• ermeni çetelerin ve rus ordusundaki ermeni birliklerin van’da yaptığı katliamları gözler önüne seren gözlemlerdir.

    lev nikolayeviç tolstoy’un kızı aleksandra lvovna tolstaya, birinci dünya savaşı’nda rus ordusunda gönüllü hemşire olarak bulunuyordu. 20 mayıs 1915’te rus ordusunun ermeni çetelerin yardımıyla van’ı işgal etmesinden sonra van’a geliyor. türklerin ermenileri kestiğine dair propagandalarla önyargılı bir şekilde geldiği van’da durumun tam tersi olduğunu görünce şaşırıyor. anılarında kendi ağzından van’da yaşadıkları ve amerikalı misyoner yarrow ile aralarında geçen konuşma şöyle:

    “iki büyük okul binası. tamamen boş büyük odalar. ne yatak, ne masa, ne sandalye, hiçbir şey yok! yerde bezlerle örtülü, kirli bedenler: türkler. erkekler, kadınlar, yaşlılar, gençler, çocuklar... hepsi birlikte üst üste yığılmış bir halde. iniltiler, sayıklamalar, küçük çocukların ağlama sesleri... bize doğru kirli zayıf eller uzanıyor, kadınlar ağlıyor, türkçe açıklamaya çalışarak bir şeyler istiyor ve yalvarıyorlardı: hanım, hanım! cansız bir şekilde yanlara doğru sallanan kollarını garip bir şekilde sarkıtarak köşede oturan bir kadına dikkat ettim. kadın sessiz ancak duyulur bir şekilde inildiyordu. benim soru dolu bakışlarıma bay yarrow:

    -onun kolları tersyüz edilmiş. diyerek bir açıklama getirdi.
    -kim bunu yaptı? niçin?
    -ermenilerle yapılan çarpışma sırasında...
    -ermeniler mi? neden kadını böyle sakatlamışlar? diye şaşkınlıkla sordum.
    -ben, gazetelerde türklerin hunharca davrandıklarını, ermenileri katlettiklerini okumuştum. anlamıyorum...
    -burada van’da biz, ermenilerin insanlık dışı gaddarlığını gözlemledik. ermenilerin, kadınların göğüslerini kestiklerini, kollarını, bacaklarını tersyüz ettiklerini ve kırdıklarını söylüyorlardı. bu insanlık dışı gaddarlığın kurbanlarını bizzat ben kendim gördüm.

    biz van’a geldiğimiz zaman, esirlerin bir bölümü ölmüştü. yaklaşık 800 kadar insan kalmıştı. bir defasında, onisim, arkamdan soluk soluğa koşarak geldi.
    -saşa teyze, çabuk gidelim.
    -ne oldu?
    -canlı bir türk’ü gömmeye götürdüler!

    birkaç türk çocuğu, koşar adımlarla sedyenin üzerinde cesedi binadan çıkardılar. her gün 15-20 cesedi eski çukurlara yuvarlıyor ve toprakla üstünü gelişi güzel kapatıyorlardı.”

    (aleksandra tolstaya, doç, izd.: vagrius, moskva, 2001, s. 237)

    daha ayrıntılı bakmak isteyenler için kaynak bırakıyorum. bu da rusça kaynak.

    ekleme: elemanın biri van’ın işgalinin sözde soykırımdan sonra yaşandığını iddia ederek ermeniler intikam aldı demeye getirmiş ve bu şekilde katliamları önemsizleştirmeye çalışmış. o halde hemen tarihleri verelim; van’ın işgali 20 mayıs 1915, ermenilerin sözde soykırıma uğradıkları sevk ve iskan kanununun tarihi 27 mayıs 1915, yürürlüğe girme tarihi 1 haziran 1915’tir. yani tehcirden önce yakıp yıkmaya ve katliamlara başladılar.
  • sözlükte gündem olma ihtimali düşük bu başlığın. acaba niye?

    tanım: bazı ermeni çeteleri tarafından yapılan mezalimi ifade eden gözlemlerdir.
  • rus general ve görgü tanıklarının doğruladığı gözlemlerdir.

    general bolhovitinov’un kafkas valisi askeri danışmanına raporunda şöyle yazıyor:

    “rus ordusu van’a girdiğinde ermeni birlikleri hiç kimseye acımadılar ve taş taş üstünde bırakmadılar.” (rdata, f. 2100, l. 1, d. 646, y. 71)

    yakın doğu amerikan yardım heyeti (acrne) bünyesinde çalışan emory niles ve arthur sutherland adlı iki amerikalı, 14 haziran ve 12 ağustos 1919 tarihleri arasında doğu anadolu bölgesindeki yardım ihtiyaçlarını tespit etmek için bir gezi yapıyor. gezi notları şöyle:

