• bir beldede yaşıyorum. kitaplarda sahil kasabası diye geçen cinsten. delisi var,velisi var, yerlisi var, yerleşeni var. en yaşanmışından hikayesi de bol, rivayeti de.

    hikaye 1: beş sene evvel. pazar yeri. gençten bir kadın domates seçiyor, akşama yemek çıkarıcak belli. arkadan bir adam yanaşıyor. bir şeyler söylüyor. kadın cık mık ediyor. silahı çıkarıyor adam. tak. ölüyor oracıkta kız. annesi komşum, hala ağlıyor. "evlenmedi diye bir kız öldürülür mü?" diye soruyor. bir kaç yıla çıkacak içerideki.

    hikaye 2: bir kaç ay evvel. kadın nikah istiyor. evliliklerinin üçüncü yılı. deli gibi çalışmış serada. aile zengin. kadının önceki evliliğinden olan çocuğuna mal düşer diye yapmıyolar nikah. basıp gidiyor kadın sonunda. kız vermiyolar köyden pintiliklerinden ve ilkesizliklerinden mütevellit. gidip beş bin liraya urfadan kız alıyor. kızı almadan önce ilk sorusu "çalışır mı?" oluyor. he yanıtını alınca da... kendi ağzıyla söylüyor: "verdik parasını aldık, ağırlığınca altın değil ya?"

    hikaye 3: geçen yaz 14 yaşındaki çocuğu evlendirdiler ilkokul biter bitmez mal bölüşülmesin diye. bana da davetiye göndermişler. küfür mü ediyosunuz dedim.

    daha gider

    milli eğitim bakanlığı tarafından kadına karşı şiddeti önlemek amacıyla, öğrencilere ve annelerine vermemiz buyrulan eğitimin adı bu: toplumsal cinsiyet eşitliği. istatistiklerden, durumdan, raporlardan, şiddete maruz kalınca neler yapılabileceğinden filan bahsetmek gerekiyomuş. tutuşturdular yazıyı elime, el mahkum vericez. biraz araştırdım ve sıkılmayacakları bir slayt hazırlamaya çalıştım sunum için. kız çocuk ve analarına denilmiş ama "şiddeti uygulayan erkek olduğuna göre bari onlara da verelim" deyip kızlı erkekli aldım çocukları karşıma. cinsiyet rolleridir, eşitsizliğin görüldüğü yerlerdir, çocuk gelinlerdir, satılan kadınlardır... küresel cinsiyet eşitsizliği raporunda 2010 da 135 ülke arasından kimi alanda 132. kimi alanda 106. en iyisi 62. imişiz (sağlıkta). 2002 den beri yıl yıl sırasıyla 66, 83, 164, 317, 663, 1011 (çocuklar oha dedi), 806, 1126 (buna da oha dediler), 217 ve 2011 ilk altı ay itibariyle 130 kadın öldürülmüş ülkemde. ah ah, vah vah diye izleye izleye, her bir maddede köyden örnek dinleye dinleye bitirdik. de.

    dert oldu içime. siz önce bir hakimlerinizi, savcılarınızı, kolluk kuvvetlerinizi... eğitseniz diyorum sayın hükümet. neymiş? dayak yiyen kadın savcılığa, kolluk kuvvetlerine, shçek'e, baroya, belediyeye gitmeliymiş.

    değil mi ki, sizin polisiniz "tehdit ediliyorum" dediği halde kadını salıp üç gün sonra cinayet mahallinde aynı suratı görüyor, değil mi ki sizin hakiminiz n.ç.'ye tecavüz eden adamları 5 yılda salıveriyor, değil mi ki "kadın davacı olmasa da dava açılsın" hükmüne deliler gibi hakim ve savcılar tarafından itirazlar yağıyor...

    yok, ben dayak yiyeni eğiteyim de kurtuluruz bu illettten, değil mi? anlatırken ben utanıyorum ya!

