• hesaplanirken kendi isine sahip aile mekanlarinin da dusunulup dusunulmedigi konusunu merak ettiren istatistiktir.

    bu ulkede ciftci esisinizdir, yeri gelir kocanizdan fazla calisirsiniz tarlada, ama kagit uzerinde issizsinizdir.

    bu ulkede esnaf esisinizdir, kocaniz kahvehane koselerinde kagit oynarken tezgahta siz durursunuz, ama kagit uzerinde issizsinizdir.

    bu ulkede yabancilarin "etsy content creator" dedigi degerli el isi uretir satarsiniz, yeri gelir asgari ucretli kocanizdan fazla para kazanirsiniz ama kagit uzerinde issizsinizdir.

    bu ulkede zengin kadinlarin evine gundelige gidersiniz ama kagit uzerinde issizsinizdir.

    isin ozu bu ulkede erkeklerden cok calisip da issiz olan kadin sayisi dusundugunuzden cok daha fazla.

    kaynak: yukarida belirtilenlerin cogunu yapan (tezgahta durmak disinda, zira esnaf degiliz) emekci bir kadinin oglu olarak ben.
  • iş verenlerin bekar kadına bakışı: evlenir gider.
    evli kadına bakışı: çocuk doğurur başıma dert olur.
    genel olarak kadınlara bakışı: babasının,kocasının sigortası vardır, sigortaya gerek yok
  • diyelim ki ortalama bir mesleği ve 4 5 yıl tecrübesi var. alacağı maaş 3000 lira...

    bir çocuk doğurdu. yanında annesi yahut kaynanası yok. bakıcıya vermek zorunda.
    en boş beleş bakıcı 1200-1500 lira...

    yani maaşının yarısını bakıcıya verip, üstelik bir de gözü arkada ise gidecek.

    çok çok muhtaç değilse, değer mi sizce sahi?
  • pozitif ayrımcılıktan kaynaklanır.

    kadın olarak çalışmak gibi bir zorunluluğu yok insanların. bununla beraber sosyal statüsünden ödün vermek, kocasına iyi bir karı, çocuklarına ana olmak zorundadır.

    yasalar çalışmayan kadını korumak üstüne kurulmuştur. bir erkeğin karısı ölünce maaşını almaz erkek ama kadın, ölen kocasının maaşını alır. neden çalışsın bu kadın? hoş bu yasaya düzenleme gelse işsizlik şampiyonu olur türkiye, dramatik rakamlar ve sonuçlar ortaya çıkar. toplum 70 senedir bu düzene alışmış vaziyette.

    bir de kadınlar neden pis işte çalışamıyor bunu anlayamıyorum. bizim kampüsteki* hademelerin yarısı, apartmanın bakımından sorumlu personeli vs hep kadın.

    bu insanlar umumi tuvalet temizliyor, boya yapıyor, çim buduyor, garaja tuzlama yapıyor, tesisat işini çözüyor, bozulan fırını tamir ediyor, bozulan kalorifer peteğini tamir ediyor vs. vs. evet kadınlar bunları yapanlar. evet bu ablalarda amele kası var. demek ki hayat sizi bu yöne iterse ve bu işlerin eğitimini alırsanız gayet de oluyormuş. bizim kadınlarımız sakat mı neden yapamasın?

    adana'da belediye otobüsü şoförlerinin çoğu kadın mesela. eli ayağı tutan insan, altında sarkan topları ve aleti yok diye neden özürlü muamelesi görüyor türkiye'de? buzdolabı tamirini pipimizle mi yapıyoruz erkekler olarak?

    feministsiniz madem, eşitliği savunun. kadınların sosyal haklarını iyileştirmek, sosyal statüsünde gerileme yaratır. eşitliği ilke edinmek zorundasınız yoksa daha bin yıl kadın alt sınıf vatandaş olacak.
  • iş var da biz mi çalışmıyoruz diye cevaplayacağım durumdur. ulan mezun olduğumdan beri mesleğimle alakasız işlere girip girip çıktım. artık ipin ucunu bıraktım istediğim gibi bir işe kabul edilinceye kadar evde oturma eylemi yapıyorum. bu durumda benim kadın olmamın ne gibi bir pozitif ayrımcılığı var?

