• fizik, kimya, matematik, biyoloji... bilim tarihinin en eski, önemli ve temel dalları olmalarına rağmen türkiye'de yeteri kadar ilgi görmüyorlar. hatta fakülteler bile kapatılmaya başlandı. çünkü biz bilim yapamıyoruz. kabiliyetimiz olup olmadığından değil; bizim için bilim ekmek demek. yani bilime bakış açımız farklı. biz bilimi çok yanlış anlamışız.
    edit: debe editi silindi.
    edit2: imla. ayrıca hangi kafayla yazmışım bu entry'yi meraklar içerisindeyim. entry‘nin çoğu kısmı silindi.
  • bu ülkenin geleceğinin çalınmasından dolayıdır. 86 milyar euro'luk bir yolsuzluğun olduğu ülkede bilim nasıl gelişebilir ki amk?

    86 milyar euro'nun bilim için kullanıldığını hayalederek uyumaya hazrlanırken bir kaç araştırma yapayım dedim, nutkum tutuldu. böyle bir şey olamaz, hayaldir ve ağaoğlu gibiler yüzünden gerçek olamaz.

    86 milyar euro inanılmaz bir rakam araştırma ve geliştirme projeleri için.

    mesela diğer ülkeler 86 milyar euro'yu nereye kullanıyorlar öncelikle biliyor musunuz? buyrun, buradan bakın.

    artık insanlık ay'ı falan irdelemiyor. tüm mars çalışmalarının toplam maliyeti emin olun ki 86 milyar euro'yu geçmiyor. ülke potansiyeline oranla bizim de bu fotoğrafta olmamız gerekirken, bir ülkenin geleceğinin nasıl çalındığını daha iyi anlayabilirsiniz sanırım. işte o görsel

    artık insanlık ay'ı araştırmıyor, ay'ı siklemiyor. çünkü ay'da bir şey yok ama çin yine de oraya uzay mekiği indiriyor. olmak istemediğiniz çin bilimde öyle güzel atılımlar yapıyor ki bunlardan birisi de geçenerde ay'ın yüzeyine indirdiği robot. adı jade rabbit. çin'in bu ve ilgili uzay programı için bu sene ayırdığı toplam para 1.3 milyar dolar. aynı zamanda çin'in 2013 yılında bilim ve teknoloji bakanlığına harcadığı para 36.6 milyar dolar. ayrıca bu miktar her sene artar biçimde bu hale gelmiş. `:kaynak` ortalama yüzde 8'lik bir artış mecut. 2011 yılında 26.4 milyar dolar'dan daha fazla harcayan çin hep üstüne koyarak ilerlemiş. evet tahmin edin üç senenin toplam miktarı ne? evet, toplam miktar bir 86 milyar euro değil.

    bunun bir de dünya devi olan japonya kısmı var. japonlar uzay, nükleer, sağlık gibi tüm araştırmalar ve ürettikleri teknoljiler dahil olmak üzere 2012 yılıdna 39.3 milyar dolarlık bir devlet bütçesi ayırırken, 2013 yılıdna 45.9 milyar dolarlık bir devlet bütçesi ayırmışlar. kaynak sadece uzay araştırmarları için harcadıkları miktar 1.3 milyar dolar. jaxa'nın planları arasında ay'a üs kurmak, ay'ın yüzeyini güneş panelleriyle çevirip ilgili enerjiyi dünyaya aktarmak (2020 yılında 4 milyar dolara denemesini yapacaklar, 2035 yılında türkiye'nin yıllık harcadığı enerjiyi sadece kendileri için ay'dan karşılayacaklar) var. biz burada 86 milyar euro'nun çalınmamasını hayal ederken, adamlar ay'a güneş paneli tarlası kurmayı hayal ediyorlar.

    bir başka dünya devi rusya ise toplam 7 yılda roscosmos için 33.7 milyar pound harcamayı düşünüyor. bunu bizzat putin kendi ağzıyla söylüyor. kaynak rusların yılda harcadıkları bilim ve teknoloji bütçesi ortalama 4 yıldır 33 milyar dolar civarında. yani üç yıllık teknolojik üretim ve bilimsel araştırmalarının toplamı 86 milyar euro ediyor!

