• (bkz: tarih olmak)
  • içinde bir çok dersler barındıran, sebep-sonuç ilişkisi ışığında incelendiğinde türkiye çıkmazlarının sebeplerine ışık tutacak tarih, tarihimiz.

    türk tarihini incelemeden önce "türk" sözü ne zaman ortaya çıkmıştır ona bakalım. türk kavramı ilk olarak bir ırkı degil bir devleti tanımlamak icin kullanıldı*. m.s 5. - 7. yylar arasında orta asya'nın göçebe halkları gevşek yapılı bir konfederasyon altında birleşmişlerdi. 13 yarı etnik unsurdan meydana gelen bu konfederasyonun üyelerinden biri de oğuzlardır. bu kavimler benzer özellikler taşımakla birlikte, ortak bir ırk oluşturacak kadar kaynaştıkları söylenemez. zaten hiç biri kendisine türk demiyor idi, ancak çatısı altında birleştikleri konfederasyon türk devleti olarak adlandırıldı. türk kelimesinin etimolojik kökeni hakkında çeşitli varsayımlar olmakla birlikte, bu sözcügün asıl önem kazandıgı dönem orta asya boylarının iran üzerinden batıya göçedip araplarla tanıştığı 10. ve 11. yüzyıllar olmuştur. araplar asya steplerinden gelen bu göçebe halkları ayrı ayrı isimlendirmek gereği duymadılar, hepsine birden türk dendi. aslında bu anlaşılabilir bir tutumdur, çünkü tarihin çeşitli dönemlerinde görülür ki dominant kültür, yabancıları tek bir isim altında birleştirmeye meyillidir. osmanlılar zamanında bütün avrupa frenk idi, keza romalılar kuzey karadeniz'den gelip avrupa'yı yağmalayan kavimlerin çoğuna hun ismini verdi.
  • turk devlet gelenegi orta asya steplerinde başlamışsa da, türk tarihini malazgirt'ten başlatmak daha doğrudur. oğuzlar önderliğinde batıya göç eden orta asya halklarının kendilerine araplar tarafından biçilen "türk" üst kimliğini benimsemeleri hemen olmadı. başlangıçta abbasiler tarafından paralı asker olarak kullanılan oğuzlar, zamanla hilafetin koruyucusu rolünü üstlendiler ve bağdat eşrafı, halifenin yanında bu oğuz kumandanlarını da otorite olarak tanıdı. oğuzların abbasi devletini fatimilere karşı savunmaları iki sonuç doğurdu: islam kültürünü içselleştirdiler ve islam dünyasında sempati topladılar.