    ha ülke geneline dönelim. şu anda 30-50 yaş aralığındaki kadın nüfusunu bilemiyorum, eminim hayli fazladır. peki bu kadınların yüzde kaçı bir meslek sahibidir sizce? belki son yıllarda kadınların eğitim düzeyi arttı ama bu yaş aralığını ne yapacağız? çoğunluğu 18 yaş civarı evlenmiş, bu yaşına kadar ev hanımı olarak gelmiş insanlar bunlar. içlerinde okur yazar olmayan dahi bir kısım var. ne iş yapsın bu kadınlar? ayrıca bu kadınlar aileleri okutmadı diye veya kırsalda yetişti diye, bulaşıkçılık ve benzeri mesleklere razı olmak zorunda mıdır? bu kadınların daha iyi şartlarda daha iyi maaşlarla çalışacakları bir mesleklerinin olmaması onların suçu mudur? aynı şekilde 30 yaş altına inersek, bunların içinden de ailesi tarafından ev hanımı olması için yetiştirilmiş olmak onların suçu mudur? kesinlikle hayır. ha onların şöyle bir artısı olabilir, yaşları genç olduğu için kendilerini geliştirip hala bir meslek sahibi olma şansları mevcut belki. o da eğer evliyse ve kocası bağnaz bir tipse vay haline!

    geçen sene öğretmenlik yaptığım okulda 35 yaşlarında bir kadın vardı, dini derslere girerdi. çocuğu doğduktan sonra dışarıdan iki yıllık ilahiyat bitirmiş, dört yıllığa geçmiş, o arada da ücretli öğretmenlik yapmaya başlamış. bu eylemler sırasında eşi asla desteklememiş, aksine karşı çıkmış. kadın pes etmemiş, evet bu çok güzel bir davranış ve sağlam bir karakter gerektirir. peki bu kadın kocasının bu tavrına direnmeseydi ve ev hanımı olarak hayatına devam etseydi, kocasının üzerinden geçinen bir asalak diyebilir miydik? böyle bir durumda, bu kadın pozitif ayrımcılığa mı sahip olurdu?

    o 22 milyonu değerlendirirken yaş aralığını, doğup yetiştiği bölgeyi, ülkenin sosyolojik durumunu iyi düşünüp tartmak gerekiyor. öyle haybeden 22 milyon insana sallamak onları asalak yapmaz. sizin düşünmekten, sorgulamaktan, objektif değerlendirmeden yoksun bir birey olduğunuzu ortaya çıkarır sadece.
    saygılar efendim.
  • bir erkek olarak becerebilsem bende çalışmam amk.sabahın köründe kalkıp milletin ağız kokusunu çekmektense evi temizlemek yemek yapmak çocuk bakmak daha mantıklı.kalan vakitler de spor yaparim kitap okurum playstation oynarim oh mis.evimin erkeği çocuklarımın babası olmak istiyorum,
    düşünen olursa yesillendirsin.
  • robert kolej'den 5.cilikle,
    boğaziçi endüstri mühendisliği'nden 2.cilikle mezun olan
    güzeller güzeli bir kızın, hem de doktor kızının
    zengin bir ailenin amerika'dan gelen oğluyla evlenince
    yeni başladığı işi gücü bırakıp ömrünü
    çocuklarını büyütmeye adamasına ne demeli... peki..?