    peki avrupa'da bu durum nasıl? avrupa'da bugüne kadar uzay için harcanılan toplam miktar yılda -inanın bana- 86 milyar dolar'ın yarısının yarısı kadar değil.

    almanya uzay için 2 milyar euro harcıyor kaynak, italya uzay için 700 milyon euro harcmış kaynak, fransa 2.6 milyar euro harcamış, ukrayna 500 milyon euro harcamış. bunların dışında kalan ispanya, isviçre, hollanda gibi ülkelerde ortalama 40 milyon euro harcamışlar. kaynak

    bunlardan daha ilginci tüm avrupa birliği önümüzdeki 7 sene için toplam olarak araştırmalara ve bilimsel geliştirmelere net bir şekilde bir fiyat biçmişler ve program çıkartmışlar. tüm avrupa ülkelerinin bilimsel araştırma bütçesi 7 yıl için 70.2 milyar euro evet yanlış okumadınız, tüm avrupa'nın 7 yıllık bilimsel araştırma bütçesinden daha fazla para çalınmış bu ülkede! heyt be, heyt!

    peki dünya devi amerika'da durum nasıl? nasa'nın bütçesi 17 milyar dolar. nasa'nın her sene bütçesi arttırılıyor. bu sene kesmek istediler, oldukça çok tartıştılar ve halk ayaklandı. o parayı nerenize sokacaksınız bağbında bir sürü tartışma döndü ve yasayı geri çekmek zorunda kaldılar diye biliyorum ben. bunun yanı sıra amerika'nın uzay dışında

    sağlık için harcadığı toplam tutar 29.8 milyar dolar,
    ulusal bilim araştırma fonu için toplam tutar 7.1 milyar dolar,
    enerji bilimi için harcadığı toplam tutar 4.5 milyar dolar,
    çevre bilimi için harcadığı toplam tutar 700 milyon dolar,
    okyanus ve atmosferik bilimler için harcadığı toplam tutar 2.9 milyar dolar (evet var böyle bir devlet oluşumu),
    jeolojik araştırmalar için harcadığı toplam tutar 1 milyar dolar.
    kaynak 1 kaynak 2

    biomedikal için 30 milyar dolar harcayan bir ülkeden bahsediyoruz. yıl başında obama verdiği bilim bütçesinde sırf beyin haritasını çıkarttırmak için 3 milyar dolarlık bir bütçeyi onayladı. kaynak sebebiyse sigortalardan alınan alzheimer ilaçlarının bütçede derin yarıkları bırakmasıydı. bu yüzden tüm beyin hastalıklarının tedavisinin bulunmasını istiyorlar ve beyni tam anlamıyla bitirmek istiyorlar. adam beynin araştırılması için tık diye 3 milyar dolar veriyor abi, oğluna falan yedirmiyor yani.

    peki türkiye'deki bilimin hali nasıl? 70 milyon insandan fahiş fiyatlarda vergi alınıyor. müthiş bir gelirimiz var. buna rağmen türkiye'de bilim ve teknoloji bakanlığının bütçesi yalnızca ortalama 800 milyon euro. tüm bilimsel ve teknolojik yatırımlarımız gelişmekte olan ülkelerin sadece uzay için yaptıkları yatırımın yarısı bile olamıyor. gelişmiş olan ülkelerin çeyreği bile değil.

    tüm avrupa, rusya, amerika, çin, japonya yöneticileri keriz misiniz be oğlum?! yeyin, oğullarınıza yedirin. sağ elinizin çaldığını sol eliniz görmesin!

    işte bu ülkede bilim böyle gelişmiyor. bakan oğulları ömür boyunca yiyemeyecekleri parayı yedikleri için gelişemiyor.

    cern'e katılmak için 40 milyon euro'yu çok gören hükümeti 86 milyar euro'luk para hırsızlığı var! 40 milyon euro, 86 milyar euro'nun yüzde 0.004ü.

