• paul connerton'un belleği çok farklı bir bakış açısıyla ele aldığı kitabı.

    belleği çoğunlukla bireysel bir yapı olarak görme eğilimindeyiz. onu uzun süreli, kısa süreli, epizodik, anlamsal gibi birçok gruba ayırarak anlamaya çalışıyoruz. fakat bunları yaparken belleğimizin, bizi biz yapan parçamızın toplumsal bir boyutu olduğunu gözden kaçırabiliyoruz. yakın sayılabilecek bir zaman diliminde halbwachs "hafıza mekanları"nın toplumsal bir boyutunun olduğunu ve bu boyutun büyük önem taşıdığını göstermiş, onu başka düşünürler de desteklemişti. paul connerton ise kitabında toplumsal bellek fikrini savunan düşünürlerle, belleğin hangi mekanlarda bulunabileceği sorusuna yanıt verirken yollarının ayrılacağını söylüyor.
    "insan gruplarının belleği nasıl taşınır ve nasıl korunur?" sorusunu temel alan kitapta iki bileşen toplumsal belleğin taşıyıcısı ve koruyucusu olarak görülüyor: anma törenleri ve bedensel pratikler.
    törenler ve bedenimizi kullanma biçimlerimiz her birimizin içine işleyen, sorgulama gereği dahi duymadığımız şeyler aslında. bize neredeyse varlıkları "doğuştan" geliyormuş gibi görünen bu pratikler uzun yılların ürünü ve belki de bu nedenle bu kadar yerleşmiş durumdalar.
    connerton bedenimizi nerede nasıl kullandığımızın kültürlere göre de değiştiğine değinir. "kuşkusuz kültürler arasında bazı duruşlara yüklenen anlamlar faklılaşacaktır." der ve sonrasında yeni bir bellek türünden, "bedensel bellek"ten bahseder.
    törenler de bedenin aktif olarak kullanıldığı ortamlardır. bir cenaze töreninde, bir kutlamada nasıl hareket edeceğimiz sanki herkes tarafından bilinen bir uygulama gibidir.
    kitap bu iki değişik bellek mekanını ele alması açısından belleğe dair diğer eserlere göre oldukça farklı ve güzeldir.
hesabın var mı? giriş yap