• bağımsız kalmayı başaran ekonomi uzmanlarından biri olan ibrahim kahveci'nin tespitidir.

    türk halkı maalesef çeyrek asır boyunca hazine garantili müteahhitlere çalışacak hale getirilmiştir.

    durum o kadar vahim ki, günün birinde iktidar değişse bile başa geçen parti ve lider de bu borçları inkar edemeyecek. mecburen ödeyecek tıpkı düyun-u umumiye gibi.

    üstelik bu borç yerli müteahhitler tarafından bile amerikan enflasyon oranlarına göre sabitlenmiş ve tahkim olarak londra ve new york mahkemeleri tayin edilmiş. borç inkar edilirse veya rest çekilirse bedeli çok ağır olur türkiye için. ambargo ve yaptırım dahil birçok seçenek masaya gelir.

    ve bu borç amerikan enflasyonuna, türkiye'deki devalüasyona bağlı olarak devamlı yukarı doğru bir sayaç gibi artıyor.

    cumhuriyet döneminin inşa ettiği sağlık sistemi ile övünüp utanmadan bu sistemi kendilerine mal edenler ankara'nın göbeğinde 6 devlet hastanesini kapattılar. müteahhitlere verilen garantiler karşılansın ve herkes şehir hastanelerine gitsin diye mecburen. tüm ülkede aynısı olacak yakında. yollar ve köprüler desen insanlar hiç geçmedikleri yolların ücretlerini ödemek zorunda bırakılıyorlar. yollar da dolara ve amerikan enflasyonuna göre zamlanıyor durmadan.

    bakın ne demiş ibrahim kahveci:

    --- spoiler ---

    istanbul boğazı’nda köprüyü geçmek 10,75 lira. bu fiyat aralık 2015’te 3,40 liraydı.

    niye bu kadar fahiş zam yaptı ak parti hükümetleri?

    çünkü “kasadan 5 kuruş çıkmayacak” dedikleri “hazine garantili projelere” para gerekiyor...

    kasadan 5 kuruş çıkmayacak dediler ama her yıl müteahhitlere milyarlarca lira ödeniyor.

    en fazla 3 yıl içinde yollar-köprüler garantileri doldurur ve ödemeler durur dediler, ama ne dolan var ne de paralı geçen. hazine her yıl artan oranda sayılı ve bilinen müteahhitlere ödeme yapmaya devam ediyor.

    ‘hizmet aşkı’ diyorlar buna...

    ama ankara’nın göbeğinde, milletin ayaklarının dibindeki 6 hastaneyi kapattılar. neymiş efendim, hazine garantili müteahhitlerimizin yaptığı şehir hastanesine gidilsin diye...

    istanbul’da da kapanacak.

    şehir hastanesi yapıyorsa müteahhit, işte orada devletin hastanesini kapatıyorlar... hem de hizmet aşkı ile.

    paralı otoyol yapılıyor ama daha yanındaki paralel duble yol bomboş. sadece parasal işler için hazine garantili yollar yapılıyor...

    niğde’ye doğru bir bakın.

    zafer havalimanına 1,3 milyon kişi uçacak diye hazine garantisi verilmiş ama yılın 4 ayında sadece 15 bin kişi uçmuş. geçen yıl ise 270 bin kişi uçmuş zaten.

    hazine garantileri kime veriliyor?

    niye bir elin parmakları ile sayılı şirketler bütün ihaleleri topluyor?

    nasıl oluyor da 500-600 milyon dolara olacak projeler 2-3 milyar dolara çıkıyor?

    mesela bir düşünün:

    fatih portakal bahçesine kaçak baraka mı yapmış?

    ya da aykut erdoğdu kaçak yapıdan balkon mu yapmıştı? pardon, balkonunun kenarını camekanla kaçak olarak örtmüştü galiba.

    kaçak yapılaşma karşılığında cami yapmadan bu işlerin affolunduğunu bu kesim bilmiyor olabilir.

    ama beri tarafta şu hesabı bilmiyor?

    ne hesabı mı? bakın anlatayım bir kez daha:

    istanbul-izmir otoyol ve osmangazi köprüsü yapım maliyetini sn binali yıldırım 2011 yılı proje başlangıcında 6 milyar dolar diye açıklıyor.

    sonra proje bitince 2019 yılı kurdele kesilirken sn erdoğan projeyi 11 milyar dolara mal oldu diye ilan ediyor.

    sahi, aradaki 5 milyar dolar ne oldu? nasıl arttı maliyet birden yüzde 100 gibi. hatta kur arttığı için düşmesi gerekirken hem de.

    işte, bu ve benzeri bütün hazine garantili projeler nasıl izah edeceğiz?

    chp olmazsa bütün bunları topluma nasıl yedirilebiliriz?

    bunlar çok önemli sorunlar.

    bugün ülkemizde ne verimlilik kaldı ne de yatırım anlayışı.

    vurgunculuk artık her yerde.

    devlet adeta parayı bir siyasi ikbale bağladı. o uğurda ne kadar verimsiz ama yenilecek iş varsa para oralara bağlanıyor.

    bu millet önümüzdeki 20-25 yıl bir elin sayılı müteahhitlerine çalışacak hale getirildi.

    evin balkonunu sorguluyoruz

    çiftlikte bir barakayı sorguluyoruz ama milyarlarca doları sorgulamıyoruz.

    bir balkonun camını sorguluyoruz ama bir hazine garantili müteahhittin kirli para trafiğini sorgulamıyoruz.

    havalimanı için kotlar düşüyor, yapılması gereken işler siliniyor, borçlar öteleniyor ama ülke olarak bir chp balkonu ile hepsini aklayabiliyoruz.

    bu gerçekten muhteşem bir iş.

    doğru-yanlış veya doğru-yalan artık hükmünü yitirdi.

    ne kadar hafızasız söylem varsa söylenebiliyor. seçmenin bile bir seviyede kabul edilmesi gerekir desek de nafile. uzaya 4 şeritli otoban yapıldı zaten.

    iyi ki chp var.

    ak’lamanın yolu nasılsa bulundu.

    bir de chp’yi suçluyorlar.

    ha! son olarak: ya bunlara susanlara ne demeli? adalet, hak, hukuk hiç mi bir daha lazım olmayacak kendilerine?

