• m.ö. 217 yılında hannibal'in roma ordusunu sisin de yardımıyla dehşet bir pusuya düşürdüğü ve 3 saatlik bir süreçte roma ordusunu hallaç pamuğuna çevirdiği meşhur bir muharebedir. hannibal kendisini takip eden roma ordusuna karşı bir gece önce gizlice ordusunu parçalara ayırarak gölün yanında yer alan tepelere yerleştirmiş, sabah vakti roma ordusu gölün kıyısından geçerken sisin de yardımıyla ne olduğunu bile anlayamayan roma ordusunun tepesine binmiştir. ordunun yarısı oracıkta kılıçtan geçirilirken diğer yarısı da göle doğru kaçmış ve boğularak ölmüştürler. roma ordusunu oluşturan 40.000 aslerden en az 30.000'i öldürülmüş kalanlar da esir alınmıştır. buna karşın hannibal 1.500 civarı asker kaybetmiştir.

    bu arada trasimene'ye trasumennus diyen de vardır.

    cannae savaşı için: (bkz: #113125093)
  • ikinci pön savaşı'nın başlıca muharebelerinden birisiydi. hannibal komutasındaki kartacalılar, konsül gaius flaminius komutasındaki romalıları mağlup ettiler. muharebe askeri tarih alanının en geniş ve en başarılı pusularından birisi olarak kabul edilir.

    giriş
    romalılar, sempronius ordusunun mö 218 aralık ayındaki trebia yenilgisinden sonra büyük bir telaşa ve hayal kırıklığına düşerek acilen kuzeyden gelen tehdite karşı planlar yaptılar. sempronius roma’ya döndü ve roma senatosu gelecek yıl için yeni konsül seçimlerini karara bağladı. yeni yılın konsülleri gnaeus servilius geminus ve gaius flaminius, seçilen konsül için icra edilmesi gereken ritüeller yaklaşan tehdit altında yapılmaksızın roma senatosu tarafından roma’dan ivedilikle ayrılmaları istenildi. senato servillius'u scipio'nun yerini almak üzere, flaminius'u ise sempronius’un ordusundan kalanların yerine komutan olarak yetkilendirdi. her iki ordu da trebia yenilgisi nedeniyle güç kaybettiklerinden dört yeni roma lejyonu oluşturuldu. bu yeni güçler, eski ordudan kalanların tümüyle birlikte iki konsül arasında paylaştırıldı. ticinus ve trebia muharebelerinden sonra, flaminius’un ordusu apeninlerin batı girişini kapatmak üzere bulunduğu arimium'dan güney batıya doğru inerek roma’nın yakın savunmasını yapmak üzere kendisini hazırladı. servilius yeni oluşturulan ordusuyla adriyatik kıyısı boyunca muhafaza yapmak üzere onun ariminum’daki yerini aldı. hannibal her nereden geçmek isterse bir roma ordusu ile karşılaşacaktı ve en azından iki ordu arasında sıkışacaktı.

    hannibal şu an bologna ve florenceyi bağlayan otobanın bulunduğu güzergahın yerindeki, etruria (bugünkü toscana)'ya giden batı yolunu seçti. kabarmış arno nehri boyunca bulunan bataklıkları geçti ve arretium' un batısına saparak buradan flaminius kampının güneyinde bulunan cortona' ya ulaştı. böylece, hannibal roma'ya giden yolda flaminius' un önünü kesmiş oluyordu. bu hareket yan tarafını roma saldırısına karşı açık bıraktığından oldukça riskli bir manevra olmasına rağmen hannibal, flaminius'un kuzeydeki arretium'dan gelen diğer ordu ile birleşmesinden önce o' nu savaşa çekmesi gerektiğini hesaplıyordu.

