• türkçeye ilk çevrildiği zamanlar (10 seneden fazla olduğunu sanıyorum) bir yerlerden elime geçmiş, kişisel gelişim kitapları hariç her haltı okumuş ve okuyor olan bendeniz de bir gazla bitirivermiştim kendisini. bunca sene sonra aklımda kalan ve yanlış hatırlamıyorsam kitabın da anafikri olan en önemli sözlü dövüş tekniği karşındakine hiç bir şekilde kendi fikrini söylememek, cevap vermemek, sürekli onun içinde bulunduğu durumu gözlemleyip söze dökerek bir nevi trollük yapmaktı. örnek:

    - tolga neden o kızı facebookta ekledin, aranızda bir şey mi var söyle çabuk!?
    + o kızı eklememin seni üzdüğünü, bu sebeple bana darıldığını mı ifade etmek istiyorsun burcu?
    - evet, aynen öyle demek istiyorum tolga...
    + bu durumu içten içe kıskandığını, aramızda bir şey olmadığını söyleyerek seni rahatlatmamı istediğini mi düşünüyorsun?
    - ay eveet tolgaa! yok di mi aranızda bir şey aşkım?
    + ah şekerim benim, nasıl da sahiplenirmiş erkeğini...
    - aşkııııım...

    kitaba göre adamımız tolga üstün tongue-fu teknikleriyle bu durumdan, hem de öbür kızla ilgisini yalanlamaya dahi gerek duymadan kurtulabilecekti. nah kurtulur efendim tolga. tolgayı köpek eder o kız, ağzını yüzünü yırtar. gerçekçi bir senaryoda tolganın en etkin ve içgüdüsel tongue-fu cevabı olsa olsa şu olacaktır:

    + burcu allah bin türlü belamı versin işim olmaz o kızla yaa, x lisesinden kuzenin tanıdığıymış niye eklemişse işte salak, silicem zaten eve gidince ilk işim, aşkım niye inanmıyosun ya, en adi bilmemneyim yalan söylüyorsam! aşkıım...

    neyse efendim bir başka aklımda kalmış örnek de insanlara iş yaptırabilmeniz için kibarca yardıma muhtaç rolü oynayarak karşınızdakine gaz vermeniz, onu empati yapmaya davet ederek o şekilde manipüle etmenizdi:

    - hemşerim mümkünatı yok bugün halledilmez işiniz. zaten şu şu belgeleriniz eksik onu şu semtten alacaktınız, parayı şu bankaya yatıracaktınız, x makamından imza olacaktı, üstüne bir de sistem çöktü, fax bozuk, telefon kesik yarına anca gelir...
    + ah beyefendiciğim, siz de yerden göğe kadar haklısınız ama çok yardımınıza muhtacım. dedikleriniz çok doğru, benim hatam ama kendinizi benim yerime koyun ne olur, siz olsanız ne yapardınız?
    - hmm halinize üzüldüm beyefendi, o zaman ben fax makinesini 2 dakkada tamir ettirip belgelerinizi isteteyim, sonra bizim çocuk gider imzalatır, siz de hemen şu bankamatikten paranızı yatırır gelirsiniz, sistemi de 2 dakkada hacklerim, torrenti kaparsak düzelir zaten. buyrun başlayalım...

    tongue-fu 10 durumdan 9'unda bu senaryonun gerçekleşeceğini, insanların onlardan yardım isteyip kendinizi onların şefkatli ellerine teslim ettiğinizde geri çevirmeyeceklerini ve ellerinden geleni yapacaklarını savunuyordu. bu sebepten olsa gerek, yukarıdaki diyalogda memurun bu lafları söylerken yüzüne yerleştirdiği pişkin sırıtışına, sol eliyle yaptığı nah işaretine (sağ elinde ince belli çay bardağı var muhakkak) kitapta yer verilmemişti.

    tey tey kişisel gelişim foreva!
  • sözle savunma sanati. kullandiginiz uygun kelimelerle karsi tarafin sozlu saldirisini etkisiz hale getiren yaklaşım. okullarda iletisim becerileri dersinin altında mutlaka ogretilmesi gereken konu. boylece birbirimizi daha iyi anlayabilir. olası sorunları buyutmez, aksine oluşabilecek problemleri kısa sırada çözüme kavuşturabiliriz.
  • bu ülkede bagirmadan, kufretmeden, tehditkar olmadan hiçbir soz dalasinda dikkate alinmayacaginiz için, kitaptaki öneriler hiçbir isinize yaramayacaktir. profesyonel hayatta bile gostereceginiz tavirlar yapmacik ve zayif kalacaktir.

