerli statüsünde bir oyuncu olarak yapıyor oluşu ile tofaş’ın ligdeki kalburüstü takımları saymazsak diğer takımlarla yapacağı farkın en önemli unsuru diyebiliriz kendisi için. zira kaliteli yerli bu ligin kilidi. tahminim rahatlıkla çift haneli skor ortalaması tutturacağı yönünde.

    -jure balazic; sloven milli takımında avrupa şampiyonasında fena işler yapmamış geçen sene erdemirde 12 sayı ve 5.5 ribaunt ortalamaları tutturmuş tecrübeli bir isim kendisi. basketbol fundemantal’ı konusunda her anlamda iyi seviyede diyebiliriz. şutör özelliği olması, topu yere vurabiliyor olması pasör özelliği ile çok kullanışlı bir isim. tabi onun da defosu savunması. savunmada çok iyi bir isim olduğunu söylemek güç. samet ile beraber 4 numara rotasyonunu paylaşacaklar. ortalama 8-10 sayı 4-5 ribaunt istatistiklerini yakalayacaktır.

    -samet geyik; 2 senedir takımda ve fena süreler almıyor. ancak beklenen katkıyı henüz yapabilmiş değil. 93 doğumlu olması nedeniyle sabredilebilecek bir oyuncu. bu sene ilk 5 başlayacak bu fırsatı mutlaka değerlendirmeli ve oyununu bir üst seviyeye getirmeli. dışarıdan bakınca şutu olan penetresi etkili, ribauntlarda fena olmayan bir 4 numara olarak hiç fena durmuyor. ancak savunmada daha gayretli olup yaptığı içi ciddiye almalı aksi takdirde bu sene onun son şansı olabilir zira kendisinden 2 yaş küçük kenan’ın gelişimi ile mukayese edilemeyecek noktada. ama ben bu sene beklentileri karşılayabileceğini düşünüyorum. tofaş için yerli olması nedeniyle kolay vazgeçilebilecek bi oyuncu da değil bunu da atlamayalım.

    -chinemelu elonu; denmon gibi kendisi de 59. sıradan draft oldu nba’ye. fakat elonu 2009 draftında kendisine yer bulmuştu. geçen seneyi de tofaş’da geçirdi ve ahmet çakı kendisinden memnun olacak ki kadroda tuttuğu tek yabancı oldu. tofaşın hücum setleri için kilit noktada bir isim gibi duruyor. kalıbına, fiziğine rağmen kendisinden beklenmeyecek derecede ayakları hızlı bir uzun. ikili oyunlarda içeriye çok iyi devrilip bitirebiliyor. şutu yok gibi birşey. low-post oyunu da çok vasat. savunması için de içeriyi muhteşem kapattığını söylemek güç, ama ayak çabukluğunun ekmeğini burada da yiyor diyebiliriz. ancak tofaş için hücum planları nedeniyle çok iyi bir seçim diyebiliriz. belki alabilecekleri en kaliteli isim elonu değildi ancak en yararlı isim konusunda elonu ile kapışacak az isim bulabilirler diye düşünüyorum. iş ahlakı yüksek iyi bir sporcu. her takımda olması gereken karakterlerden. kısaca, içerideki bitiriciliği sayesinde 11-12 sayı, 8-9 ribaunt ortalamalarıyla ligi bitirebileceğini ön görmek zor değil.

    -ramazan tekin; ksk altyapısından efes altyapısına transfer olan, pertevniyal’de iyi işler yapmış sağlam cüsseli genç bir oyuncu ramazan. türkiye kupası maçlarında sahaya girdiği dakikalarda inanılmaz toy bir oyuncu izlenimi verdi. ancak o fizik ve yapabilecekler ile her zaman şans bulacaktır. tofaş’ın uzunlardaki savunma probleminin ilacı ramazan olabilir. ligde uzun vadede önemli süreler alabileceğini ve tofaşa yararının dokunabileceğini düşünüyorum hazırlık dönemi performansının aksine.

    -doğan şenli; geçen sene 13 maçta kısıtlı süreler bulmuş kadrodaki underrated isimlerden biri. ayakları muazzam çabuk ve içeri çok iyi devriliyor, bitirişi hiç fena değil, ribauntlarda etkili savunmada gayretli bir isim. şu an için ramazan’ın önünde elonu’yu yedekleyecek ilk isim konumunda. yararlı olacaktır.

    -uğur dokuyan; savunmada gayretli, hücumda şutu fena olmayan içeri penetreleri etkili genç bir oyuncu. tecrübesizliğini çok fazla hissettirmezse zaman zaman ciddi süreler bulur diye düşünüyorum. şu an rotasyonda 10. oyuncu gibi duruyor. 2 sene önceki çıkışının ardından geçen sene sadece 6 maçta çok kısıtlı süreler aldı bu sene daha fazla süre alacağını söylemek en azından şu an için yanlış olmaz.

