• türkiye'nin bugün yaşadığı gerçekliktir. kedinin kuyruğunu, köpeğin ayaklarını kesenden , yan baktı diye adam öldürene, kadına şiddet ve tecavüzden çocuk istismarına kadar her şey var.

    bir tecavüz olayında dahi ülkenin yarısı o saate ne işi varmış,üstelik etekliymiş gibi cümleler sarf ediyor.
    işte bu durumu anlatan şu yazıyı okumanızı hatta paylaşmanızı şiddetle tavsiye ederim.

    http://www.haberokur.com.tr/…umsal--ahlk-coktu-107/

    üşengeçler için yazı:

    ingiltere'de "3 kişi bir kadına tecavüz etti" haberini gördüğümde dikkatimi çekti.
    önce bilmeyenler için özet geçeyim:
    ingiltere'nin çok satan gazetesi daily mail'de yer alan habere göre 3 kişi kent isimli ingiliz şehrinin merkezinde alkollü bir kadınla görülüyor. genç kadının alkollü olmasından faydalanan 3 adam kaçırdıkları kadına 50 dakika boyunca 4 kere tecavüz ediyor.
    ***
    yaşananların ardından gözaltına alınan adamların duruşması yapılıyor. hâkim, "aşırı kırılgan ve yardıma muhtaç bir kurbana saldırdınız. bu cezasız kalamaz. acı çekmesine izin verdiniz ve istememesine rağmen zorla birlikte oldunuz. işiniz bitince de onu bırakıp kaçtınız." diyerek saldırganlara 27 yıl hapis cezası veriyor.
    ***
    şimdi ülkemizde de sıkça taciz-tecavüz olayı yaşanmasına rağmen ben bu aşağılık olayı neden köşeme taşıdım?
    bir ingiliz kadar kendi ülkemizin kızlarının değer yok muydu diyorsanız bunun cevabını yazının sonunda vereceğim. ama önce ben bir soru sorayım: bu olay türkiye'de yaşansaydı neler olurdu sizce?
    ***
    gelin hep beraber düşünelim. muhtemelen önce 3 adam, tecavüzü ve kaçırmayı inkâr ederdi. kızın kendisinin geldiğini ve rızasıyla ilişkiye girdiklerini, para isteyince vermediklerini ve bu yüzden de iftira attığını söylerlerdi. hatta biri evli olduğunu, biri iş güç sahibi olduğunu, diğeri saygın biri olduğunu ve kızın bu iftirasıyla mağdur olduklarını bile söyleyerek karşı dava bile açabilirlerdi. "ahlâklı" basınımız bu olayı manşetlere taşırken habere yorum yapan andavallar ise bir kızın tek başına kulüpte ne işi varmış, üstelik alkollüymüş diye yorum yapmaz mıydı?
    ***
    üzülenlerimiz, lanetleyenlerimiz olduğu kadar, hem tek başına kulübe gitmiş, hem alkol içmiş, hem o saatte ne işi var diyenler çıkmaz mıydı?
    demek ki aranmış diye düşünen olmaz mıydı?
    kızın yaşadığı tecavüz, ahlâk timsali görünen ahlâksızlarca devam etmez miydi?
    ***
    iş yargıya geldi diyelim. muhtemelen yansız yargımız o 3 adamın söylediklerine itibar ederdi. büyük ihtimalle serbest bırakılır ve tutuksuz yargılanırlardı. duruma göre biraz tepki gelirse de tekrar ifadeye çağırırlar ve akabinde 3-5 güne de unutulurdu bu olay.
    abartıyorsun kardeşim demeyin.
    zira hiç abartmıyorum. bu ülkede 45 çocuğa tecavüz edilmedi mi?
    kadın aile bakanı bir kereden bir şey olmaz demedi mi!
    böyle bir ülkede, o genç kız kime, nereye, nasıl derdini anlatabilirdi?
    kimseye anlatamazdı.
    işini düzgün yapan yargı mensuplarını tenzih ederim de. tecavüze uğrayanın rızası varla, iyi hâl indiriminin yapıldığı bir yargıya sahibiz. işin gerçeği bu.
    ***
    "yargı bunlara gerekli cezayı versin, bunun için ülkeyi yönetenler kanun çıkarsın zaten işleri bu değil mi!" diyorsanız, haklısınız. fakat "erkek telefon, faks, mektup, mesaj ve internetle de eşini boşayabilir" fetvasının verildiği, "haram parayla hac olur mu?" sorusuna "pek uygun değildir ama hac geçerli olur." denildiği, "allah okumuşların şerrinden bizi korusun!" diye duanın edildiği, tecavüze uğrayan kadının, tecavüzcüsüyle evlendirildiği bir ülkede, iktidar bu zihniyetteyse sahip çıkar mı sanıyorsunuz!
    çıkmaz kardeşim.
    ***
    yahu "tecavüze uğrayan anne ölsün, çocuğun günahı ne!" diyen çıkmadı mı bu ülkede?!
    ***
    işte bu olay iyi ki ülkemizde yaşanmadı. ülkenin itibarını düşündüğümden değil. zaten böyle bir olayda da turizmi, itibarı düşünen, yukarıda bahsettiğim, çiğ insanlardır. bu olayda bana göre az da olsa mahkeme her birini 9'ar yılla cezalandırmıştır.
    bu durumu anlatmamın sebebi de işte bu. ülkemizde kadına verilen değer ve ahlâkî bakışla ingiltere'deki bakışı kıyaslamak istedim.
    ***
    saadete gelirsek, ahlâkta ikiyüzlüyüz. adam kayırarak, torpille, rüşvetle, yalanla iş görürken toplumsal ahlâkı da çökerttik. sonunda iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı "bizden-onlardan" ayrımı ile şekillendiren bir ülke olup çıktık. emeği geçenleri tebrik ederim.
  • pompeii 4.0
  • tüm dünya ile ilgili önemli bir sorun olsa da orta doğu'da çok daha hızlı bir şekilde yayılmakta olandır. kısmen modernite'nin de etkisi ve avamlığın idealize edilmesinin bir sonucu; etik değerlerin önceliğinin değişimi, başkalarının haklarını gasp etme, yasaları çiğneme, saygısızlık ve hatta müstehcenliğin normalize edilmesi buna iyi bir örnektir. toplumların bu gibi durumlara tepkisiz kalması, daha doğrusu kabullenmeye başlaması zamanla toplumsal adaleti bitirir ve adaletin bittiği yerde anarşi başlar.