    şimdi hannibal flaminius’u arritium'da geçmiş bulunuyordu. roma'ya veya doğuya yönelme olasılığı görünüyordu. o, doğu yönündeki perusia (perugia) ya ilerlemeyi devam ettirdiğindenden flaminius onu izlemeye başladı. ancak kartaca süvarilerinin önden giden tetkik birliklerine saldırması riski nedeniyle arayı yakın tutmaktan kaçındı ki böylece romalılar hannibal'ın tam olarak ne yapmakta olduğundan habersiz kaldılar.

    flaminius, ülkesinin baştanbaşa harap edilmesi ve roma’da artan siyasal eleştiriler nedeniyle kesin bir rövanş almakta istekliydi, nihayet hannibal’a karşı yürüyüşe geçti. flaminius, aynı sempronius gibi sabırsız, aşırı güven ve kendini kontrol etme eksikliği içindeydi. danışmanları o’na, servilius onlara katılana dek esas kuvveti hazırda bekletirken kartacalıları taciz etmek üzere sadece bir süvari birliği göndermesini ve ülkenin daha ötelerine yerleşmelerini engellemesini tavsiye ettiler. ancak aceleci flaminius ile tartışmak olanaksızdı. livy diyor ki: “göstermelik önlemlerdense, konseydeki tüm diğer kişiler güvende kalmasını tavsiye ettiler, kendilerine katılıncaya kadar meslektaşını beklemesini, birleşmiş cesaret ve konsüllerle savaşı kazanabileceklerini söylediler… flaminius bir öfkeyle muharebe yürüyüşünü işaret etti."

    muharebe

    taktiksel yer değişimi
    hannibal, trasimene gölüne ulaştığında, burada pusu kurmak için çok uygun bir yer bulunduğunu gördü. flaminius' un kampını toplayarak peşinden takip etmek üzere harekete geçirdiğini ve yaklaşan muharebeyi işaret eden savaş hazırlıkları yaptığını öğrenmişti. malpasso yolu geçildiğinde trasimene'nin kuzey tarafı boyunca yoğun ormanla kaplı tepeler bulunmaktaydı. hannibal, bu dar geçite herhangi bir katılımı tümüyle görebileceği gölü sınırlayan tepelerin etekleri boyunca kamp kurdu. ve geceyi birliklerini muharebeye hazırlayarak geçirdi. hannibal oluşturduğu hattın güneybatı yönüne ağır piyadelerini (iberyalılar, keltler, afrikalılar) hafif yükseltili biçimde yerleştirdi. burada, romalılar beklenen pozisyona ulaştıklarında sol kanat ucundan saldırıya yetecek kadar bol bir alana sahip olmuşlardı. süvariler ve galyalı piyadeler, romalıların geçide ilk girişi noktaları ve roma hattının doğu ucu olacak biçimde ağaçlık vadinin içlerinde saklandılar. böylece üstten ve doğudan bu ucu da kapatmış olacaklar ve romalıların geriye doğru dönüş yapmalarını engellemiş olacaklardı. ardından, ağaçların altında saldırı işareti gelinceye kadar iyice saklanmaları talimatını vererek hafif birliklerini düzlüğü gören yükseltiye paralel biçimde aralıklı öbekler halinde yerleştirdi. ek olarak, muharebenin başlamasından önceki gece adamlarına romalıları kendilerinin gerçekte bulundukları yerden çok öteye ulaşmış olduklarını zannettirecek kadar yeterli bir uzaklıkta olan tuoro'nun tepelerinde kamp ateşlerini yakmalarını istedi.

    olaylar
    21 haziran sabahı, roma birlikleri gölün kuzey ucundan doğu yönüne doğru yürüdüler. flaminius, savaşmak isteğinde adamlarını aceleyle ve sık biçimde bir sütun düzenine sokarak ilerletti. hannibal küçük bir birliğini bir dizi halindeki roma güçlerini birbirinden ayırmak üzere ileri bir hat oluşturmaları için ön hatların ilerisine doğru yönlendirdi. romalılar göl ve tepeler arasındaki sisli dar geçişten ilerleyerek gölün kuzeyindeki düzlüklere ulaştıklarında topyekün bir saldırının başladığını işaret eden trampet sesleri gümbürdemeye başladı.

