• rıdvan dilmen’in daha da beyazlayan saçının içi.
  • eline emegine sağlık yazan kardeşimizin. her şeyden önce ülkemizde futbol hakem hatalarıyla değil, bu tip stratejik eleştirilerle ve saha içi organizasyonla tartışılmalı ki 2020'lerde bahsedilen tepe noktalara ilerleyebilelim.
  • 21. yy başlangıcı ile birlikte başımıza üşüşen *, ekonomi, siyasi ve sosyo-kültürel alanlarda olduğu gibi sporda da ülkemizi dış mihraklara karşı kanıtlayacaktır.

    (bkz: şeytan ayrıntıda gizlidir)
  • benim sikimde değil, sizin de olmasın.
  • öncelikle ortada çok ciddi bir emek olduğu çok bariz, sırf buna vakit ayırıp detaylı bir yazı çıkarmak bile başlı başına takdir edilesi. sonrasında da yazı için de tebrik ederim. türk futbolunun son 30 yılının harika bir özeti olmuş. tevfikken'i tanımıyorum ama bu işten herhangi bir maddi çıkarı yoksa futbolun teknik taktik yönüne bu kadar kafa yorup, bu denli hakim oluşu enteresan.

    yazının her satırına imza atarım. ersun yanal'ın hakan şükür'ü ve abdullah avcı'nın selçuk inan'ı almama tercihlerinin ne denli haklı olduğu modern futbolda hakan şükür tipi forvetlerinin kalmamasından ve selçuk inan'ın o tarihten beri galatasaray taraftarının bile tepkisini çekmesinden anlaşıldı.

    ersun yanal ve abdullah avcı'nın yaptıkları korkunç iki hata vardı, ersun yanal'ınki hakan şükür'ü sistem nedeniyle almıyorum diyip benzer özelliklere sahip ersen martin'i kadroya almasıydı. bu tercihinden ötürü ersun yanal hakan şükür konusunda kamuoyunu ikna edemedi. kimbilir belki bu tercihinin arkasında hakan şükür'ün bugün vatan haini ilan edilmesine sebep olan durumları da vardır.

    abdullah avcı'nın hatası da pek tabii sercan sararer, tunay torun, mehmet ekici üçlüsündeki ısrarıydı. bunlardan mehmet ekici hasbelkader trabzon'da başarılı performans sergileyip fenerbahçe'ye gitti ama fenerbahçe'de sakatlıklardan kurtulamıyor.

    teknik taktik kısımlarındaki analizler de oldukça dikkat çekici, evet herkes guardiola'yı, mourinho'yu, klopp'u falan biliyor da ben dahil lyon'un hocası bruno genesio'yu bilen kaç kişi var mesela. adamın başlığında sadece birer cümlelik 2 entry var. adam 2015'ten beri lyon'un başında, kendisinin görev aldığı13 nisan 2017 lyon beşiktaş maçı ve 20 nisan 2017 beşiktaş lyon maçı başlıklarında toplam 3500'den fazla entry var ve adamın adını arattığında 1 tane entry çıkıyor.

    ben lyon'un city maçlarını izlemiştim, lyon'un gerçekten de o maçta guardiola'nın city'sine ters gelen hızlı hücumlara dayalı bir oyun oynadığını ve bunun da guardiola'yı çok zor durumlara düşürdüğünü fark ettim. ilk maçı zaten manchester'da kazandılar, ikinci maçta da 2 duran top golüyle city beraberliği zor kurtardı. tevfikken de elbette bunu görmüş olacak yazısında bruno genesio'ya da bahsetmiş, ayrıca maçla alakalı bir analiz de yapmış.

    son paragraf ise bence türkiye'deki futbol ikliminin neden kötü olduğunun özeti. ne yazık ki her şeyde olduğu gibi taraftarlık da abartılı bizde. her istediği anında olsun isteyen bir sosyal medya nesli yetişiyor ve taraftarlık da bundan nasibini aldı. 1996 yılında twitter olsaydı fatih terim ali sami yen'de fenerbahçe'den 4 yedikten sonra takımın başında durabilir miydi? heykeli dikilen alex 2007 yılında ıslıklandı, açın bakın az alkmaar maçıydı, aziz yıldırım'ı sevmem ama taraftar kendisine tepki gösterdiğinde aziz yıldırım alex'i alkışlıyordu. o gün ıslıklayanlar bugün twitter'da linç ederdi sanırım.