    86 milyar euro bir ülkenin geleceğini çalmaktır.
  • sosyal bilimle uğraşan bir insan olarak bir süredir yaptığım gözlemlerin sonucunda
    en başta kendi alanım için gördüğüm kadarıyla
    bilimden faydalanacak olan insanlar zaten herşeyi bildiği için bilim ilerlememektedir

    hatta ve hatta benim kanaatimce ülkemizde herkes herşeyi bilmektedir
    tarihle alakalı iki kitap okuyan tarihçi kesilir
    pardon iki kitap okumasına gerek yoktur
    biz dizi izleyen, 2 muhabbeti duyan tarihçi olur

    herkes büyük stratejisttir
    insan davranışları konusunda herkes uzmandır
    kişi kendinin doktorudur
    aslında avukatlar gereksiz insanlardır
    her türk doğuştan zaten generaldir
    erkeklerde teknik direktörlük geni babadan gelir
    hepimizin kafası ticarete basar
    elimize imkan verilse holdingleri, şirketleri, kurumları süper ötesi yönetiriz
    en mükemmel sosyolojik analizleri biz yaparız
    bir pedagogdan daha iyi çocukların ruh dünyasını biliriz
    kafanızdaki senaryo çekilecek olsa kralızdır
    süper reklam fikirlerimiz vardır

    vs vs vs vs

    böyle bir ortamda nasıl bilim üretilebilir?
    hazırlanan teorilerin sonuçları nasıl incelenebilir

    yani bence kısacası türkiyede bilimin ilerlememesinin nedeni
    insanımızın fazlasıyla sahip olduğu ukalalık, kendini bilmezlik, bilgiye saygısızlıktır

    ekşi sözlükte birçok konuda salakça ahkam kesmemizin nedeni de bence bu kendimizi bilmememizdir
  • bilim zordur ve pahalıdır.biz kolay ve ucuz şeyleri severiz.
  • şu şekilde olduğunu düşündüğüm gerekçelerdir (sıralama rastgeledir, önem sırası değildir):

    1)hiyerarşinin olması... bilim askeriye değildir. o onun altı veya üstü ilişkilerini kaldırmaz. yaz stajyeri bile olsan gerçek anlamda bilim yapan bir batı enstitüsünde değer görürsün, fikirlerin toplantılarda ciddiye alınır. buralarda doktora öğrencileri söz sahibidir. principal investigatorın karşısında hocam mocam diyip önünü iliklemez. saygı seviyesi iki yaştaş arkadaşın arasındaki gibidir. senin ona gösterdiğin saygıyı o da sana gösterir.

    2)uzmanlaşmanın olmaması... günümüz bilimi artık çalışılan konunun son derece belirli ve özgün bir konu olmasını gerektirir. günümüz biliminde mozaik sistemi geçerlidir ve her bilim adamı bu mozaiğin bir parçasıdır ve ancak hepsi birleşince anlamlı bir yapı ortaya çıkar. örnek vermek gerekirse biyolojik bilimlerin lablarında profesörler ömürleri boyunca bir gen veya bir sinyal yolağı gibi sınırlı bir konuda çalışır. türkiyede ise bir onkolog gelip size içinde kanser geçen her alanda çalışma yapabileceğini iddaa edebilir.
    (bkz: jack of all master of none)

    3)duygusallık... her alanda olduğu gibi bilimde de profesyonelliğin olmaması. hırsları ile ya da çevresine duyduğu öfke, kıskançlık vs. ile hareket eden bilim adamlarının ülkemizde hatrı sayılır bir rakamda olması. pozitif bilimlerle uğraşan insanlar uğraştığı işe yakışır şekilde çalışmalı, amatörce davranışlarını çalıştıkları ortama gelmeden montlarını çıkarıp astıkları gibi bırakmalıdırlar.

    4)hantal bürokrasi... bilimin parasal yönünün olduğu bir gerçek. çalışılan aletler, kullanılan malzemelerin tedarikinin hızlı bir şekilde gerçekleşmesi gerekirken (gelişmiş ülkelerde olduğu gibi) gereksiz yazışmalar vs. ile yavaşlatılmaktadır.

    5)liyakata dayalı olmayan mevkilendirme... zaten bu artık çok açık bir sorun. sadece bilimde değil her sektörde bu sorun var. sırf bu sorun üzerine kitaplar yazılabilir ama kısaca söyleyecek olursak birinin yeğeni olduğu için profesör olan adam mantığını (mantıksızlığını) bilim kaldırmaz.

    6)ara değerlendirmelerin olmayışı... bir şekilde bilimsel mevki elde eden kişi türkiye'de o mevkiyi genellikle emekli olana kadar korur. oysa yine gelişmiş ülkelerde belli aralıklarla o kişi değerlendirilir. tıbbi/biyolojik bilimlerden örnek verecek olursak bilim insanları her 3-5 yıla bir grant denilen ve her türlü proje giderini karşılayan (çalışan maaşından tutun da kullandığınız en ucuz plastik malzemeye kadar) finansal desteğe başvururlar. bu yüksek derecede rekabet içeren bir süreçtir. bir kurul sizin sunduğunuz projenin gücünü ve hipotezinizin rasyonelini değerlendirir. sizin bir önceki 3-4 yıllık süreçte bilimsel yayınlarınızın gücünü ve konuyla alakasını değerlendirir. bu finansal destek için yarışan diğer grupların arasında en iyisi olup olmadığınızı sorgular. başarısız bulunup finansal destek alamayan gruplar pılını pırtısını toplayıp gitmek zorunda kalabilir. türkiye'de de grant sistemi var olmasına karşın bu genellikle rekabetin olmadığı veya liyakatin olmadığı koşullarda varlığını sürdürür.

    ...bu koşullar optimize edilmediği sürece bilim türkiye'de yerinde sayacaktır diye düşünüyorum.

    edit: ek olarak bilim yapacak insanı oluşturulan siyasi/sosyal yapı ile ülkede yaşamaktan vazgeçirmek ve böylelikle beyin göçünün gerçekleşmesi de türkiye'de bilimin gelişmeme gerekçelerindendir.
  • --------abd:

    homework 10%
    class participation 10%
    academic essays 25%
    midterm exam 10%
    final exam 10%
    written assignments 15%
    discussion 15%
    residency 5%

    sonuç : geberene kadar yaptırılan proje, assignment, discussion vs vs.. ve hocalar tarafından zerre önemsenmeyen sınavlar derken öğrenilen ders..

    edit: şimdi bu kısma abi buralar bizim okulda da böyle diyenler oldu, birincisi ben burayı temsili olarak yazdım ikincisi türkiyede istediğiniz kadar güzel sistem oturtmaya çalışın %10 vize %10 final yapıcak düzeni kuramazsınız. en iyi okulun en iyi bölümünde dahi olsanız bu 2 sınavın notu size o dersi geçirmeye yeter notlar olur her zaman. istisnaları çıkartır derslerin tamamını baz alırsak bu söylediğim 10 dersin 8 inde bu şekilde bizim ülkede. yani ezberle ders geçme, teorik bilgilerle donatılarak ders öğretilmiş varsayılması durumundan bizim insanımızın yırtma imkanı yok.

    ---------turkiye:

    vize : %40
    final : %60
    olmadı büt : %60 oh mis.

    sonuç : sistemli bir ezberle a+ grade, akabinde 6 ay sonra çoktan unutulmuş ders.. hadi dersini geçtim ulan bitirme tezi olarak anket yapan adam var bu ülkede ya anket. anket nedir abi,bunu hocanız size dayarken hiç mi sorgulamıyorsunuz hocam anketle bitirme tezi mi olur diye ?..

    ondan sonra bizde niye bilim yok. e olma imkanı da yok bu ezbercilikle. bana ortaokulda, lisede ezberci sistem dediklerinde zerre önemsemezdim ama ne zamanki işin bu akademik farklılığıyla tanıştım o vakit anladım bizim ülke hakikaten %100 ezber endeksli ve akademisyenlerimizde bu durumu zerre bi taraflarına takmıyorlar. şimdi sorsam burada kaçınız mühendislik eğitimi alırken ne yaptı, neyi başardı, ne üzerine çalıştı diye cevap verecek adam bir elin parmaklarını geçmez, adam final notu için 10 gün ezber yapmış geçmiş dersi, şimdi bunun bilime katkıda bulunma ihtimali var mı allasen.