    -ve gençler; tofaşın şu an gözüken 10 kişilik bir rotasyonu var. 5. yabancıyı almadıkları takdirde 2 genç her maç kadroda kendine yer bulacak. kopan maçlarda oyuna girmeyi beklediğim gençler hakkında fikir yürütmek için henüz çok erken, tofaş’ın iyi bir alt yapısı var, fırsatları değerlendirmek ahmet çakı gibi bir antrenör bulmuşken tamamen kendi ellerinde.

    kısaca;

    takımın skor gücü; denmon
    takımın basketbol aklı; stipcevic
    takımın savunmadaki direnci; serhat
    görünmeyen kahraman; balazic
    x-faktor + 6. adam; evren
    patlama yapabilecek oyuncu; samet geyik
    piyango; ramazan tekin

    oyuncuları değerlendirdikten sonra takımın genel anlamda stratejisine bakacak olursak; tofaş öncelikle skor potansiyelini kullanmak istiyor. bu doğrultuda ana stratejilerini ilk boş kalınan anda hücumu sonlandırmak olarak belirlemişler, yani şöyle ki ilk topta olmasa bile 2 veya 3. pas hücumu sonlandırmak için yeterli duruyor tofaş için. oyunu bu yönden hızlandırarak potansiyellerini değerlendirmek istiyorlar diyebiliriz. takımın yaş ortalamasının da genç oluşu bu dinamik yapıyı doğuran bir faktör gibi duruyor. yine tepedeki pick and roll’ler takımın ana hücum planı durumunda. genellikle 1 ve 5 numara ile oynanan pnr’larda 4 numaralarının şutör olmasını iyi kullanıyorlar. ikili oyunları kısalarının hepsinin şut ve pas yeteneğinin dengeli olması sayesinde çok çok verimli oynadıklarını söyleyebiliriz. yine uzunların hepsinin ayak çabukluğuna sahip olması büyük avantaj bu hücum planında. kısa-uzun pnr’larda 3. adamın şutör özelliği olmasını çok iyi kullanıyorlar. buna ek olarak baseline pick’leri çok etkili kullanabiliyorlar, özellikle uzunların buralarda yetenekleri ve kısalardan özellikle serhat’ın çizgi alışkanlıkları hücum çeşitliliğini sağlıyor.

    tepedeki perdelemeler hariç birebir oyunu olan denmon ve stipcevic çare kalmayan anlarda şapkadan tavşan çıkarma özellikleriyle ön plana çıkacaklar ve ciddi sorunları çözeceklermiş gibi duruyor. yine takımda sorumluluk almaktan kaçmayan evren, serhat gibi oyuncuların yanında balazicin soğukkanlılığı kritik anlarda çok işe yarayacak.savunmada birebir savunmada çok yeterli oyuncular varken özellikle 4 numara savunması ciddi sıkıntı olacakmış izlenimi veriyor. yine ortayı kapatabilen bir uzun ihtiyaçları ortada. alan savunmasını türkiye kupası maçlarında gayet iyi uygulamaları kısa süreli bu düşüşlerde önemli toparlanma fırsatı verecektir.

    artılar; savunması lig için üst düzey iki kısanın yanına 2 tane skor gücü yüksek kaliteli yabancı kısa ile iyi bir harmanlama yapılmış gözüküyor. yerli kadrosu çok büyük avantaj. koçun 2. senesinde olması takımda, camianın basketbolu bilen insanlardan oluşması, taraftarının etkili işler yapabilmesi avantaj gibi duruyor. hem antrenörün hem de birçok oyuncunun büyük hedeflerinin olması iyi bir birliktelik sağlandığı takdirde en önemli artıları gibi duruyor.

    eksiler; uzunlar hem nicelik hem nitelik yönünden yeterli durmuyor. savunmada özellikle kötü durumlara düşebilirler. takımın yaş ortalaması bir hayli genç 23.3 yaş ortalaması ile ligdeki çoğu takımdan tecrübesiz olacakları aşikar. atletik uzun oyuncu eksiklikleri yine göze çarpıyor. 5. yabancıyı eğer en azından ligin ortasına kadar almazlarsa rotasyon konusunda da extra sakatlık durumlarında ciddi başları ağrıyabilir.

    sezon öncesi skorlar;

    tofaş 77-74 akhisar belediye
    tofaş 55-62 aliağa petkim
    tofaş 87-75 mersin bş. bld.
    tofaş 76-87 fenerbahçe ülker
    tofaş 91-71 olin edirne
    tofaş 90-89 konya torku selçuk

    tahminim;

    extra sakatlık durumları olmaz ise 5. yabancıyı lig ortalarında kadrolarına katacağını düşünürek ligde 7. veya 8. sıradan play-off’a girip çeyrek final yaparlar gibi duruyor. türkiye kupasında kura şansına göre ilerleyebilir. eurochallange’da ise bu sene geçen sene elendiği son 16'nın ötesine geçeceğini ve en azından çeyrek final yapacağını düşünüyorum. orada iyi bir kura ile f4 neden olmasın.