    laiklik ilkesi, bilinenin ya da sanılanın aksine, bu ahlaki yozlaşmanın her zaman karşısında adeta bir koruyucu unsur olmuştur.

    "insanlığın en büyük trajedilerinden biri ahlakın din tarafından ele geçirilmesidir."
    - arthur c. clarke

    bu yüzden devletlerin yönetimde adaletli, laik ve halkına merhamet dilendirtmeyen bir algoritma izlenmesi son derece önemlidir.

    (bkz: etik)
    (bkz: ahlak)

    (bkz: dünyayı vasatlar yönetiyor)
  • kaçınılmazdır. çünkü, amin maalouf'un dediği gibi "insanlar bir dinleri olduğu için ahlaka ihtiyacı kalmamış gibi davranıyorlar."
  • eski insanlarımızın sohbetlerine şahit oluyoruz
    onun dışında y kuşağı olarak bizde 2000li yılları çocuk olarak olsa bile yaşadık

    yokluk içinde mutluluk vardı; insanlar aza kanaat getirmiş, onur, ahlak gibi kavramlar insanların çoğu için en ön planda olan değerlerdi

    o zamanlar kırda insan sayısı şimdikinden oranla daha fazlaydı
    evlerde küçücük evlerde 9-10 kişi yaşarken bir de gelinler de bu eve gelirdi
    o kadar insan küçük bir yeri paylaşırdı
    abartmasız söylüyorum ahırlarda duş alınırdı ama şimdiki gibi ahlaksızlıklar yoktu.

    herkes birbirinin özel alanına saygı gösterirdi
    insanlar o yoklukta çocuklarını sobaya atmaz, bebeklerini vurmaz, eşlerinden boşanıp öldürmez,
    başkasının namusuna göz dikmezlerdi.

