• normalde bırakın yirmi dakikalık şehir içi metro seferini, 12 saat süren adana-samsun seferinde bile uyuyamam. bugün nasıl uyuyakaldıysam, kızılay-batıkent metrosunda iki kez gidip gelmişim uyurken. yanımdaki amcanin "kızııım batıkent'e geldik" diye seslenmesiyle irkildim. saate baktığımda bir saatten fazla zamanı metroda geçirdiğimi gördüm, ayakucumda köpeğimle. bütün gün nasıl yorulduysak, ikimiz de uyuyakalmışız. ben ona güvenmiştim oysa ki, kendisi metroda attığı çığlığımsı havlamalarla ünlüdür bir de, namından utanmalı...
  • çok nadiren yapmış olduğum bir eylem. yolun daha kısa sürmesi açısından iyi ama durağı kaçırdığınızda kötü olabiliyor.
  • istanbul'daki belediye otobüslerinde mütemadiyen gerçekleştirdiğim eylem. şöyle ki, istanbul'da bazen bir otobüste 80-90 dakika vakit geçirildiğinden(bu süreler kesinlikle artabiliyor, biliyorum ufak yerlerde oturanlar için şaka gibi) insanlar feci bir şekilde mayışıyor. ayaktakinden, oturanına kadar. ve şöför havalar biraz soğuyunca morfin basar gibi kalorifere abanınca soba kenarına yattığım çocukluk günlerim aklıma geliyor. camdan dışarı bakarken gözlerimi kapatıp başka şeylere, başka yerlere gidiyorum. iğrenç bir şekilde süregelen toplu taşıma maceram ise biraz olsun keyifli bir hale gelebiliyor.

    toplu taşıma'da uyuklama rehberi

    *uyuma veya uyuklama kısmı kulaklık eşliğinde gerçekleştirildiğinde daha büyük bir keyif veriyor. çünkü bazı ayılar(kadın, erkek fark etmiyor) 100 dakika boyunca telefonda konuşabiliyor. ayı işte, bir de bağıra bağıra dedikodu yapanlar var, otobüslerden ırak.

    *bir başka önemli madde ise cam kenarında oturma gerekliliği. 100 dakika sürebilen bir yolculukta, bir önceki durağa(100 m maksimum) yürüse otobüse boş bir şekilde binebilecek olan teyzemsi kişiler, koridor tarafına oturduğunuz takdirde meme, göt, dirsek dayayarak sizi taciz edebiliyor. bizzat yaşadım bunların tamamını. hadi ayaklara sarkmış memeye, eti puf kıvamına gelmiş göte bir nebze dayanabiliyorum ama ron artest gibi dirsek atmak nedir arkadaş. psikolojik baskının ötesinde bir şey. kısaca cam kenarını kapın, yoksa zor uyursunuz.

    bu madde hakkında söylemek istediğim bir başka şey ise, koridor kısmına oturduğunuz zaman bakacak bir yer kalmaması. karşınıza baksanız ayakta duranlar, "lan bu beni mi kesiyor?" kafasına girer, cama doğru baksanız yanınızdaki kişi "bu bana mı bakıyor?" diye telaşlanır, telefona baksanız zaten uyuyamazsınız. zor işler azizim.

    *kapılardan uzak durun. önümüzde kış var. çocuklar, gençler, amcalar, teyzeler. dikkatli olun. kalorifere abanmış olan şöför bey, sizin sağlınızı düşünmez. hasta olmanızı da geçtim, mazallah uyuklama keyfiniz piç olur. kışın iç-dış sıcaklık farkı yüksek seviyelere ulaşıyor ve her kapı açıldığında tatlı uykunuz iğrenç bir şekilde bozulabiliyor. tecrübe konuşuyor, sesime kulak verin.