    --- spoiler ---

    kaynak burada
  • dilsiz şeytanların söyleyemediği, paçavra medyanın dile getirmediği, muhalefetin yeterince anlatamadığı buz gibi bir gerçektir ve ağır ihanettir.

    neresinden tutalım, hangisi söyleyelim. "biz bize yeteriz " diye gariban vatandaştan 10 tl bağış istenirken ; dolar/euro üzerinden gelir garantili bütün bu beton yatırımlarının sözleşmelerini geçici bile olsa askıya almayan bir yönetim söz konusu ve üç-beş aykırı ses dışında tek kişi bunu söyleyemiyor. bütün bu proje sözleşmelerinin ihanet içeriğini bir yana koyuyorum ama dünyanın 100 yılda bir gördüğü pandemi olmuş , force majeure/mücbir sebep'in tillahı meydana gelmiş ; mevcut sözleşmeyi 6 aylığına dahi askıya alıp , müteahhitlerinin/yandaşlarının gelirini 6 aylığına dahi askıya alamıyorsun. sen de haklısın ; sözleşmelerin hukukunu ingiliz hukuku , mahkemesini londra yapmışsın. hep dış minnak değil mi? diyeceksin ki o gelirler sadece müteahhite gitmiyor, çakalı/sırtlanı nasipleniyor. yine haklısın.

    bayburtlu teyze, rizeli dayı ; geçmeyeceğin köprünün , uçamayacağın hava alanının parasını; torunun dahi döviz cinsinden ödemeye mahkum edilmiş, umurunda mı? avam halk bilmez elbet ama bir ülkede basının yok edilmesinin sonucunun ne olduğunu görüyor musunuz ? 365 gün / 24 saat beyni "allah-kitap-osmanlı-reis-dış mihrak - büyük türkiye- ezan-bayrak-beka - fetö- bizi kıskanıyorlar" salatasıyla kafası süngere döndürülmüş kitleye bu saatten sonra hakikati söylesen ne fayda.

    halktan iban vererek topladığınız para osman gazi köprüsü'ünün 6 aylık müteahhite ödenen garantili gelirine yetmez. sağlık devrimi diye kakaladığınız şehir hastaneleri, anadolu'nun derinliklerine gömülmüş şehirlere yapılmış milyon yolcu garantili hava limanları, köprüler, oto yollar hepsi torunlarınızın dahi ödeyeceği vergi gelirlerine el koymuş şimdiden. umurunda mı dayı?

    şu ülkede 20 yılda yapılan kötülüğün, ihanetin arşivini 80 yıllık milli kütüphane'nin yerine yaptıkları külliye kütüphanesine sığdıramazsın. her adım kötülük, her politika çöküş. devran döner mi? sanmam. bayburtlu teyze ile rizeli dayı için bunların cevabı : " allah-kitap- cehape" . iksir 1000 yıldır aynı bu topraklarda.yazık.
  • onca yıl boşuna okuduk mal gibi. ortaoukul da lise de soytarılık yapıp ya da hiç okumayıp müteahhit olmak vardı.
  • iyimser bir süre belirtmiş yazıdır. freddy gibi beyni çürümüş geri zekalının biri de çıkmış " pandemi olmasa artıya geçerdik, pandemi yüzünden uçak inmiyor" demiş. he doğru zaten 20 yıldır pandemi var ülkede. yine yeni gelin gibi sarılacak bir şey buldu bu vatan haini hırsız köpekler.
  • (bkz: dünyada en fazla ihale alan ilk 10 firma)

    göte göt denen yazıdır. bakınız türkiye değil dünyanın tamamı için. böyle de rekorlar kırıyoruz son 20 senedir.

    beton ve rant ile ...
  • öyle olmayacak.

    akape adlı örgütten 2023 yılında kurtulduktan sonra yapılacak ilk işlerden biri (bkz: kamulaştırma) olacaktır. bu toplum daha fazla sömürülmeyecek. yandaş müteahhitler zaten hak ettiklerinden katbekat fazlasını almış durumdalar. havalimanları, köprüler, hastaneler topluma aittir.

    ayrıca, istanbul atatürk havalimanı da yeniden açılacak.
  • doğrudur ama eminim iktidar değişirse bunun bir hukuki yolu bulunur. bunla chp falan baş edemez. radikal adımlar atılmalı. yaptıkları yapılar, binalar vs bunlar dünyadaki ve ülkemizdeki ortalama maliyetlerle hesaplanıp ödemeler buraya indirilmeli. garantiler iptal edilmeli ya da o şartlara indirgenmeli en azından iç hukukta buna yol açılmalı.

    akp kendi çocuklarını sattı bildiğin. oy veren ellerinizi...
  • bu memlekette ihalesinden makamına kadar ne kadar beklenti içerisinde yandaş varsa; hepsini, bir yalak etrafında toplanmış koyunlara benzetiyorum. yalak ve suyu artık kokuşmuş olmasına rağmen iradesi olmayan koyunların başka çareleri yok. bir damla suya muhtaçlar yeter ki midelerine gitsin. yutulan pisliğin artık önemi kalmadı.

    tanım: (bkz: beyaz filler sendromu)

    kamusal beyaz fiiler nedir
hesabın var mı? giriş yap