• evet, evet emekli yargıç kendi geçmişini yönlendiriyor sanki. yargıç, gençliğinde kaybettiği aşkını, kendi gençliği yaşayan avukat nezdinde geri bulmaktadır. akülerin bitmesi, müzik zevklerinin benzerliği, kendilerinden 2 yaş büyük kadınları sevmeleri, sevdikleri kadınların nedensiz aldatmaları, tesadüf eseri açılan sayfadan soru gelmesi, hukukçulukları fazlaca bir benzerlik gösteriyor.

    yargıcın "seni 50 yaşındaki halinle düşledim demesi", yargıcın valentine'i feribota yönlendirmesi ve yargıcın denizde biten, avukatın ise denizde başlayan aşkı yargıcın kendi geçmişini baştan inşa ettiği izlenimi uyandırıyor.

    feleğin çemberinden geçmiş gizemli, etkileyici yargıç ve onun 30 yıl önceki tecrübesiz,aldatılmış, gururu incitilmiş, ayağı yere basmayan avukat.

    işte film dediğin böyle olur.

    (bkz: sinema /@rrgezgin)
  • bu filmin sonunda steven killian diye bir karakter var kimse kim olduğunu bilmiyor. fekat;

    --- spoiler ---

    feribot kazasında 7 kişi kurtuluyor. ilk ikisi mavideki çift, sonraki ikisi beyazdaki çift, ve kırmızıdaki çift. bunlara ek olarak bir de steven killian adında birisi kurtuluyor. kim la bu steven killian ? bilen gören, kim olduğunu bilen, hakkında en ufak bir ipucu dahi yok, lakin kanımca o karakter krzysztof kieslowski.

    --- spoiler ---
  • yönetmen krzysztof kieslowski'nin trois couleurs (üç renk) üçlemesinin üçüncü filmidir "kırmızı". üçlemenin ilk filmi mavi (1993) özgürlük, ikinci film beyaz (1994) eşitlik ve üçüncü film kırmızı (1994) kardeşlik temalarını işler. kırmızı'daki "telekulak" emekli yargıç karakteri, bir iletişimsizlik biçimi olarak iletişim hatlarını kullanmasındaki ironi ile büyüleyicidir.
  • kirmizi'da bu sefer eril $ahsimiz katiksiz bir hoduktur. kucukken mahallede yedigi dayaklari yavru gibi bir hatun modelini canlandiran irene jacob'un saf sevgisinde cikaran davarimizi cok $ukur ki film boyunca gormeyiz. iyi de ederiz.

    bir kopegin cobanliginda, kendi ic hesapla$masina girmi$ emekli hakimle tani$an irene jacob hanimefendinin yolculugunun hikayesidir rouge. sevdigini sandigi insandan daha yakininda olan gizli-sevgilisini bilmeden arayan bir bayanin, ozgurlukun ve bari$'in pek i$lemedigi bir dunyada, karde$lik temasinin nasil da babalar gibi takir takir cali$tigini gostermesinin hikayesidir. kaledeskopik bir ya$li-genc ikilemiyle temiz yuzlu "genc" 'in sonunun, "ya$li" hakim tarafindan aktarayazildigi, hukuk kitabi, araba akusu, ve telefon hatlari' gibi detaylarin "vay bee" dedirttigi izleti. hukuk sisteminin insanlara birakildiginda insana benzemesinin altinin gayri-resmi olarak cizilmi$tir, lakin guzellik de biraz buradadir, zira ucleme boyunca bozuk insanin icindeki guzelligi, dogruyu, yuceligi gosterme cabasi buna delalet etmektedir. kirmizi'da da durum ayinen boyledir. rita adli kopegin yuz yalamasindaki insanin icini burkan guzellik ve her nedense sevilen urkutucu-yabanciyla daha fazla vakit gecirebilmek icun brandy'nin gidim gidim icilmesi de bundandir.

    kieslowski'nin birbirini tanimayan iki "yabanci"nin ya$adigi a$ki babalar gibi anlattigi, ve onunde sonunda insanin icindeki potansiyeli yere gore sigdiramadigi bir ucleme. daha ne diyeyim?
  • üç renk üçlemesinin kardeşlik ayağı...

    kardeşliği insanlara kan bağı olmaksızın yardım edebilen salt iyi insan olmakta bulmuş olmalı...
    izleyiciyi üçüncü kez adliye koridorlarında dolaştıran ve baştan sona kaderci işlemeler ile ağları ören film; teğet geçilen aşkların umudunu yeşertir insanda...

