• 1 senedir işsizim. bölüm gereği yalnızca devlette istihdam edilebiliyorum, özel şirketler de devletten ihale alıyor, taşeronluk gibi bir şey kısaca. özel şirket genelde kadınları tercih ediyor ben o açıdan kaybediyorum. ha bu arada çalışma saatin şu günde 11 saat haftada 6 gün 2000tl. sigortanı bazısı yapmıyor. şansın varsa yapıyorlar. ayrıca iş yetişmezse proje sonlarında seni 1 2 hafta pazar günleri de gece yarılarına kadar çalıştırıp mesai vs de vermiyorlar. gel çalış özelde bu şekilde. hadi çalış...

    devlette 3 mülakata girdim ilkinde yüzde 70-80 bandında bildim ama alınmadım.(yüzde 70 bilen alınıyordu bu arada) morali bozmadan çalışıp diğer 2 farklı mülakatta her soruyu bildim. bak hepsini diyorum ikisinde de kanunen kazanmama rağmen alınmadım. bana üretilen bahane çok kalifiyesin oldu. bak bu oldu!
    burada bazıları sızlanıyor boktan üniversite okudunuz vs vs diye.
    odtü mezunuyum, birinci girdim çıkarken de derecem var. ingilizce akıyor. yds var kpss var ales var kısaca var oğlu var. ve skorlar boş değil. olmayan tek şey torpil.

    şunu da ekleyeyim 2 sene önce staj yapmak için referans bulmak gerekti. ben 2 ay aradım referans olmadan staj bulamadım. referans olacak kişiye düğününde altın taktık da anca girdim staja. ne güzel iş değil mi?
  • torpilsiz işe girdim. çok da şaşırdım hatta nasıl oldu bu iş diye. torpilsiz dediğim iş de özel sektörde bir şirkette yani. öyle ahım şahım bir şey sayılmaz. sonra anladım ki o kadar lanet bir yermiş ki kimse torpille girmek için uğraşmıyordur eminim ki iş bana kaldı. yoksa yedirmezlerdi bana o kadroyu.
  • değil işe girmek ekşi sözlük yazarı olmak bile imkansız bence ..
  • daha evvel bu başlığa şu (bkz: #76900614) entry'i girmiştim.

    orada da ifade ettiğim gibi, kısmet oldu 3 gün içinde iki farklı üniversitede araştırma görevlisi olma hakkı kazandım. tercihimi yaptığım yerde yedeğim olan arkadaş da 2 hafta önce sakarya üniversitesinde araştırma görevliliğini kazanmış. malum süreçte kendisiyle bol miktarda sohbet etmiştik. 2-3 yıldır çanakkale, samsun, ankara, eskişehir, sinop vs gezmediği yer kalmamıştı. kısmet olmuş sakarya'yı kazanmış o da. nasıl sevindim anlatamam. hatta bu entry'i de sırf o sevinci paylaşmak için giriyorum diyebilirim :)

    yani yüzyüze tanıdığım bir kişi daha torpilsiz olarak atama aldı, ne mutlu.
  • bu ülkede yöneticilerin bu millete en büyük kötülüğü ankara'da dayın yoksa bir yere gelemezsin mantığını bu milletin hücrelerine sokmasıdır. en ufak bir işimizi halletmek için dahi acaba kim var kim yok diye sorup soruşturup gidiyoruz. bu tabiki bizim değil sistemin bozukluğundan. ne olur yani bir işimizi de aracısız yapmaya çalışsak. ama yok bu bizde bir hastalık olmuş. illa bir yere gideceksek birilerini görmek zorundayız. hastane, postane, tapuda, nüfusda, okulda mokul da vs. ne yapalım sistem bu şekilde. böyle alışmışız, böyle alıştırılmışız. kimse demesin ki benim böyle işlerle işim olmaz diye hepimiz aynıyız. son birkaç gündür dönen bazı muhabbetlerden dolayı bir takım beklentiler içine girip elini ayağını ovuşturanlar umduklarını bulamayınca eli boşta kalanlar beklentileri boşa çıkanlar. tabi yıllardır üvey evlat muamelesi görüp şimdi haklı beklentiler içine girmek belkide doğal bir hakkımız gibi gözüksede aslında buda sistemin bize bir öğretisiydi. ne olur bir yere başvuru olacaksa bir yere alım satım olacaksa. sınavı varsa sınavına girip hak edenler alınsa. ya da elimize evrağımızı alsak aracısız nesiz kapıyı calsak başvurumuzu yapsak. sonra sınavı, başvuruyu değerlendiren insanlarda işinin ehli liyakat sahibi vicdanlı insanlar olsa. eline verilen listeye değilde önüne gelen sınav sonucuna, özgeçmişe bakarak karar verse. belli başlı kriterlere göre belli başlı yerlere alınsa. ama olurmu onlar o şekilde bizde bu şekilde alışmışız. ne diyelim inşallah böyle gelmiş böyle gitmez. bu ülkede bir yerlere birileri gelecekse ve gerçek anlamda millete hizmet etmesi bekleniyorsa bu beklenti bilmem hangi cemaatin hangi tarikatın şeyhine hangi siyasi partinin liderine sadakatle bağlı olanlarda değil devlete ve millete sadakatle bağlı liyakatlı vicdanlı insanlarla karşılansa. yoksa devran bu devran böyle gelmiş böyle gider...
  • her açıdan doğru önermedir. fikirlerin aşırı keskin ve tahammülsüz bir şekilde taraflaştığı veya taraflaştırıldığı bu dönemde, her kesimden insanın yanına kendisinden olanı istemesinden ötürüdür.

    bir örnekle açıklamak gerekirse; elma yanına armut u istememektedir.
  • (bkz: ankara'da yüksek mevkilerde dayısı/amcası olan yazarlar listesi)
  • o kadar haklısın ki şirkete çaycıyı bile torpille alır oldular.
  • torpilim var bayramlarda balkondan aşağı sallıyoruz dayı oğluyla. ama iş hala yok.
  • iş ve staj için yapılan aramaları yurt dışına yönlendirerek çözülebilecek olan gerçek.
hesabın var mı? giriş yap