• ayla algan'ın yorumladığı ve şu sıralar maya sahnesi nde gösterilen oyun.. kısa ve baymayan bir yorum, aşil'in hakkı aşil'e.
  • oyunun sevdiğim bir tane yönü oldu o da tek perde olması. zaten allah korusun iki perde falan çıkartılmış olsa ikinci perdeye oyunu izleyecek insan kalmaz. kalanlar da herhalde ilk perdede uyuyup arayı kaçıranlar olur. bu kadar sıkıcı başka bir oyun daha görmedim açıkçası. hayır oyuncuların da işi kötü. sen o kadar çalış, ezberle, prova yap ama salonun yarısı esneyerek izlesin.
  • 16. uluslararası ankara tiyatro festivali kapsamında tiyatro araştırma labaratuvarından izlediğim oyun.

    ayla algan rejsi. oyun gerçekten çok monoton ve işlevsizdi. sıkıcıydı. çok tekdüzeydi. oyun euripides'in değil sartre in bir uyarlaması. fakat ne euripides, ne sartre tarafı gelmiyordu. herkes aynı tondaydı ve oyun bir saatten sonra yaprak dökümü dizisinin meşhur müziği dararidararay altında dönmeye başladı. oyunun sartre oyunu olmasından kaynaklanan o gri hava değil de, oyuncuların tek düze ve aynı tonda olmaları, ritm tutamamış olmaları bizi sıkıyordu. varoluşumuzu sorgulamaya itmiyordu.

    sevmedim.
  • bu yıl cüneyt gökçer deki oyuna gittim çok vasat bir sahneleme olmuş oyuncularda bir tutukluk vardı. şarkıları eksik ve çoşkusuzdu. kısaca gitmeyin.
  • euripides'in 2400 yıllık trajedyası, çeviren ülkü tamer. 1 perde, 70 dakika. oyun son derece sürükleyici olduğu için 70 dakika göz açıp kapayıncaya kadar bitiyor. ankara dt, ankara dt kalitesi ile oyunu ele almış, dekor, ekip, müzik her şeyi ile emek verilmiş. emeği geçenlerin ellerine sağlık, bir kişi hariç. o kendini biliyor.

    öncelikle oyuna geçmeden önce musadenizle başka bir hususa değinmek istiyorum. ilyada'dan truva filmine ne zaman konu açılsa gıcık kaptığım bir şey var. bildiğiniz üzere truva prensi paris tanrılar arasında güzellik yarışmasında hıncal uluç'a ulaşılamadığı için hakem tayin edilir ve sonrasında olaylar gelişir. yarışmacılarımızın hepsi olimpos ahalisi olması sebebi ile onurlu (!) bir biçimde hakemi satın almaya çalışırlar. paris'e, hera sonsuz zenginlik ve asya’nın kralı olmayı, athena zafer ve bilgeliği, afrodit ise dünyanın dünyanın en güzel kadınını vadeder. paris olacak lanetli amsalak gider seçe seçe en düşük teklifi yani afrodit'in vaadini seçer. bu konu her önüme gelişinde seni anıyorum paris, zafer ve bilgelik varken bana karı verin ağalar diyen paris, yiğit hector'un tırnağı etmeyecek paris, ülkesinin insanlarının yok oluşlarının müsebbibi paris, evladım olsa cami avlusuna bırakacağım (ki priamos da benzerini yapar) paris. umarım ölürken canın çok yanmıştır.

    neyse efenim oyuna dönersek; öncelikle malum timin sadık bir üyesi olarak çamurumu atayım rahatlayayım. oyunun hemen başında akhalılar başlarında miğferleri ile sahneye çıkıyorlar. o tüylü şeyler roma miğferi mi yoksa bana mı öyle geldi. miğferler biraz dikkat çekiyor maalesef. sonrasında oyunun devamında menalaos olacak alageyik sahneye çıkıyor keşke çıkmasa. keşke menalaos olmadan oyun sonlansa huzur ve huşu içinde oyunu izlemiş olsam. sahneye çıktığında elemanın sırtında kruvaze kesim palto var. 2500 yıl önce yaşamış menelaos kruvaze kesim palto giyiyor hem de omuzları apolet detaylı. antik dönemde geçen bir oyunun kostümünden sorumlu olan arkadaşı gözlerimi acıttığı, kornealarımı kanattığı için oyun boyunca andım. kulakları kesin çınlamıştır, kim çınlattı diye merak etmesin, ben çınlattım. atılacak bir bokum kaldı o da seyirciye. eskiden ankara seyircisinin bir farkı vardı, bir ağırlığı vardı. artık maalesef öyle bir şey kalmadı. önümdeki kadın oyun başladı çıkardı cep telefonu ile konuşuyor. hangi şirketin ceo'su da nasıl önemli bir husus var da tiyatroda telefon ile konuşmak zorunda kaldı anlayamadım. sonra fotoğraf ve video çekmeye çalışanlar var. arkadaşlar bunu niye yaptığınızı biliyorum, yadırgamıyorum, ayıplamıyorum. ama o allahın belası telefonlarınızın seslerini kıstığınız gibi ekran parlaklıklarını da kıssanız olmaz mı. ekran parlaklığı sonuna kadar açık telefon karanlık salonda dikkat dağıtıyor, çevrenizdekilerin ve özellikle benim seyir zevkimi bozuyor, ondan sonra kadın erkek ayrımı yapmadan 7 sülalenizi kalaylamak zorunda kalıyorum. parlaklığı en kısığa getirin, merak etmeyin o karanlıkta zaten ne çektiğinizi görürsünüz. azıcık birbirimize saygımız olsun, lütfen.

