• türkçe karşılığı henüz yerleşmemiş
    kabaca zarar verici olumluluk olarak çevrilebilen, şu zamanlarda toplumun kanına karışmış toksik bir davranış biçimi olmuştur.

    psikoloji ve sosyoloji ile ilgilenenlerin mutlaka üzerinde duracakları bir konu haline geldiğini düşünüyorum.

    "mutluluk halinin aşırı genellenmesi ile çıkarılan olumlu durumun; esas insan duygularını bastırması, devre dışı bırakması ve minimize etmesi. "
    olarak açıklanmaya çalışılabilir.

    sonuç olarak

    -gerçek duyguların bastırılıp, maskelenmesi.
    -hissedilen gerçek duygudan suçluluk duymak.
    -duyguların ile gerçek bağ kurmak yerine, olumluluk ilüzyonu ile bundan kaçtığın için, duygunun kaynağı olan probleme de gerçekçi yaklaşmayıp; problemini çözmek için adım atamamak.
    - başka insanları da bu olumluluk hissine sokmak için çabalamak. daha gerçekçi duygular ile kendini ifade edenleri güçsüzlük ve mutsuzlukla aşağılamak.

    gibi sonuçları olabilir.
  • umut sarikaya isimli zirtlanin yarrak gibi adam seklinde isimlemdirdigi karakterdir

    https://birsonbaharaksami.files.wordpress.com/….jpg
  • bir durum ne kadar korkunç veya zor olursa olsun, insanların olumlu bir zihniyet sürdürmesi gerektiği inancı.

    toksik pozitiflik, pozitif düşünceyi aşırı genelleştirilmiş bir uç noktaya taşır. bu tutum sadece iyimserliğin önemini vurgulamakla kalmaz, aynı zamanda mutlu veya olumlu olmayan insan duygularını en aza indirir ve reddeder.

    toksik pozitiflik, insanları, karşılaştıkları şeyle başa çıkmak için ihtiyaç duydukları gerçek desteği reddeder. örneğin kötü bir şey olduğunda şu gibi şeyler söylenir: "pozitif kal", "işin iyi tarafından bak", "her şeyin bir nedeni vardır" veya "mutluluk bir seçimdir."
    bu tür ifadeler genellikle iyi niyetlidir. insanlar başka ne söyleyeceklerini ve nasıl empati kurulacaklarını bilmiyorlardır ama sonuçta bu gibi sözler zararlı basmakalıplardır.

    toksik pozitiflik aslında zor zamanlardan geçen insanlara zarar verebilir. gerçek insan duygularını paylaşabilmek ve koşulsuz destek alabilmek yerine, insanlar duygularının reddedildiğini, görmezden gelindiğini veya tamamen geçersiz kılındığını düşünebilir.

    toksik pozitiflik genellikle belirsiz olabilir, ancak işaretleri tanımayı öğrenmek, bu tür davranışları daha iyi tanımlamanıza yardımcı olabilir. bazı işaretler şunları içerir:

    -> sorunlarla yüzleşmek yerine onları savuşturmak.
    -> üzgün, kızgın veya hayal kırıklığına uğramış olmaktan suçluluk duymak.
    -> gerçek duygularınızı sosyal olarak daha kabul edilebilir görünen iyi hissettiren sözlerin arkasına gizlemek.
    -> gerçekten nasıl hissettiğini saklamak.
    -> sizi rahatsız eden diğer insanların duygularını minimuma indirmek.
    -> olumlu tavırları olmayan diğer insanları utandırmak.
  • "somurtmayi birak, gulumse, daha kotusu olabilirdi haline sukret, kalk bir disari cikalim acilirsin, unutursun, bosversene ayni seyleri dusunmeyi, cok negatifsin, modumuzu dusurdun..." olumsuz olaylar sonrasinda kendisini kotu hisseden bir kisi, icinde oldugu cevrenin pozitif duygulara deger verme egilimi ile zorunlu ve dogal olmayan sekilde pozitif olur. yasamasi gereken duygulari bastirir, maskeyle orter. sosyal medyanin bu konuda etkisi buyuk. kisinin yakin cevresinde yukaridaki cumleler kullanilmasa ve duygularina saygi gosterilse bile, sosyal medya pozitif hissetmek uzerine kurulu. negatif duygular kucumseniyor.
    hayat, dumduz bir denizde ilerleyen gemi yolculugu degil. dalgalar, kara bulutlar, siddetli yagmurlarda olacak. duygularimizin ve dusuncelerimizin cok azi kontrolumuzdeyken, hic kimse surekli guclu olmak zorunda degil. bazi duygularla basa cikarken aci cekmemiz normal. icimizden gelmiyorsa gulmek zorunda degiliz.
  • ülkemizde aslında sıklıkla uygulanmaya çalışılan bir şeydir. açıklayayım.

    toxic positivity (zararlı olumlu ruh hali) hayattaki acıları ve problemleri sürekli reddedip sürekli pozitiflere bakmaktır. dışarıdan kötü bir şey gibi görünmese de detaylara bakıldığında insanın kendisine verdiği zarar görülebilir.

    insanlar acı çeken, üzülen, kötü duyguları hissetmesi gereken bir varlıktır. iyi günlerin manasını kötü günler belirler. eğer kötü zamanlardan geçmezseniz, olgunlaşamazsınız. çünkü kötü olaylar sizi hayata hazırlıklı kılar.