    “bütün bölgedeki zarar ve yıkımın ruslar çekildikten sonra ülkeyi işgal etmeye devam eden ve türk ordusu ilerlediğinde müslümanlara ait her şeyi yok eden ermeniler tarafından yapıldığı anlatılmıştı bize. hatta ermeniler müslümanlara cinayet, tecavüz, kundakçılık ve her türlü korkunç mezalimler yapmakla suçlanmaktaydılar. başta bu hikayelerden kuşku duyduk, fakat sonunda tanıklık tamamen isimsiz olduğu ve soyut delillerle desteklendiği için onlara inanmaya başladık. mesela bitlis ve van şehirlerinde zarar görmemiş tek yerler kilise ve evlerin üzerine yazılan yazılardan da belli olan ermeni çevreleriyken, müslüman yerler tamamen yıkılmıştır... durduğumuz her kasaba ve köydeki yerlilerin ilk istedikleri, bize ihtiyaçlarını belirtmek değil, ermenilerin kendilerine ve ailelerine yaptıkları vahşeti dinlememizdi.” (kaptan e. h. niles ve bay a. e. sutherland’ın araştırma gezisi sırasında tutulan notları, haziran & ağustos, 1919, s. 3-4)

    van doğumlu abdullah oğlu mehmet reşid adlı görgü tanığı van’daki ermeni vahşetini şöyle anlatıyor:

    “rusların üç kol halinde van’a doğru geldiğini duyunca (türk halkı) van’ı boşaltmak üzere harekete geçtiler. pek çoğu da kayıklar ile veya karayolu ile van’ı boşaltmak üzere emir verdiler. artık hali-vakti iyi olanlar gemiler ile şehri terk ettiler. 10 gemi dolu gitti. bu 10 gemiden 3 tanesi kurtuldu. gemiciler de ermeni olduğu için bu gemileri yolda adaya çekmişler. adada bunların fedaileri var. bunlar bütün türkleri imha etmişler. işte sadece 3 gemi bu katliamdan kurtulmuş. van’da ise, sahipsizler, kimsesizler, harpte kocası şehit düşenler, ne hayvan, ne de bir vasıta bulamayanlar kalmıştı. bunların pek çoğu ruslar geldikten sonra da ermeniler tarafından öldürülmüştür. sağ kalanlara olmadık şeyler yapmışlardır. pek çok kadın esir olarak götürülmüştür. bu esirlerden daha sonra 30 kadın diyarbakır’da bize katıldılar. onlar anlatıyordu. yapmadıkları bir şey kalmamış. zaten erkeklerin hepsini öldürmüşler, bir kısmını çeşitli işkenceler (kulaklarını kesmek, burunlarını kesmek, sakallarına pislik sürmek, v.s.) ile öldürmüşler. kadınların bir kısmını kirletmek, kazıklamak, akla-hayale gelmeyen işkenceler ile öldürmek suretiyle yok etmişlerdir... hamile kadınların karnına süngü batırıyorlardı. çocukları süngülere takıp ‘alın bunları götürün kebap yapın’ diyorlardı...” (ergünöz akçora, van ve çevresinde ermeni isyanları (1896-1916), istanbul, 1994. “yaşayanların diliyle van ve çevresinde ermeni mezalimi”, yakın tarihimizde van uluslararası sempozyumu, yüzüncü yıl üniversitesi rektörlüğü yayınları nu: 6, ankara, 1990, s. 147-169)
  • belgelerle kanıtlanabilen vahim bir durum olmasına rağmen devlet büyükleri neden ısrarla bunları dünyanın gözüne sokmuyor anlamış değilim. tabii ki uluslararası yerlerde sesimizi duyurmaya çalıştık ama dünya resmen bu konuda kulağını kapatıyor ve gidip sözde ermeni soykırımını tanıyor. inanılır gibi değil. ben bu kadar dünyada yalandan yere cephe alınan çok az olay duydum. umarım bir gün gerçekler dünya kamuoyunda paylaşılıp, türkiye'ye yapılan iftiralar kalkar.
  • ermenilerin uğramadığı başlıktır.
  • talat paşa'nın hatıraları adlı kitapta da bahsedilen zalimlik..

    ermeniler bizimkileri resmen kesip dogramislar..
  • ermeni soykırımı dediğiniz safsata en açık haliyle tehcir sırasında ermenilerin, kürt eşkiyalar tarafından soyulması ve öldürülmesi olarak açıklanabilir. doğu ve batıda pek çok cephede dişiyle tırnağıyla dünyanın en güçlü devletlerine karşı savaşan osmanlının en büyük hatası yeterli güvenlik önlemi alamamış olmasıdır.

    ortada artık osmanlı ya da ittihat ve terakki hükümeti olmadığına göre ermeniler ve kürtler kozlarını paylaşabilirler...
  • yaptıkları vahşet emin olun bundan kat kat fazladır.öyle canice şeyler yapmışlardır ki,bunların eline düşmemek için nice insanımız kendi canını kendisi almıştır.
  • bu tür belgelerin neden ingilizcelerini bulamıyorum? bu kadar önemli belgeler neden ingilizceye çevrilmez?
    buna benzer ingilizce kaynaklar varsa lütfen mesaj kutumu kullanın.
  • aman aman sakın bunun altına türkler lehine yazı yazmayalım. yoksa ya sığır oluyoruz ya koyun ya da cahil. onlardan daha zeki daha medeni yok ama nasılsa cici dedeleri tolstoy'un kızını bile şaşkına çevirecek şeyler yapmışlar.
hesabın var mı? giriş yap