• mevcut teklifler ve fiyatlar üzerinden gerçekleşmesi durumunda türkiye'nin çok büyük kazık yiyeceği hatta halkın açıkça hakarete uğrayacağı bir özelleştirme girişimidir. ayrıntıları skandal çapındadır.
    türkiye'nin vergi gelirlerinin belki de %10'undan fazlasını karşılayan ve kâr eden dev bir tesis, et balık kurumu fiyatına satılmaktadır. bir esnaf bile sıfırdan dükkan açarken yaptığı masrafın 5-10 yılda geri döneceğini hesaplar. büyük yatırımlarda bu süre 20-30 yıla çıkabilir. mesela barajlar böyledir. iktisada uygun olan da budur. ama yeryüzünde başka hiçbir şirket 1-2 yıllık kârı karşılığında satılmaz; komiktir. meselenin daha trajik tarafı hakperest liberallerin bu satışa göz yummayı geçtim alkış tutmasıdır. bir zamanlar telekom bile 20 milyar dolar ederken, tüpraş'in 1,5 milyar $ karşılığı satılması ihanettir. madem öyle, bankadan ilk 2 yıl geri ödemesiz kredi alıp üç beş ortak biz satın alalım; bakalım satacaklar mı? nasılsa ki yıl sonra kredi borcunu peşin kapatırız.
    şimdi ise asıl büyük skandal şu: tüpraş devlet kuruluşu diye satılmak isteniyor. almak isteyen şirket ise tatneft. yani tataristan ve rusya devletlerinin ortak olduğu bir şirket. bir devletin en önemli sanayi kuruluşu başka devletin şirketine satılmak isteniyor. insan burada iktisat zekası, girişimcilik değil hainlik kokusu alır.
    üstelik bu şirket uyduruk tabela adresi veriyor. devlet malzeme ofisi'nin tükenmez kalem ihalesinde katılımcıların canını okuyan, bıktıran, iki yüz bin tane belge isteyen devlet, böyle bir konuda titizlenmiyor ya insan buna da üzülüyor. halkın malı mülkü böyle satılmak istenirken, aynı hükümet zabıtadan bozma namus bekçilerine kayıtsız kalıp, avrupa birliği çığlıkları atıyor.
  • yenisi 8 milyara dolara kurulamayacak bir fabrikanın kontrolunun 4 küsur milyar dolara birilerine bırakılması olayıdır.

    devletin kasasına (nereye çarçur edileceği belli olmayan) 4 milyar dolar girmiş değildir, tam tersine devlet, birilerine, kendi başlarına kurup sahip olamayacakları bir şirketi kontrol edebilecekleri şekilde kaldıraç olmuş, bir anlamda onların ceplerine para koymuştur.

    "efendim, işte geri kalanı da devletin, zaten fabrikayı alıp götürecek değiller ya, çalıştırıp, kazanıp, vergi verecekler, devlete de kazandıracaklar" diyen saftarozlara oturduğum yerle güler, tek ayak üstünde, o şirkete 5 kuruş vergi verdirtmeyecek, süper legal kırk tane düzenek sayarım, ağızları açık kalır.
  • özelleştirilen hisselere tekabül eden fiyat olan 4140 milyon dolar çok yüksek bir rakamdır ve koç holdingin market capi civarındadır. yani koç holding kendisi kadar büyük bir balığı yutmaya çalışmaktadır, bu da yüksek oranda borçlanma yoluna gidecek demektir. (özsermaye ile finanse etmesi ihtimali yoktur)

    bu finansmanı türkiyeden teminine imkan yoktur, hiçbir banka (veya bankalar konsorsiyumu) bu yükün altına giremez, dolayısıyla yurtdışından kredi alınacaktır.

    petrol fiyatlarının uzun vadede yeni kapasite yatırımları ile düşeceği göz önüne alınırsa (günümüz fiyatı olan 70 dolar civarı ekonomik olmayan rezervleri ekonomik hale getirmiştir, dolayısıyla günümüzde harıl harıl kapasite yatırımı yapılmaktadır) kredinin geri ödemesi sırasında ciddi bir likidite problemi olacaktır.

    koç holding gibi bir kurumun batması gündeme gelince de devletten güzelce bir yardım alacaktır, borcunu ödeyecektir. devletin koç'a tanıdığı bu krediyi finansman etme metodu da biz vatandaşa enflasyon ve bütçe açığı olarak dönecektir.

