tribüncü

• destek verdiği takımın hemen tüm maçlarına giden ve tribün organizasyonlarında aktif rol alan taraftarların, takımlarından bağımsız genel sıfatı
• anne ve baba cenazeleri hariç hiçbir nedenle maça gitmesine engel olunamayan, takımının deplasmanlar dahil olmak üzere tüm maçlarını stadyumdan izleyen, derbi haftası nikahı varsa erteleyerek başka bir zaman evlenen insan. tribüncüler; tribün kovalamayı yaşam biçimi haline getirmiş, farklı renklerin peşinde koşsalar bile aralarında ortak bir dil geliştirmeyi başarmış, ''tribün alemi'' adı verilen ortamın kendine özgü kurallarını birlikte yazmış topluluğu oluşturan bireylerdir. tribüncülerin eşleri evlilikleri boyunca tüm haftasonlarını yalnız geçirmeyi göze alabilmiş cefakar kadınlardır.
• son model "gençliğin beyni nasıl sikilir? nasıl uyuşturulur?" çabasının ürünü.
• ığrençtir. kalitesizdir.
• türkiye’de bir sezon boyunca içerdeki maçlara gidip, üç tane de şehir dışı deplasmanı yapanların kendilerine taktıkları sıfat.
  
  şu sıralar deplasman bileti kovalayan tayfa^* “ay bu da mı geliyor” gibi saçma sapan triplere giriyor. evet kardeşim. o da geliyor. sen, babanın eve gelirken aldığı portakalda vitaminken, o adam zaten sürekli sevdasının peşindeydi. sadece sosyal medyada reklam yapmıyordu. azalarak değil, bir anda bitmeniz ümidiyle...
• olduğunu söylediği saniyeden itibaren gözümde boş kümeye karşılık gelen insan tipi. hayatsız insan.
  
  (bkz: boş insan)
  (bkz: teneke)