• bazı foto.larda arabalarla birlikte manken dilberler de bulunurdu. artık akıl ne yönde çalışırmış o zamanlar bilinmez ama derhal akabindeki soru sorulurdu:

    - gel la bi bak, garıyı mı istersin arabayı mı?
    (her ikisine de bir göz atılır)
    + ufff garıyı isterim olum tabiki.

    henüz bacak kadar boya sahipken bir kez olsun "arabayı isterim" diyen birisi çıkmazdı. (erkek adamız ya, o bakımdan) öyle bir arabaya sahip olmanın aslında her ikisine de sahip olmak anlamına geleceğine ise çok sonradan idrak edilecektir, o da ayrı konu.
  • insanın* psikolojisini bozan resimler çıkardı genellikle. son model spor arabalar, beygir gücü aldığımız harçlıktan kat be kat fazla hayvani makineler. ki bu resimleri biriktiren çocukların genelinde bir ferrari manyaklığı, bir hız tutkusu ister istemez oluşmuştur. misal ben ne zaman bir ferrari görsem turbo sakızı kokar ortalık.
  • bu resimler uzun süre sakıza sarılı kaldıkları için, sakız gibi kokarlardır
  • üç beş demeden varımı yoğumu bunlara yatırırdım, ama az parada kazanmamıştım bunlardan.
    başkalarında eksik olanlarını iyi okuturdum millete...
    geçmişe ufak bir yolculuk
  • çocukken evimizin salon kapısının arkasını boydan boya kapladığımız resimler. kardeşlerimle her sakız çiğnediğimizde içinden çıkan arabayı getirip oraya yapıştırıyorduk. koleksiyonumuzu eve gelen misafir çocuklarına gösterirdik. abuk subuk hayaller kurardık, porche senin ferrari benim..büyüyünce hepimiz o arabalarla gezecektik. şimdi neye bindiğimi söylemek istemiyorum.
  • tadı berbat bayat sakızı alma sebebidir... ne iğrenç sakızdı lan o... bir kere tazesini çiğneyebilmiş değilim...
  • 1 ile 50 numaralar arası eski seri diye anılırdı. bunları bulmak çok zordu. daha çok 51 ile 120 arası bulunurdu piyasada.

    (bkz: hey gidi günler hey)
  • hayatımı değiştiren, bilinçli şekilde edindiğim belki de tek prensibi borçlu olduğum resimlerdir.

    bu basit resimler, benim için ilkokul döneminde kısıtlı çocuk bütçesiyle sahip olunabilecek muhtemelen en değerli şeydi. kağıtlar için 4-5 tane sakız alıp, hunharca hepsini ağzıma tiktigimi hatırlıyorum da, pek bir salakmisim.

    hayatımı değiştirmesi ise, varlıklarını bile unuttuktan 10-15 sene kadar sonra, ailemin evinde eski bir iç çamaşırı (bilen bilir, dagi çamaşırlarının siyah metal kutularda satıldığı manyak bir dönemdi 90'lar) kutusunu görmemle başladı.

    kutuyu, ve içindeki takriben 70 80 adet turbo sakizindan çıkan kagidi, ve o kağıtların kokusunu capcanli biçimde hatırlamaya başladım.

    kutuyu acmadan, kagitlardaki arabalar, onlara ait bilgiler gözumün önünden akmaya başladı.

    sonra bir an düşündüm. bunca anlamsız bilgiyi neden yıllarca beynimde taşımıştım? daha önemlisi, bunun gibi kim bilir daha ne kadar saçma sapan bilgiyi biriktirmiştim ve daha da fecisi biriktirecektim.

    o an kendi kendime, konu ne olursa olsun, çok iyi bilmem, uzmanı olmam gereken bir şey de olsa, mantığa dayalı olmayan bilgileri mümkün olduğunca ezberlememeye çalışacağıma, böyle bir ihtimal olduğunda kendime kizacagima ve farkında olmadan ezberlersem de, unutmaya çalışacağıma karar verdim.

    bugün hala vector diye bir araba olduğunu, bir iki mercedes ve bir kırmızı audi olduğunu hatırlıyorum. gerisi tamamen kayıp.

    teşekkürler turbo sakizlari, bana gecirttigin eğlenceli zamanlar ve hafızami gereksiz şeylerle doldurmamam gerektigini bana öğrettiğin için!
  • sanki hiç yokmuş gibi olan arabaların resimleridir.

    bir turbodan çıkan arabalara bakardım, bir de bizim sokaktaki lada samara'ya. onlar arabaysa bu neydi? anlamlandırmak zordu..
  • duvara çizilen bir çizgiden sırayla yere bırakılan ve rakibin kağıdının üzerine düşürünce yerdekinin tümünü topladığınız oyunda kullanılan fantastik resimlerdir.
hesabın var mı? giriş yap