bilim akademisi üyesi profesör doktor
naci görür'ün yazmış olduğu ve
doğan kitap'tan çıkmış olan kitaptır.
türkiye'deki depremleri,
türkiye'nin altında bulunan ve bizi adeta bir ray gibi taşıyan fay hatlarının belli başlı olanları hangisidir?
beklenen büyük istanbul depremi'nin sonuçlarında neler yaşacağız?
türkiye'de ve istanbul'da en riskli bölgeler nerelerdir? bir sonraki depremler nerede olabilir? hangi bölgeler daha risklidir? yerel ve kamu kuruluşlarındaki deprem çalışmaları yeterli midir?
kanal istanbul ve kentsel dönüşüm,
istanbul'daki depreme ne gibi bir etki yapabilir? depremle yaşamayı öğrenmek ne demektir? bu sorulara cevap verdiği kitaptır.
kitabın kapağını da buraya görsel olarak ekleyelim;
naci görür - türkiye'de deprem az gittik uz gittikmaalesef, depremden hem çok korkan, hem de depremi hiç umursamayan bir topluluğuz. depremler olduğunda hemen bilim adamlarına, jeologlara, deprem bilimcilerine, mühendislere koşuyoruz ancak depremin üstünden birkaç hafta geçtikten sonra hemen her şeyi unutuyoruz. yılın başında yaşanan
24 ocak 2020 elazığ depremi'ni kaç kişi hatırlıyor ki? hatırlamayı geçtim, kaç kişi bu depremden sonra gerekli şeyleri yapabildi? hâlâ şiddet ve büyüklüğün farkını bilmeyen insanlar televizyonlarda deprem programları yapıyor, deprem hakkında halka bilgi veriyor. uç bir nokta olsa da hâlâ depremin zina veya alkol yüzünden olduğunu düşünen, şeyhlerin, mürşitlerin depremi durdurduğuna inanan kitleler mevcut. ortada muazzam bir dezenformasyon var.
ben eminim eğer bu kafayla gidersek
beklenen büyük istanbul depremi olduktan sonra yine ah vah edeceğiz, depremden sonra göstermelik yönetmelikler çıkartacağız, "türkiye el ele" sloganlarıyla donatılmış bir sürü propaganda izleyeceğiz, yardım kampanyaları düzenleyeceğiz ama depremin üstünden biraz geçtikten sonra yine en olmayacak yere ev yapmaya, zemin sıvılaşmasının olduğu yerlere gökdelenler dikmeye, taşkınların olacağı yerlere evler yapmaya başlayacağız. hatırlarsınız elazığ depreminden sonra
ekrem imamoğlu,
teke tek programına bağlandı ve "bilim adamlarımız ne derse o'nu yapacağız" dedi ama
celal şengör'ün daha sonra anlattıklarını görünce oranın da siyasi bir propaganda yeri haline dönüştüğünü gördük. bu depremden her parti, her siyasetçi suçlu olacak ve hepsinin üstüne büyük veballer düşecek.
depremi ciddiye almayanlar, olmayacak yerlere imar izni verenler, leylek yuvası gibi yapılmış binalara imar affı çıkartanlar, deprem yönetmeliğine uygun olmayan binalara izin vermeyenler, 3 katlık yere 6 katlık apartman dikenlere laf etmeyenler büyük mesuliyetler almaktadır üstüne.
istanbul'da,
kartal'da bir sürü bina çöktü daha deprem olmadan. zeminin ve binanın kalitesizliğinden, yapılan yanlış hamlelerden dolayı kaç tane bina çöktü veya çökme tehlikesi geçirdi. zaten olası bir
büyük istanbul depremi'nde ortaya çıkacak ölü, yaralı ve enkaz bilançosuna bakarsanız ne türlü bir felakete sürüklendiğimizi görürsünüz. işte o yüzden bu kitabı herkes, bilhassa bizi yönetenler, okumalı, okutmalı ve içinde yazanları sadece okumayıp, yapabildiği kadar hayatına tatbik etmeli.
kitap 136 sayfa ve gayet de uygun bir fiyatı var. aşağı yukarı 1 paket sigara parasına satılan bir kitaptır bu. lütfen alın, okuyun! ben hemen bir tane sipariş edeceğim.
kitabın tanıtımının son bölümlerindeki cümle gerçekten iç acıtan bir iğnelemedir, "prof. dr.
naci görür, bilimin, aklın, vicdanın sorumluluğuyla, yöneticilerinden yurttaşlarına kadar bütün bir topluma yeniden soruyor: 'orada kimse var mı?'"
başvurular;
kitabın tanıtımının olduğu, kitabın içinden çeşitli bölümlere değinildiği ve depremlerin anlatıldığı,
habertürk ekranlarında yayınlanan "
açık ve net" programını seyretmek için:
yıkıcı istanbul depremi için risk ne? prof. dr. naci görür anlatıyor | açık ve net - 4 temmuz 2020doğan kitap'ın resmi internet sayfasındaki "
türkiye'de deprem az gittik uz gittik" sayfasına ulaşmak için:
doğan kitap - türkiye'de deprem az gittik uz gittikdoğan kitap'ın resmi
instagram sayfasındaki "
türkiye'de deprem az gittik uz gittik" paylaşımını görmek için:
doğan kitap instagram - türkiye'de deprem az gittik uz gittiknaci görür kimdir?
bilim akademisi - prof. dr. naci görüredit: bugün,
sözcü'ye verdiği mülâkatta bu kitabı yazma sebebini, "bu kitabı bana yazdıran aslında twitter'daki takipçilerim. paylaşımlarımı hep öğrencilerime ders verir, ders anlatır gibi bilgilendirmek için yaptım. baktım gençler tarafından hızlı bir şekilde takip edilmeye başladım. birkaç sene öncesine kadar 300-500 takipçim vardı. şu anda 400 bine yakın. bu müthiş bir şey. ne kadar insan aydınlatsam o kadar görevimi yapmış hissediyorum. sonra baktım tweetlerimi basın inanılmaz takip ediyor. hem ulusal hem uluslar arası (bbc, iran basını). bir bilim insanı ne ister ki başka, söylediklerinin anlaşılması dışında?" sözleri ile anlatmıştır.
kaynak için:
sözcü - naci görür