• bundan çok korkanların, çok daha zalimce talimatlar vermesinden de ürktüğüm durumdur.
  • neden olmasın dediğim durum. bu gece uzun zamandır üstümüze sinmiş korku ve sindirilmişliği üzerimizden atabildiğimizi gösterdi. birlik olduğumuzda birşeyler başarabildiğimizi gösterdi. ben inanıyorum ki yarın, başka bir yeri yıkmaya kalktıklarında insanlar daha cesurca davranıp karşı duracaklar, ve bu sadece çevre ya da kültür varlıkları ile ilgili değil, hayatımızı daraltmaya çalışan her türlü baskı için olacaktır.
  • sikik şakirtlerin dalga geçmesine rağmen mükemmel bir uygulama sayesinde doğruluğunu kabul edebileceğim durum.

    (bkz: gezi parkına yemek gönderme kampanyası)
  • bence yazılan endişe dolu bu kadar entry bile bunun başladığının habercisidir. aslında endişe duymayın, kimse endişe duymasın, birlikte kardeşçe yaşamanın yollarını arayalım. bahar dediğimiz budur, kazananlar kaybedenler değil, herkesin mutlu olduğu bir ülke kurmanın başlangıcı olur bugün inşallah.
  • olasidir, ancak olasi olmayan bir sey varsa o da akp yalayicilarin beyninde elektriksel bir hareketlenmedir.

    zira bu hareket ne komunisttir, ne dindar, ne milliyetci, ne chp'li, ne bdp'li, ne kurt, ne arap, ne turktur.

    bu hareket ozgurlukcudur.
  • günün birinde o biberlerin kendi götlerine girebileceğini düşünmeyen akılsızların akılları sıra taşak geçtikleri potansiyel oluşum. bu tip andavallıların pek ala anladığı ve hemen akabinde değersizleştirmeye çalıştığı ya da hakikaten anlamadığı nokta; sadece tepki vermek, inat etmek ya da nedensizce karşı çıkmak için değil, tam tersine şehrin dokusuna hiç uymayacak, sahipleri ve bu işten nemalananlar hariç kimseye bir yararı dokunmayacak bir yıkım - yapım işini zararsızca protesto ederek, istenildiği gibi kaz sürüsü taklidi yapmak yerine gerekli görülen ve yanlış olduğu bariz durumlarda ses çıkarılabildiğini göstermektir. olması gerektiği gibi.
  • mümkün müdür? evet, mümkündür böyle bir şey.

    peki imkansız mıdır? evet belki de imkansız olabilir. ama imkansızla ilgili o sözü biliyoruz. hiç unutmadık...

    ilk gece gezi parkında 500 kişi vardı. ikinci gece 1000, 1500, belki 2000. ama üçüncü gece...

    üçün gece kalabalıktı. telefonların çalışmayacağıı kadar kalabalık... iki tweet atamayacak kadar kalabalık... resmen internet bağlantısı yetişmiyordu.

    gezi parkı direnişi bir park direnişi değildir artık. bu direniş, bir iktidara karşı direnişe dönüşmek üzeredir. parktaki binler, eğer on binler olursa, işte o zaman baharın yeşil yaprakları açacaktır.

    ama ya o yeşil yapraklar açmazsa..?

    yok, açacaktır. elbet açacaktır...
  • an itibarıyla gezi parkında bizi de inandırmakta olan başlamadır!
  • tabi ki değil, tabi ki o kadar değil.
    şöyle bir bakacak olursak,
    elbette üçüncü köprü çok daha büyük bir yıkım istanbul için. çok iyi kaydı arada, buna da kabul.
    ancak taksim bir simge muhit. hatta istanbul'un merkezi diyebiliriz.
    orada yapılacak her şey halkın onayıyla olmalıdır. taksim bu halkın malıdır.
    adını yayalaştırma koyup yakıp yıkarak ulusal ve tarihsel değerleri yok ediyor, taksim'i taciz ediyorsun.
    moderniteyi, ilericiliği, özgürlüğü taciz ediyorsun.

    o alan içinde şehir tiyatrolarını yok ettin,
    akm'yi taciz ettin, bosalttırdın,
    radyoevini büyük ölçüde boşalttın hatta abd büyükelçiliğine filan vermeye kalktın.
    bu arada bir yasa daha geçti. artık devlet tiyatroları da yok.

    yani bu kadar öfke ve yankı bulması iki ağaç mevzu değil. çok daha anlamlı ve derin.
  • henüz ham bir hayaldir.
    türk baharına var daha, ne yazık ki, ama bahar da böyle böyle geliyor cancağızım.
    ne proleterya, ne çoğunluk yani dindarlar yok sokakta.
    ben, yani çalışan adam pazar gününü bekliyor gitmek için.
    sol kanadı kırık bir ülkede daha neyin baharı?

    ama #direngeziparkı, söz cumartesi ordayım.
hesabın var mı? giriş yap