    bu kitap iyi ve dolu aslında. kisisel gelisim sevmem ama gerçekten faydali. ama ne zaman? bence buna benzer kitaplar ders kitabı olarak etkili olur, insan yetistirirken yani.

    dediğim gibi, ogretici ve bilgi icerikli ama başka diyarlara yazildigi çok belli.
  • ilk tanışmam ortaokul sıralarında olmuştu bu kitapla. çok da samimi olmadığım ama adı arkadaşım olan bir kız okuyordu bunu. ilk önce kapağın rengi ilgimi çekmişti zira kara kutu gibi; her durumda görülebilsin diye forforlu pembeydi kapak. sonra isim de aynı şekilde değişik gelmişti; "tongue ve fu. ne alaka?" dediğimi hatırlıyorum. az çok içindekini belli eden bir isim ama zorlama gibi gelmişti o da. kız nasıl da başını gömüp okuyordu o kitabı anlatamam, çok heyecanlı bir roman okur gibi dalıp gidiyordu. ben de o zamanlar kişisel gelişim denen naneden bihaber olduğum için merak ediyorum konusunu, bu kadar ilgi çekici ne anlatabileceğini falan; roman sanıyorum bunu. en sonunda bir beden dersinde rica edip birkaç sayfasına göz gezdirdim kitabın. breh breh!! hayatımda kitaplara dair yaşadığım ilk büyük hayal kırıklığıdır bu kitap. düşündüğüm gibi bir roman olmadığına mı; sıkıcılığına mı; o albenili kapağın altında dünyanın en kasıntı dil kullanma kılavuzu çıktığına mı yanayım? seç beğen al... kitabı, dersin sonunda kıza tek kelime etmeden çantasının üstüne bırakmıştım.

    hala aklım almaz neden ana babalar ortaokula giden çocuklarının böyle kitaplar okumalarına izin verirler? proje mi lan o çocuklar, o yaşta diğerlerine konuşma, beden dili, giyim tarzı vs gibi ayrıntılarla fark atmaya yönlendirilsinler? neden diğerleriyle zevkine el kızartmaca oynamak varken "hemm, böyle dedi demek sakladığı bir şey var" diye düşünmek zorunda olsun?
  • ismi ve arka kapagindaki yazi insanda buyuk bir alma istegi uyandiriyor olsa da herkesi uyarma ihtiyaci hissediyorum. kanmayin "dil dovusu" gibi cekici sloganlara. ici bos bir kitap.
  • kadinlar uzerinde degisik kullanma stilleri olan, (yilan teknigi, kaplan teknigi, tribuson teknigi), kanimca m.o 500 yillarda shaolin tapinaklarinda kel kafali cekik gozlu rahiplerce gelistirilmis, "cok tipsizim ama acayip bi dilim vardir ha, kafamdaki her nokta bagirtigim bir kadini gosterir" laflarini sembolize eden teknikler serisi.
  • bu kitabı alan insanlar, bir tartışma anında, kitaptaki durumlara benzer ipuçları ararlar ki, daha rahat cevap verebilsinler. önceden hazırlananları vardır: " bana böyle derse ben de şöyle derim..." diye kendi kendilerine senaryolar üretirler ve bunu uygulamak için gayret gösterirler. oysa ki dünyada ki hiç bir durum birbiriyle aynı olamayacağından, yanılma payı da fazladır.
    kitapta ünlü insanların tartışma üzerine söyledikleri laflar da var, ama kişiyi koşullaması açısından iyi bir kitap olduğunu düşünmüyorum.
    (bkz: feng shui) gibi o da, ilginç bir isim ile, uzakdoğu'nun bağrından kopup gelen, şehirli insanların tüketimine sunulan, sabun köpüğü kanımca.
  • yakın zamanda bitirdiğim, 4 ana başlık ve bunların alt başlıklarından oluşan kitap.

    kısaca bazı başlıklarla ilgili bilgi almak isteyenler aşağıda başlıkların ufak bir özetini bulabilirler:

    1- tepki değil yaklaşım gösterin
    kızgınlığı hızla aşmak

    zorlukları nukteyle karşılayın - en kabus dolu anlara uygun düşecek esprili yanıtlar bulmak

    insanlarla onların dertlerini konuşun - terapistin yöntemiyle yadırgama neden veya çözüm üretme sadece karşındakinin problemlerini konuş

