• hali hazirda hasta olmayan ama suriyeli afgan, yani kultur olarak bizden uzak, hatta epeyce uzak insanlari yerlestirerek iyice toplum duzenini ve sosyolojisini hasta hale getiren bir iktidar tarafindan yonetilen ulkedir. kurumlari ve kokleri hala sapasaglamdir. ha, burokratlari sikintilidir; ama cozumu cok da zor degildir.

    nazim’in da dedigi gibi, guzel gunler, gunesli gunler yakindir. hele bi’ siyasal islam denen belânin zararlarini toplumca bir gorelim, sonrasina allah kerim.
  • iddialara göre en az %90'ı müslüman bir ülkedir fakat ülkenin ekonomik ve sosyal durumu insanların islama uygun yaşamalarına engel olmaktadır.

    günlük hayatta ekonomik geçim için bin tane yalan söylenir. ticaretle uğraşan insanların büyük çoğunluğu profesyonel yalancıdır. herhangi bir kuruma memur olmak istersin düşük puanı alanlar pat diye mülakatı kazanan olurlar. mesela bu memurlar kendileri dışında en az 5 belki de binlerce kişinin kul hakkına girerler. dolayısıyla en az 20-25 yıl alacağı maaş da haram olacaktır. allah değiliz lakin bu memur arkadaşın bu maaşla cennete gitmesi mümkün değildir. çalıştığın yerde bir yanlışa şahit olursun alenen kişi ya da kurumlar zarara uğratılmıştır ama susarsın hatta sus payı olmadan susarsın. çünkü eline geçen paradan az olsa dahi vazgeçemezsin. islam, sosyalizmle örülü yardımlaşma, dayanışma ve kardeşlik ile örülü bir dindir ama paran yoksa, işsizsen muayene dahi olamazsın. takiye çok büyük günahtır fakat cebinde 5 lirası olan adam da takiye yapar, bankada 5 milyonu olan adam da takiye yapar. bırakmazlar ki yaşayasanız.
  • ilkokulda anlatılan güçlü ülkemiz masallarına inanmayı `bosna hersek savaşı 'nda bıraktığım,ülkeye ve dahi insanlığa güvenimi daha o yaşlarda kaybettirmiş,içi boşaltılmış insanlarla dolu,yazıklandığım ama yine de bir avuç kadar kalmış güzel insanlarının hatırına yaşadığım,üç tarafı deryalarla çevrili kara parçası.

    ha üç tarafı deniz dediğime bakma balığı pahalıya yersin (yersen)
    safran topraklarımızda yetişir en fahiş fiyatla alırsın.
    susamın âlâsı toprağındadır ithal edersin.
    ve artık zeytin ağacı dikmenin bile yasak olduğu,kendi insanına yaban muamelesi yapan yağmacı siyasetçilerle geleceği ipoteklenmiş,bile isteye kursağından saatli bomba tesirli gıdalarla ömürleri biçilmiş insanların yaşa(yama)dığı bir yer haline geldi.
    yakında toplu ölümlerin yaşanacağından korktuğum,on seneye kalmaz zengin kesim lehine reformların olacağı,ha parçalandı parçalanacak diye tetikte gelişmeleri beklediğim,yalnız ve küskün ülkem.
    yazık....
  • sevgisiz ülke..

    toprağa sevgi yoktur. anız yakar toprağı öldürür.

    bitkiye sevgi yoktur. gider yolu üstündeki çiçekleri yolar sırf eğlencesine. "manzarayı engelliyor" diye (manzara da cadde) ağaçları keser.

    hayvana sevisi yoktur. sokaktaki kediye, köpeğe, kuşa taş atar. ata eşeğe taşıyacağının üç katı yük yükler.

    insana sevgisi yoktur. kendisi dışında kimseyi umursamaz. buna kan bağı da dahil. üç kuruş için adam öldürür, kardeşi ile ölümüne küser, alt kattaki komşusunun asılı çamaşırının üzerine halı silker, benim çocuğum parmak kaldırınca söz vermedin diye okul basar.