    bu durumda da tüpraş vatandaşa ihale edilmiş olacaktır.**
  • sevgili annemin yillar once bir altin gununde arkadaslariyla gaza gelip "ya bu borsa nedir ne degildir herkes parayi vurmus biz de alalim bu aleme dalalim" deyip bir miktar tupras hissesi almasi sonucunda bizim ev icin ayri bir onem arzetmis olaydir.
    yillarca o hisse senedi oylece durmus annem her gun hissenin durumunu takip etmis kendi kafasindan da "bu hisselerin parasi oglumun dugunundeki taki parasidir hic dokunmayacagim" diye bu hisselere bir misyon bile yuklemistir.
    neyse 12.09.2005 saat 16:00 da bizim evde soyle bir hava esmekteydi. sanki tupras anneme ait bir fabrika ve onun satisindan elde edilecek paralar kardesimin dugunundeki taki paralari olacak. buyuk bir heyecanla izlendi, annem koc grubuna satmayi kafaya koymustu bir kere tabi yillarca emek vermis fabrikasini turkiyenin en buyuk sanayi kuruluslardan biri haline getirmisti her turlu talebinde hakliydi. sonuc onun istedigi gibi de oldu ben ki yillardir surdurdugum ideolojimden uzak bir tavirla paralari sayacak para makinasini almaya gidiyordum nerdeyse "hadi biraz daha artirin" diye heyecanla bekler buldum kendimi.
    uzun lafin kisasi sozlukteki bekar bayanlara selam ederek sozumu tamamlamak isterim 4 milyar dolarlik taki paramiz hazir mesajlarinizi bekliyorum.
  • skype'ın 2,68 milyar dolara satılmış olduğu düşünülünce acaba doğru bir fiyata mı satıldı diye kendi kendime soru sormama sebep olan olay
  • konuyla ilgili "..şirketlerin değeri artmış. gelen yabancı taliplere ‘biz kimseyle evlenmeyiz’ dersek, bekar kalır kukuman kuşu gibi evde otururuz. o zaman kendimiz çalar, kendimiz oynarız. sonra da her tarafımız ağrır. benim bir şirketimin değeri bir bina değeri bile değilken, bugün 4-5 misli oldu. bunları satmam derseniz kimse de almaz ve elde kalır. evde kalmadan kocaya gideceksin” diyor zorlu holding yönetim kurulu başkanı ahmet nazif zorlu. sonra da vestel'le ilgili şunları ekliyor: "vestel için teklifler geldiği doğrudur. kapımızı çalana git demeyiz. işimize geldiği anda ortaklıklara gidebiliriz. ancak ortaklıklarda, çoğunluk hissesine ya da en az yüzde 50 hisseye biz sahip oluruz”. aslında bu beyanatları alt alta okumak bile tüpraş'la ilgili gerçekleri ortaya sermeye yetiyor. ne mi? örneğin geçen sene %67.7'si 1.3 milyar dolarla zorlu grubu tarafından alınmak üzere olan tüpraş ihalesi yargı kararı sonucunda bozuldu. bunun sonucunda ne oldu? türkiye'nin kazandı, çünkü bu sene tüpraş'ın %51'ine biçilen değer minimum 2.5 milyar dolar. geçen seneki rakamı çok iyi diye telaffuz edenleri saygıyla anıyoruz. bir diğer çelişki de 'şirket değerliyken satacaksın, yoksa evde kalır kocaya gidemezsin' diyen birinin şirketi vestel'i yabancılara tamamen satmayıp hakim hisseyi elinde tutmak istemesi. tüpraş yabancılara satılsın ama ben vestel'i yabancılara satmam. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diyesi geliyor insanın.
  • akp'nin millete attığı en büyük kazıklardan birisi.
  • hatırlayalım.

    koç grubu tarafından, tüpraş'ın 3-5 yıllık kârı fiyatına alınmıştı.
    tüpraş gibi bir şirketi alıyorsun ve orta vadede kendini amorti ediyor. ahh ne güzel istanbul mnkoyiim!!

    çökme deyin, talan yağla gasp deyin ne derseniz deyin; ama bu ticaret falan değil!

    hisli hisli 23 nisan, 10 kasım, 19 mayıs videolarınızı bekliyoruz koç; aynen "bu ülke atatürk değerler" falan filan aynen.
    hatta aynen yazar kardeşim gsmh'deki payı, ihracattaki olayı falan aynen doğru.

    edit: '2,5 yıllık karına satıldı' ifadesi çıkarıldı.

    şirketin kendini ne kadar zamanda amorti ettiğini sonraki yıllarda ettiği kara bakıp söylersiniz, geçmiş yıl karına değil. biz matematik bilmiyor değiliz, siz patron yosmasısınız. hesap farkı bundan kaynaklanıyor.
  • koç; hükümete tüpraş'ı özelleştirin alalım mı dedi yoksa hükümet tüpraş'ı özelleştirmek istedi ve alıcı mı aradı? ben alana değil satana bakarım. altını yolda bulan çoğu insan alır ve işine bakar. sadece tüpraş değil telekom, tekel, şeker fabrikaları da özelleştirilmemesi gereken şirketlerdir.
  • hadi hatırlayalım. 2 buçuk yıllık karı 2003 yılında kaç paraydı koç ailesi kaça aldı?

    kulaktan dolma bilgilerle gelip burada kumpaslar kurmayın.

    koç ailesi %51 lik hisseyi 4.5 milyar dolara almıştır. yani şirket değeri 9 milyar dolardır.

    2003 tüpraş karı ise 312 milyon dolar.

    ya matematik bilmiyorsunuz ya da dayak yememişsiniz.

    tanım: kamu tarafından milletin önemli bir değerinin özelleştirilme hikayesidir.
hesabın var mı? giriş yap