• iki paralel tarih şeklinde tezahür eder. ikisi de büyük değişimlerin yaşandığı ve daha büyüklerine gebe dönemlerde gerçekleşmiştir. ben ilk tipin örneklerinden sülün osman ve bankerler dönemini göremedim. o zamanın bence en muhteşem örneği raki lakaplı kralı güney zobudur. devamında önce kenan şeranoğlu ve titan saadet zinciri vakası ve imar bankası olayı gelir. bu birinci tip dolandırıcılığın özü, durduk yere herhangi bir yatırım yapmadan, çabalamadan para kazanmak isteyen lümpenlerin kazıklanmasıdır ki şahsen zerre üzülmem.

    ikinci tip vakalarda ise fadıl akgündüz ve jet-pa olayı ile çiftlik bank vurgunu yer alır. burada dolandırılan kişilerin az çok ülkede üretim namına yapılan bir takım aktivitelere destek olmak gibi ikincil bir amaçları olduğu görünüyor. kombassan olsun, yimpaş olsun, bir şekilde bir değer üretme vaadiyle topladı sermayeyi. bu adamların emekli amcanın maaş kartını kopyalayan papağancılaedan bir farkı yok.

    çiftlik bank olayı ise iki tipin adeta bir sentezi. hem bir saadet zinciri hem çok ortaklı holding. buraya para yatıranların içide hem memlekete üç kuruş katkımız olsun diyenler var hem cukka doldurma heveslileri.

    ikinci tip organizasyonların bir şekilde adını koyamayacağım bir "anti komünist" gücün himayesinde yapıldığını düşünüyorum. çok ortaklı şirketler aşağı yukarı bir kooperatif, birlikte çalışma, birlikte üretme, birlikte kazanma yoludur. bunların başarıya ulaşması demek, ülkede her türlü devrimi, sosyal kazanımı, toplum olma bilincini ve dahi ilerlemeyi destekler dersler içerecektir. bu kolektif yapılanmaların dolandırıcılıkla sonuçlanması ileride daha iyi niyetli ve daha sağlam projelere insanları şüpheyle bakmasına neden olacaktır. dolandırıcılığı yapan insanların profillerine bakılınca sanki bu dediğimde bir yanlış yok gibi görünüyor.
  • sülün osman'ın "ben beni dolandırmaya çalışmayan hiçkimseyi dolandırmadım" sözüyle özetlenebilecek tarihtir.
hesabın var mı? giriş yap