    örneklerin haddi hesabı yok. hiçbir şeye sevgi duymayan ülkem insanı aslında kendini de sevmez. sürekli bir karın ağrısı, bir yetersizlik hissiyatı ile kendinden de nefret eder.

    kısacası sevgisiz ülkeyiz.
  • dünyanın en güzel coğrafyasını hak etmeyen milyonların doldurduğu,dünyanın en güzel ülkesi.
  • en güvenli ulaşım yolu olan demiryollarının en güvensiz olduğu ülke.

    varın gerisini siz düşünün...
  • "sık sık tanrıdan ve atalardan söz edilmeye başlanmışsa ya canınız ya da paranız isteniyor demektir.”

    böyle buyurmuştur fransız ekonomist ve düşünür proudhon.
  • artık bilimsel düşüncenin esamesinin okunmadığı canım vatanım.
    kalmadı.

    muhalif olmayı muhalefet partisini desteklemek olarak gören insanlar çoğaldı.
    kaotik yapının içinde düzen kurmak, gelişmek yerine temelsiz düşüncelerin peşinde koşuluyor canım vatanımda.
    elimizdeki tek silah beynimiz, düşünebilmemiz, öğrenebilmemiz.
    gereksiz görülüyor artık.

    herkes "dış güçler, onlar, bunlar, şu köşedekiler" diyor içinde bulunduğumuz vaziyet için.
    değil.
    maalesef değil.
    rönesans görmemiş bir toplumun eleştirel bakabilmesini, kabul etmek zorunda olmadığını anlaması zor, biliyorum.

    bundan yıllar önce çocuk sayılırken kalkıp dedim ki "yerli tohum neden kullanılmıyor".
    ata tohumu.
    her yere mesajlar yazdım, her yere ulaşmaya çalıştım, kimse dönmedi.
    ata tohumu ülkenin tohum ithalatını bitirir, ıslahatla daha verimli hale getirilebilir.
    milyarlarca liran ülkende kalır.
    olmadı.
    şimdi yapıyorlar sanırım, çok geç.
    üzgünüm.

    kimse her şeyi bilemez, onun için bu kadar inanıldığı halde inançlar boşa çıkıyor, güvenildiği halde güvenler boşa çıkıyor.

    eliti olmayan toplumun görebileceği ne varsa görüyoruz, umarım daha kötülerini görmeyiz ama umut görmüyorum.
    eğitimli, görgülü, dış dünyayı tanıyan insanları olmayan toplumun görebileceği ne varsa görüyoruz.
    izole olmuş durumdayız farkında mısınız?
    bu yanlış.

    ben iki okul gördüm, ikisinin de bana bir şey katmadığını gördüğümde bıraktım.
    katamıyor, yeterli değil, bilimsel değil.
    yurt dışına gitmek gibi bir düşüncem var, bir yol bulamadım henüz.
    gerçek bir eğitimden geçip gerçek bir hayat görmem gerekiyor.
    hepimizin bunu görmesi gerekiyor.

    internet ve internet ürünleri haricinde bir şey bilen var mı?
    bir konuya gerçekten hakim olan var mı?
    gerçekten aldığı eğitimin olması gereken olduğunu düşünen var mı?
    eğitimin amacı seni bilinçlendirmek, göstermek, öğretmek ve bunların üzerine bir şey koyabilmeni sağlamaktır.
    üzgünüm ama umut göremiyorum.

    karşı cins, din, siyaset ve para haricinde bir şey konuşulduğuna rastladınız mı?
    rastlamadınız.
    birkaç kişi var bunlar haricinde konuşabilen, onlar da milyonda bir noktasına kadar düştüler.

    şeker hastalarının iyileşmeyen yaraları için özel yara bandı üreten öğrenciler tübitak tarafından reddedildi.
    aynı öğrenciler amerikada burslu okumak için davet edildi.

    umut göremiyorum.
    bir yol bulduğumda gitmek zorundayım, hala bulamadım.
  • içinde yaşayan vatandaşları olarak çok şanslı(!) olduğumuzu düşündüğüm güzel ülkemiz. öyle bir ülke düşünün ki halkı proxy, dns, vpn derken bilişimci oluyor. dolar, euro, gbp, borsa derken ekonomist oluyor. evde bira, rakı, votka yapımı derken kimyager oluyor.

    gelecek günlerin neler göstereceğini ve neler öğreteceğini hep beraber göreceğiz. *
  • üç tarafı denizlerle dört tarafı araplarla çevrili ülkem.
hesabın var mı? giriş yap