• bir düğün salonu sahibi çocuğu ve 25 yıldır her kültürden insanın düğününe, öncesine şahit olmuş biri olarak söylüyorum ki, evlilik kararının alınmasından itibaren her şey saçma ve mantıksızdır.

    örneğin dostlar, bu işin mantıksızlığın farkına evlilik teklifini yaptıktan sonra varan bir damat kardeşimizin hazin hikayesini anlatayım size. bu arkadaşa düğün öncesi yukarıda sayılan tüm adetler teker teker uygulanmış. takı merasiminden sonra ailelerde salon ücretini talep etmek üzere yanlarında bulunmaktayım. takılar çıkarılırken düğün salonuna gönderilen çiçeklerin durumu gündeme geldi. kız annesi çiçeklerin kendisine ait olduğunu ileri sürdü. erkek annesi durur mu? ne mümkün efendim! çiçekler bizin hakkımız dedi. tartışma bir anda alevlendi ve hakaretler başladı. gelin annesinin haklı olduğunu ileri sürerek tartışmaya dahil oldu. arka fonda ankara havası var. gelin çiçekler anneme verilecek diye tutturdu. tartışma iyice alevlendiğinde o zamana kadar her türlü abukluğa sesini çıkartmayan damat kardeşimiz, "çiçeğini de sikeyim, ananı da sikeyim" dedi. bu laf üzerine gelin kardeşimiz yan tarafında bulunan saksıyı damadın kafasına geçirdi. damat kendisine bir tokat patlattı. içeride her şeyden habersiz ankara havası oynamakta olan misafirlerin kulağına bir anda "damat kaynanasını dövdü"haberi yayıldı. o saatten sonra salonda bulanan 300 kişi çoluklu çocuklu birbirine girişmeye başladı. 25 polis ancak ayırabildi kalabalığı. olan salon ücretine doldu dostlar. neyse ki salon sigortalıydı da hasarı çıkarttık.
  • evlenmenin kendisi
  • kuşkusuz takı töreni. her düğünde akrabalara emrivakiyle takı aldırmanın normalmiş gibi gösterildiği bir gelenek olabilir mi ? insanlar adlarının düğün şarkıcısı tarafından yüksek sesle okunup aldıkları veya ' alamadıkları ' takının herkese duyurulacağını bildiği için kendilerini resmen baskı altında hissedip altın, bilezik, yüzük, kolye vs almayı kendilerine adete görev kılıyor. daha da saçma kısmı akrabalığın yakınlık derecesine göre alınan takının maddi değeri büyüyüp küçülebiliyor. böyle saçma bir şey olabilir mi ? isteyen istediğini alır veya almaz. bunu herkesin gözüne sokmak kadar anlamsız bir şey de olamaz.
  • evlilik sürecinin tamamı.
    kendinize uygun bir hayat arkadaşı buldunuz evlenmeye karar verdiniz. kızlar için ilk önce aileye nasıl konuyu açarım derdi başlıyor. önce anneye utana sıkıla söyle sonra o babaya söylesin. baba bi düşünürüz desin. ulan " bi düşünürüz " ne demek. kız 18' i geçtiyse kapıyı çekip hadi ben gidiyorum dese durduramazsın.
    neyse baba düşünür tamam der. bu sefer erkeğin kız ailesiyle tanışması gerginliği başlar.
    o da atlatılsa bu sefer ailelerin tanışması gerginliği var sırada.
    aileler tanışır anneler birbirini sevmez, beğenmez. babaların fikir yapıları tutmaz. ilk tartışmalar başlar. oğlanın anası böyle dedi, kızın anası bana yan baktı bıdı bıdı bıdı...
    sonra isteme merasimi.
    isteme kısmı bu işin içindeki en masum saçmalık belki. özün de sadece ailelerin de onayı olduğunu göstermek olan masum bir olay gül getirse niye 21 tane değil, çikolata niye vakko dan değil, kız kahveyi güzel yapamamış laflarıyla protokol sorununa döner.
    istemeyi atlattıktan sonra sırayla söz ve nişan badireleri var.
    söz işine hayatım boyunca anlam verememişimdir zaten. iki insan anlaşmış karar vermişler evlenmeye. hedef belli. daha neyin sözünü veriyorsunuz biri bana anlatsın.
    yok söz yüzüğü, yok söz bileziği, bohçası bi ton bok püsür girer işin içine.
    sözü de sağ salim atlatan bireyleri ise bu sefer nişan denen hede bekler.
    altı üstü takılacak iki yüzüğe ingilizlerin diz bağı nişanı yapılması ayrı bir inceleme konusu.
    ama o nişan alışverişi düğünde kopacak kıyametin öncülüdür. oğlanın anası kızın seçtiği nişanlığı açık, pahalı, falza renkli, tüllü, dantelli, kuşlu, çiçekli, alevli yani illaki bir şeyli bulur beğenmez. kızın annesi de o saçma sapan nişanlığı beğenmese de kızı beğenmiş diye kaplan kesilir. o da oğlanın takım elbisesini sorun yapar. sonra ortada ring kurulur. insanlar da bir birlerine kurulmaya başlarlar.
    bu savaşı da atlatabilen arkadaşları ise asıl muhabere beklemektedir. düğün.
    düğün alışverişi evlilik sürecindeki anlamsızlıkların doruk noktasıdır.
    bir kere bir kızın eşinin annesiyle niye iç çamaşırı alışverişine gittiğini hiç anlamamışımdır. eski türk filmlerindeki suzan avcı' nın giydiği gecelikler kıvamında seksilikten zerre nasibini almamış belki de hiç giyilmeyecek cayır cayır yakan naylonları almaya niye sefere çıkar gibi gidilir. sanırım o tüylü terlikler artık satılmıyor.
    tabii bir de işin gelinlik boyutu var. nişan alışverişi normandiya çıkarmasıysa gelinlik alışverişi çanakkale savaşıdır. o derece.
    mobilya alımı sırasında ise babalara gelebilirsiniz. çünkü orda artık babaların da konuşacak bir iki çift lafı vardır.
    garibim damat bu muhaberelerde anasıyla sevdiceği arasında tüyleri yolunmuş barış güvercini gibi kalır.
    düğün salonu, süslemesi, yemekli - yemeksiz, içkili içkisiz, tartışması apayrı savaşlardır.
    kına gecesi mevzuusuna hiç girmiyorum. orada işler çığrından çıkmış. herkes soyu 4. mahmut' a dayanıyormuş gibi bir hürrem sultan olma sevdasında.