    http://www.imc-tv.com/…-engellemek-isteyenlere-ceza
    http://www.cnnturk.com/…ndirimi/637174.0/index.html
  • zirve üniversitesi'nin hukuk fakültesi müfredatına ders olarak eklenmiştir. tebrik ediyoruz kendilerini.

    http://www.gencbaro.org/…i-ders-olarak-girdi-2.html
  • yeniden sertifika programı başlamış. detay için :

    http://kasaum.ankara.edu.tr/?p=4825
  • world economic forum global gender gap 2017 raporuna göre, 144 ülke arasında cinsiyet eşitliği açısından türkiye 131. sırada yer alıyor. ekonomik alanda 128. sırada gelen türkiye, okuma yazma oranına göre 94, sağlık alanında 59 ve siyasi arenada cinsiyetlerin eşitliği alanında da 118. sırada geliyor.

    detay: 2018 kadın istatistikleri
  • hakkında bugün üzücü bir haber aldığım ifade.

    şöyle ki efendim yök'ün toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik yayımladığı toplumsal cinsiyet tutum belgeleri vardı, bir dönem bunlar üniversitelere gönderildi, üniversitelerden toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda bilinçlendirici dersler açılması talep edildi. üniversiteler göstermelik de olsa konuya duyarlıyız imajıyla bence hiç uygulamadıkları stratejik planları falan yazdılar.

    derken işte 2 gün önce yeni akit'te şu haber yayınlanıyor:

    https://www.yeniakit.com.tr/…listan-yok-607217.html

    sonrasında da bu haber:

    https://www.yeniakit.com.tr/…-degisiyor-608190.html

    yani toplumsal cinsiyet eşitliği ibaresinden vazgeçip ‘adalet temelli kadın çalışmaları’ anlayışıyla aile kavramını öne çıkaran dersler okutulacakmış artık.

    üniversitelerdeki toplumsal cinsiyet ve kadın çalışmaları yüksek lisans ve doktora programlarının adını da belki "hanım çalışmaları" olarak değiştirirler, ideal ev hanımlığı falan öğretebilirler. aileyi ön plana çıkarınca benim aklıma bu geliyor çünkü.
  • gericiliğin ilerlemesine neden olmuştur.

    "2015 yılında hazırlanan bu tutum belgesinde kadına yönelik her türlü eşitsizlik ve adaletsizliği önlemeye yönelik yürütülen bu çalışmalar ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’ kavramı adı altında dile getirilmiştir. ancak gelinen süreçte bu kavrama, murat edilenin dışında farklı anlamlar yüklendiği ve bu yüklemelerin ‘toplumsal değerlerimiz ve kabullerimizle mütenasip olmadığı ve toplumca kabul görmediği’ hususunun göz önünde bulundurulması gereği ortaya çıkmıştır.
    . . .
    bugün itibarıyla tutum belgesinde ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’ kavramı çıkarılarak güncelleme yapılmasına ilişkin çalışmalar son aşamasına gelmiş olup yakında üniversitelerimize duyurulacaktır. kadın çalışmalarına yönelik derslerin müfredatını ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’ değil ‘adalet temelli kadın çalışmaları’ anlayışı içerisinde belirlemeye ve verilmekte olan ders, konferans ve seminerlerde türk toplumunun aile kavramı başta olmak üzere sahip olduğu üstün değerlerin öne çıkarılmasına özen göstermesi gerekmektedir. "

    yekta saraç
    http://haber.sol.org.tr/…esitligi-kaldirildi-256972
  • hiç boşuna tatava yapmasın bu feminaziler ve tatlı su sosyalistleri. toplumsal alanda tam tersi ezilen erkektir nafaka adaletsizliginden tutun mal paylaşımına. velayet davalarından pozitif ayrımcılık adı altındaki ayrıcalıklara.
    ama yok sorsanız hala eziliyorlar. evet bir zamanlar öyleydi kabul ediyoruz ama günümüz dünyasında eşitsizlik kadın lehine olmuştur
  • hee toplumsal alanda ezilen erkektir baboli haklisin, zaten sirf bu sebepten ulkemizde her sene 1000 civari erkek esleri tarafindan olduruluyor, işkenceye ugruyor, tecavüz ediliyor. bak aile içi siddetten, tacizden bahsetmiyorum bile.

