• canım dilimin en gurur duyduğum özelliğidir. olması gereken de budur. ben diğer dillerin yerinde olsam reforme ederim bu meseleyi. hele almancanın komple aklını başına alması lazım.
  • ek olarak cinsiyetsizleştirme çabalarını anlamlandıramama sebep olan durum.

    şimdi almanca, ispanyolca veya çok sayıda örnek sayabileceğimiz dillerde nesnelerin bile cinsiyetleri var. en basitinden ingilizcede bile he/she ayrımı var. ama gel gelelim güzel türkçemize, tamamen cinsiyetsiz bir dil. tamamen. bunu takdir eden hiç kimseyi bugune kadar göremedim. varsa yoksa bayan degil kadın zırvaları.
  • altay dil grubuna mensup olduğundan dolayıdır.
  • türkçe'nin cinsiyetsiz olmasını tembelliğe bağlayanları gösteren başlık. sanki diller toplumsal ihtiyaçlara göre özel olarak sipariş - imal edilmiş gibi tembellik demek doğru olmaz. türkçe kısmen değil tamamen cinsiyetsiz bir dildir. canlı, cansız, eril, dişil ayrımı yoktur. gayet de edebiyat ve bilim dili olarak kullanılabilir. şimdi bilim dili olmaması tembellikten ötürüdür ona katılırım bak. fiilden kelime üretilebilen sondan eklemeli muazzam bir dildir canım dilim :*

    evet azerbaycan türkçesinde soyadında kullanılan -ov, -ova eki rus etkisidir ve bir çok slav halkında benzer kural vardır. bak işte cinsiyetçilik. ha bizde taşakoğlu, ballıoğulları vs var diyecekler için oğul sözcüğü esasen yavru, çocuk, evlat gibi anlamlara gelmekteyken, araplardan evlat kelimesini alınca oğul sözcüğü erkek çocuğu ifade etmek için kullanılmaya başlamış. zaman içinde anlam kaymasına uğramış. şuraya da orhun hitabelerinden alıntı bırakalım da kaynak olsun.

    beglik oglunun kul kıldıg, işilik kız oglunun kün kıldıg [beylik oğlunu kul kıldık, hanımlık kızını cariye kıldık] (sanırım çin prens ve prenseslerin esir alınmasıyla ilgili bir cümle, hümanist pıtırcıklar için açıklama)

    türk olduğum için konuşmuyorum gerçekten dilbilgisi olarak mantığına hayran kaldığım bir dildir türkçe. büyük ünlü uyumu ile genel olarak hangi kelimenin türkçe olduğunu kavrayabiliyorum. hadi büyük ünlü uyumuna uyup türkçe olmayan saat kelimesi var dersiniz, onda da iki sesli harfin yan yana gelememe kuralıyla anlarsınız türkçe olmadığını. böyle çok örnek yazabilirim ama türkçe'nin cinsiyetsiz olmasıyla ilgili değil diye yazmıyom.

    ed:imla
  • tamamen cinsiyetsizlik olmasa da hint-avrupa dillerine nazaran cinsiyetsizlik oranı daha yüksektir. düşünsenize fransızca'daki le, la belirteçlerinin bir başka versiyonunun türkçe'de olduğunu. bizim barzolar giderlerdi aha da şu eşya erkek onu sikemeyiz ama bu eşya kadın onu sikeriz ehe ehe muhabbetleri ederlerdi her türlü.
  • türkçe gramatik düzlemde cinsiyetçi bir dil değildir. hint-avrupa dillerinin çoğunda bulunan eril-dişil tanım edatları, artikeller yoktur. ancak türkçe pratik, gündelik kullanımlarıyla alabildiğine terörize ve pornografize edilmiş bir dildir. türkçede hemen hemen bütün fiiller müstehcen ve pornografik bir bağlamda ve yüklemde kullanılır ya da kullanılabilir: koymak, yapıştırmak, geçirmek, girmek, vermek, vurmak, yapıştırmak... zaten toplumsal cinsiyet kabulleri gereği erkek; norm, normallik, akli olanla özdeş tutulur, ancak her nasılsa bir "akıl varlığı" olarak kendisine ayrıcalıklı bir konum tahsis edilen erkekler, daima dünyayı daha berbat, bedbin, boktan bir yer haline getirmişlerdir. erkeklik kanunla, nizamla, yargıyla, hükümle, müeyyideyle özdeştir; ancak onun getirdiği nizam ve intizam, düzensizliğin ta kendisidir. onun kosmosu kötücül bir kaostur. erkeklik öçtür, rövanşizmdir, intikamdır, hınçtır, nefrettir. kadınlık ise sapkınlıktır, normdan sapmaktır, cadılıktır, bilgece tavır alıştır, yaşamdan yana olmaktır. erkeklik asık suratlı, cibiliyetsiz bir makaledir, makbuzdur, kasa fişidir, dilekçedir, tebligatnamedir, resmi evraktır. kadınlıksa şairaneliğe yüz vermeyen bir şiirdir, denemedir, hatırattır; bir dosttan, sevgiliden çatkapı geliveren bir mektuptur.
  • türkçenin en sevdiğim özelliğidir. tamamen deizm kokar. bütünleyicidir. öte yandan diğer dinlerde tanrı erkekken, islamda cinsiyetsizdir. niye ki?
  • ki bu nedenle dedikodu yapmanın en zevkli olduğu dildir.

    sıkıysa bir latin diliyle ya da arapçayla* biri hakkında konuşun. direkt kadın biri hakkında mı yoksa erkek biri hakkında mı konuşulduğu anlaşılır ve seçeneklerin yarısı elenir.

    oysa güzel türkçemiz böyle mi? bir "o" dersin kim olduğu hakkında meraktan kudururlar.

    bir irish arkadaşım da çok konforlu bulup bana hak vermişti bu konuda.
  • ekleme yapayım. arapça da inanılmaz cinsiyetçi bir dildir.
  • atalarımızın cinsiyet ayrımı yapmaya ihtiyaç duymadığının kanıtı. ha, türkçe bu konuda yalnız değil elbette. fince, japonca, korece, moğolca ve tunguzcada da aynı durum söz konusu. keza dilimizdeki eylem sayısı da ad sayısından fazladır. göçebe yaşamın getirdiği hareketlilik eylemleri ifade etme ihtiyacı doğurmuş. arapça ve farsçada ise tam tersi bir durum söz konusu.
hesabın var mı? giriş yap