    kartaca süvari ve piyadesi gizlendikleri ağaçlık tepelerin eteklerinden hızla aşağıya ulaştılar, geçişin batı ucundaki giriş alanını kapattılar. bu ani ve habersiz saldırı altında kalan roma hattı üçe bölündü. şaşkın ve manevra yeteneğini yitirmiş romalılar bir savaş düzeni oluşturamadılar ve açık düzende bir anda yumruk yumruğa bir savaşın içine düştüler. batı ucu kartaca süvarisinin saldırısına uğradı ve bu baskıyla diğer iki grubun herhangi bir desteğini imkansız bırakacak biçimde gölün içine doğru çekildiler. merkezde, flaminius'un içinde bulunduğu grup hannibal'ın galyalı güçlerine karşı yerlerini korudular ama üç saat süren mücadeleden sonra güçten düştüler.

    dört saatten daha kısa bir süre içinde roma ordusu imha edildi. ileri kol hafif bir saldırıya maruz kaldı, artlarındaki felaketi açık bir şekilde gördüklerinde, önlerini batı yönünde kapatan birliklerin üzerine ve ormanın dışına doğru çıkış yaptılar. başlangıçtaki roma kuvveti yaklaşık 30.000 askerdi. bunlardan 15.000 kişisi muharebe esnasında öldürüldüler veya gölün içinden bir çıkış yapma çabasına iken boğuldular. flaminius'un kendisi ise galyalı ducarius tarafından öldürüldü. diğerlerinden 10.000 kişi yönlerini değişik biçimlerde roma'ya doğru çevirdiler ve kalanlar esir alındı. hannibal'ın kaybı 2.500 kişi ile daha sonradan savaş yaraları nedeniyle kaynaklanan ek ölümler oldu. kaçan 6.000 romalı maharbal'ın silah ve zırhlarını teslim etmeleri halinde güvenli bir çıkış vaadi ile ele geçirildi. ancak teslim olma anlaşmasına bir riayetsizlik olarak hannibal bunları köle pazarlarına gönderdi.

    roma’nın başındaki felaket trasimene'de sona ermedi. bir ya da iki gün içinde il yöneticisi (propraetor) gaius centenius'un 4.000 kişilik gücü ile bir karşılaşma oldu ve yok edildiler.

    sonuç
    hannibal, başarıyla planlayarak uyguladığı dev ölçekli bir pusu ile bir başka zafer daha kazandı. yenilgi haberi roma’ya ulaştığında roma’da büyük bir korku oluştu ve quintus fabius maximus roma senatosu tarafından diktatör olarak atandı. maximus “fabian stratejisi” adı verilen, bir açık alan muharebesinden kaçınarak sayıca kalabalık birliklere küçük çapta yıpratma amaçlı taciz saldırılarının uygulandığı bir çatışma yöntemi ortaya çıkardı ki bu yöntem roma yeni birlikler toplayana kadar bir zaman kazanma amacını da içeriyordu. hannibal, ertesi yıl fabius’un diktatörlüğünün sonlandırılarak paulus ve varro’yu konsül seçilmesine kadar apulia’ya ilerleme ve saldırmakta büyük ölçüde serbest bırakıldı. bunun ardından, mö, 2 ağustos 216’da roma’nın ikinci pön savaşı boyunca en kötü yenilgisi olarak değerlendirilen cannae muharebesi yapıldı.

    kaynak
  • apenin dağları'nı ve zorlu arno bataklığını geçen hannibal barca, bu zorlu yolculuğunda bütün fillerini ve gözünün birini kaybetmişti. ancak roma'nın geçilmesi imkansız dediği(flaminius öyle bahseder) bu rotadan ilerlemesi, roma ordusunu hiç beklenmeyen, hazırlıksız olduğu bir yerden çıkarak şaşırtmasına da sebep olmuştu. toskana kasabalarından yenilediği erzak stoğu ve zorlu geçiş sonrası dinlendirdiği adamlarıyla gaius flaminius'u takibe başladı.