    oyuncularımıza gelirsek; troyalı kadınları oynayan bir grup kadın oyuncumuz var biri hariç hepsi gayet güzel oynadı sağolsunlar. troyalı kadınlar harici helena, andromakhe, kassandra, polyksena rollerindeki arkadaşlar oldukça başarılıydılar. yalnız helena ve kassandra arasında dikkatimi çeken bir husus var. bildiğiniz üzere helena'nın yaşayan en güzel kadın olması gerekiyor iken ve kendisini oynayan esin ercan hanımefendi gayet hoş ve güzel bir kadın olmasına rağmen sahnedeki en güzel kadın kendisi değildi. çılgın bakire kassandra rolündeki nurefşan binici açık ara sahnedeki en güzel kadındı. esin hanım şarkı da söyledi belki vokal yüzünden böyle bir tercihte bulunulmuştur ama dediğim gibi güzellik konusunda bir ufak sorun(cuk) vardı. ha o kadar kusur kadı kızında da bulunur ama belirtmeden geçemedim. troyalı kadınları oynayan oyunculardan birini ayrı tutmuştum yukarıda, betül tirben (yamuluyorsam lütfen yeşillendirin, kızıl ve kıvırcık saçlı). sadece gayet güzel oynadı desem emeğine saygısızlık etmiş olurum, rolünün hakkından fazlasını verdi. sonlara doğru andromakhe'nin bebeğinin ölüsünün geliş sahnesi var, bu sahnede yaşadığı acı, bunu aktarımı muazzamdı. andromakhe'yi oynayan öykü kaya bile gayet başarılı bir performans göstermesine rağmen evladı ölüme giderken aynı hissiyatı veremedi rolüne. bu sebeple oyunun en başarılı 2 numarası kim diye sorsalar tereddütsüz betül hanım derim. gelelim pastanın üzerindeki kiraza, en başarılı performansa; elbette hekabe rolünde ferahnur barut. kıdemli oyuncu sahnedeki genç meslektaşlarına çocuklar trajedya böyle oynanır dercesine oynadı. ses, diksiyon, jestler.. mükemmel bir performanstı, izleyenleri mest etti.

    oyun boyunca söylenen şarkılar, koreografi, maskelerin kullanımı, ışık çok başarılıydı. bir şarkı var ki ayrıca dikkatimi çekti. sanırım bu olabilir ama bu konuda da yamuluyorsam lütfen yeşillendirin. kapanış sahnesi oldukça sarsıcıydı, spoiler vermeyeyim gidin bir zahmet izleyin. son olarak,

    savaş bitti, peki şimdi kimdir galibi?
  • ayla algan'ın yönettiği 31. izmir tiyatro günleri çerçevesinde izlediğim oyun.
    ayla algan'ın ve ulak rolündeki oyuncunun replikleri çok daha güçlü olabilirdi ama konusu ve bence oyunun yıldızı kassandra'nın performansı için izlemeye değer.

    --- spoiler ---

    troya'da 10 yıl süren işgal boyunca tükenmiş; özgürlüklerini, kocalarını, evlatlarını kaybetmiş kadınların dramı gibi gözükse de aslında zamansız bir kadın dramı; işgal altındaki ülkelerde yaşayan tüm kadınların ortak acısı.
    bu yüzdendir ki final cümlesi "troya içinde vurdular beni" çanakkale içinde vurdular beni'nin direkt uyarlamasıdır.
    --- spoiler ---
  • "kadının kötüsü kadar kötü, iyisi kadar da iyi bir yaratık yoktur!" sözünün sahibi euripides'in aynı adlı eserinden uyarlanan; mehmet atay'ın sahneye koyduğu, trabzon devlet tiyatrosu oyunu..

    elektronik müzik ile antik çağın birleşimi gibi öğeleri içinde barındıran, her açıdan enteresan bir uyarlama..
  • hatta bu eser asri zamanlarda bosnian women diye uyarlanmı$ ve uluslararası sahnelenmi$tir. (bkz: bosna)
  • pat barker'ın kızların suskunluğu * romanının devamının yine seda çıngay mellor tarafından çevrilen türkçe adı. orijinal adı olan women of troy, şimdilik ikileme olan serinin de genel adı. ilk kitap gibi bu da ithaki yayınları tarafından basıldı. serinin üçüncü kitabı olacak ve bu kez cassandra'yı odağına alacak olan the voyage home da orijinal dilinde 2024'te basılacak, muhtemelen bu hızla ithaki de arası çok açılmadan yine artık mitolojik romanların çevirmeni diye andığımız seda hanım'a çevirtecek.
  • kadın olmak asırlardır neden hep bu kadar zor ki?
    tüm oyuncuların emeklerine sağlık, kıyafetler ve ışık özenle hazırlanmış. alkışları bol olsun.
    --- spoiler ---

    bebek, kadının elinden alınırken son defa öpmedi ya o benim çok içimde kaldı. acaba ben bu anı yaşasam ne olurdu diye düşündüm.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap