• son zamanlarda kendini bilmezler tarafından gazzeye gitsin denilen ordu.

    arkadaşlar, türk ordusu sizin ananızın amı değil, öyle her istediğinize peşkeş çekemezsiniz. çok istiyorsanız, alalım biletinizi siktirin gidin.
  • afgan bir sapık afganistan'dan yola çıkıp, iran gibi devasa bir ülkeyi yalın ayak geçerek elini kolunu sallayıp türkiye'ye giriyor, manisa'ya kadar da geliyor. yaklaşık 5000 km.

    12 yaşında küçük bir türk kızına tecavüz ediyor, yetmiyor manisa'dan alıp iran'a kadar götürüyor, 2 yıl da alıkoyuyor. geçen süre zarfında türk kızına kaç afgan'ın, kaç iranlı'nın tecavüz ettiği, kız çocuğunun nerelerde alıkonulduğu, ne şartlarda yaşadığı bilinmiyor. 2 yılın sonunda kucağında bebeğiyle 14 yaşında iranlılar tarafından türkiye'ye teslim ediliyor. türkiye ve iran seyahatini tamamlayan tecavüzcü afgan elini kolunu sallayarak geldiği gibi afganistan'a geri dönüp, hiç bir şey olmamış gibi hayatına mutlu bir şekilde devam ediyor.

    bu arkadaşların bu olaydaki tek rolü sanıyorum kızı ve bebeğini sınır kapısında iranlılardan teslim alıp aile ve sosyal hizmetler bakanlığı'na götürmek olmuş, 440 milyar 496 milyon tl'lik bütçe ile. aile ve sosyal hizmetler bakanlığı kızın psikolojisini düzeltecekmiş, bebeği vatana millete hayırlı bir evlat olarak büyütecekmiş.

    türk kızlarının ırzı, namusu, kimlere emanet?
  • her türlü felakette halkının yanında olan kurum(du). türk insanının bütün organizasyonsuzluğuna, boşvermişliğine rağmen türk ordusu her zaman hazır, organize ve reaktifti.

    ne yaptınız lan o orduya?
  • tsk anıtkabir fotoğrafı paylaştığı için açıklama yapma gereği duyuyor, belli ki birilerinden çekiniyorlar. neredeyse özür dileyecekler.
    tsk'ya bir tavsiyem var;
    hazır, genelkurmay başkanı ayasofya'da said-i nursi'nin talebesiyle fotoğraf çekildi,
    bünyenizde nurcu subaylar, astsubaylar da var,
    ulu önderimiz diye said-i nursi'nin fotoğrafını paylaşın bu kez.
    inanın, bu paylaşım için açıklama istemezler.
    hem nerede durduğunuzu dosta düşmana göstermiş olursunuz.
    size bu yakışır.
  • --- spoiler ---

    ne laikliğin nede cumhuriyetin teminatı değildir. halkın ordusudur.

    --- spoiler ---

    ağzımı bozmak istemiyorum. laikliğin ve cumhuriyetin savunucusu olunca halkın düşmanı mı olunuyor amınakoyayım. allah peygamber diyor, alnı secdeye değiyor diye kul hakkı yiyerek orduya aldırılan fetullahçılar ne yaptı? halka malum günde kim silah doğrulttu?
  • hiç yorumda bulunmadan kısa ama yoğun geçirdiğim askerliğimdeki izlenimlerimi yazacağım. herkes istediği yöne çekebilir. vaktinde de bu kurum hakkında çok iyi niyetli yazmıştım (bkz: türk silahlı kuvvetleri/@vsop).

    bir arkaplan yaratmak amacıyla kendim hakkımda bilgi vereyim. türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinden mezun olduktan sonra, piyade komando asteğmen sıfatını kazanmak için gönüllü olarak eğirdir dağ komando okuluna gittim. buradaki izlenimlerimi zaten vaktinde eğirdirden yeni çıkmış mini mini heyecanlı bir asteğmenken yazmıştım (bkz: eğirdir dağ komando okulu/@vsop). şimdi ise türk ordusunun gerçekleriyle karşılaşmış, 50 küsür operasyona çıkmış, çatışmaya girmiş, eğirdirden bir takım arkadaşı şehit olmuş (bkz: bilal özcan), üstlerinin gözünde canının zerre kadar değeri olmadığını bilerek terhis olmuş bir kol komutanı olarak hiç duraksamadan bu kuruma saydırmaya başlayabilirim.

    her ne kadar ağız dolusu küfür etmek istesem de çok soğukkanlı bir şekilde kronolojik sıra ile başlıyorum.

    tsk'nın ilk göze çarpan özelliği sistem namına hiçbir şey olmaması. birliğimize katılmak için geldiğimizde yapacağımız işlemler hakkında ne bize bilgi veren bir insan, ne işlemlerin bir listesi vardı. sonradan çok aşina olacağımız ancak o an çok garip gelen bir şekilde her şeyi el yordamıyla yaptık. en az 3-4 odadan kovulduk, pinball topu gibi oradan oraya iki gün boyunca savrulduk ve her yıl yaklaşık 50-60 tanesi gelen yeni astsubay-asteğmen-subay katılış işlemlerinin bile bir sistematiğinin olmaması sonucu normalde sakin sakin 2-3 saat gibi bir sürede halledilebilecek yaklaşık 10 kalem işlemi 2 günde hayvanlar gibi koşturup yine de halledemeyerek üs bölgemize çıktık.

    oryantasyon için çıktığımız taburun ana üs bölgesinde bizi daha da ilginç şeyler bekliyordu. yaklaşık 130 kiloluk, yürümekten aciz, dağda silahsız teröristlerin(!) varolduğunu düşünen, askerliğin a'sından anlamayan, bu yüzden hiç bir iş yapmayan bir bölük komutanı bölüğün başındaydı. askeri bilgi ve fiziksel eksikliğini gölgelemek için üs bölgesindeki her gün operasyona çıkan askerlere yapmadığı işkenceyi bırakmıyordu. 3 günlük operasyondan dönen askerlere sürünerek mıntıka temizliği yaptırdığını gözlerimle gördüm. ve nasıl bir rastlantıdır ki bu bölükten 6 ay içinde 1 asker intihar etti, 2 asker bu sadist adamdan kaçmak için birbirini tüfekle yaraladı. işin en güzel tarafı ise aynı üs bölgesinde bulunan tabur komutanının bunların hepsine seyirci kalmasıydı.

    "münferittir" dedik geçtik. ama anlamamız uzun sürmedi ki tsk'da her şey münferit.

    sonra çok şükür kendi üs bölgeme geldim. burası cep telefonu bile çekmeyen, temiz suyu olmayan, kara ulaşımının yasak olduğu, hemen dibinde uçaksavarlı 100 kadar teröristin varlığını bildiğimiz türkiye'nin unutulmuş bir köşesiydi. "bayrağın dalgalandığı her yer" demiştim nereyi istersin dediklerinde. burada da bayrak dalgalanıyordu, o zaman burası da her yer kadar iyiydi. hatta sevindim bile, ne kadar zor şartlarda, ne kadar çok operasyona çıkarsam, o kadar vatana hizmet etmiş olacaktım.

    ama sonra anladık ki işin gerçek rengi hiç de öyle değilmiş. operasyon denilen şey taburda birilerinin parmağını haritanın üstüne rastgele koyup, "buraya gidin" demesiymiş. 50-60 kişilik terörist grubun görüldüğü yere bizim 2 kolla 45 kişi mahkumdan yollanmamızmış. iki tane hakiminde iki adet 15-20 kişilik terörist grubun olduğunu bildiğimiz sırta yazılan görevde, koluna emri verirken "bu çocuklardan biri şehit olursa ben bunun anasının-babasının nasıl yüzüne bakarım?" diye düşünmekmiş. allaha şükür teröristler bizim bu kadar angut olduğumuzun farkında değiller de muhtemelen bizim yaptığımız kamikaze atlayışlarını yanıltma veya büyük bir operasyonun parçası sanarak kaçtılar. yoksa ya bir tabutu taşıyor, ya da birinin içinde olurdum.

    bir de minik şirin üs bölgemiz var, sağlam bir saldırıda darmadağın olacak. 4 tarafında hakim dağlar olan ufak şirin bir yer. öyle ilginç bir yer ki en güçlü silahımız olan mk-19 bir ihanet olasılığına karşı hiç bir yere bakmayan bir yere konulmuş, kullanılması olanaksız. uçaksavarımızın altında tank cephaneleri var, bir rokette rambo tarzı bir patlamayla havaya uçsun diye. ve en güzeli de tugay komutanımız olacak bostan korkuluğu üs bölgesine geldiğinde bizim bunları söyleyeceğimizi ve kendine iş çıkacağını bildiği için bizim tarafımıza uğramıyor. helikopterden iniyor, 5 dk sonra biniyor gidiyor. böylece kağıt üstünde üs bölgemizi kontrol etmiş gözüküyor. bir kez zorunlu olarak eksiklere bakması için bir istihkamcı albay yolladı da, o da bizi azarlayıp, küfür edip, askerliğimize sövüp gitti.