    bu tip amipler varken, ne kadar zor olsa da, yasalardan once toplumsal algilarimiza cinsiyet gozetmeksizin yerlesmesi gereken bir kavramdir. aksi halde bu esitsizligi genellemeler ve cinsiyet rolleri ile körüklemekten vazgecmeyen tayfa, mütemadiyen sikayet ettikleri 'tipik rolleri' kendilerinin urettiginin farkinda olmadan havanda su dovmeye devam eder ve artik daha ne kadar olabilirse, o kadar hastalikli bir toplum olmaya dogru emin adimlarla ilerleriz.
  • "...bizler “biz kadınlar ve lgbti bireyler…” dediğimizde bütün kadınları ve lgbti bireyleri kapsayacak genişlikte bir politik ortaklıktan bahsediyoruz. çünkü “biz kadınlar ve lgbti bireyler” bu ülkede erkekler tarafından öldürülüyoruz, taciz ve tecavüze uğruyoruz, muhalefet ediyoruz, hapsediliyoruz, direniyoruz. her geçen gün kazanılmış haklarımızın elimizden geri alınmasına yönelik saldırılarla karşılaşıyoruz, hak taleplerimiz ve politik sözümüz yok sayılıyor ve marjinalleştiriliyor. tüm bunlara rağmen ikö kadının ilerlemesi teşkilatı tüzüğü ile tanımlandığı şekilde “erkeğe saygılı eş” olarak tanımlanmayı şiddetle reddediyoruz. bu tüzüğün meclis gündemine taşınması dahi sadece kazanılmış haklarımıza yönelik bir tehdit değil, temelini şeriattan alan hükümlerin gündelik hayata dayatılmasına dair bir ön yoklamadır ve asla kabul edilemez.

    laiklik ilkesi, demokrasinin, din ve vicdan özgürlüğünün, özgür düşüncenin ve hukuk birliğinin olmazsa olmaz koşuludur. bu doğrultuda sizleri, görevli bulunduğunuz meclis çatısı altında görev ve sorumluluklarınızı hatırlamaya, medeni kanun’a sahip çıkmaya ve insanlık onuruyla bağdaşmayan ve ayrımcı maddeler içeren islam kalkınma örgütü (ikö) kadının ilerlemesi teşkilat tüzüğü’nü reddetmeye davet ediyoruz."

    canan güllü
  • ''toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadınların ve kız çocuklarının konumlarının güçlendirilmesi.'' şeklinde birleşmiş milletlerce tarif edilmekte olan. toplumsal cinsiyet eşitliği bir sene içerisinde türkiye'deki seyrini konu edinen haberlerse; yök'ün iptali
    bbc türkçe'nin(god save the press) ilgili haberi: cinsiyet eşitliğine karşı çıkan dernekler
    ve akit gazetesinin ( 'bazı insanların husumeti bana şeref verir.') ilgili haberi: toplumsal cinsiyet zırvası yeniden meb'te
    bugün 20'lerin sonunu yaşayan suriyeli bir kız öğrencime, çoçukluğuna dair en çok neyi özlüyorsun diye sordum. bisiklete binmeyi diye cevap verdi.
    nasıl yani? üniversitede o kadar bisiklet var oysa der gibi oldum.
    o'ysa 'benim ülkemde bir kızın alenen bisiklete binmesi ayıp sayılır. öyle alıştım' diye tebessümle karşılık verdi.
    eşit falan değil diyenler, asıl ayıbın bu kızın utanmış hissetmesi olduğunu bilmelidir.
hesabın var mı? giriş yap