    --- spoiler ---
    üç filmdir geri dönüşüm kutusuna şişe atmaya çalışan o yaşlı kadına en sonunda yardım elini uzatan birisinin çıka gelmesiyle sevindirmiş, son karedeki sahnenin ciklet reklamı fotoğrafına birebir benzemesi ise orgazmik hisler yaşatmıştır...

    bir de beyaz filminde ölme numarasıyla kayıttan düşürülen karol karol nasıl böyle kolay kolay ortalarda geziyor, sevgilisi ne ara maphustan çıktı, mavideki efsanevi abla julie ve o dallama nasıl bir hayat yaşamaya başlamışlar ki feribotla manşı geçiyolar falan anlamadım... cevabı kati suretle verilmemiştir izleyici meraktan kudursun diye sanırım...
    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    hakim: neyin doğru olup neyin olmadığına karar vermek bana namussuzluk gibi geliyor.

    --- spoiler ---

    oysaki biz bunu sözlükte hergün çok rahat yapıyoruz.
  • valentine'nin televizyondaki son goruntusu hos bi ironi olusturmus, bez afisteki pozuyla.(bkz: seytan ayrintida gizlidir).
  • rouge aşkı anlatan fakat içinde aşk olmayan filmdir
  • her ne kadar hakkindaki kritikler ve de reytingler uclemenin diger iki filminden yuksek olsa da, benim bleu'ya gore daha zayif buldugum film. soyle ki, bleu'deki o harika atmosfer kirmizida saglanamamis, sinematografik olarak kirmizinin kullanimi bu filmde biraz goze batmis. objeler araciligiyla abartili bir kirmizi kullanma dusuncesi, filtreler araciligiyla abartili bir mavi kullanma dusuncesine gore daha basarisiz. ayrica bu filmdeki karakter gelisimi de bleu'ya gore daha zayif olmus, hani ne olacagini bilen bir gozle bakabiliyor insan karakterlere, surpriz yok oluyor; halbuki bleu'de surprize gerek dahi yoktu, cunku oyle bir akiyordu ki film. neyse efendim, sonuc itibariyle rouge daha amerikanlasmis, daha sonuca varma kaygisi ile cekilmis bir film iken; bleu daha bir masalsi, daha bir kaygisiz olmus, daha guzel olmus. simdi diyecekler ki ey kardes blanc'tan niye hic bahsetmedin ? o bu iki filmden ayri bir yerde, uclemenin arabulucusu, eglencelik olani. daha kendi capinda, daha sade, daha gulumsetici; ama ayni zamanda daha politik, daha icebakisli. benim kisisel tercihim bleu>blanc>rouge seklinde. usta yukselecegine dusmus zamanla sanki.
  • uclemenin en sofistike bolumudur.

    --- spoiler ---

    acilis temayi belirler.valentine sevgilisi michel ile gercek iletisimden uzaktir ve telefon bircok sahnede onemli yer tutar.

    hakim ve auguste un hayatlari birbirine cok benzer.oyleki auguste hakimin alteregosudur.ikiside hukuk okumus,ikisinin de kopegi var,ikiside benzer sekilde sevgilileri tarafindan aldatilmis,ikisi de van den budenmayer dinler vs....

    valentine kazanmaktan korkar.cunku sonra bir sekilde kaybedecegine inanir.kumar oynamak icin slot makinasina gider ve kazanir lakin ordan bir ses yukselir
    -that s a bad sign

    son icinse su soylenebilir,hicbirsey tesadufen olmaz

    --- spoiler ---

    gercek hayatta ise kieslowski karakterleri belirlerken irene jacoba kucukken adinin en cok ne olmasini istedigini sormustur.tabiki cevap valentine dir.tesaduf bu ki film irene jacobun cocuklugunun gectigi yerlerde cekilmistir
hesabın var mı? giriş yap