    (o çocukları da ayrıca mürebbiyeler büyütüyorsa...)
  • işverenin kadın çalışan tercih etmemesinden kaynaklı sorundur.
    buraya erkek olarak ahkam kesmeyr gelenler kendileri masabaşı işlerde çalışırken kadınların tır şoförlüğü, otobüs şoförlüğü, tuvalet temizliği yapmasını isteyip yapmadıkları için de aşağıladıktan sonra bana hiç samimi gelmiyor.
    eğer özelde bir pozisyon için erkek ve kadın aday varsa erkek olan tercih ediliyor. çünkü kadının doğum izni var, süt izni var. bu yasal hakları bile kadına çok gören işverenler var bu ülkede.
    ben anne sütü sadece üç ay alabilmişim annem çalıştığı için.
    hani ilk altı ay anne sütü çok önemli ya, o da sözde.
    iş hayatında kadınlar üzerine olan argümanların hiçbiri samimi gelmiyor çok üzgünüm ki.
    kadın neden ırgatlık, amelelik yapmıyor diye sorgulayan insan akşam annesinden, eşinden yemek, temizlik ve ütü beklediği sürece kadın ırgatlık ve amelelik yapmayacak arkadaşlar.
    eğer kadın bu işleri yapıyorsa evde yemeğini temizliğini siz yapın o zaman belki samimi bir söylem olur eylemleriniz.
    hiçbir kadın evde oturmak istemez, şeyma subaşı gibi zengi koca bulayım, kapağı atayım kesimi sizin sandığınızdan çok çok azdır. siz bütün kadınları öyle görüyorsunuz ya şunu bilin isterim devlet bile müfettiş adaylarından %10 u kadın olacak şekilde alım yapıyor.
    kadın belki daha iyi bir okul bitirmiş, daha donanımlı daha bilgili ama askerliğini yapmış ortalama bir okul mezunu bir erkek bu kadının rakibi olarak tercih sebebi görülüyor.
    yattığınız yerden kadınları aşağılamadan, onlardan bişey beklemeden, kendi ayaklarınız üzerinde ne kadar durabiliyorsunuz? burada evde oturuyor diye yerdiğiniz kadına bile o kadar muhtaçsınız ki, pek çoğunuz kadınsız aciz varlıklarsınız o nedenle geçin bu işleri. söylediklerinizde samimi olun.
    hanginiz 25 çeşit yemek biliyor? hanginiz gece çocuğu ağlayınca uyanıyor?
    işvereni zengin edicem diye iki kuruşluk iş yapıyor olmanız burada çalışma arzusu içinde olup önüne taş koyulan kadınları eleştirme hakkı vermiyor size.
    özellikle bir kaç entry üstteki yazar gibi saçma sapan yanılgı, önyargı ve egolarla buraya yazıyorsanız ilk önce kendinize gelin, haddinizi bilin. sonra insan olmaya çeyrek yaklaşırsınız belki.

    edit: bir de çalışsalar sanki hepsine iş verebilecek bir durum varmış gibi bir ortam yaratılmış. benim üniversiteden sonra işe girene kadar göbeğim çatladı ki hala kurslarla vs uğraşıyorum şu ülkedeki iş ortamına güvenmediğim için. madem bu kadar iş var ve çalışmıyor çoğu kadın ben neden bu kadar eziyet çektim o zaman?
  • bir toplumda kadın etkin iş gücünde ve üretimde değilse o toplum bırakın topallamayı sürünerek ancak ancak ilerler

    avrupadan farklı olarak bizde pozitif ayrımcılık; “premses” muamelesi gören, görmek isteyen ve her şeyin en iyisini hak ettiğini düşünen kadınlara müebbet yatış izni olarak görülüyor. yav sen yazılımcısın evlenip evlilik programı izlemek istemen niye

    diğer hususta geri kafalılık mesela kadın çalışırsa kötü yola düşer deyip karısını kadın hekimden başkasına göstermem diyenler. sen nasıl bir çelişkisin
  • "2- bir kadını pis işte çalıştıramazsınız."

    cinsiyet eşitlikçilerle feminiklerin bu savı topa tutmaları gereken başlık.

    (bkz: loading)
    (bkz: still loading)
    (bkz: aradığınız kişi ve gruplara şu anda ulaşılamıyor)
    ....
hesabın var mı? giriş yap