    anlıyoruz ki şehitler kimsenin umrunda değil, ben orada geberip gitsem arkamdan vatan için şehit oldu diyenin anasına söverim.

    bu ufak şirin üs bölgesinde yemeğimiz bitiyor, iki ay karnıbaharla besleniyoruz. odunumuz bitiyor, kasım'da -10 derecede yakacaksız kalıyoruz. elektriğimiz kesiliyor, geceleri karanlıkta geçiriyoruz. kara yoluyla ulaşım olmadığı için 2 haftada bir gelen helikoptere bağımlıyız ki, o da genelde gelmiyor. hep bir işi oluyor. terhis olacak askerler eksi şafak sayıyor, ilacımız bitiyor, helikopterin hep önemli işleri oluyor.

    ama bir pazar sabahı bakıyoruz ki helikopter gelmiş. allah allah pazar sabahı helikopter faaliyeti yok ki! anlamıyoruz, bir asteğmeni tugay komutanı şahsen istetmiş. sonradan öğreniyoruz ki çok saygıdeğer tugay komutanımızın eşinin master tezinin yazılması gerekiyormuş ve bu iş için pazar sabahı bir gidiş gelişi yaklaşık 4 bin tl'ya malolan helikopteri kaldırmaktan çekinmemiş. aynı asteğmenin akşam operasyona çıkması lazımmış, onu da sallamamış. bir de kısa dönem topçu askerin kadrosunu değiştirip, bu işle görevlendirmiş.

    hepsi münferitmiş.

    asteğmen kışlaya iniyor, sonuçta emir emirdir. ama bu sırada asteğmeni sürekli bölük ve tabur komutanları tehdit ediyor orada fazla kalma diye. ama ikisininde gözü kesmiyor tugay komutanına bu adam kol komutanı bu adamın kolu var, operasyonlara çıkıyor, devlet bu adama ayda 2500 lira sayıyor, sen nasıl bu adamı karının özel işi için alırsın demeye.

    asteğmen gururu kırılmış bir halde yapıyor gerekeni, sonuçta dönmesi gereken bir evi var. üs bölgesine çıkıyor yine. ondan sonra kısa dönem bu işle uğraşmaya devam ediyor. erciş depreminde bir hata yapıp oradaki depremzedelere yardıma gidiyor bu kısa dönem. tuğgeneral köpürüyor, ağzına geleni söylüyor ve erciş'e özel helikopter yolluyor bu kısa dönem çavuşu alması için.

    bu arada neredeyse unutuyordum. bu asteğmenin aşağıda olduğu süre içinde şehrin 15 km dışındaki kışlaya servis yok. neden mi? çünkü yaklaşık 1 ay önce şehir içinde servis aracı taranmış, 3 rütbeli yaralanmış, sonra da terörisler halay çeke çeke kaçmış. nasıl mı olmuş? çünkü aracı koruması gereken cobra arızalıymış karşılık verememiş. allahtan teröristler hala bizim ne kadar mal olduğumuzu kavrayamamış da otobüsü zırhlı sandıklarından camlara ateş edip sürücüyü vuramamışlar. sürücü vurulsa ellerindeki el bombalarını da içeri atıp içinde 40 subay-astsubay-uzmanın bulunduğu aracı komple havaya uçuracaklarmış. gelmiş geçmiş en büyük eylemleri olacakmış.

    normalde bu olay nasıl değerlendirilir? çok kritik sonuçları olabilecek çok büyük bir ihmal değil mi? ha ha. burası tsk. bu olay üç yaralı verilen basit bir eylem.