    *ayılardan uzak durun. bacaklarını açarak oturan, sanki üçüncü bir bacak taşırmışçasına koltuğa yayılan bamyalılar rahatlıkla tespit edilebilir. oturmadan önce yanına oturacağınız kişinin bacakları arasındaki açı, kısa süreli bir saha çalışmasıyla tespit edilebilir, şiddetle öneriyorum. bu yüzden tekli koltuk varsa kurulmanızı tavsiye ediyorum. bazı otobüslerde ve metrobüslerde arka tarafta tekli bir koltuk oluyor, hem kapının dibinde değil hem de insanlardan izole bir şekilde. orası business class'ın da business class'ı, görürseniz kaçırmayın.

    *pimpirikli kadınlar, özellikle kapalı kadınlar. insanları kapalı veya açık şeklinde diye tabir ettiğim için öncelikle türbanlı bacılarımdan özür diliyorum. fakat bu gözle görülür bir gerçek. bazı kadınlar(ki bunların arasında açık olanlar da var) vücutlarının altından falan yapıldığını düşünüp, her saniye aranızdaki farkı kontrol ederek sizin bilinçaltınıza hükmediyor. böyle bir psikolojik baskı altında uyumak mümkün olmuyor. kadınlara hak veriyorum, hayvan çok. tacizi, lafı, sözü... kabul ediyorum zaten. fakat bu bakışlar nedeniyle götümün sol lobu dışarıda bir şekilde 80 dakika mesafe gittiğimi bilirim, yüksek basınçtan ötürü sağ lobta hala daha izler taşıyorum. bacılarımızdan herkese aynı şekilde yaklaşmamalarını rica ediyorum, ki genellikle böyle bir psikolojik baskıdan kaçmak için hemcinsiniz yanına oturmanızı öneriyorum. iki taraf da rahat olur.

    *arkadaş grupları. aman allahım. özellikle kadıköy, taksim, beşiktaş, şişli, kabataş gibi yerlerde toplu halde otobüse binen öğrenci grupları, enerjisi bol gençler... bunlardan kaçınız efendim. susmak bilmiyorlar, kafa sikiyorlar, bunlara ek olarak muhabbetleri de bok gibi. snapchat'te köpek olup aptal aptal gülüyorlar falan. insanları rahatsız etmeden insan gibi konuşan kişileri tenzih ederim.

    *ibne şöför. vardır böyle 'kaptan'lar. küfreder, arkaya ilerlemeyenlere çocuğuymuş gibi bağırır, durakta soru soranlara çemkirir, otobüsün içine negatif bir enerji yayar. ve bu negatif enerjinin altında güzel bir uykuya ve fantastik bir hayal dünyasına dalmak elbette mümkün olmayacaktır. tabii ki şöförü değiştirme ve önceden tahlil etme imkanımız yok. ancak arka taraflara oturarak bu durumdan kurtulmak mümkün.

    tüm akbilci kardeşlerime iyi uykular dilerim.
  • metro dışındaki ulaşım araçlarında mütemadiyen yaptığımdır. o pencereden dışarı bakmayıvereyim, yol yanımda akmayıversin, anında koyarım uykuyu. metroda ise herkesle yüz yüze bakmaktan uyumak çok zor oluyor.
  • (bkz: kafa yağı)
  • sosyofobisi olan insanların yalandan yaptıkları eylem.
  • olabilecek en tatlı uykudur , elinden telefonun , poşetin vb. gibi nesnelerin düşmesiyle irkilip uyanıp 'ahanda rezil oldum' hissi veren trajikomik anlardan biri
  • uyuklamak değil baya bilinçli olarak uyuyarak her sabah yaptığım şey. gece evde 5 saat uyuyabildiğim için kalan uykumun bir kısmını metroda almaya çalışıyorum. 3 senedir bunu yaptığım halde şu ana kadar 5 kez falan metroda durağı kaçırmışımdır onda da hep bir sonraki durakta inip geri bindim.
  • ımmh pek bi tatlı pek bi güzel.
  • ders çalışmak için sabahladığım günlerde istemeden de olsa ayakta icra ettiğim olay. hafif iç geçmesi, uyuklamaya geçiş ve bir anda kasların boşalması ile düşeyazarak uyanmak arasında gidip gelen bir döngüye sebep olur.
hesabın var mı? giriş yap