• istiklal caddesinin kuyruk sokumu.. beyoğlu'nun sarhoş karaciğeri. tramvay ıslıklarıyla akar gider taksim'e dogru..
  • son günlerde sık sık kullanmaya baslayinca yeniden hatirladim tünel'in tanidik kokusunu. istanbul'da baska hiç bir yerde rastlayamayacağınız türden, garip, serin bir rutubetin, nerdeyse yanmiş diyebileceğim bir dolu baharatla karişmiş, buzdolabindan yeni çıkmış küflü kokusu. rahatsiz etmeyen, ama varliği 10 dakika bile kalmiş olsaniz bir süreliğine üzerinize sinen, etrafinizda dolaşan, cigerlerinize dolan bir küf tadi. 130 yillik bir mağaranin içine girmiş nefes alan bir tramvay canavarindan beslenen rutubetli elektrik kokusu.
  • beyoglu-karakoy arasindaki bu tarihi metro 573 metre yol alir ve her 3.5 dakika da bir kalkar, guzergahini 1.5 dakikada tamamlar.

    istanbul'un galatasaray ile galata arasına 1875'ten beri tünel deniyor. 1860'larda karaköy'den beyoğlu'na oflaya puflaya tırmanan bir fransız turist, açılacak bir tünel ile bu yorucu yokuşun ortadan kalkacağını düşündü. fransa'ya dönünce bu fikrini, henry gawan adındaki mühendis arkadaşına açtı. gawan bu fikri benimseyip istanbul'a geldi ve günlerce yokuşta ter döken insanları sayıp, yapılacak bir tünelin çok kárlı olacağına karar verdi. projesine destek bir ingiliz firmasından geldi. 'the metropolitan railway of constantinople from galata-pera' adıyla başlayan tünel çalışmaları 1875'te tamamlandı. böylece londra'dan sonra dünyanın ikinci metrosu olan tünel çalışmaya başladı.

    işte o günden beri 550 metrelik bu küçük metronun adıyla anılan semt 2000'li yıllarda istanbul'un soho'su olma yolunda. eğlence ve kültürel mekanları çoğalıyor, gelen gideni arttıkça artıyor.

    tünel'in eskileri, bu gelişmelerden memnunlar memnun olmasına ama bir korkuları var: pespayeleşmek! tünel'in tarihi dokusunu bozacak fast food'ların, dört sandalye iki masa ve 'köfteland' tabelaları ile donatılmış lokantaların çoğalması en büyük korkuları.

    yenilikçi müzik sevenlerin müdavimi olduğu babylon'un ortaklarından mehmet uluğ, 'burası ortaköy olabilir. sanatsal ve kültürel alanda gelişsin ama yozlaşmasın' diyor. gramafon'un sahibi mert aybek de yeni yerler açılmasından yana ama ortaköy gibi olmamasını tercih ediyor: ‘‘mekanın ne olduğu o kadar önemli değil önemli olan kalitesi’’.

    kafee haus'un sahibesi şebnem öztürk tünel'i şimdiki haliyle isteyenlerden: ‘‘burası bu karışıklığıyla güzel. esnaflar kapanıp yerlerine hep kafe olursa, buranın güzelliğinin bozulacağını düşünüyorum. kafe, kitapçı, galeri, pulcu, muslukçu, tamirci hepsi olsun. tünel bu haliyle güzel’’

    emlaktaki hareketlilik gelecekteki tünel sakinlerinin profilleri hakkında bir fikir vermiyor ama semte olan rağbete işaret ediyor. emlakçı ali ak anlatıyor: ‘‘buralar sanatçılar gelince değerlenmeye başladı. ucuz kiraya verilen yerlerde içine masraf yapmadan oturmak mümkün değil. 15 bin dolardan 300 bin dolara kadar ev satılıyor’’. (tempo dergisinin tarihini hatirlamadigim bir sayisindan alinmistir.)

    kac para kac adli filmde de kar$imiza cikmi$tir.

    bir kac yil once, dunyanin en eski kacinci metrosu oldugu sorusu da kim 500 milyar ister adli yari$ma programinda sorulmu$tu..
  • güzel belediyemiz en hafif tabirle tarihi dokusunun amına koymuş. yeni modern vagonlar getirmişler, durağın iç yüzeyini janjanlı panellerle kaplamışlar, adeta sağmalcılar metro istasyonuna dönmüş. ulan zaten yolculuk en fazla 2 dakika sürüyor, o 2 dakikada da götünü modern koltuklara oturtmadan rahat edemeyecek adam binmesin zaten buna.

    (bkz: büyükşehir çalışıyor)
  • acilen tünel-şişhane civarlarında gezerken dinlenilmesi gereken şarkı.
  • tunel-karakoy arası ulasımı saglayan bu hat dünyanın en kısa metro hattıdır.
  • şimdi kalbin, küçücük bir adamın korkunç düşlerinde
    var olmak için ağlıyor.
    ->bir şahsın korkunç fikirlerinin bütün bir ülkeyi nasıl etkilediği.

    şimdi kalbin, epey kırılmış
    görüyor hepsini ama ne yapabilirdi?
    ->yapılanların hepsinin göz önünde yapılıp kimsenin müdahele edememesi.

    şimdi kalbin, kocaman bir yalanın
    sonsuz yüklerinden
    kurtulmak için çarpıyor.
    ->bir ülkenin gelip gelebileceği en kötü durumdan kurtulabilmesi için çırpınışları.

    cennetim, cehennemim
    seni nasıl sevdim
    seni ne çok sevdim.

    beni dinlemedin
    dinlesen ne kaybederdin?
    cennetim, beni kaybettin.
    ->kimisine cennet, kimisine cehennem, kimisine ise hem cennet hem de cehennem olan bir ülke...
  • 17 ocak 1875'de kurulan tunel hizmete girdiği dönemde dünyanın londra'dan sonra 2. metrosuymuş. ilk kazasını açıldıktan 7 ay sonra 25 ağustos 1875 tarihinde kayış kopması nedeniyle yaşamış, makinistin süper tekniği sayesinde kayıpsız atlatılmış. ölümle sonuçlanan tek kaza ise, 6 temmuz 1943 yılında yine kayış kopmasından meydana gelmiş. bir kontrol memuru hayatını kaybetmiş bir çok da yolcu yaralanmış. o dönemde fransa'dan gelen bu kayışlar ii. dünya savaşı nedeniyle kolay gelmediğinden kayışlar tahammül hadlerinin üstünde kullanılıyormuş bu da kazalara sebebiyet veriyormuş haliyle.
  • mor ve ötesinin yeni albümü sirenlerin en güzel şarkısı bence.

    uyurken denk gelmişti ve rüya sanmıştım bu şarkıyı ilk dinlediğimde.

    harun tekin'in o güçlü vokalini özlemişim. mor ve ötesinin o gümbür gümbür basslarını. şarkı içinde düzde başlayıp yokuş yukarı tırmanan düzenlemelerini. küçük sevgilimin devamı gibi hissettim bu şarkıyı. yağmur altı tempolu bir yürüyüşe eşlik edince "ulan bu suratımdaki yağmur damlası mı gözyaşım mı" diye teredütte kalıyor insan..
  • 5600 metrelik bir örneğini bitirmek üzere olduğum mühendislik yapısı.
hesabın var mı? giriş yap