    ülkemizde nasıl uygulanıyor? tek cümle:

    ''şükret haline, senden daha kötüleri var.''

    özellikle bu ülkede yüksek maaşlı mesleklerin maruz kaldığı ilginç bir mobbing şekli bu. paranız varsa mutlu olmalısınız çünkü şikayet etmek fakirlere aittir. doktorlardan örnek vereceğim çünkü en yakın olduğum dal bu.

    yıllar evvel halamla (sağlık sektöründe çalışıyor o da) konuşuyorum, tıp 2. sınıfım. o zamanlar da zorlanıyorum bayağı, çünkü dersler ağır, alışmamışım. zorlandığımı, biraz yorulduğumu söyledim. halamın cevabı ''e ne şikayet ediyorsun tıpı seçmeseydin o zaman!'' olmuştu. unutmayacağım bir andır. sınavlarımın zor olması, zorlanmam, o zamanlar atlatmaya çalıştığım (klinik) depresyon (epizodu) direkt kenara konulmuştu. şikayet etmem yasaklanmıştı. bunu ailem de ben 4. sınıfa geçene kadar devam ettirmişti, sonunda bir psikolojik çöküş yaşamam üzerine okuduğum yerin zorluğunu kabul etmişlerdi. bu sadece bir örnek, bundan sonra en az 2 ayda bir kere bunu yaşadım.

    ekşi sözlükte sürekli olan muhabbettir kardeşim şikayet edeceksen okumasaydın, paranı al sus tavrı doktorlara karşı, her bir sağlık başlığı altında en az 2 tane böyle entry görebilirsiniz. bunun sebebi zorlanan toksik pozitivitedir. sürekli şükretmelisiniz. probleminiz yok. probleminiz varsa sizden daha büyük problemler var. susmalısınız. susmazsanız kafanız ezilir.

    problemlerin güzel yönü nedir bilir misiniz? çözüldüklerinde dünyayı daha güzel yer yaparlar. çünkü problemler çözülmek için, kötü anlar yerlerini güzel anlara bırakmak için vardır.

    bu şükret kültürü yüzünden ülkemizde sosyal sorunların özellikle son birkaç yıl içinde çözülmediği düşüncesindeyim.

    bu yazdıklarım sürekli problemlerimizi ortaya koymalıyız, sürekli şikayet etmeliyiz hayat hakkında demek değil. güzel ve kötü anları birlikte anlatmalıyız.

    size kişisel bir şey söyleyeyim. mesleğimin bana kattığı o kadar şey var ki! aklınız almaz. bu mesleği icra ederken aşırı keyifliyim, çalışırken mutluyum, bir gün bana geldiğinizde teşekkürler komşu çocuğu, yüzümüze baktın bizimle ilgilendin dediğinizde günüm güzel oluyor, günün sonunda sizi aileme anlatıyorum; bakın birini mutlu ettim diye! pediatride iken bir çocuk bana el salladı giderken teşekkür ederim doktor abi dedi, gittim köşede ağladım korkan bir çocuğu mutlu ettim diye.

    ama bu güzel şeyler kötüleri yok etmiyor. intörn olarak covid bakmamız, ekipman eksikliği, hak ettiğimiz maaşı almamamız, 36 saatlik asistan nöbetleri, doktora şiddet. bunlar halı altına süpürülmemesi gereken konular. bunları dile getirdiğimizde ''şükret haline maaşını al sus'' denilmemeli. sorunlar bu dünyada çözülmek için var.

    edit:imla
  • pollyannacılığın zararlı versiyonu
  • sanırım toksik olmasının sebebi bastırmada (repression) yatmaktadır. positivity her ne kadar olumluluk demek olsa da toksik olması için var olan durumu zehirlediği gerçeği ile yüzleşmemiz gerekir. içler acısı bir durumu kabul etmemek ve bastırmak demektir. gerçekle yüzleşmeyen kişi bir süre sonra istese de yüzleşemeyecek duruma gelme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.
  • türk toplumuna yabancı bir terim, bu nedenle de türkçe karşılığı henüz yerleşmemiş. toxic negativity'den çıkmaya fırsatımız olamadı çünkü henüz ülkecek.

    - burda öfkeli değilsen kimse seni sallamaz.
    - hissedilen duygulardan suçluluk duymak mı? hah şaka evet. suçlu ne yaa, dış güçler, karanlık odaklar. ikili ilişkiler de dahil buna. hep karşıdaki, mutlaka.
    - olumluluk ilüzyonu ile bir yerden kaçmak yerine insanların içindeki olumluluğu öldürerek ve meseleleri mesele etmeyerek her şeyi hallediyoruz.
    - başka insanlarda olumluluk, hayat dair umut görürsek onu ciğerinden sökerek alırız. orda dursun. ne o ağzını ayıra ayıra gülüyor.

    belki zengin yogacılar hariçtir tabii. bilemiyorum. onlar için hep "herkes kendi karmasını yaşıyor :/"
hesabın var mı? giriş yap