    sosyal medyada taraftarı tutunacak tek dalı takımı olan (bakın futbol değil, futbol izleyicisi olmak başka, fanatiklik başka) tüm hayatını takımına vakfetmiş, bütün gün biz bunu yaptık siz şunu yaptınız, biz koyduk size koydular tarzı kısır kahvehane muhabbeti yapan ekseriyetle boş beleş tiplerdir. bunlar ayrıca ne kadar kalabalık olurlarsa o kadar güçlü olacaklarını sanırlar, 25 milyon x taraftarını karşıya almayın, 35 milyon z takım taraftarı hepinizden büyüktür muhabbeti yaparlar. kendilerini çok büyük zannederler, dünyanın en iyi takımının kendilerininki olduğunu sanırlar, bir partinin seçmenini hatırlattı değil mi.

    türk futbolunu da o açıdan türkiye'nin durumuna benzetiyorum. akp ve zihniyeti türkiye'den gitmedikçe türk futbolu da düzelmez. orada da şu ironik, türkiye'de modern futbola yakın bir futbol oynatmaya çalışan takımlar da hükümet destekli başakşehir ve kasımpaşa. başakşehir guardiola stili kaleciyi de oyuna dahil eden sabırlı paslarla rakibi yorup, kanatlara tehlikeli ara toplar atılan bir oyunu tercih ederken (bu arada aykut kocaman'ın fenerbahçe'de oynattığı şey ile abdullah avcı'nın başakşehir'de oynattığı futbola aynı oyun diyenler bir daha baksınlar, aykut kocaman fenerbahçe'sinde sadece yan pas ve geriye oyun varken başakşehir'de yerine göre pas yerine göre dikine oyun var), kasımpaşa klopp stili hızlı ve seri kanat oyuncularıyla çabuk sonucuna gitmeye çalışan bir takım. kasımpaşa ve başakşehir'in iyi yönetildiği aşikar. akp ülkeyi de başakşehir'i yönettiği gibi yönetseydi zaten böyle olmazdık.

    ama 4 büyükler bu kanser sosyal medya taraftarıyla takımlarına zarar veriyorlar, başakşehir'in başarısında taraftarının olmayışının da payı var bence. adamlarda herhangi bir baskı yok.

    sonuç olarak bu yazının bu denli az etkileşim alması bile bir şeyleri gösteriyor. siktik soktuk çaktık muhabbeti daha cazip tabii. tekrardan eline sağlık.
  • dinlene dinlene okudugum zaman yolculugu. yazar arkadasa tesekkurler.
  • mevcut yabancı sınırı korunursa anadolu kulüplerinden 1-2 hatta daha fazla şampiyon çıkacağı yıllar olacaktır.

    mükemmel bir yazı olmuş, ciddi emek verilmiş.

    özellikle şu tespiti çok beğendim;

    --- spoiler ---

    aynı zamanda taraftarlar da ne istediğini belirlemeli. bir maçla kral yapılırken bir maçla anası avradı kalmayan oyuncular/hocalar/yönetimler elbette bir yerden sonra motivasyonunu futboldan kişisel başarıya kaydıracak, takımdan çok kendisini düşünmeye başlayacak. nitekim bunun zirve yaptığı 10'larda bir sürü adağm yetişti; arda turan, volkan demirel, burak yılmaz, gökhan gönül, caner erkin gibi yerlilerin yanı sıra taraftarın bu balık hafıza bug'ını keşfeden bazı çakal yabancı futbolcular da aynı yola başvurarak tribünlere şov yapma, derbilerde kavga edip prim yapma gibi işlere kalkışıyorlar.

    --- spoiler ---

    ne yazık ki 3 kulübün de en büyük sıkıntısı bu, sinan gümüş bir ara yerli totti diye göklere çıkarıldı, şimdi ise yerden yere vuruluyor, oğuzhan'a bir ara paha biçilemezken şimdi her maç ıslıklanıyor, futbolcuları ve hocaları bir maçla uçurduğumuz için yere vurmamız daha kolay oluyor.
  • (bkz: işkur)
  • milli takımdan müthiş zafer.
    türkiye 1 - 0 andorra.
    şeklindedir.
hesabın var mı? giriş yap