    --------------

    yazının tamamını ve daha fazlasını altıncıadam'da bulabilirsiniz.
  • kapandığında koç grubu tarafından yapılan açıklamada maddi nedenlerden ötürü kapatıldığı söylenmişse de bu hikayene kadar gerçeği yansıtır bilemiyorum. zira takımın kapatılmasından çok kısa süre önce kerem tunçeri alındı (iki sezon arasında alındığından ve yeni sezon başlamadan takımın kapatılma kararı alındığından hiç oynayamadı takımda), bonservisi takımda olan çok sayıda yıldız oyuncu da vardı. sonraki sezon bu oyuncularla devam edilebilir, sonraki senelerde yeni oyuncu alınmayıp altyapıdan gelen oyuncularla takım en azından 4-5 sene daha üst sıralarda kalabilirdi. o dönem çıkan söylentilerden biri de şuydu; tofaş'ın italyan ortağı fiat, o dönemde italyan takımlarının avrupa kupalarında şampiyonluğa oynaması nedeniyle tofaş sas'ın da basketbol için büyük sayılabilecek paralar harcayarak aynı hedefe yönelmesinden rahatsız oldu, bu yüzden takımı kapattı. ne kadar doğrudur bilemiyorum ama o zamanlar buna inanmak daha güzel gelmişti.
  • kapanma açılma olaylarıyla sekteye uğradıktan sonra efsaneliğini yitiren spor kulübü. tbl de efes pilsen le rekabet içinde olduğu ve kadrosuyla revaçta olduğu dönemde dillendirilen tezahüratı, hatırlanabildiği kadarıyla şu şekildeydi:

    "masmavi bembeyaz şampiyon tofaş
    ne efes ne fener ne de beşiktaş
    bu büyük taraftarınla engelleri aş
    alemin kralı sensin tofaş sas"
  • rashead griffith,david rivers,asım pars ,mehmet okur,steven rogers,murat konuk vs.. gibi önemli isimlerle döneminde bir çok ba$arıya imza atmış ancak,ekonomik önlemler dahilinde lig'den elini etegini çeken türkiyenin önemli isimlerini yetiştirmiş o derece harika bir basketbol takımı idi..özlüyoruz...
  • bu takım yüzünden cebimdeki tek maçlık parayı koraç kupası finaline yatırmış idim, üçün birini almış idim. iki gün sonra yine bursada oynanacak olan türkiye-hollanda maçı içinde türkiye nassolsa yenilir deyip ardıma bile bakmadan tofaşıma koşmuş idim. peki nooldu, gitti türkiye hollandayı, aris'de tofaş'ı yendi.
    bende kendi kendimi yedim.
  • bir zamanlar biz bursalıları sevince boğmuş, keyif dolu maçlar izletmiş takım. bir efes pilsen serisinde karşılıklı coşan mehmet okur ve hidayet türkoğlu'nu bugün nba'de izliyorsak o dönem türkiye'de tofaş ve efes'in yükselttiği basketbol standartları bunda çok etkindir diye düşünüyorum.

    kadro aşağı yukarı şöyleydi;

    (bkz: slaven rimac)
    (bkz: steven rogers)
    (bkz: david rivers)
    (bkz: rashard griffith)
    (bkz: murat konuk)
    (bkz: mehmet okur)
    (bkz: asım pars)
    (bkz: şemsettin baş)
    (bkz: alper yılmaz)

    aynı zamanda sadece benim yakın arkadaşlarımdan bile bir sürü kişiyi basketbol sporuna yönlendirmiş, bursa'da tofaş çantalarıyla okuldan sonra idmana giden sürüyle genç ortaya çıkarmıştır. kapandıkları günden beri doğru düzgün bir basket takımı tutmuyor olmam o günlerde yaşattıkları mutluluklardandır.
  • asim pars , semsettin bas, huseyin demiral gibi oyuncularin hayatlari boyunca bir arada göremeyecekleri miktarlarda paralar kazandiklari takim. kendisine kadroda yer bulamayıp maci tribunden kameraya ceken huseyin demiral'a , ne yapiyorsun diye soruldugunda "200.000 dolara kameramanlik yapiyorum" cevabını veriridi o vakitler.
hesabın var mı? giriş yap