    şikayetleri anında sona erdirin - kabul et özür dile harekete geç

    münakaşalardan zarif bir şekilde sıyrılın - erkekler bir kadının kendi dertlerinden söz etmesinin mutlaka erkeğinden bunları çözmesini istediği anlamına gelmediğini öğrenmeli

    oyunun adını koyun - farkına varılan bir taktik etkisiz hale gelir ve söylenmeyeni söylemek dişçinin çocuğa burada olmayı hiç istemiyorsun dimi demesi gibi

    dilinizi tutun

    ne söyleyeceğinizi bilmediğinizde - eğer birisi sizi duygusal olmakla itham ediyorsa, ben duygusal değilim deme ve karşı olarak ne demek istiyorsun de ve iletişim kurarken hep olumlu cümleler kullan

    hata değil çözüm bulun - zor bir durumda aynı sıkıntıyla bir daha karşılaşmamak adına yapılabilecek aksiyonları konuşmak en iyi davranış biçimidir

    2- unutulacak sözler kullanılacak sözler
    kabul edin, münakaşaya girmeyin - tartışmalarda ama yerine ve kullan

    eleştirmenlik değil koçluk yapın - insanlara yapmalıydın/etmeliydin demek yerine gelecekte daha iyi olması için ne yapmayı düşünüyorsun veya bir dahaki sefere şöyle böyle yap diyin

    emretmeyin rica edin - talimatları emretmem yerine öneriler şeklinde sunmak insanların zihinlerinde, mecburiyetleri rahatlatıcı istekler yapar

    yapamam çünkü engelini kaldırıp atın - yapamam çünkü demek yerine ne yapabileceğinize odaklanın ve karşı tarafa onu söyleyin

    problemsiz’leşin - problem sözcüğünü sık kullanmayın

    aşırılığa gitmekten sakının - şikayetlerinixi karşı tarafa sorular şeklinde yansıtın ve karşı tarafın şikayetleri haksız yere suçlayıcı ise onları görmezden gelin, yapıcı bir şekilde konuşmayı teklif edin ve talihsiz olaylara felaketler gibi yaklaşmayın hayatın olumlu yanlarını görün

    3- çatışmaları işbirliğine dönüştürün
    kulak verin - insanları o anki bütün düşüncelerinizden sıyrılıp can kulağıyla dinleyin bu sayede onlar için çok değerli hale gelirsiniz

    hayasız davranışlara karşı kurallar - imkan varsa toplantı vs gibi etkinliklerde konuşmaya kurallar koyun

    kavgaları yatıştırın - iki tarafı da eşit şekilde dinleyin ve dinlerken söylediklerini yüzlerine özetleyin

    açık bir kafayla yaklaşın - önyargılarınızla hüküm vermeyin

    kontrolü paylaşın - iki tarafında kazançlı çıkacağı çözümlerle yaklaşmaya çalışın ve karşı tarafı ikna etmek yerine ona kendi nedenlerini bulması için fırsat verin

    4- istediğinizi, ihtiyaç duyduğunuzu ve hak ettiğinizi fazlasıyla elde edin
    muhaberelerinizi kendiniz seçin - biriyle köprüleri yakmadan önce riskleri hesaplayın ona göre adım atın

    hayır deyin - terazinizi dengede tutun ve hayır deyin

    ustaca çıkın - karşıdaki kişi sözünü bir türlü bitirmiyorsa adını söyleyerek sözünü kesin, anlattıklarını özetleyin, toparlayıcı bir sözle görüşmeyi geride bırakın ve kesin bitiş ifade eden dostça bir cümleyle son verin

    güven duyun ve öyle davranın - sizi panik hissettiren durumları zihninizde pratik yapın, tekrar tekrar o anları olumlu düşünerek yaşayın

    ikna etmenin beş ilkesi - duruma olumlu beklentilerle yaklaşın, itirazlarını önceden tahmin edip seslendirin, bütün noktaları tek tek numaralandırın ve belgeleyin, ihtiyaçlarına yanıt verin ve onların dilini konuşun, onları fikirlerinizi denemeye esinlendirin

    zorbalardan kopun - zorbalara karşı bunu böyle yapamazsın diyin

    insanlara taze bir başlangıç verin -

    duygularınızın yönetimini üstlenin - işler kötü gittiğinde suçu hayata veya başkalarına atmayın

    olumlu bie bakış açınız olsun -hayata karşı olumlu bir felsefeniz olsun

    nezaketten yaşatın -
  • kişisel gelişim kitapları yazıldığı toplumla ilgili oluyor. bizim toplumumuzda okuduğunuz kitaptan belki iki ya da üç satır işinize yarar diğerleri okurken bile gereksiz geliyor.
hesabın var mı? giriş yap