    “bu dünya çürüyor”
  • bu ahlak kendimi bildim bileli kırk yıldır çöküktü. internet ve sosyal medya rezilliğin derin boyutlarını görmemizi sağladı sadece. mayamız bozuk. hırsızlığı içselleştirmişiz. büyük küçük demeden kim nereden bulursa çalıyor. hırsız olduğunu da kimse kabul etmiyor. hep bir mantıklı! sebep var.
  • tüm dünyanın sorunu değildir. orta doğulu bir insanın sadece cinsellik üzerine kurulu ahlak anlayışı ile bir japonun veya finlinin, işini düzgün yapmak, borcunu zamanında ödemek gibi evrensel değerler üzerine kurulu ahlak anlayışı bir tutulamaz. çöken tabiki din temelli salt cinsellik üzerine kurulu ahlak anlayışıdır. bu ahlak anlayışının pratik hayatta birbirimize hiç bir faydası olmadığı gibi zararı vardır. çökmesi kaçınılmazdır. o yüzden dünyada toplumsal ahlak deyince sadece kendi kendine orta doğulu olmayı tercih etmiş ülkemizdeki değerleri düşünmeyin.
  • her şey güzel de, sırf sen çocuk olduğun için 2000'li yılları da övme be genç kardeşim.

    kriz zamanlarında toplumsal ahlaksızlığın fırlaması bilimsel bir gerçek. aynı durum 99 krizi sonrasında da yaşandı. örnek olarak, çiğ gibi büyüyen kapkaç terörünü verebiliriz.

    ak gün ağartır kara gün karartır diyebiliriz kısaca.
  • gözle görülen gerçek. meseleyi teknolojinin gelişmesiyle haberdar olunmaya bağlayanlarda çıkmış ama mesele bunların haber olması değil, haber olduğunda yapılan yorumlar.
  • ben ahlakın daha fazla çöktüğüne inanmıyorum. bizim ülke insanının hep yaşadığı-yaşattığı şeylerdi bunlar zaten...

    günümüzde medya sayesinde hep göz önünde artık olaylar. duyar kasayım derken bir yandan da duyarsızlaştırma var bu tarz olaylara. ölmüş bir bebeğin ve çocuğun fotoğrafı(ölü bulunmuş hali, ben genel olarak fotığraf paylaşımına da karşıyım ) umarsızca duyar kasma adına profillerde paylaşılabiliyor. insanların çok da üzğldüğünü zannetmiyorum artık bu olaylara. hepsi sosyal medya hesabında acısını! iki fotoğrafla paylaşıyor iki duyar kasıyor ve oluyor bitiyor her şey. bir daha ki yaşanan olaya kadar aklına bile gelmez bu duyar kastığı şey. çevresine duyarsız kızdığı çoğu şeyi bizzat yapan bir toplum insanımız var bizim. hakareti bile eleştiri sayan bir toplum insanına sahibiz. toplum insanımız insanları sözel olarak bile örselemeye, istismar etmeye çok alışık.

    velhasıl kelam biz zaten oldum olası ahlaksız dindar gözükme çabasında olan bir toplumduk. hala öyleyiz...

    ekleme: görev yaptığım bir ilçenin erkeklerinin tamamı 8-5 kahvede otururlar (kadınlar çalışırlar evde tarlada) gelen geçeni izler, kadınları keserlerdi. hepsi de orta yaş üzeri canlılar. yaklaşık 8-10 sene önce filan birlikte kalan 2 öğretmene tecavüz olayı olmuş. biri intihar ediyor diğeri olaydan sonra ayrılıyor oradan. bir süre oraya kadın öğretmen ataması yapmamışlar. sonra tekrardan atama vermişler. biz atanınca öğreniyoruz bu olayları. tecavüz olayını gerçekleştiren canlı küçük bir ceza alıp yatıp çıkmış. elini kolunu sallayarak geziyor ilçede. hiç bir toplum baskısı yok. sizin öğrencinizin velisi bu yaratık. iğrenç bir durum.

    lisede merdivenlerden inenlerin etek altlarına bakan hizmetli kişinin oradaki işine son veriliyor, ilkokula geçiriliyor.(uygulamaya bak gel de kafayı yeme) ilkokuldaki öğrenciler ne acaba daha savunmasız değiller mi?
    komşuların hepsi birbirine hallenmiş durumdaydı ve bu çok normal karşılanıyor orada.
    çocukların %80ninin anne babası başında yok. her iki ebeveynde çocukları atalarına bırakmış yeni eşleriyle merkezdeler yeni çocuklarıyla.

    daha neler neler. burası doğuda bir yer değil ankara'nın bir ilçesi. velhasıl kelam uzayda yaşamıyorsanız zaten ahlaksız hep ahlaksız bir toplum olduğumuzu bilmemiz gerekiyordu...
hesabın var mı? giriş yap