    bu esnada maveraünnehir havzasında fars-islam etkisiyle yarı militer devletlerin kurulduğunu görürüz. göktürk fedarasyonundan kopan kavimlerin hepsi batıya göç etmemiş idi, bir kısmı maveraünnehir ve yukarı ganj havzasında kalarak buradaki şehir devletlerin başına geçtiler. modern tarih bunları ilk türk-islam devletleri olarak adlandırsa da; bu devletlerin step kültürünü -dolayısıyla türk kimliğini- bünyelerine almadıkları bilinmektedir.
  • araplar tarafından "türk" kimliği altında birleştirilen oğuzlar önderliğindeki boyların millet olma bilincine erişmeleri için tek etmen kalıyordu: kendilerine ait bir yurt. 1071 malazgirt savaşından sonra klasik tabirle anadolu'nun kapıları türklere açıldı ve dağınık, amaçsız bir şekilde devam eden batıya göçlerin adresi belli oldu. bizans otoritesinin boşattığı anadolu toprakları, orta asya boyları tarafından hızla dolduruldu ve bu topraklardaki nüfus dengesi türklerin lehine döndü. o tarihe kadar zaten önce abbasilerin hamisi sonra bölgenin asli askeri hakimi olan selçuklular, böylelikle yerleşik halkı ve yöneticileri türk olan ilk gerçek türk devletinin temellerini atmış oldular. önceleri büyük selçuklu devleti'nin parçası olan bu topraklar (kuzey ırak, doğu ve orta anadolu), selçuklu devletinin parçalanması akabinde anadolu selçukluları olarak adlandırıldı ve modern türkiye'nin üzerinde yükseldiği tek millet, tek dil, tek din kavramlarını benimseyen ilk devlet kurulmuş oldu.
  • "türk" bilincine erişen anadolu'nun müslüman - orta-asyalı - şehirli halkı, 13.yy'ın ikinci yarısına kadar anadolu selçuklu devleti adı altında hüküm sürdü. bu dönemde yöneticileri türk, halkı arap/farısi olan diger selçuklu devletleriyle rekabet içerisinde oldular. ancak konya merkezli bu devlet, batı'dan haçlılar ve doğu'dan moğollar tarafından gelen baskılar sonucu çözülmeye başladı. anadolu'da ortaya çıkan bu otorite boşluğu zamanında anadolu selçuklu idaresine tabi olan beylerin bağımsızlıklarını ilan etmelerine yol açtı. 13.yy'ın sonu ve 14.yy'ın başında eski selçuklu başkentini kendine merkez seçen karamanoğulları diger beylikleri domine etmeye başladılar, ve selçuklu'nun mirasını sahiplendiler. ancak çeşitli nedenlerden ötürü -stratejik pozisyon, devlet organizasyonu, ahilerle ilişkiler- osmanogulları kendilerinden beklenmeyen ölçüde güçlenerek karamanogullarının karşısına dengeleyici güç olarak çıktılar ve zamanla türk-islam geleneğinin bayraktarlığı rolünü üstlendiler. yine de karamanoglu beyliginin tamamen ortadan kalkması ancak istanbul'un fethinden sonra mümkün olacaktı.
  • şüphesiz ki kurtlar vadisinden sonra yeniden yazılandır .
  • kim ne derse desin dünyanın en köklü ve en zengin tarihidir. şimdi kimileri türk tarihi dendiğinde burun kıvırıyor, yine de görünen odur ki günahıyla sevabıyla en şanlı tarih bizimkidir. övünülecek şeyler de yaptık utanılacak şeyler de çünkü insandık ve tarihin gördüğü en güzel insanlardık.
  • türk aydınının, başka milletlerin tarihine, başka milletlerin başarılarına ilgi göstermeden önce, ilk araştırması, öğrenmesi gereken olgudur. türkiye muhkim türk halkının içersinde yer alan tüm unsurlar birden türk tarihini oluşturur. bu da içersine orta asya tarihi, dinler tarihi, fırat ve dicle bölgesi tarihini ve daha nicesini alır. türk halkı, islamla birlikte var olmadı. islamla da ayakta kalmadı. günümüzdeki egemen politika, her ne kadar türk islam kardeşliği diye bir olayı medyaya yansıtsada böyle bir kardeşlik yoktur. kardeşlik, tarih ve coğrafya bağıyla birbirine bağlı hudutlarımız içinde yaşayan millet arasında vardır. tarih bu insanların tarihidir. her zaman parlak olmasa da, her zaman çok olumlu olaylar yaşanmasa da, öncelikli sahip çıkılması gereken budur.

    tarihimiz kökeni anav, andromeda uygarlıklarından gelen, birden fazla milletle ilintili, eski dünya coğrafyasının neredeyse tamamında yaşanmış olan koca bir tarihtir.
  • "anadolunun türkleşmesi" ve "osmanlının batılılaşması" gibi 2 büyük olaya tanıklık etmiş tarih.
    1. olay bir uygarlık çevresinden bi başka uygarlığa geçişi ifade etmekte.ve kimliğimizi değiştirmeden yurdumuzu değiştirme süreci diye niteliyebiliriz.
    2. olaysa bu kez yurdumuzu değiştirmeden kimliğimizi değiştirme girişiminde bulunduk.
    sonuçta herşeye rağmen zengin ve köklü bi geleneğin oluşması açısından sevindirici olaylar olarak görebiliriz.
  • kökeni asya'nın derinliklerinde başlayan ve insanlık tarihinin önemli ve ciddi bir bölümünü oluşturan günümüzdeki türk topluluklarının ihtişamlı ancak bozkır hayatının bir yansıması gibi sade ve mütevazi tarihi.

    türk tarihinin genel seyrini her türk insanının bilmesi gerekir. bunu atatürk şu şekilde ifade etmiştir: "büyük devletler kuran atalarımız büyük ve geniş uygarlıklara sahip olmuşlardır. bunu aramak, tetkik etmek türklüğe ve dünyaya bildirmek bizler için bir borçtur. türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır."
hesabın var mı? giriş yap