    flaminius, asil sınıf tarafından aykırı, uyumsuz ve sonradan görme birisi olarak bilinmekteydi. böyle bilindiği için, kendini kanıtlamaya ihtiyaç duyuyordu ve bu uğurda her şeyi riske atmaya hazırdı. 232 yılında, kısa süre önce fethedilmiş ariminum'um güneyindeki etrüsk topraklarını, savaşta birçok şeyini yitirmiş olan fakir halka dağıtan bir toprak reformuna destek çıkması senato'yu kızdırmıştı. ayrıca senatörlerin ve oğullarının yurtdışı(gemi) faaliyetlerinden kar elde etmesini yasaklayan lex claudia yasasına (m.ö. 218) destek veren tek oyu atmış olması da asilleri oldukça sinirlendirmişti. bu ve bunun gibi nedenlerle arkasında bir patricius desteği yoktu.

    titus livius ilginç bir olaydan bahseder. bu hikayeye göre flaminius için kurban edilen bir hayvan, işlem tamamlanamadan sunaktan sıçrayarak kaçar ve etrafta bulunan insanların üzerine kan sıçratarak koşmaya başlar. insanlar bu olayı, yaklaşmakta olan bir felaketin habercisi olarak yorumlar. polybios ise kendisini yeteneksiz ve aşırı özgüvene sahip biri olarak tanımlar.

    nitekim istihbarat uzmanı hannibal da kendisini aceleci ve ihtiyatsız olarak değerlendirmiş, hırsının ve anlamsız cesaretinin kurbanı olacak birisi olarak görmektedir.

    m.ö. 217 yılının haziran ayında, hannibal'ın ordusu göl kenarındaki bir vadide kamp kurdu. roma ordusu buraya baktığı zaman gördükleri tek şey, uzakta yanan kamp ateşleriydi. ancak hannibal için bu bir aldatmacaydı. ordusunu sessizce ve sadece yolu gösterecek kadar az bir meşale ile geceden konumlandırdı. numidyalı süvarilerini borghetto geçidi yakınındaki tepelere gizledi. mızraklı piyadelerini ve balear sapancılarını da göl kıyısında bulunan touro yakınlarındaki tepelere gizledikten sonra kelt piyadeleri de bunların yakınına konumlandırdı. afrikalı ve ispanyol ağır silahlı piyadeler, gün ışığında görülebilecek olan tek askerlerdi. plana göre gölün kıyısında savaş başlarken, kıyı şeridi boyunca ilerleyen roma ordusuna, gölün karşısında kalan tepelerde gizlenmiş numidyalı suvariler başta olmak üzere kartaca ordusu yandan ve arkadan saldırarak, roma ordusunu üç taraftan kuşatarak ağır bir darbe vuracaktı.

    flaminius'un danışmanları kendisine diğer bir konsül olan gaius servilius geminus'u beklemesini tavsiye etse de hırslı flaminius bu tavsiyeleri dinlemedi. ertesi gün şafak söktüğünde doğa, hannibal'in tarafındaydı. etrafı dik tepelerle çevrili trasimene gölünü yoğun bir sis kapladı. dağlık geçitlere sakladığı ordusu sisin de yardımıyla tamamen görünmezdi.

    henüz savaş dizilimine geçmemiş, yürüyüş diziliminde olan roma ordusu sislerin ardından gelen saldırıya maruz kaldılar. önlerinde hannibal'ın ağır piyadeleri, arkalarında bir anda beliren numidyalı süvariler ve yan taraflarından saldıran mızraklı piyadeler, keltler ve balear sapancıları aynı anda saldırıya geçtiğinde, roma ordusu neye uğradığını şaşırdı. roma ordusu nereye dönerse dönsün, ölüm her taraftan geliyordu. polybios'un ifadesiyle roma ordusu, yürüyüş tertibatında katledilmişti.