    sorunun kaynağı aslında birazda bizim insanımızda saklı, özetle tembeliz, hem de ağır tembel. master tembel.
  • "her üniversiteye bir ilahiyat fakültesi, her kampüse bir cami ve fakat temel bilimleri kapatalım" dendiği sürece başkaca gerekçe aramaya neden yoktur...
  • (bkz: kuran dinleyen bitki vs arabesk dinleyen bitki)
    (bkz: hayvanat bahçesi müdürünün tübitak'a müdür olması)
    (bkz: matematiksel olarak tanrının varlığı)
    (bkz: pi'yi islami usüllere göre almak)
    (bkz: matematiğin bir bilim dalı olmadığı gerçeği)
    (bkz: domuz eşcinsel bir hayvandır)
    (bkz: baü'nün 4 bin kişilik cami yaptırması)
    (bkz: flash belleğe kuran yükleyip boyna asmak)
    (bkz: en iyi din islam diyen bilgisayar)
    (bkz: ateist annelerin sütünü nasıl tespit edeceksiniz) *
    (bkz: maymunların lanetlenmiş yahudiler olması)
    (bkz: hastane koridorunda cuma namazı kılınması)
    (bkz: uzay araştırmalarının gereksiz olması)
    (bkz: mezar taşına 9 milyar lira harcamak)
    (bkz: birçok bilim adamı türkiye'de yaşamak istiyor)
    (bkz: en tehlikeli kesim okumuş kesim)
    (bkz: diyanet'in parasını bitirip ek bütçe istemesi)
    (bkz: yerin çektiğini kim görmüş belki gök itiyor) *
    (bkz: diyanet'ten çocuklara şehit olun tavsiyesi) *
    (bkz: oğlum bana en güzel hediyeyi şehit olarak verdi) *
    (bkz: kısmetse olur) *
    (bkz: anneniz babanız eş bulmazsa bize başvuracaksınız) *
    (bkz: nasa da kim biz onlardan iyiyiz) *
    (bkz: tübitak'ın domuz eti tespit projesi)
    (bkz: kötü söz söyletilen kavanoz)
    (bkz: kadının görevi erkekleri doğurup yetiştirmektir)
    (bkz: cübbeli ahmet hoca'nın kayan yıldız teorisi)
    (bkz: tesla'dan çok daha iyiyiz)
    (bkz: nasa'nın su ve oksijen takıntısı)
    (bkz: kablosuz internetin kansere yol açması) *
    (bkz: papaz eriğini imam eriğine çevirme makinesi)
    (bkz: mahremiyet önlüğü)
    (bkz: bingöl'de yapılan hacı robot)
    (bkz: sezaryen bana göre bir insanlık suçudur)
    (bkz: milli kütüphane'nin kapatılması)
    (bkz: kitap okumanın hiçbir faydasının olmaması)
    (bkz: ledli ekmek dolabı)
    (bkz: 4 işlem dışında matematik öğrenmenin gereksizliği)
    (bkz: einstein'in formülü yanlış)
    (bkz: güneş değil magma sayesinde ısınıyoruz)
    (bkz: önceki partnerlerin bebeğin genetiğini etkilemesi)
    (bkz: dünyanın 28 şubat'ta 1.7 sn duracak olması)
    (bkz: neden günümüzde farklı formlarda insan yok)
    (bkz: ışık hızına yaklaşıldığında zamanın hızlanması)
    (bkz: bilimin batı'yı terk etmesi)
    (bkz: zaman göreceli ise kişiden kişiye fark etsin)
    (bkz: tc kimlik numarasındaki matematiksel mucize)
    (bkz: ateşin bir canlı olduğu gerçeği)
    (bkz: uçaklarda 2 pilot bulunmasının gereksiz olması)
    (bkz: küpeli ve dövmeli doktor istemiyoruz)

    gibi

    edit: kişisel listem gibi oldu bu, buldukça ekleyeceğim. her gün mutlaka bir şeyler oluyor nasıl olsa * unuttuğum bir şeyler varsa ya da kaçırdığım ya da orada olmaması gereken, lütfen yeşillendirin.
  • tek kelimeyle özetlemek gerekirse: laikliksizlik
hesabın var mı? giriş yap