    düğünün tamamı anlamsız bir süreçtir. siz siz olun bu anlamsızlıkların girdabına kapılıp evlilik hayatınızın ilk 10 senesi boyunca kredi ödememek, hayatınızın sonuna kadar sevdiceğinizle bitmek bilmeyecek senin ananda düğünde şunu bunu yapmıştı tartışmasına girmemek için paranızı biriktirin, herkese evet deyip kendi bildiğinizi yapın, kimseyi kendi işinize karıştırmayın, ama yine de " tabi ki anneciğim babacığım sizin fikriniz bizim için önemli" hissiyatını yaşatın.
    bu işten sağ çıkarsanız zaten benim diplomat artık elinize su dökemez.
  • evlilik ...
  • gelişmemiş toplumlarda düğün törenlerinin daha uzun sürmesini şuna bağlıyorum, bu tür toplumlarda eğlence her zaman gerçekleşecek bir olay olmadığından, düğün gibi nadir olaylar eğlenilecek tek yerlerdi. nitekim bu gerçek bu eğlencenin uzun sürmesini kaçınılmaz hale sokuyordu.
  • (bkz: gelenek)in kendisidir. uygulayan yeni çifte birşey kattığını görmedim. geleneğin hizmet ettiği kurum /kişi: toplum ve evlenen çift dışındaki çoğunluk.
  • mahmutpaşa ya gitmek
  • düğün, kına, bohça, urba, ilişki durumu güncelleme...
  • abi ile başlayan negatif cümle öbekleridir.

    genelde 'abi makas / bıçak kesmiyor' , 'abi araba gitmiyor' gibi cümlelerle pis pis sırıtarak karşınıza çıkarlar. kimi düğünlerde keko tipler öyle prof olmuşlardır ki gülümsemezler bile. siktirin gidin dilenin aq aynı parayı kazanın insanlara ekstra külfet olmayın.
hesabın var mı? giriş yap