    bunun üstüne bizim tuğgeneralimizin karşılığı ne olmuş? servisi komple kaldırmış, herkes başının çaresine baksın demiş. kimse kışlaya nasıl gideceğini bilmiyor. her gün bir kaos. bu dönemde pkk'ya yardım ettiği bilinen orduevi sokağındaki taksici tsk personelinden kazandığı parayla yeni araç aldı kendine, personel ise zorunlu her gidiş dönüşe 15 lira bayılıyor.
  • siyasal islamcı, yetmez ama evetçi ve pembe götlü gökkuşağı tayfa;

    her durumdan vazife çıkaran, yardıma koşan asker tipini zindanlarda çürüttünüz, etkisiz mevkilerde pasifize ettiniz, görevine küstürdünüz. ya bunları yaptınız ya da yapılırken alkış tuttunuz. emeklisine bile darbe yapacak diye elektronik kelepçe taktınız. kemalist askeri vesayet bitti yani, sivil hayatta başarılar hepinize.

    edit: entrydeki "gökkuşağı" kısmından dolayı bir mesaj aldım. o kısım asla lgbt bireyleri hedef almamaktadır; oranın muhatabı feminizm, lgbt hakları adı altında pkk sempatizanlığı yapanlardır.
  • memleket yanıyor, sınırlar delik deşik. ordumuz uyuyor.
  • $u anda yeryuzunde "ba$inin uzerinden mermi gecmi$" subay sayisi en cok olan ordu. bu geyikmi$ gibi gorunen sayi, pek cok topyekun verilen tank, top, tufek sayisindan onemlidir.
    lakin hic bir zaman unutmayiniz, turk silahli kuvvetler'in tarihinde de, $imdi de, gelecekte en onemli ve ustun silahi, cumle aleme nasil olume gidilebilecegini gosterebilecek olan mehmetciktir. generaller degil, f 16'lar degil meko sinifi firkateynler hic degil...
    birlikte olmaktan ve bazilariniz icin uniformasini giymekten kactiginiz, ayagi kokan, car$ida gorup dalga gectiginiz tek er ve bunlarin hepsinin ayni hedef ve bayrak altinda gosterdikleri inanc, inat ve kararliliktir.
    $ehitlerimizin ruhu $ad olsun.
  • kendi ordusundan şeytandan korkar gibi korkan bir şahıs ve hükümeti olduğu sürece askeri kışladan çıkaramazlar. yangınlar başlayalı kaç saat oldu gözlerimiz ormanlarda nöbet tutacak asker arıyor ama yok. koskoca genelkurmay'ı bir bakana bağlayanlardan ne bekliyoruz ki..

    bir başka lafım da tsk'ye. siz artık milletin ordusu değilsiniz kusura bakmayın. sınırlar delik deşik olmuşken vatanın demografik yapısı degisirken bizim izledigimiz gibi izliyorsunuz kaçak geçenleri. sizler son dönemeçte siyasi partinin ordusu oldunuz bizim değil ve vatana aidiyetimizi yitirmemizde en az baştakiler kadar sizler de sorumlusunuz. bir zamanlar en güvenilir kurum olan, bedelli hakkım varken vatani görevdir diye 50° sıcakta -1° soğukta hudutunu beklediğim tsk ile şimdiki tsk bu mu? aman benim başım ağrımasın da ne olursa olsun diyen memur zihniyetten hiçbir farkınız kalmadı. unutmayın efendiler sizin bekânız vatanın bekâsı yanında bir hiçtir. siz kuvayımilliye hamuruyla yoğruldunuz mayanızı ekşitmeyin.

    bir ihbarda bulunmak istiyorum: sınırdan her gün binlerce afgan geçiyor mümkünse yakalayabilir misiniz? dün gece kahpe yunan bir türk vatandaşı öldürdü karşı ateş açabilir miydiniz? yunan'ın işgal ettiği ada sayısı 20'yi geçti hulusi'nize haber verir misiniz?

    debe edit: gelen tepkiler üzerine "bakın mehmetçik de sahada" fotoğrafı verebilmek için böyle bir şey paylaşılmış. kamuflaj aramayın gördüğünüz personel aksaz dzkk personeli. kamuflaja öyle alerjileri var ki iş bilmezliklerini asker kapatır da halk minnet duygusunu bize aktarmaz diye burada bile ince hesap peşindeler. halbuki kamuflajlarin %40'ını bilin bakalım kim üretiyor? e yine siz kazanacaktınız fahrettin ayıktırmadı mı yoksa. aa pardon bot bastırmakla meşguldü özür dilerim.

    merak ediyorum toplumsal olaylarda hızır gibi yetişecek emasya protokolünü 2018'de darbe korkusuyla kaldıran zât şu an yazlık sarayında huzurlu mudur?
hesabın var mı? giriş yap