    görsel (kırmızı roma - mavi hannibal)

    sis, roma subaylarını, birliklerini toparlama konusunda oldukça zorluyordu. sis hannibal'in ordusunu da etkiledi, ancak en azından çarpışmanın yönünü tayin edebiliyordu. kaçabilecekleri tek yer olan göle giren romalıların bir kısmı ağız zırhlarından dolayı battı. teslim olanlar olduysa da öldürüldü. trasimene gölünün kırmızı renge büründüğü söylenir. livius'a göre şafakta başlayan bu savaş üç saat kadar sürmüştür. flaminius da adının muhtemelen ducarius olduğu söylenen bir kelt lider tarafından öldürülmüştür.

    sis kalktığında heryer romalı cesediyle doluydu. hannibal, muharebeden bir birliğin -yaklaşık 6 bin kişi- kaçtığını farketti. onları takip ederek sığındıkları bir köyde yakaladı. canlarının bağışlanacağını düşünen askerler teslim olsa da, hannibal roma'nın kelt müttefiklerini serbest bıraktı ancak romalı askerleri öldürdü. keltlere vermek istediği mesaj, asıl düşmanın kendisinin değil, roma olduğu idi.

    trasimene'deki romalı ölü sayısı 15.000, tutsak sayısı 15.000 olmak üzere 30.000 zayiat tahmin edilmekte. roma ordusunun 40.000 kişi olduğu düşünülürse bu sayı %75'e tekabül etmektedir. antik çağdaki bir savaş için bu sayı muazzamdır. tabiki m.ö. 480 yılındaki pers kralı xerxes'in yunanistan seferi için, heredotos'un abartılı şekilde, 2 milyon kadar askere sahip olduğunu iddia etmesine ya da 300 spartalı filmine inanacak kadar saf değilseniz.

    bu muharebe ile ilgili olarak ilginç durumlardan birisi de şudur; flaminius zafer kazanacağından o kadar emindi ki, hannibal'ın ordusunu köle olarak roma'ya götürmek için yanında binlerce kelepçe getirmişti. muhtemelen kendi zincirleri, romalı esirlere takılmıştı. hannibal'ın kaybından ise daha güvenilir olan polybius 1.500, livius ise 2.500 olarak bahseder. hannibal savaş sonrası flaminius'a düzgün bir cenaze merasimi bahşetmek istemiş olsa da savaş alanında kendisinin cesedini tanımlayamamıştır. muhtemelen baldırı çıplak manyak keltler pahalı ekipmanını soymuş ve adetleri olduğu üzere kafasını kesmişti.

    bu savaşın hemen arkasından bir başka olay daha yaşanmış, flaminius'un savaşı kaybettiğinden habersiz ilerleyen servilius, flaminius'a yardımcı olması için 4.000 süvari gönderdi. flaminius ile birlikte hannibal'in ordusunu kıstırabilmeyi umuyordu. süvari biliğini haber alan hannibal derhal harekete geçerek, romalı takviye kuvvetleri hazırlıksız yakaladı. tresimene gölü muharebesinden üç gün sonra yaşanan bu olayda 2.000 romalı öldürüldü, geriye kalanlar esir alındı.

    haber roma'ya ulaşınca şaşkınlık ve korku sokakları sardı. halk roma forumuna toplandı. senato açıklama yapmak zorunda kaldı ve ağır bir yenilgi alındığı halka duyuruldu. hannibal bir kez daha doğayı bir silah olarak kullanmıştı.

    önce ticinus muharebesi, arkasından trebia muharebesi ve sonrasında da tresimene gölü muharebesi'nde alınan yenilgiler sonrası, roma'nın, askeri sistemlerinin gücüne olan inancı gerilemişti. ancak roma'nın en büyük felaketi henüz yaşanmamıştı. sırada, tarihe geçecek olan, atatürk'ün de taktiksel olarak büyük taarruzda kendisinden esinlenerek yakın benzerini uygulamış olduğu cannae muharebesi vardı.

    cannae için #151714430
hesabın var mı? giriş yap